Turizm ve Kultur Bakanı Omer Celik, oncelikle bakanlıkta bir yılının dolduğunu soyledi. Bir yılda pek cok krizin sağanak gibi yağdığını anlatan Celik, ancak her birinden daha da guclenerek cıktıklarını soyledi. Celik, konuşmasında şu noktalara değindi:

Turkiye’de neredeyse iki senede bir ciddi krizlerle karşılaştık. Demokrasimiz her zaman birtakım meydan okumalara cevaplar vererek, kendisini geliştirerek yolunda ilerledi. Zannediyorum bir iki gun icinde benim bakanlığımın birinci yılı dolmuş olacak. Belki de bugundur. Bu bir yıl icerisinde birden cok kriz adeta gokten sağanak gibi yağdı. Butun bu krizlerde demokrasimiz, ic bunyemiz yeniden test edildi. Turkiye bunlara kendi ic dinamikleriyle, kendi vizyonuyla guclu cevaplar verdi. Her birinden daha da guclenerek, vizyonumuzu daha da ileriye goturerek cıktık. Her seferinde arkadaşlarımızla konuştuğumuzda şunu soyledim: Kriz yonetiminin birinci esası, krize muhatap olanların, bu krizi satın alıp almadığıdır. Dolayısıyla eğer turizm sektoru başta olmak uzere, siyasi turbulanslardan doğrudan etkilenen sektorler bu krizler karşısında kendi stratejilerini doğru kurarlarsa, krizi satın almak yerine krizi yonetmeyi tercih ederlerse, kriz psikolojisi yerine daha vizyon odaklı bakarlarsa muhakkak suretle buradan kazanclı cıkarlar. Nitekim karşılaştığımız bazı olaylarda rakiplerimiz bunu Turkiye’nin aleyhine kullanmak istediklerinde her zaman doğru bir stratejiyle ivmemizi arttırarak cıktık.

TYD EN İYİ İŞBİRLİĞİ YAPTIĞIMIZ KURULUŞLARDAN BİRİ

Bakanlık olarak Turizm Yatırımcıları Derneği ile iyi bir işbirliğimiz var. Aramızda cok iyi bir sinerji var. Bakanlık olarak en iyi işbirliği yaptığımız kuruluşlardan bir tanesi. Gelinen noktada, dun Başbakanımız Belcika’da da acıkladı, Turkiye algısının yonetilmesinde turizmle ilgili rakamların ortaya konulması başlı başına Turkiye’nin geldiği konumu gostermesi bakımından cok onemlidir. Bu rakamlarla birlikte muhataplarımızla konuştuğumuzda Turkiye algısının yonetilmesi bakımından da cok somut bir cerceveyi ortaya koymuş oluyoruz. Birden cok alanda turizm sektorunun kendi icerisinde ceşitlenmesi ve şampiyonlar liginde oynamamız konaklamadan, yat limanına, turist taşımacılığından tur operatorluğune, alışveriş ve eğlence merkezinden spor tesislerine kadar turizmin muhtelif alanlarında yatırımcı ve işletmecileri bunyesinde barındıran bu kurumumuzu, Turizm Yatırımcıları Derneği’ni bizim icin daha onemli kılıyor.
Ulaşmış olduğu 285 bin yatak, 43 bin ucak koltuğu, 11 bin marina yat kapasitesi ve yaklaşık 400 bin kişilik istihdamıyla ciddi bir ekonomik potansiyelle karşı karşıyayız. Bu vesileyle bir kere daha ifade etmek isterim; onumuzdeki donemde daha yaratıcı stratejileri beraber gercekleştireceğiz.

ULKEMİZ ARTIK STRATEJİ KOPYALAYAN BİR ULKE DEĞİL

Konjonkturel endişelerden uzak, siyasi turbulanslar karşısında pasifist davranmayan bir kriz yonetimi uygulamayı butun paydaşlarımızla birlikte surekli olarak hayata gecirmeye calışıyoruz. Zaten son 11 yılda başladığımız yerle gelinen nokta arasındaki carpıcı fark bunun başlı başına bir başarı hikÂyesi olduğunu gosteriyor. Bugun şampiyonlar liginde oynayan Turkiye, artık başkalarından strateji kopyalamak yerine, stratejisi merak edilen bir ulke haline gelmiştir. Bunda tabii ki turizm sektorunun kendi kişisel başarısının, sektorun dinamik yapısının ortaya koyduğu başarı hikÂyesinin cok buyuk bir onemi var.

Ama bugunun dunyasında gerek algı yonetimi acısından, gerek marka yonetimi acısından hicbir sektoru hic kimse kendi icerisinde başlı başına bir değerlendirmeye tabi tutmuyor. Her sektor diğerleriyle bağlantılı olarak ve ulkenin genel imajı icerisinde bir yere oturtuluyor. Bu sebeple Turkiye’nin ekonomik performansı, demokratikleşme iradesi, dış politikasının yukselen kapasitesi butun sektorleri kucaklayan onları cerceveleyen, onlara vizyon veren, onların marka değerini yukselten birtakım sonuclar doğuruyor. Bugun rakamlar acısından baktığımızda gectiğimiz yılın ilk dokuz ayında Turkiye turizm gelirlerinde bir onceki yılın aynı donemine gore yuzde 13,4 oranında bir artış yakaladı. 24,5 milyar dolar gelir elde edildi. Bu konudaki yılsonu rakamları ile bu ayın sonunda TUİK tarafından acıklanacak olan rakamlarda carpıcı sonuclara varacağımızı gosteriyor.


NEREYE NE KADAR ODENEK AKTARILDI?

Bu yıl icerisinde ozel onem verdiğimiz stratejiler oldu. Surdurulebilirlik konusuna cok onem verdik. Turizm kapasitemizi arttırmamız onemli ama surdurulebilirlik en az bunun kadar onemli bizim icin. Bu bağlamda cevreyi korumaya yonelik proje ve uygulamalara olan desteğimiz bu yıl bir onceki yıla gore yuzde 32 arttı. Cevreye duyarlı olma meselesini klasik bağlamda kullanmıyoruz. Turizmin sadece cevreden, cevrenin imkanlarından faydalanan, cevrenin imkanlarını ekonomik getiriye donuşturen bir sektor olmasının otesinde, cevreci bir sektor olarak da yapılandırılması konusunda son derece hassasız. Ozellikle şunu belirtmek isterim ki turizmin ilk gelişme yıllarında bu stratejilere yeterince dikkat edilmemesi birtakım destinasyonları bugun maalesef ciddi sıkıntılarla karşı karşıya bırakmıştır.

Ulkemizden elde ettiğimiz sonuclar konusunda, nimetler konusunda aynı derecede hurmetkÂr olmamız gereken bir stratejiyi uygulamaya mecburuz. Teknik altyapı yatırımlarına 193 milyon lira, turizm tesislerine yonelik enerji desteğine 46 milyon lira olmak uzere yaklaşık 240 milyon lira odenek aktardık. Bu bağlamda cevreye duyarlı tesis kampanyasını ciddi bir şekilde yurutuyor ve takip ediyoruz. 52 adet konaklama tesisine cevreye duyarlı tesis belgesi verdik.

Hepinizin iyi bildiği gibi mesele artık turizm deniz, kum ve guneşten ibaret gorunmuyor. Bunun icerisinde ulkenin siyasi marka değeri, ulkenin kulturel imkÂnlarını dunyaya iyi anlatması konusundaki stratejileri, tanıtım kampanyası topyekûn bir Turkiye algısı var. Bu ne kadar yukselirse turizm sektoru de o kadar yukseliyor. Deniz, kum, guneş derseniz bu dunyanın başka yerlerinde de var. Kultur derseniz başka yerlerinde de var. Onemli olan sizin bunlar arasındaki ilişkiyi nasıl kurduğunuz, bunları nasıl bir ust başlıkta bir araya getirdiğinizdir.

ULKEMİZİ TOPYEKUN NASIL TANITABİLİRİZ?

Turkiye’de son 11 yılda gercekleştirilenleri en iyi anlatan ust başlık herkesin merak ettiği, Turkiye’yi bir cazibe merkezi haline getiren mesele şuydu: Turkiye’de bir sessiz devrim gercekleşiyor.
Turkiye, bir Avrupa ulkesi, aynı zamanda bir İslam ulkesi. Bir Karadeniz ulkesi aynı zamanda Akdeniz ulkesi. Bir Ortadoğu ulkesi ama Osmanlı İmparatorluğu Ortadoğu ulkesi olmadan cok once Balkan devleti olmuş bir ulke. Bu cercevede turizmi hukumet olarak sadece ekonomik gelir kaynağı olarak gormuyoruz. Turkiye’nin dunyaya anlatılmasında, dunyaya doğru tanıtılmasında insani diplomasi stratejisinin omurgası olarak goruyoruz.

Buraya gelen her insanın sadece Turkiye’ye ekonomik getirisi olan, ekonomik faydası olan bir birey olarak gorulmesinin otesinde onları Turkiye’nin yukselen marka değerinin elcileri haline nasıl getirebiliriz? Turkiye’yi topyekûn nasıl tanıtabiliriz? Bu şekilde bir bakış acımız var.

ANTALYA'DA ŞEHİR TURİZMİ

Şehir turizmi kavramına cok onem veriyoruz. İstanbul, Antalya, İzmir, Ankara odaklı olarak şehir turizmi kavramının geliştirilmesi konusunda Bakanlığımız cok hassastır. Bunun yanı sıra kultur turizmini canlandırmak uzere oncelikli olarak belirlediğimiz illerimiz var. Adıyaman, Amasya, Bursa, Manisa, Edirne, Konya, Kutahya, Nevşehir, Mardin, Sivas, Şanlıurfa gibi illerimize kultur turizmini tanıtmak bakımından oncelikli stratejilerle yaklaşıyoruz. Tanıtım markamızın, tanıtım değerimizin yukseltilmesi, bunun sadece deniz, kum, guneş ya da birtakım bilinen temaların otesine cıkabilmesi icin butun bu stratejinin baştan ele alınması gerekiyor.

TANITIM KAMPANYAMIZI BİR TURİZM TANITIMI MESELESİNE SIKIŞTIRMAYACAĞIZ

On yılda yaşanan sosyal, ekonomik ve siyasi gelişmenin, bu sessiz devrimin bunun gerisinde Turkiye’nin imparatorluğa dayanan tarihsel koklerinin, bu coğrafyada bizden onceki medeniyetlerle kurduğumuz bağın Turkiye markasının doğal parcaları olduğunu cok iyi anlatan bir tanıtım stratejisi peşinde koşuyoruz.

Turizmle ilgili tanıtım kampanyasını, bir turizm tanıtımı meselesine sıkışmaktan kurtaracağız. Eğer turizmle ilgili tanıtım kampanyasını, turizm tanıtımı kampanyasına sıkıştırırsak, turizm bundan ne ileriye gider, ne geriye duşer. Onemli olan turizm tanıtımını nasıl bir kavramsal cerceveye oturttuğumuzdur. O sebeple İstanbul’da yapılan Uluslararası Caz Festivali’ne Bakanlık tarihinde gorulmemiş kadar yuksek bir destek verdik. Bu, aynı anda Turkiye’nin milyonlarca eve İstanbul’un yeni bir caz merkezi olarak girmesini, bu seckin muziğin verdiği barış ve hoşgoru mesajının İstanbul’dan verilmesini sağladı. Golf turnuvasına cok buyuk bir onem verdik. Sadece bu turnuvaya verdiğimiz destekle Turkiye hakkında dunyada 26 bin haber cıkmasını sağladık.

Dolayısıyla sadece Turkiye’nin icerisinde kendi kendimize donuk olarak yaptığımız ic faaliyetler, kendi kendimizi ağırladığımız festivaller ve turizm faaliyetlerinin artık tamamını geride bıraktık. Turizm tanıtım faaliyetini bir Turkiye markası icerisine yerleştiren, bunu bir kuresel strateji haline getiren projelere yoneleceğiz.

TANITIM KODUNU SİZE VERİYORUM

Burada kodu veriyorum zaten size. Turizm stratejimizi, turizm tanıtımını kulturel diplomasinin ve insani diplomasinin icine yerleştirerek bundan sonraki donemde, klasik imkÂnları, klasik kazanımları geride bırakmadan, bu marka kimliğini geliştirmeyi ve guclendirmeyi sağlamaya calışacağız. Burada sureklilik ve istikrarı sağlamak cok onemli. Bunun da esası Turkiye’nin yumuşak guc unsurlarını geliştirmekten geciyor. Turkiye’nin yumuşak guc unsurlarının daha iyi anlatılmasından geciyor. Eğer siz yumuşak guc unsurlarınızı butunuyle devreye sokarak, Turkiye’nin butun bir marka stratejisini devreye koymazsanız, her bir sektor ayrı ayrı bir yerlerde bir şeyler yapar. Ama toplamda bu bir sinerjiye donuşmez ve toplamda bir fayda sağlamaz.

TURKİYE'NİN MARKA YUZU HOLLYWOOD YILDIZI OLACAK

Burada yeni donemde ‘home off’ denilen bir temayla arkadaşlarımız tanıtım stratejisini kodladılar. Bununla karşımıza cıkacaklar. Bununla ilgili dunyaca unlu dort fotoğrafcıyla birlikte calışıyoruz. Yeni donemde bir Hollywood yıldızı Turkiye’nin marka yuzu olacak. Onunla birlikte Turkiye’nin hikÂyesini anlatacağız.

Soylediğimiz şudur: Bize Turkiye’nin maddi unsurlarını anlatan bir strateji getirmeyin. Turkiye’nin denizini, kumunu, guneşini anlatan bir strateji getirmeyin. Dunyanın merak ettiği şeyi, Turkiye’nin bildiği şeyi kodlayan bir strateji getirin. O da şudur: Turkiye’nin hikÂyesiyle ilgili bir strateji getirin bize. Cunku bizde olan ve başkalarında olanı sadece fotoğrafa dokmek ya da sadece filme dokmek bugun acısından hicbir şey ifade etmiyor. Dunyanın merak ettiği ve Turkiye’nin yaşadığı surec icerisinde Turkiye’nin hikÂyesini anlatan bir tanıtım stratejisi peşinde koşacağız. Bunun ayrıntıları yakın zamanda sizinle paylaşılacak.

KAMPANYAMIZIN ADI HOME OFF


Bunu ayrıca entegre bir strateji olarak goruyoruz. Entegre strateji dediğim şu: Her bir vatandaşımız, her bir turist bu ‘home off’ kampanyasına kendisi, akıllı cihazlarında bir tasarım yaratarak bu stratejinin bir parcası olacak. Dolayısıyla tanıtım yapacağımız kişiyi bir nesne olarak gormuyoruz. Onu Turkiye’nin tanıtım stratejisinin bir oznesi haline getireceğiz. Herkesi elindeki ‘home off’ aplikasyonuyla birlikte tanıtım stratejisinin parcası olarak bu stratejin icerisine guclu bir şekilde katacağız. Bunun nasıl olacağıyla ilgili web sitesi yakında faaliyete başlayacak. Turkiye’nin imajı konusunda başka işbirlikleri ortaya koyacağız. Ayrıca kent turizmi kentlerin markalaşması konusunda kentlerdeki paydaşlarımızla işbirliği yapacağız.

KARADENİZ MASTER PLANI

Bu alternatif turizm stratejisi, bunun geliştirilmesi daha da buyuk bir ivme kazanacak. Orneğin, Doğu Karadeniz’de turizmin geliştirilmesi amacıyla mevcut turist hareketlerinin incelenmesi, tur guzergahlarının geliştirilerek yeni destinasyon noktaları oluşturulması, Karadeniz’in tarihi, kulturel ve doğal guzelliklerinin surdurulebilir bir turizm kampanyasının icine yerleştirilmesi amacıyla Doğu Karadeniz Turizm Master Planı hazırlandı. Bu bağlamda Karadeniz’in doğasını koruyarak yaşatmak ana hedefi doğrusunda doğal bir destinasyon yaratılmasına ciddi bir şekilde calışılıyor. Ayrıca bunun gibi herhangi bir ilin ziyaret edilmesi değil, insanlara bolgesel destinasyonlar acmamız gerekiyor. Ayrıca kış turizmi koridoru dediğimiz başka bir destinasyon yaratmaya calışıyoruz, Erzincan, Erzurum, Ağrı, Kars ve Ardahan boyunca kış sporlarının hayata gecirilmesi konusunda.

Kaynak

__________________