Voltaire’nin İslamiyet ve Hz. Peygamber hakkındaki bazı sozlerine gelelim: “Hz. Muhammed’in dini en parlak dindir.” Mevcudiyetini zaferlere borclu olan bu din doğduğu gunden beri tanrı tarafından korunmaktadır. (a.g.e. 1/209) Aradan 1200 yıl gectiği halde (kendi cağı itibariyle) hÂla kurucusu zamanında nasılsa oyledir. Bizzat Muhammed tarafından yazılan (tebliğ edilen olarak) yasalar bugunde değerlerinden hic bir şey kaybetmemiştir.

“Muhammed İskender kadar cesur Numa kadar akıllıydı. Halbuki İsa mahkum edildiği zaman kanter icinde kaldı. Muhammed’in dini hic değişmedi. Sizler ise dininizi değiştirdiniz.

Batılılar ve yerli İslam duşmanları tarafından tenkid edilen Hz. Muhammed (s.a.v) Voltaire tarafından şoyle savunulmaktadır” Muhammed cok evlenmeyi ortaya atmak şoyle dursun, bilakis boyle bir geleneği ortadan kaldırmaya, sınırlandırmaya calışmış. Bilge Suleyman’ın 700 karısı varmış. Muhammed bunu dorde indirmiş (a.g.e. 1/320). “Turklere kardeş gozuyle bakmalıyız.” diyen Voltaire Turk kardeşlerine şoyle hitap ediyor:

“Turk kardeşlerime diyeceğim ki: “Tanrıya şukredip seninle şoyle bir tavuklu pilav yiyelim. Senin dinin bana cok saygı değer bir dizi gibi gorunuyor, bir tek tanrıya tapıyorsun, her yıl gelirinin kırkta birini zekÂt olarak vermek, bayram gununde duşmanlarınla barışmak zorundasın. Butun dunyaya iftira eden bizim yobazlar senin dininin, baştan başa duyguları okşayan bir din olduğu icin tutunduğunu, belki bin kez soylediler. Hepside yalan soylemiş bu zavallıların. Senin dinin cok sıkı gunde beş kez namaz kılmayı, dunyanın en zor orucunu tutmayı, bizim papazların tadını cıkardıkları şarapla likoru hic ağzına koymamayı buyuruyor.”

Voltaire tahrif edilmiş hıristiyanlığı tenkid edip Hz. Peygamber ve İslamiyeti pek cok yonden ovdukten sonra şu temennide bulunuyor: “Allah”ım! Keşke butun Avrupa milletleri musluman Turklerin yolunu ornek alsaydılar!”

Yazımızı Volteri teyid eden ve İslami kurallara gore defnedildiği soylenen unlu Rus yazarı Tolstoy’un şu sozleriyle noktalayalım “Benim icin Muhammedilik haca tapmaktan muhayize edilemeyecek kadar ustundur. Eğer insan secme hakkına sahip olsaydı aklı başında olan her hıristiyan ve her insan şuphe ve tereddut etmeden Muhammediliği; tek Allah’ı ve onun peygamberini kabul ederdi.”

Bu gercekler yalan, istismar ve entrika ile muslumanların zihinlerini bulandırmaya calışan misyonerlere arzolunur.

(Altinoluk dan alıntıdır)
__________________