Erkek kardeslerin ikisi de babalarindan kalma ciftlikte calisirlardi.
Kardeslerden biri evliydi ve cok cocugu vardi. Digeri ise bekardi. Her gunun sonunda iki erkek kardes urunlerini ve kÂrlarini esit olarak bolusurlerdi.
Gunun birinde bekar kardes kendi kendine:"Urunumuzu ve kÂrimizi esit olarak bolusmemiz hic de hakca degil" dedi, "Ben yalnizim ve pek fazla gereksinimim yok."
Boylelikle, her gece evinden cikip, bir cuval tahili gizlice erkek kardesinin evindeki tahil deposuna goturmeye basladi. Bu arada evli olan kardes, kendi kendine :
"Urunumuzu ve kÂrimizi esit olarak bolusmemiz hic de hakca degil, ustelik ben evliyim, bir esim ve cocuklarim var ve yaslandigim zaman onlar bana bakabilirler. Oysa kardesimin kimsesi yok, yaslandigi zaman hic kimsesi yok bakacak" diyordu.
Boylece evli olan kardes her gece evinden cikip,bir cuval tahili gizlice erkek kardesinin tahil deposuna goturmeye basladi. Iki erkek de yillarca ne olup bittigini bir turlu anlayamadilar, cunku her ikisininde deposundaki tahilin miktari degismiyordu.
Sonra, bir gece iki kardes gizlice birbirlerinin deposuna tahil tasirken carpisiverdiler. O anda olan biteni anladilar. Cuvallarini yere birakip birbirlerini kucakladilar.
Hayattaki en yuce mutluluk, sevildigimize inanmaktir.
__________________