Dunyadaki zulum ve insanlık sucları arttıkca ve insanoğlu her gecen gun biraz daha kıyametin eşiğine doğru suruklendikce; hafızalarda, “Acaba insanlık icin en buyuk bela, kainatın en buyuk fitnesi, dunya ve ahiret icin en buyuk tehdit ne olabilir?” suali, ister istemez zihinlerde oluşuyor. Gonulleri işgal ediyor.

İslam’a gonul vermiş aziz milletimiz de, kureselciler eliyle dunya uzerinde tezgÂhlanan “insanlık dışı muameleleri ve haksız işgalleri” gozlemledikce, “Gercekten en buyuk fitne nedir?” sualini kendine sormaktan edemiyor.
Herkes, “İnsanlık icin ve tabii ozellikle Muslumanlar icin en buyuk fitne, en buyuk bela ne acaba?” sualine kendince cevaplar bulabilir, kendi seviye ve zaviyesine gore karşılık verebilir. Ancak bu sualin, “en doğru cevabı”nı “Allah ve O’nun kutlu Rasûlu Hz. Muhammed’in bildiği ve bildirdiği”ni dikkate alarak, Musluman olarak “dosdoğru haberin kaynakları” o yuce referanslara kulak vermek durumunda olduğumuz aşikardır.

Bu bağlamda, “İnsanlık icin ve tabii ozellikle Muslumanlar icin en buyuk fitne, en buyuk bela nedir acaba?” sualinin cevabı verilmiş, bu hususta bizzat Hz. Muhammed (sav) tarafından kıyamete kadar gelmiş ve gelecek tum ummet–i Muhammed uyarılmıştır.
Bu bir teferruat değildir, ameli bir olay değildir; dunya ve ebedi olan ahireti şekillendiren temel esasa ilişkin meseledir, imana ilişkin konudur. İslam itikadının konusudur. Dolayısıyla, bu manada soz hakkı da Allah ve Rasûlu’ne aittir.

İşte o kutlu elcinin “ahirzaman ikazı”yla “en buyuk fitne”nin niteliği...
“Şu bir gercek ki, ummetim adına korktuğum en onemli şey, dalalete sapmış ve saptıran yoneticiler ve onderlerdir. Ummetimden bazı gruplar (Hak din olan İslam’dan saparak) muşriklere ve ehl–i kitaba iltihak edeceklerdir, onların dinlerine dahil olacaklardır” (Ebu Davud, Sunen, Fiten, 1; İbn Mace, Sunen, Fiten, 9).

Hatta oyle ki, bazı hadis–i şeriflerde Rumlar olarak da zikredilen bu Hıristiyanlar ve Yahudiler, “keler deliği”ne girseler, işte ummet–i Muhammed’den “ahir zamanın sapık gruplar”ı “o Haclının keler deliği”ne dahi girmeye kalkışacaklardır (Buhari, Sahih, İ’tisam, 96/7319–7320; Muslim, Sahih, İlm, 6; İbn Mace, Sunen, Fiten, 17; Ahmed Bin Hanbel, Musned, 2/450–511, 3/84–89).

Abdullah bin Omer (ra), ahir zamanda Irak’a musallat olacak olan Şeytan–Deccal’in ordularına ilişkin Hz. Peygamberin hadis–i şerifini sahabelere aktardığı esnada, “kıyametin eşiğindeki bu en buyuk fitne”nin niteliği sorulduğunda, buyuk sahabi, “Anası doğurmayasıca, onların (ehl–i kitap ve muşriklerin) dinlerine girmenizdir” buyurmaktadır (Buhari, Sahih, Kitab’ul Fiten, 92/6094–6095).

Bu fitnenin “teknik adı” Deccal fitnesi ve “deccalin comezleri”nin fitnesidir. Hakkı orttuğu, Hz. Muhammed’in nubuvvetini setrettiği, hakkı silip supurmeye kalkıştığı icin “Mesih” adı da verilmektedir ki, işte bu deccal ve comezleri kıyamete yakın zamanda tureyecektir. Bunların sayısı 30 (il 70) civarında olacaktır. Bunların tamamı, son peygamber Hz. Muhammed’i devredışı bırakarak kimisi kendisini peygamber, (kimi de Mesih) olarak one cıkartacaktır (Ebu Davud, Sunen, Fiten, 1; İbn Mace, Sunen, Fiten, 9).
Bu deccaller ve comezleri, başka topluluklardan değil, maalesef Muslumanlar arasından tureyecektir. Hz. Peygamberin haber verdiği, ahir zamandaki bu kucuklu–buyuklu tum deccalerin ortak vasfı, Muslumanları yegane Hak din olan İslam’dan ve son peygamber Hz. Muhammed’den soğutup uzaklaştırarak Ehl–i Kitab’ın (Hristiyan ve Yahudilerin) “muharref akaidleri”ne doğru suruklemektir. Bu en buyuk fitnenin temsilcileri, ehl–i kitap ile “amentude ittifak”larının olduğunu acıkca ilan edeceklerdir. Bunlar, Kur’an–ı Kerim’in “yasaklayıcı acık hukumleri”ne rağmen Musluman kadınları Hristiyan ve Yahudilerle evlendirip nikÂhlama cığırı acacaklardır. Bunlar, Kelime–i Şehadet’teki “Hz. Muhammed’in peygamberliğine inanma ve ikrar etme”nin “cennetlik olmak icin şart olmadığı”nı yayacaklardır... Kısaca, hadis–i şeriflerde haber verildiği uzere Hıristiyan ve Yahudilere iltihak edeceklerdir (Ebu Davud, Sunen, Fiten, 1; İbn Mace, Sunen, Fiten, 9).

Bu nebevi ikazlar cercevesinde, irili ufaklı deccallerin ve comezlerinin tamamının ortak vasfının “Musluman kılıklı gizli Hristiyan veya Musluman kılıklı gizli Yahudi” olacakları gorulur. En buyuk fitne de, Hz. Omer’in oğlu Abdullah’ın (ra) beyan ettiği uzere, işte bu deccallar eliyle ummet–i Muhammed’in, onların gireceği keler deliğine girmeye varıncaya kadar “Haclı akaidi”ne suruklenmesidir (Buhari, Sahih, Kitab’ul Fiten, 92/6094–6095).
Bu buyuk fitnenin, “itikadî tehditleri” kadar, Hicaz bolgesinin ve İstanbul’un yeniden işgali ve insanlık dışı cefaların pervasızca sergilenmesi gibi “siyasi boyutları” da olacağı, bizzat Hz. Peygamber tarafından haber verilmektedir (Ebu Davud, Sunen, Melahim 3/4294).
Butun peygamberlerin ummetlerini ikaz ettikleri en buyuk fitne, işte bu Deccal fitnesidir. Deccal de, basiret ehli Muslumanların fark edecekleri bicimde simasında “kÂfir” yazan tam bir kuresel yalancıdır, iki yuzlu, Musluman kılıklı Haclıdır (Buhari, Sahih, Fiten, 92/6094–6095 –7131–7179; Ebu Davud, Sunen, Fiten, 1; İbn Mace, Sunen, Fiten, 9).
Elindeki ateşi soğuk su, suyu ise ateştir; yani ateşi su, suyu da ateş gosterecek kadar, Hakkı batıl batılı da Hak gosterecek kadar maharetli bir Mesih’ud Deccaldir. (Buhari, Sahih, Fiten, 92/7130).
Ahir zamanda yediden yetmişe tum Muslumanlar icin en buyuk bela, Hz. Peygamberin haber verdiği işte bu “Musluman kılıklı gizli Haclılar”dır. Teknik ifadesiyle “irili–ufaklı deccaller”; sayısı 30 ila 70 arasında değişeceği haber verilen buyuk–kucuk Deccal takımıdır (Ebu Davud, Sunen, Fiten, 1; İbn Mace, Sunen, Fiten, 9).

Bu buyuk fitnenin karşısında, ummet–i Muhammed’den kıyamete dek dimdik ayakta duracak; Hz. Muhammed Mustafa (sav) başta olmak uzere, İmam Ali (kv), Hz. FÂtıma (rha), İmam Hasan (ra) ve İmam Huseyin'i (ra) kapsayan Ehlibeyt yolunu temsil edecek Hak uzere bir grup surekli var olacaktır. Onlar, Allah’ın yardımını goreceklerdir. Allah’ın emri (olan kıyamet) gelinceye kadar, bu kendilerine ters duşerek Hak’tan ayrılanlar onlara asla zarar veremeyecektir” (Ebu Davud, Sunen, Fiten, 1; İbn Mace, Sunen, Fiten, 9)
Hz. Peygamberin Yuce Allah’a sığındığı uzere, Allah nefsimizi, neslimizi ve insanlığı bu buyuk Deccal fitnesinden muhafaza etsin (Buhari, Sahih, Fiten, 92/7129).


__________________