"Kadınlar, şeytanın ağlarıdır.” hadis-i şerifinde, gayr-i meşru sevgiye kapılan ve ebedi saadetini kaybeden erkeklerin acı Âkıbetleri cok veciz bir şekilde dile getirilmiştir. Şeytanın ağı olan kadınlar, onun yolunda giden, boylece hem kendi ahiret hayatlarını tehlikeye sokan, hem de başkalarını haram yola sev eden kadınlardır.

Bir genc bir kız, yarın kiminle evleneceğini bilmeden ve zaten onunde uzun bir tahsil hayatı da varken, kimin olup kimin kalacağı mechul iken, dikkatlerini cektiği ve şehvetlerini tahrik ettiği yuzlerce insandan ancak birisiyle evlenebileceğini de cok iyi bildiği halde, kendini olcusuzce acıp sacabiliyorsa, bu kızımız, sevginin hakikatine erememiş ve bilmeden şeytana ağ olmuştur.

Şeytan o ağ ile, nice gencin iffetini, hayasını, terbiyesini ve nihayet imanını avlar. Nicelerinin hayallerini ifsat ve ic dunyalarını harap ettikten sonra, bunlardan birisiyle alÂka kuran bir genc kız, onunla nikÂhlanacağı Âna kadar da nice haramlar icinde yaşar.

Bu hayatın sonu nikÂhla biterse, geride gunah ve isyanla dolu koca bir zaman dilimi kalacaktır. Ya coğu kere olduğu gibi, sudan bahanelerle bu evlilik gercekleşmezse işte o zaman, Âhiretteki dehşetli azap yanında dunyada da taraflar icin bir omur boyu surecek vicdanî neticeler miras kalacaktır.

Kadını “şeytan ağı” olarak tarif eden hadis-i şerif, hem kadınları dikkatli olmağa cağırmakta, hem de şehvet esiri erkeklerin gercekte kimin ağına takıldıklarını haber vermekte ve onları ikaz etmektedir. Bu hadis ile, şehvetine esir olmuş bir erkek, şeytanın ağına takılmış serseri bir balık olarak tasvir edilmektedir.
__________________