EŞİNİZLE HELALLEŞTİNİZ Mİ?
Eşinizle helalleştiniz mi? Onun hic gonlunu kırmadınız mı yoksa? Hic incinmedi mi sizden? Hic hakkı gecmedi mi size? Elinizi şiddetle kaldırmak değil, sert bir soz bile soylemediniz mi? Onurunun kırıldığını hic hissetmedi mi sizin davranışlarınızla? Yoksa helallik garanti mi? Nasıl olsa ahirette yakanıza yapışmayacağını, sizi orada utandırmayacağı, utanmanızdan uzuleceği noktasında garantiye sahip misiniz?
COCUKLARINIZLA HELALLEŞTİNİZ Mİ?
-Cocuklarınızla helalleştiniz mi? Onların sizin uzerinizdeki haklarını biliyor musunuz? Onları yerine getirdiğinizden emin misiniz? Onların bir mu’min olarak yetişmeleri konusunda gerekli itinayı gosterdiniz mi? Yureklerine şeytan ortak olduğu icin ateşe doğru suruklenmeleri halinde, elleri yakanızda olmaz, oyle mi?
ANNE BABANIZLA HELALLEŞTİNİZ Mİ?
-Anne-babanızla, dede – ninenizle helalleştiniz mi? Of bile demediniz muhakkak. Yaşlandıklarında, size nasıl kucukken rahmet kanatlarını germişlerse siz de rahmet kanatlarını gerdiniz uzerlerine… Asla incitmediniz. Bir dediklerini iki etmediniz. Ama gene de bir sorun yureğinize, sizi 9 ay 10 gun karnında taşıyan, sizin icin sacını supurge eden annenizin, sizin gul yuzunuz solmasın diye omrunu torpuleyen babanızın uzerinizdeki haklarını butun butun yerine getirdiğinizden emin misiniz?
Oyleyse neden kacar kişi o gun, kendi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve cocuklarından? İnsan neden başının derdine duşer o gun? Her insanı yeterince meşgul edecek iş nedir o gun?
KOMŞULARINIZLA HELALLEŞTİNİZ Mİ?
-Komşularınızla helalleştiniz mi? Evinizin dumanından bile rahatsız olmadı komşularınız oyle mi, gecenin ilerlemeyen vakitlerinde yaptığınız gurultuden kundaktaki bebelerinin uyanmadığından eminsiniz, yani. Pişirdiğiniz kebabın kokusu cocuklarının yureklerine kadar ulaştı ve o cocukların ici cekmedi, oyle mi? Burada bir hak – hukuk oluşmadığı konusunda kesin kanaatiniz var. Komşuluk hukukunu sonuna kadar yerine getirdiniz. Allah’ın, “komşuları neredeyse size mirascı kılacağı” bir hak-hukuk cercevesi icinde yaşadınız butun zamanlarda… Oyle mi?
İŞ YERİNDE CALIŞTIRDIĞINIZ İŞCİLERLE HELALLEŞTİNİZ Mİ?
-İş yerinizde calıştırdığınız işcilerle helalleştiniz mi? Sizin uzerinizde hic hakları kalmadı, oyle mi? Ucretlerini hakkaniyet icinde belirlediniz, onların sizin vereceğiniz işe muhtac olduklarını, onlar gibi başka binlerce insan bulabileceğinizi, dolayısıyla hicbir pazarlık guclerinin bulunmadığını duşunup, onların bu durumlarını ucret pazarlığında en aza razı etmek icin kullanmadınız… Calıştırırken mesai saatleri konusunda son derece hassas davrandınız. Bir saniye bile haklarının gecmesini istemediniz. Gonulleri hoştur calışanlarınızın. Onlarla ilgili en kucuk bir yuk goturmezsiniz ebedi hayata… Oyle mi?
İŞ SAHİBİ İLE HELALLEŞTİNİZ Mİ?
-Calıştığınız iş yerinin sahibi ile helalleştiniz mi? Size verilen ucretin hakkını vermekte misiniz? Mesai saatleri icinde iş hayatının gerektirdiğinin dışında başka şeylerle, ozel işlerinizle ilgilenmiyorsunuz değil mi? Aldığınız ucreti helal ettirdiğinizden eminsiniz yani.
İŞ ARKADAŞI VE ORTAKLARINIZLA HELALLEŞTİNİZ Mİ?
-Ortaklarınızla helalleştiniz mi? Birlikte yuruttuğunuz işte, en kucuk bir hak gecmediği konusunda şupheniz yok yani.
-İş arkadaşlarınızla helalleştiniz mi? Sigaranızın dumanından bile rahatsız olmamaları icin azami titizliği gosterdiniz. Onları uzmediniz, onurlarıyla oynamadınız, asla ayaklarına basmadınız… Amirseniz amirliğin gucunu ozel duygularınız icin kullanmadınız, memursanız, kimsenin gormediği yerlerde işi asmadınız, ihmaller yapmadınız.?
KENDİ BEDENİNİZ VE MALINIZ İLE HELALLEŞTİNİZ Mİ?
-Kendi bedeninizle helalleştiniz mi? Size emanet edilen bedeni, emanetin gayeleri cercevesinde kullandınız. Onu istismar etmediniz. Gozlerinizi, kulaklarınızı, beyninizi, kalbinizi, ellerinizi, ayaklarınızı, ciğerlerinizi, midenizi, onlara “Allahım, nedir bu benim başıma gelen?” gibi bir feryada suruklemediniz.
-Malınız mulkunuzle helalleştiniz mi? Onları size emanet edilen cerceve dışında kullanmadınız, icindeki fukara hakkını vermekte ihmal etmediniz. Malınıza baktığınızda onunla ilişkinizi tertemiz gormekte, onu mahşer ortamına sırtınızda bir yuk olarak taşımayacağınızdan emin bulunmaktasınız. Malınıza şeytanı ortak etmediniz yani.
-Evinizle bu anlamda helalleştiniz mi? Evinizde şeytanın bir kursu kurmadığından eminsiniz. Evinizin kimi koşelerini şeytana kiralamadınız. Eviniz sizden şikayetci olmayacak. Eviniz, bir “Musluman evi” duruluğunda oldu hep. Değil mi?
SİZİN İLE MUHATAP OLAN HER NE VARSA HELALLEŞTİNİZ Mİ?
-İcinde yaşadığınız şehrin halkı ile helalleştiniz mi? Şehrin havası ile, suyu ile, ağacı – ciceği ile, kuşu ile, yolu ile, kaldırımı ile, parkı – bahcesi ile, sokağı ile, başka insanların hakkına girmeden ilişki kurduğunuzdan emin misiniz? Evinizin bacasından, ya da aracınızın eksozundan cıkan kirli hava, kac kişinin ciğerine doldu, boyle bir kaygınız var mı? Evinizin copunu nereye attınız? Elinizdeki sigara izmaritini atmakla, şehir halkı ile bir hukuk ihlali ilişkisi kurduğunuz konusunda bir kaygı duyuyor musunuz? Nasıl helalleşeceksiniz koca şehir halkı ile?
-Fabrikanızın yanından akan nehirdeki balıklarla helalleştiniz mi? Hani fabrikanızdan cıkan zehirli atıklar oradaki balıkların canına okudu ya… Farkında mısınız? Irmak boyunca yaşayan tum canlılardan, o ırmağın temiz suyundan yararlanması mumkun olan tum insanlardan helallik istediniz mi?
-Yuvasını bozduğunuz kuşlarla helalleştiniz mi? Yurdundan yuvasından ettiğiniz karınca ile hak – hukuk ilişkisi icine girebileceğiniz gibi ince bir hesap kafanızı yordu mu?
-Yonetiminiz altında bulunan insanlarla helalleşme gibi bir derde duştunuz mu? “Omer, Omer, nasıl aldın bu barı (yuku) sırtına sen?” diye inleyen bir Omer oldun mu hic? “Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu, gelir de adli ilahi Omer’den sorar onu” denilen şey nasıl bir şey, hangi Dicle’nin kenarında hangi kurt bir koyunu aşırıyor, ya da memleketin hangi koşesinde bir insancık, bir cocuk, bir kadın, bir kimsesiz, guclulerin istismarına uğruyor, boyle bir kaygı yakıyor mu yureğini? Nasıl hallediyorsun bu konudaki helalleşme işini? Kendi işin icin kendi mumunu, devlet işi icin devlet mumunu yakma gibi bir hassasiyet var mı, devlet işlerini deruhde ederken? Calmıyorsun, cırpmıyorsun, yetim malını gozetiyorsun, tuyu bitmedik bebelerin hakkı hukuku var memleketin en kucuk bir varlığında, bunu biliyorsun, cocuklarının boğazından haram ekmek gecmesin diye titizleniyorsun, ne guzel… Ama ya, emrin altındakiler, senin nufuzunu kullanarak tuyu bitmedik yetim malına el uzatıyorlar ve vebalini senin uzerine yıkıyorlarsa… Bir devlet yoneticisi, nasıl helalleşir koca memleket halkıyla, ne zaman helalleşir, bir fikrin var mı?
-Oğrencilerinle helalleştin mi? Onlara, yarın ebedi hayatta, hesap anında, seni utandırmayacak şeyler oğrettiğinden emin misin? Oğrencilerine iyi şeyler oğretmek icin sana tahsis edilen zamanı iyi – doğru kullandın mı?
-Oğretmenlerinle helalleştin mi? Onlarla ilişkin “Bana bir kelime oğretenin kırk yıl kolesi olurum” gibi bir muallim hukuku hassasiyeti icinde mi?
-Arasıra hayat kitabına bakıyor musun? Orada “kul hakkı” adına acılmış bir başlık var mı? Altında neler yazılmış? Fi tarihinde, taş atıp ayağını kırdığın kopeğin feryadları da kaydedilmiş mi? Kırda bayırda dolaşırken, falancanın bahcesinden kopardığın bir elma da kaydedilmiş mi oraya? Falancanın evine baktın izni olmadan, o da var mı? Falanca hakkında, hoşlanmayacağı şey soyledin gıyabında… Alay ettin goz kaş işaretiyle… Allah Allah, butun bunlar kaydedilmiş oyle mi? Kim kaydetmiş olabilir bu minik minik şeyleri?
KUL HAKKI İLE İLGİLİ İLAHİ UYARILAR
-Şu ilahi uyarılara ne dersin?
“Şuphesiz insanı biz yarattık. Nefsinin ona ne fısıldadığını da biliriz. Biz ona şah damarından yakınız.
“Onun sağında ve solunda oturan iki alıcı melek, yaptıklarını kaydetmektedirler.
“İnsan hicbir soz soylemez ki yanında onu gozetleyici hazır bir melek bulunmasın.
“Olum sarhoşluğu gercekten gelir de, ey insanoğlu, işte bu, senin otedenberi kacındığın şeydir (denir.)
“Sura ufurulur. İşte bu vadolunan gundur.
“Herkes mahşer yerine, kendisini bir sevkeden bir de şahitle beraber gelecektir.
“O gun insana: “Şuphesiz sen dunyada bundan gafildin. İşte Biz, senden perdeni kaldırdık. Artık bugun gozun keskindir.” denilir.
“Yanında bulunan arkadaşı: “İşte elimde bulunan hazırdır” der.” (Kaf suresi, 16-23)
“… Uzerinizde yaptıklarınızı yazan melekler vardır…” (İnfitar suresi, 11) ikaz-ı ilahisi hangi işi yaparken icini urpertti?
-Ne dersin, “Bu kitaba ne oluyor, buyuk kucuk hicbir şey bırakmamış, hepsini teker teker kaydetmiş” denilecek gunden once, bir feryad koparmak ve ahirete gidecek dosyaları azaltmak gibi bir derde duşmeli mi insan? Bu ilahi ikazlar bizim icin değil mi?
-Bak kelam-ı ilahinin onumuze koyduğu tabloya… Pişmanlığın fayda vermediği ve geri donup duzeltmenin mumkun olmadığı bir ortamdan bahseden şu ikazlar, henuz burada iken, hayat defterlerimizde bir arınma cabasını gerektirmiyor mu?
“O gun insanlar, hesap vermek icin saflar halinde Rabbinin huzuruna cıkarılacaklar. Allah onlara şoyle diyecektir: “Şuphesiz huzurumuza ilk yarattığımız gibi geldiniz. Halbuki dunyada, sizleri hesaba cekmek icin bir yer ve zaman tayin etmediğimizi sanıyordunuz.
“O gun herkesin amel defteri ortaya konur. Gunahkarların, amel defterlerinden korkarak: “Eyvah bize! Bu nasıl deftermiş ki, buyuk kucuk bir şey bırakmadan hepsini saymış dokmuş.” dediklerini gorursun. Onlar işlediklerinin cezasını gorurler. Rabbin kimseye zulmetmez.” (Kahf suresi, 48-49)
-Ne dersin, helalleşmek icin daha zaman var mı? Uyuduğunda yeniden uyanacağın konusunda kesin bir kanaat sahibi misin? Ya helalleşmek zorunda olduğun insanların hala helalleşebileceğin kadar yaşayacağından emin misin?
-Otuz – kırk yıl once hayat defterinize kaydolan bir “Kul hakkı”ndan kurtulabilmek icin nasıl bir gayret gosterebilirsin? Ne dersin, herhangi bir kimseye “Bundan kırk yıl once, sana, senin hic farkında olmadığın şekilde şoyle bir haksızlık yapmıştım. Onun icin helallik diliyorum. Verdiğim zarar ne ise onu gidermeye hazırım” diyebilecek cesarete sahip misiniz?
-“Uyudun uyanmadın olacak… Kimbilir nerde, nasıl, kac yaşında…” Bu iş boyle oluyor. Ne kendi hayatına hakimsin ne başkasının hayatına… Bir gun, “Gel” diyorlar, gidiyorsun, herkes gidiyor. Genc, yaşlı fark etmiyor… Babalar da gidiyor, bebeler de gidiyor. Gidilip gelinmeyen yere tertemiz gitmek, hesabı verilemeyecek dosyalarla gitmemek, savunması zor dosyaları taşımak zorunda kalmamak, musalla taşındaki “iyi biliriz”lerin gercekten “iyi biliriz” olması, “Helal olsun”ların gercekten “Helal olması…” Mesele bu.
-Orada iki şeyin affı yok, biliyorsun. Allah ile olan hukukunda O’na ortak koşma felaketi… Yaratılanla olan hukukta, “kul hakkı.” Hesabı doğru yapmak gerekiyor. Şeytan’ın insanı, “Allah affeder” diye gunaha yonelttiği konusunda da uyarıyor Halık-ı zulcelal. Şeytanın iğvalarına aldanmamak gerekiyor. Sağlamcı gitmek gerekiyor Rabbin huzuruna…
-Zor iş, kul hakkı bilincini kuşanmak. Zor iş, goz – kaş işaretine varıncaya kadar, cumleciklerin ihtiva ettiği manaları olcmeye varıncaya kadar davranışlarımızı suzmek ve ilişkide bulunduğumuz her varlığın hukukunu gozetmek…
İSLAM-MUSLUMAN VE KUL HAKKI
-Ama din demek, bu demek: Yaratan’ın ve Halikın yarattıklarının hukukunu gozetmek demek din. Halik-ı zulcelal, İslam’la, yarattıklarının hukuku, sulh ve selamet icinde olsun istemiş. Musluman demek, elinden ve dilinden başkasının zarar gormediği insan demek. Musluman demek, kendisine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına yapmayan insan demek. Yani otekini kendi varlığı kadar aziz bilen insan demek.
-Bir İslam ulkesi ki orada, insanlar arasında derin nizalar vardır, oyleyse orası, kul hakkı disiplini yaralanmış bir İslam ulkesidir. Orada, kul hakkı disiplininden kopmuş, kişiliği yaralı Muslumanlar vardır.
-Muslumanların kişilik inşası, elinden ve dilinden başkalarının zarar gormemesi bilincini kuşanarak başlayacaktır. İslam toplumunun rahmet toplumu olması, yani Allah Rasulu -s.a.-nun evrensel rahmet misyonuna layık toplum haline gelmesi, Musluman’ın tum başkaları icin cennet olması ile mumkundur.
Ne mutlu kendi kişiliğini cennetin dunyevi yansıması haline getirenlere…
Kaynak
__________________
Onlarla helÂlleştiniz mi?
Dini Bilgiler0 Mesaj
●18 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaþam & Danýþman
- Eðitim Öðretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Onlarla helÂlleştiniz mi?