Allah Resûlu sanki bugunu anlatıyor
Allah Resûlu (sallallÂhu aleyhi ve sellem) bir hadislerinde şoyle buyuruyorlar: “İhtimal bir gun Fırat’ın suyu cekilir. Ve altından hazineden bir dağ zuhur eder. Kim orada bulunursa bir şey almasın.” (Buhari, Fiten, 24; Muslim Fiten, 30; Ebu Davud, Melahim, 12, 13) Bu hadis, Efendimiz’in gaybî haberlerindendir.
Yani bu haber de Peygamberimiz’in kıyÂmete kadar olacak hadiseler hakkındaki net, parlak ve ayn-ı hakikat beyanlarından bir tanesidir. Bugune kadar Fırat’ın başında dunya kadar katliamlar meydana geldi. Yakın tarihten başlayacak olursak, Fırat’a yakın yerde Irak-İran savaşı oldu. 1958’de yine Fırat’a yakın bir yerde cok ciddî kıyım yapılarak Allah Resûlu’nun torunları katledildi.. Ancak, yukarıdaki hadîsten, bu iki hÂdiseyi cıkarmak uygun olmasa gerek..
Hadis Âlimleri, hadiste ifade edilen Fırat nehrinin suyunun cekilmesi hadisesini kıyamet alameti saymışlardır. Fırat nehrinin suyu cekilince dibinden bir kısım hazinelerin cıkacağını belirten bu hadisin manası, hem bu ifadelerin hakikatine hem de mecazına hamledilmiştir. Hakikaten Fırat nehri cekildiği zaman onun dibinde bir kısım altın madenlerinin cıkması muhtemeldir. Bu duşunce akıldan uzak değildir.
Boyle bir şey olmaz diyenlerin Fırat havzasının her tarafını iyice araştırıp incelemeleri gerekir. Şimdilerde, sozunu ettiğimiz olayın bu şekilde araştırılması lazım ki, bu sozun doğru olup olmadığı ortaya cıksın. Bu itibarla konuya ihtiyatlı yaklaşmak gerekir. Zira belki bir gun Fırat’ta olan boyle bir hazine insanımızın karşısına cıkabilir.. ve o zaman hadis-i şerif acıktan acığa ne ifade ediyorsa ona hamledilir ve hicbir tevil ve tefsire girmeye de gerek kalmaz.
Hadisi anlama adına şunu da bilmemizde fayda var: Bazen Efendimiz (aleyhissalatu vesselam) kıymetli bir meseleyi, yine kıymetli başka bir sembol ile anlatır. Mesela biz, altına altın dediğimiz gibi sarı madene de altın diyoruz. Bazıları da petrole siyah altın diyorlar. Aynen bu nazarla bakıldığında ihtimal Fırat havzasında belki suyun cekilmesiyle belki de suyun bir havuzda toplanıp bazı yerlere aktarılmasıyla Cenab-ı Hak oradaki mevcut petrol ve cevheri ortaya cıkaracaktır.
Bugun bir kısım ilim adamlarının, sozunu ettiğimiz havzada petrol olabileceğini bildirmeleri de bunu teyit etmektedir. Tabii orada bulunan değerli nesne petrolden veya altından başka bir şey de olabilir.
İhtimal hadiste Efendimiz (aleyhissalatu vesselam), insanlık icin uzun zaman yararlı olabilecek boyle bir meseleyi “altın” sozuyle ifade buyurmuş olabilir. Eğer bugun bunun emareleri gorulmuyorsa yarın gorulebilir. Ayrı bir bakış acısı olan bu mulahazayı da akla uzak gormemek lazım.
Bir diğer husus da şudur: Tarihî bir gercektir ki Fırat uzerinde bir baraj kurulmuştur. Bundan sonra daha başka barajlar da kurulabilir. Netice itibarıyla Efendimiz (aleyhissalatu vesselam) Fırat’tan bu ve benzeri şekilde elde edilecek semereyi “altın” olarak tavsif etmiş olabilir. Cunku bu da bir altındır ve Fırat bugun değeri acısından altın olarak akıyor dense doğrudur.
Ayrıca şu husus uzerinde de durulabilir: Gunumuzde cevre ve cevre temizliği ile alakalı calışma ve araştırmalarda bulunan ilim adamları ve uzmanlar, gelecekte bazı bolgelerde temiz su kalmayacağını ifade etmektedirler. Fırat nehri ise, Turkiye ile beraber birkac devletin istifade ettiği bir nehirdir. İş boyle olunca bir gun Fırat’ın suyunun altın gibi değer kazanması soz konusu olabilir. Bugun bile bazı ulkelerde bir şişe suyun cok pahalıya satıldığını biliyoruz. İhtimal gelecekte, bir şişe su birkac şişe petrolden daha kıymetli hale gelebilir.
“Kavganın bir tarafında siz olmayın!”
Hadis-i şerifin diğer rivayetlerinin sonunda Fırat’ın başında ciddi muharebeler olacağından ve o esnada tamah edip de el uzatmamak gerektiğinden bahsedilir. Efendimiz (sallallÂhu aleyhi ve sellem) ummetinden kendisine inanan bir cemaati, oyle bir mucadeleden el cekmeye ve mustağni davranmaya davet etmektedir. Oyle anlaşılıyor ki, bu mucadele mumin iki topluluk arasında meydana gelecektir. Zira inanmayan bir topluluk ile boyle bir kavganın olması duşunulduğunde Efendimiz’in kendi ummetini istiğnaya davet etmemesi gerekirdi. Cunku malı, ırzı, nefsi ve dini uğrunda olen, şehit olur. Bundan da oradaki kavganın iki mumin zumre arasında olacağı anlaşılmaktadır.
Bu acıdan meseleyi ele aldığımız zaman; orada ister hakikaten bir altın cıksın, ister iki Musluman topluluk birbirlerine karşı bir vaziyet alsınlar, isterse de orada cok cazip bir petrol olsun veyahut da bazı ulkelere giden petroller oradan gecsin, Fırat’ın başında ileride ciddi bir kavga olacağı anlaşılmaktadır. Bu mucadele doğrudan doğruya suyun başında da olabilir. İşte Efendimiz (sallallÂhu aleyhi ve sellem) boyle bir kavgada, kendine inananları (biraz) istiğnaya davet etmekte ve bu kavganın bu suretle durdurulabileceğini bildirmektedir.
Nasıl ki Efendimiz, Hazreti Hasan’a, “Benim şu evladım var ya! İki zumre arasındaki kavga bununla sulha donuşecektir.” demiştir. Ve Hazreti Hasan nasıl ki Hazreti Muaviye devrinde hilafetten ferÂgat etmek suretiyle, iki muhim İslam cemaati arasında hakikaten sulh oluşmuştur ve o Cedd-i Emced’ine yakışır bir davranış icinde bulunmuştur, aynen oyle de Efendimiz (aleyhissalatu vesselam), muminler arasındaki boyle bir kavgada, cok sevdiği kendi ummetine istiğnayı tavsiye etmektedir.
Her şeyin en doğrusunu Allah bilir.

OZETLE
1- Allah Resûlu bir hadislerinde şoyle buyuruyorlar: “İhtimal bir gun Fırat’ın suyu cekilir. Ve altından hazineden bir dağ zuhur eder. Kim orada bulunursa bir şey almasın.”
2- Fırat nehrinin suyu cekilince dibinden bir kısım hazinelerin cıkacağını belirten bu hadisin manası, hem bu ifadelerin hakikatine hem de mecazına hamledilmiştir.
3- Bir gun Fırat’ın suyunun altın gibi değer kazanması soz konusu olabilir. İhtimal gelecekte, bir şişe su birkac şişe petrolden daha kıymetli hale gelebilir.
__________________