Eski Bir Feministin "Dinî Hukumler" İtirafı:
Eski bir feminist olarak, itiraf ediyorum. Dini kitaplarda, erkeklerin kadınlara karşı vazifelerini, defalarca okuduğum halde, kadınların kocalarına karşı vazifelerine goz ucuyla bakar kapatırdım..."
Bu devirde, dindar kadınların imtihanı, başortundenmiş gibi bir algı var. Evet, başortulu okuyamamak ve calışamamak uzuntu verici bir durum ve kadınlar icin bir zorluk. On iki yaşımdan beri başortuluyum ve gecmişte başortu yuzunden zorluklar yaşamışlığım, universite okumaktan vazgecmişliğim var. Fakat bunlar bana pek ağır gelmedi. Kendimi kahraman gibi hissettim. İnancın uğruna mucadele etmekte tatlı bir gurur vardır.
Dindar kadının esas imtihanı, İslam’ın kadınlarla ilgili hukumleri iledir. Bu noktada kazanmak ya da kaybetmektir, esas mesele.
Gecenlerde bir yerde okumuştum. Dindar bir hanım, bir gece sabaha kadar ağlayıp, sızlanmış. “Allah’ım dinimizde kadını neden ikinci sınıf yaptın?” tarzında sozlerle, gozyaşı dokmuş. Bu kadıncağızın acıkca dile getirdiği sitemlerini pek cok dindar hanım icinden gecirmemiş midir? Ben kendi adıma gecmişte cok gecirdim.
Eski bir feminist olarak, itiraf ediyorum. Dini kitaplarda, erkeklerin kadınlara karşı vazifelerini, defalarca okuduğum halde, kadınların kocalarına karşı vazifelerine goz ucuyla bakar kapatırdım. Cunku dinimizde kadın erkek ilişkilerine baktığımız zaman kadınların yuku gorunuşte ağır gibi gorunuyor. Hele itaat meselesi. Hele itaat meselesi. Kadın kocasına itaat edecek. Aman Allah’ım! Aman Allah’ım!
Biz kadınlar, bu meseleyi hic hatırlamak istemeyiz. Kadınların en onemli meselesi buyken, eli kalem tutan kac başortulu yazar bu meseleyi yazmıştır, hemcinslerine hatırlatmıştır? Gecmişten gunumuze kadın yazarlarımız bizleri hep "mucahide" olmak konusunda yureklendirdiler. Oysa Peygamberimiz “Kadının cihadı, kocası ile guzel gecinmesidir” buyurmuştur. Bizim cihadımız kendimizle. Gururumuzu, kibrimizi, kinimizi, kısacası icimizdeki putları ne kadar kırabiliyorsak, şefkat ve teslimiyet ehli bir kadın olabiliyorsak, dunya ve ahireti işte biz o zaman kazanıyoruz.
Bu konuyu kadın yazarların hitap ettiği kitlelere hatırlatması bir yana, modern olmak adına coğu zaman ustu hep ortulmeye calışıldı. Cunku din karşıtı olanların ellerinde en buyuk koz “kadın” konusudur.
Hah hah hah. Din kadını ezmiş.. Din kadının kocasına itaatini emretmiş..Kadınları ikinci sınıf ilan etmiş.. Bir de ikinci eş alma meselesi vardı değil mi? Hah hah..
Kendilerine gore acık buldular vuracaklar. Gecmişte bu konularla dindarlara o kadar saldırdılar ki sonunda istedikleri şeyi başarmışlar gibi. Artık bizlerde, bu konular, dinimizin bir eksiği, bir acığı imiş gibi konuşmaya korkar olduk. HÂşÃ‚ dinin bir eksiği ya da fazlalığı yoktur. Eksiklik ve hata bize aittir.
Bu konunun ort bas edilmesinin acısını da hep birlikte cekiyoruz. Başortu konusunda aslanlar gibi mucadele eden kızlarımız, evlenince ne yapacaklarını şaşırdılar. (İstisnalar kaideyi bozmaz) En azından ben ne yapacağımı şaşırmış idim.
Feminizmin, eşitlik iddiasıyla doldurulmuş kafalarımızla, mutlu bir aile hayatı yaşamaya calıştık. Olmayınca kızdık. Kime kızacağız? Nefsine kızmak kolay olmadığı icin erkeklere kızdık. Onlar bizi mutlu etseydi biz mutlu olurduk!
Biz dindar kadınların feministliği cok tehlikelidir. Birkac sebepten dolayı:
Birincisi: Feminist olduğumuzu kabul etmeyiz; cunku dinimizle feminizmin uyuşmadığını biliriz. Kabul etmediğimiz icin, ne kadar cok etkilendiğimizin de farkında olmayız.
Bir zamanlar bana “ feminist yazar” diyorlardı; fakat bir turlu kabul etmiyordum. O donemde yazdığım kitabım “Evliliği Pekmez Sandım” sonradan ismini değiştirip “Eşim Aşkım Olsun” yapmıştım, şimdi artık benim tercihimle satışta değil. Bu yıl icerisinde yeni hikayelerle ve duzenlemelerle okura ulaşmasını istiyorum. Butun kitap boyunca erkekler ne yapmalıyı anlatmışım. Kadınlara duşen hicbir şey yokmuş da erkeklerin tek gorevi kadınları mutlu etmekmiş gibi.
Bundan beş yıl kadar once, feminist olduğumu fark etmemle, arınma surecine girmem bir oldu. Nasıl rahatladım anlatamam. Bazen duşunuyorum da o kafayla gitsem evlilik konusunda cok tehlikeli olabilirmişim. Elhamdulillah evlilik uzerine cok şey yazmadan durumu toparladım, guzel dinimizin penceresinden bakmaya başladım. Artık kitap yazarken ana kaynaklarım; Rabbimin Ayetleri ve sevgili Peygamberimizin cok kıymetli sozleri. Psikoloji ve bilimsel araştırmalar da yan destek. Bu yuzden olsa gerek, son yazdığım evlilik kitapları ile cok teşekkur ve dua alıyorum.
İkincisi: Dindar feminist kadınlar, evde eşitlik davası guder, kocamızı cenemizle susturmayı zeka alÂmeti zanneder, onunla mucadeleyi hic elden bırakmayız, ama icten ice susturamadığımız bir ses “yanlış yapıyorsun, gunaha giriyorsun” der; bu kez de “bu adam yuzunden gunaha giriyorum” diye iyice sinirleniriz.
Mutlu olmak isteriz; fakat nasıl olacağımızı bilemeyiz. Dizilerden, filmlerden, internetten mutluluk formulleri ararız.
“Sevdiğini elde tutmanın 101 yolu”, “Onun baş tacı olmanın 10 sihirli formulu” tarzında. Fakat bu kadar yol yonteme rağmen, bir turlu mutlu olamayız. En sonunda erkeklerin kotu olduğuna karar verir, kendimizi mutsuzluğun akışına bırakırız.
Oysa verilen formuller yanlış olduğu icin mutlu olamıyoruz; cunku formuller yaratılışa ters. Yaratılıştan gelen genetik kodlamaları goz ardı ederek, mutlu olamayız. Yaradan, kadın ve erkeği yaratmış, mutluluk recetesini de gondermiş. Bu yuzden mutluluğu uzaklarda aramaya hic gerek yok.
Sema Maraşlı
__________________
Eski Bir Feministin "Dinî Hukumler" İtirafı (Makale)
Dini Bilgiler0 Mesaj
●27 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Eski Bir Feministin "Dinî Hukumler" İtirafı (Makale)