Bugun Muslumanların “Ne yapalım, zorunlu işlerimizi yurutmek, tehlikelere, krizlere, beklenmedik olanlara karşı emniyet tedbiri alabilmek icin İslÂmî araclar, kurum ve kuruluşlar yok, biz de mecburen faizcilere gidiyoruz.” demeleri mumkun değildir. İşte detaylar:
Faizin, tefeciliğin, karşılıksız paranın ve olmayan malı, olmayan parayı alıp satmak suretiyle yapılan ve duzgun / meşru iş yapanlara buyuk zararlar veren işlemlerin bel kemiğini teşkil ettiği kapitalist duzen eceline yaklaşmış gozukuyor. Daha once dunyayı kasıp kavuran ekonomik krizlerin daha buyuğu kapıya gelip dayanmış bulunuyor. Batı'da fıtrî aklını ve insafını hÂl koruyan bircok duşunur yıllardır uyarıyorlar, “Ya bu zalim dunya duzenini değiştirirsiniz ya da elli yıl surmez bu duzen yıkılır, elli yıl icinde de her yıl bir oncekinden kotu olur.” diyorlar.
Tabii “Kimin icin kotu olur?” sorusunu da sormak gerekiyor. Başta dunya duzeninin az sayıdaki patronlarının tuzu kuru gibi gorunur, ama buyuk kitlenin hayat şartları gittikce kotuleşeceği ve zaten olmayan sosyal adalet ve adil servet dağılımı daha da bozulacağı icin kaos donup dolaşıp o patronları da vuracak, buyuk kıyamet değilse de kucuk kıyamet kopacaktır.
İşte boyle bir dunyada ve bu dunyanın etkilerinden tam manasıyla arınmaları mumkun olmayan “halkı Musluman veya sozde duzeni Musluman” ulkelerde yaşayan Muslumanlar, sosyal ve ekonomik hayatlarını da inanclarına gore duzenlemek ve yaşamak istiyorlar. Sozde laik ulkelerin bir kısmı buna bile izin vermiyor, aslında din hurriyetini sağlaması gereken laikliği din karşıtlığı olarak anlayıp uyguluyor, Muslumanların onune ceşitli engeller koyuyorlar; en buyuk engeli de dunyanın carpık duzeni teşkil ediyor.
Allah TeÂlÂ, kullarını guc yetiremeyecekleri amellerle yukumlu kılmıyor. Her şeye rağmen muminlerin, buldukları imkÂn olcusunde inandıkları gibi yaşamaları, İslÂm dunyası olceğinde el ve işbirliği yaparak, imkanları da genişletmeye calışmaları gerekiyor.
Faizsiz finansmanın faizsiz bankalar, tekÂful sigortacılığı, sukuk gibi enstrumanları ve kurumları işte bu şartlarda bu gayretin urunleri arasındadır.
Sosyal dayanışma, işbirliği ve bir diğerinin zararlarına karşılıklı bağış yoluyla ortak olma kavramı uzerine kurulan tekÂful (İslÂmî sigortacılık) onemli bir enstrumandır. Dunya sigortacılık sektorunde onemli pazar payına sahip olan İslÂmi sigortacılığın Turkiye'de de buyuk bir potansiyeli var. Ancak insanı derin duşunceye sevk eden acı gercek, bu potansiyelin pek azının gercekleşmiş olması ve neredeyse halkının tamamı Musluman olan bu ulkede faizsiz bankacılığın, İslÂmî sigortacılığın ve yine faizsiz bireysel emekliliğin katılım oranlarının cok duşuk olmasıdır.
Bireysel Emeklilik Sistemi'nde toplam katılımcı sayısı 31.12.2016 tarihi itibarıyla 6.605.000'i aşmış, fon buyukluğu ise 61.000.000.000 TL'ye yaklaşmıştır. BES'in % 5,9'una denk gelen faizsiz fon buyukluğu ise ancak 3.625.000.000 TL'yi bulmuştur. Bu ulkede katılım bankacılığının ve faizsiz bireysel emekliliğin faizli olana oranı yuzde beşlerden yuzde ellilere sıcramıyorsa ya talepte ya arzda ya da her ikisinde maddi ve manevi problemler var demektir.
Katılım bankalarının katılımcılara kÂr dağıtabilmek icin yaptığı işlemler ile faizsiz bireysel emeklilik sisteminde katılımcılara kÂr odemek icin kullanılan yatırım fonlarının meşruluğu (İslÂm'a uygunluğu) ehliyetli şer'î heyetlere danışılarak tespit edilmektedir. TekÂful sigortacılığı da yine alimlerden alınan fetvalara uygun olarak kurulmuştur ve calışmaktadır.
Bugun Muslumanların “Ne yapalım, zorunlu işlerimizi yurutmek, tehlikelere, krizlere, beklenmedik olanlara karşı emniyet tedbiri alabilmek icin İslÂmî araclar, kurum ve kuruluşlar yok, biz de mecburen faizcilere gidiyoruz.” demeleri mumkun değildir. Dun bu imkanlar yoktu bugun var, şu halde mazeret de yok; yani yan cizmek, faizsizi var iken faizli olana gitmek iman ve takva zaafından kaynaklanıyor.
KAYNAK :
__________________
Gunumuzde faiz bir mecburiyet midir?
Dini Bilgiler0 Mesaj
●22 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Gunumuzde faiz bir mecburiyet midir?