KUR’AN-I KERİM DEĞİŞTİRİLMİŞ OLABİLİR Mİ, DİYENLERE CEVAP!




Gunumuzde bu turden hezeyanlar maalesef ki, artmıştır. Kur'an hakkında boyle bir soruyla fikir jimnastiği olur mu, her şeyden once! Biz, uzerimize duşeni yapalım, inkÂrcı kimselerin, Kur’an ve İslam hakkında, genc beyinlerin zihinlerini bulandırmalarına imkÂn olcusunde engel olalım.

MukaddesÂt hılafına, soz soylemek yada amel etmek caiz değilken, fikir yurutmek ve felsefe yapmak hic caiz olur mu?

Akıl ve indî goruşlerle bu mesele uzerinde fikir yurutmek, birilerinin, cahilce, inancsızlığa yonelebilme riskini artırır. Her soruda art niyet aramasak da bu, bir nevi şeytanî propaganda gibidir. Şeytan memnundur yani, bu tarz tartışmalar acılmasından! Cunku konuşanların ekserisi ilimden anlamayan ve Kur'an ilimlerine hakim olmayan yahut da en azından Arapca bile bilmeyen kimselerdir. Ayrıca durum boyleyse, Kur'an'ı nasıl eleştirebilirsiniz!

Boyle bir soru soran arkadaşın, Kur'an'ı indirildiği dil olan Arapca aslından yıllarca araştırıp kafasında ilmî, bilimsel, aklî, tecrubesel, tarihsel, sosyal, psikolojik vb sayısız soruları olması ve bu soruların kaliteli olduğunu da, yıllarca ilim ve bilim adamlarıyla istişare etmiş, bunların makul itirazlar olduğunu da ortaya koymuş yada en azından oyle kanaat getirmiş olması gerekmez mi? Kur'an lugatını, ıstılÂhını, nahvini, sarfını, belağatını, usûlunu, sebeb-i nuzullerini, nuzul yerlerini/zamanlarını, Peygamber tarafından yapılmış acıklamalarını, uygulamalı Sunnetini, Peygamberden sonra ashabın Kur'an uzerindeki tefsirlerini, her asırda temel İslÂmî ilkeler istikametinde muctehid alimlerin Ayetleri yorumlamalarını okumadan, Muslumanların tarihini ve İslÂm'ı yaşama tarzlarının muspet ve menfî yonlerini okuyup araştırıp, doğrularıyla yanlışlarını birbirinden ayırmadan Kur'an uzerinde yorum yapmak doğru mudur?

Boyle şupheler ortaya atan kimseler Allah'tan korkmuyorlarsa bile, kullardan utanmazlar mı? Karşılıklı olarak, ilim sahibi bir Muslumanla, insanların gozleri onunde tartışırken, eline Kur'an (Mushaf) verilip, "Kur'an'ın neresinde bir tutarsızlık gordun; buyur goster" dendiği vakit, bir satırını okuyup anlayamadığı o muhteşem Kitap'tan da mı utanmayacak!

Bu Kitabın İlÂhî koruma altında olduğunun delili olan, "Şuphe yok ki o Zikri (Kur'an'ı) Biz indirdik. Onu koruyacak olan da elbette Biziz" (Hicr: 9) Ayeti tum mu'minler ve aklı başında herkes icin Kur'an'ın, Allah Kelamı olduğunun belgesi oluyor da, ne ilginctir ki, sizin icin bir anlam taşımıyor! Size bu Ayet soylendiğinde, "Kur'an'ı değiştiren kimse, bunu da yazmış olamaz mı" diyorsunuz! Bu kadar cahilce ve mantıksızca bir soz olabilir mi? 1400 yıl onceki el yazması nushalarda da bu Ayetin olduğunu gorecek kadar basiretiniz mi yok yoksa araştırmadığınız icin, kuru sıkı atma alışkanlığı olan bir arkadaşımız mısınız? Bunu, hep yapar mısınız? İncil ve Tevratlar (dikkat edin coğul eki kullandım), Asırlar icinde 2400 kez değiştiriliyor da, Kur'an'ın hÂl 1400 kusur senedir asla değişmeden gunumuze gelmesi hatta kıyamete kadar da asla değişmeyeceği noktasındaki iddiası karşısında, nasıl aklınız mağlup olup kalbiniz ve vicdanınız yumuşamıyor? 100 yıldan, 100'lerce yıllardan bahsetmiyoruz. Tum dunya şeytanlarının değiştirip bozmak icin yırtınmalarına rağmen, değiştirilmeyen bir Kitap'tan bahsediyoruz. Haclı seferlerinin temel amaclarından birisi, işgal edilen Musluman yurtlarındaki, kutuphanelerindeki başta Kur'an ve İslÂmi eserler olmak uzere İslÂm mirasını yakıp, yok etmekti. Bilimsel anlamda onemli saydıkları bazı eserleri de calmaktı. Bugun Batı'nın bilim ve teknik başarısının nedeni İslÂmî eserleri calıp tercume ederek, onlardan yararlanmalarıdır. Bizim gucumuzun kaynağının da, Kur'an olduğunu uzun zamanların tecrubesiyle iyi bildikleri icin, bizim Kur'anla bağlarımızın kopması ve kendilerine benzememiz icin ellerinden geleni yaptılar, yapıyorlar.

Allah, inkÂrcılara, Kur'an'ı okumalarını, anlamalarını ve selim bir akılla uzerinde duşunmelerini istemektedir. Boyle yaparlarsa "el-Hakîm" (tutarlı, celişkisiz, hikmetli) sıfatına sahip olan o Kitapta asla bir celişki olmadığını goreceklerdir. Kur'an'ın Allah'ın Kitabı olduğunun başka bir kanıtı da budur! Bırakın, dinsel, dogmatik inanışların Kur'an'a uygun olup olmadığını, -sizin anlayacağınız şekilde, misal verelim- siz, Kur'an geldiği gunden bu zamana bilimsel ve teknik hicbir buluşun Kur'an'a aykırı olduğunu hic gordunuz mu, duydunuz mu? Sizce, bir ateist bilim adamı İslÂm'a, şeriata saldırırken, eline fırsat gecse, o en iyi bildiğini sandığı hatta kendini bilim ilÂhı ilan ettiği sahalardaki yaptıkları buluşlar, Kur'an'la ortuşmeseydi, o inkarcı bilimci hic, bir saniye durur muydu, bu konunun cığırtkanlığını yapmadan? Asırlardır yapılan icadlar ve buluşların hic mi biri Kur'an'a aykırı olmaz! Bu gerceği, bilim insanı olduğunu soyleyen bir takım zevat ne zaman itiraf edecek acaba? Yoksa soylemeseler de, bilim adamlarının calışma ofislerinde ve laboratuvarlarında Kur'an tefsirleri var da siz mi bunu bilmiyorsunuz! Bu durum, kevnî kanunların da belirleyicisi olan Allah'ın apacık bir mucizesi ve Kur'an'ın da en buyuk mucize olduğunu gostermiyor mu?

"HÂl onlar Kur'an'ı gereği gibi duşunmeyecekler mi? Eğer o, Allah'tan başkasından gelseydi, elbette icinde birbirini tutmayan bircok şeyler bulurlardı." (NisÂ: 82)

Tarih boyunca Kur'an'a nazîre yapmak isteyen pek cok edebiyatcı ve curetkÂr cahiller ortaya cıkmıştır. Her defasında da hezimete uğrayıp, rezil olmuşlardır. Bazıları iman etmişler, bazıları da felsefe yapıp kufurlerine devam etmişlerdir. Kur'an'da tahaddî Ayetleri vardır. Yani bu Ayetler, "Kur'an, Allah'ın Kitabı değildir" diyenlere meydan okuma Ayetleridir. Tabir-i caizse, "bu, iddiayla olmaz; gercekten doğru soyluyorsunuz buyrun, onun benzeri bir Kitap yazın, (bunu yapamadınız mı, zaten yapamayacaksınız; o halde) ondaki sûrelerin benzeri on sûre yazın, getirin (bunu da mı yapamadınız, kim dedi ki yapabileceğinizi; o halde hadi) en kucuk bir sûresi (kevser) kadar bir sûre yazıp getirin ve bu iddianızı ispat edin" demektir. Kur'an'ı gonderen yuce irade, bu işin asla yapılamayacağınu o kadar kesinkes biliyor ki, tum dunyaya meydan okuyor. Bugun yapamasalar da yarın yaparlar mı acaba, diye de bir endişe taşımıyor. HÂl mı gerceği gorup tuyleriniz diken diken olmuyor, titreyip sarsılmıyorsunuz, kafanızda ve kalbinizde 100 şiddetinde depremler olmuyor ey kÂfirler! Meydan okuma sadece insanlara da değil. Cinlere de yani şeytanlara da, aynı teklif sunuyor! Bakın, kÂfirleri şaşırtıp saptıran şeytanların da bir halttan anladığı yokmuş! Onları gozunde buyutenlere duyrulur! Eğer, bu konuda başarılı olma imkÂn ve ihtimalleri olsaydı şu anda dunyada, insanın elinden cıkmış -hÂşÃ‚- sayısız cakma kuranlar olmaz mıydı?

Hristiyan Âlemi, resmi din uzerinde anlaşmak ve pek cok meseleleri tartışmak icin 2048 papazla, M.S 325 yılında İznik'te toplantı yaparak, sayıları hızla artmakta olan cok sayıdaki İncilleri azaltmak ve Hz. İsa'nın tanrı olup olmadığını tartışmak, bazı incilleri gayri resmi ilan etmek icin bir araya gelmişlerdi. Bu konsilde incillerin sayısı dorde indirildi ve sadece bunlar resmi incil kabul edildi. Mesela, Barnabas incili Kur'an'a yakın mesajlar verdiği icin gayri resmi ilan edildi. Gorulduğu gibi, tahrif edilmiş kitapların uydurma sayısız nushaları bulunmaktadır. Ve muharref kitaplara inananlar bu nusha cokluğuyla mucade etmek zorunda kalmaktadırlar. Kur'an icin boyle bir durum iddia edebilecek kişi var mı? Ayrıca incillerin sayısı dorde inince, bunlar Allah'ın Kitabı mı sayılıyor? "Allah Hz. İsa'ya tek kitap verdi. Bu dort kitap da neyin nesi?" demez mi akıllı bir insan? Ayrıca bugunku incilleri okuyan kimse gorecek ki, Ayet diye soylenenlerin belki yuzde sekseni Hz. İsa'nın sozu olarak veriliyor. "Bu, Allah'ın Kitabı mı yoksa Hz. İsa'nın Hadis kitabı mı?" diye sormaz mı insan? İncil, Allah'ın vahyettiği talimatlardan oluşmaktaydı. Nerede bu Ayetler? Hristiyan din adamları Ayetleri tahrif ederken, hızlarını alamayıp tumden mi sildiler? Yerine de kafalarına gore cumleler yazdılar? Allah'ın da Kur'an'da bildirdiği gibi, Hz. İsa'ya bir kısmı "Allah'tır" demektedir. Bu insanlar Allahu A'lem, İncili tahrif edip yeniden yazan Hristiyan din adamlarıysa, Hz. İsa'yı Allah kabul ettikleri icin, sozde Ayetleri de onun ağzından yazmışlardır. Bazı yerlerde Hz. İsa'ya Allah, bazı yerlerde Allah'ın oğlu demektedirler. Aynen Kur'an'ın haber verdiği gercekleri gorebiliyor musunuz? M.S 325'deki konsilin incilleri azaltmak dışında en onemli gundemleri "İsa Allah mı?" sorusu noktasında beyin jimnastiği yapmak idi biliyor, musunuz? Onlar da bir nevi "Kur'an değiştirilmiş olabilir mi" şeklinde beyin jimnastiği yapanların yaptığını yapmışlardır. Gunumuze kadar da defalarca konsiller toplandı. Katoliklerin kabul ettiği konsili, Ortodokslar kabul etmez; Ortodoksların kabul ettiğini Katolikler kabul etmez! Adamların her toplantısı sorun olan ve sorun olmaya devam eden dinlerine yeni ayarlar cekmektir. Siz İslÂm alimlerinin İslÂm dinine ayar cekmek icin gercekleştirdiği boyle tek bir konsil bilir misiniz? Allah'a hamdolsun, Allah'ın Kitabı guneş gibi ortada ve insanların gozu onundedir; kıyamete kadar da kimse ilişemeyecek. Bunu da, kudreti sonsuz olan Allah, t baştan soylemiştir. Peygamberimizin Hadisleri de senedleriyle, kanıtlarıyla meydandadır.

"De ki: "Andolsun bu Kur'an'ın bir benzerini getirmek icin insanlar ve cinler bir araya toplansalar, birbirine yardımcı olsalar dahi, yine benzerini getiremezler." (İsrÂ: 88)

"Eğer kulumuz (Muhammed)’e indirdiğimiz (Kur’an)’dan şuphe icinde iseniz, siz de onun benzerinden bir sûre getirin. Allah’tan başka şahidlerinizi de (yardımınıza) cağırın; eğer doğru soyleyen kimseler iseniz (bunu yapın). Eğer bunu yapamazsanız –ki asla yapamayacaksınız- o halde yakıtı insanlarla taşlar olan ve kÂfirler icin hazırlanmış o ateşten sakının." (Bakara: 23, 24)

"Yoksa onlar: "Onu (Kur'an'ı) kendiliğinden uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Oyle ise, eğer doğru soyleyenler iseniz, siz de onun benzeri bir sûre getirin. Hatta Allah'tan başka kimi cağırabilecekseniz cağırın!" (Yûnus: 38)

"Yoksa onlar: "Onu kendisi uydurup duzuyor" mu derler? Hayır, onlar iman etmezler. Eğer doğru soyleyenler iseler, haydi onun gibi bir soz getirsinler." (Tûr: 33, 34)

"Yoksa: "Onu kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Oyleyse haydi siz de onun gibi uydurma on sûre getirin. Allah'tan başka kime gucunuz yetiyorsa, onları da cağırın. Eğer doğru soyleyenler iseniz." (Hûd: 13)

Bu kadar acık meydan okumalar karşısında tum kÂfir insanlar ve cinler Kur'an'ın bir benzerini getirmek şoyle dursun, bir sûresinin dahi benzerini getiremiyorlar ve hatta o Kur'an'ı tahrif bile etmeye gucleri yetmiyorsa; bu apacık mucize karşısında insanlar hÂl gerceği gormuyorlar mı? İnsanların en iyi yaptığı şey bozmak ve bozgunculuk değil midir? Hatta vahiysiz toplumların değişmez sıfatı bozgunculuk yapmak, bozmak, yıkmak, tahrip etmek değil midir? Ee, vahyi inkÂr eden bir toplum değil, tum dunya birleşsinler en iyi anladıkları ve yaptıkları tahrifat ve tahribat işini Kur'an icin gercekleştirsin bakalım! Bunu yapmalarına imkÂn bile yoktur! Kelam ilminde vacip-mumkin ve muhal diye bir konu vardır. Mesela; Allah'ın oğlunun olması muhal (imkÂnsız)dır. Aynı bu şekilde insanların ve cinlerin Kur'an'ı tahrif etmeleri de muhal yani imkÂnsız olan, ihtimal dahilinde olmayan şeylerdendir. Bu durum da mı, kufur ehlini etkilemedi? Gozleriyle apacık azabı gormedikce inanmamak kadar akılsızlık olabilir mi? O zaman geldiğinde, pişmanlık fayda sağlamayacak ve kÂfirlerin konuşmalarına bile izin verilmeyecek. Huzur-u İlÂhi'de secdeye gitmek isteyecekler de, buna guc yetiremeyecekler! Dunyada gururdan, kibirden secdeye varmayan alınları ahirette de secde edemeyecek ve ruku'a gitmeyen belleri Âdeta kilitlenecek de dumduz olacak; ruku ve secde kackınları her ikisinden de mahrum kalacaklardır. Allah oyle Âdildir ki, kÂfirlerin suclarına uygun bir ceza vermektedir. Buna "suca uygun ceza" denir. Nebe Sûresinin 26. Ayetinde: "(Amellerine) uygun bir ceza olmak uzere" buyrulur. KÂfirlerin de dunyada iken nasıl ki, kibir ve forslarından dolayı bir turlu alınları secdeye değmediyse, cezaları da ahirette secdeden mahrum olmak şeklinde olacaktır!

"Baldırın acılacağı (gerceklerin ortaya cıkacağı, işlerin gucleşeceği) o gunde onlar secde etmeye davet edilecekler de, edemeyeceklerdir. Gozleri onlerine eğilmiş, kendilerini de bir zillet kaplamış olarak. Halbuki onlar sapasağlam iken secdeye cağrılıyorlar (ama buna yanaşmıyorlar/namaz kılmıyorlar)dı." (Kalem: 42, 43)

Demek ki, dunyada iken, kibir ve gururlarıyla caka satan bu insanların icinde bulundukları maddi genişlikler bir imtihanmış ve kendilerinin sandığı gibi, izzet yada şeref sebebi değilmiş onlar icin. Ayette de işaret edildiği gibi, onlar zillet icinde insanlarmış.

Bir Ayetle konumuzu tamamlayalım.

"Ayetlerimizi yalanlayan her ummetten bir topluluk haşredeceğimiz gun, onlar bir arada (toplanıncaya kadar) durdurulurlar. Nihayet geldiklerinde (Allah) der ki: "Benim Ayetlerimi -onları bir bilgiye dayanarak kavramadığınız halde- yalanladınız ha! Yoksa ne yapıyordunuz? Zulmetmeleri sebebi ile, soz (azab) aleyhlerine gercekleşti. Artık konuşamazlar." (Neml: 83-85)

Kur'an'ı yada Kur'an Ayetlerini bir bilgiye dayanmadan ve iyice okuyup kavramadan, bilgisizce, zalimce inkÂr eden kimseler icin, buyuk bir tehdittir bu! Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, Allah'ın azabı sucun cinsinden yani suca uygun olacağı icin; dunyada Ayetleri yalanlayıp inkÂr edenlerin, konuşarak İslÂm'a ve Allah'a sataştıkları icin, Allah adaleti gereği bu kimselere konuşma izni vermeyecek ve sozlerini dinlemeyecek! Suca uygun ceza!

İnsanlar sanmasınlar ki, yaptıkları kotulukler, zulumler, iftiralar, inkÂrlar, kufurler ve şirkler yanlarına kÂr kalacak ve hÂşÃ‚ Allah onları unutacak da yarın ortaya cıkarmayacak! BilÂkis, Allah'ın affına ve rahmetine layık olmadıkca herkesin tum yaptıklarını, onlar onemsemeseler hatta unutsalar bile, Allah unutmayacak ve tek tek onların hesabını soracak ve karşılığında, celÂl, kudret, kahr, intikam sıfatlarına uygun şekilde onlara şiddetli bir ceza verecektir. Ahirette Allah'ın rahmetine nail olacaklar ancak şirk koşmadan iman etmiş muvahhid Muslumanlar olacaktır.

Rabbim, bizi şirk koşmaktan korusun, şanına layık şekilde iman ve ibadet etmemizi kolay kılsın. Nefis, şeytan ve zalimlerin kotuluklerinden uzaklaştırıp, mahkeme-i kubrada hesabı kolaylaştırılan ve rahmete mazhar olanlardan eylesin. Henuz iman etmemiş kimselere de ceşitli vasıtalarla iman etmelerini nasip etsin. Âmin!


Yusuf Semmak
__________________