

Sesimi duyar mısın Vaad? Top sesleriyle doğmuş, patlamalar icinde bizimle birlikte on gununu gecirmiş ve dun yıkılan duvarların altında annenle birlikte can vermiştin.
Bomba, yıkılma ve cığlık seslerinden başka bir şey duyacak kadar yaşamadın ki! Şimdi sesimi duyar mısın Lubnanlı bebek? Diri diri gomulmuş mev'udemiz! Sesimi duyar mısın? Sana ‘Ne gunahın vardı da olduruldun?' diye sorulduğunda vereceğin cevap icin olsun kulak verir, dinler misin beni?
Hıckırıklarım caresizliğimin resmi. Takılıp kalma Vaad. Asıl sana sucluluğumu anlatan kelimelerimi dinle. Seni biz oldurduk yavru! Sessizliğimizle oldurduk seni. İnsan insanı oldururken, can cana kıyarken takındığımız sessizliğimizle gomduk seni ve anneni... Afganistan'da metrekareye birkac bomba duşerken sustuğumuzda oldurduk seni. Irak'ta belki yuz bin sivil oldurulduğunde susarken; Gazze'de bir adam icin on cocuk katledilirken sustuğumuzda oldurduk seni.
Cunku biz, bırak bir ferdinin derdiyle her ferdi dertlenen bir ummet olmayı, insan bile olamadık Vaad. İnsan denen insan, ‘ateş nereye duşerse duşsun beni yakar' diyen insan değil midir? Oysa biz nicedir duştuğu yeri yaktığını dahi duymazdan geldik. İnsan denen insan, istilayı, savaşı, katliamı sinema seyreder rahatlığında seyreder mi televizyon ekranından? İnanmazsın Vaad, ‘savaştan sonra inşaat ihaleleri alırız' hesaplarıyla sevinenlerimiz oldu! Ve biz, sessizliğimizle oldurduk seni Vaad! Bombaların, tankların, roketlerin gurultusu icinde suskunluğumuzla oldurduk seni.
Sesimi duyar mısın Vaad? Sen ve senden once giden ‘mavi emzikli cocuk' ve senden sonra gidecek gorunen niceleri, sesimi duyar mısınız? Cunku alem duymuyor Vaad! Zalim duymuyor. Catışanlar duymuyor, seyredenler duymuyor... Birleşmiş Milletler duymuyor, NATO duymuyor, Avrupa duymuyor, Araplar duymuyor... Benim, her dertlinin derdini duyan milletimin sesi kısık Vaad! Ağlamaya omru vefa etmeyen annenin yerine ağlayan annelerimizin sesi zayıf! Kalemimiz kırık, kalbimiz buruk, ellerimizde tarihin kelepceleri...
Sesimi duyar mısın Vaad? Duyar da sen donup benim halime ağlar mısın? Cennet panayırlarının sevecen bebesi Vaad! Benim caresizliğime, benim sucluluğumu bilmezliğime, benim sessizliğime ağlar mısın? Burada sesimi duyan yok Vaad! Sen duyar mısın? Ve donup sorar mısın dunyaya: ‘Ne gunahım vardı da oldurdunuz beni?' Beni duymayanlar, olur a, belki seni duyarlar yavru... Ajanslar resimlerini gectiler dunyaya; uzerine ‘artık soyleyecek bir şey kalmadı' yazarak. Duyarlarsa seni Vaad, ‘Hayır, hayır... Asıl şimdi soylenecek cok şey var!' diye haykırır mısın?"
__________________