Enes ibni Malik RadiyallÂhu Anh anlatıyor:

Cahiliye devrinde yılda iki gun vardı ki, halk o gunlerde eğlenirdi. Resulullah SallallÂhu Aleyhi Vesellem Medine’ye gelince şoyle buyurdu:


“Sizin de eğleneceğiniz iki gununuz var. Allah, Cahiliye devrindeki o gunlerin yerine size daha hayırlısını verdi. Onlar Ramazan ve Kurban Bayramı gunleridir.” (NesÂi, İydeyn: 1)
Ramazan ve Kurban Bayramlarının dinimizdeki onemi, İslÂmın iki temel ibadeti olan oruc ve hac ibadetiyle ilgili olmalarından kaynaklanır.

Ramazan Bayramı oruc ibadetine duyulan bir şukrun sevincidir, Kurban Bayramı da kurban ve hac ibadetinden dolayı duyulan bir şukrun sevincidir.

Ramazan Bayramı, oruc gibi bir ay suren meşakkatli bir ibadete gosterilen sabır imtihanının başarılması demektir.

Nefislerini bir ay sureyle Allah rızası icin yeme, icme ve cinsel arzularından alıkoyan mu’minler, boylesine bir bayramı hak ederler. Ramazan Bayramı bu anlamda bir aylık Ramazan orucunun toptan iftar vaktidir. Bu sır icindir ki, bu bayrama “Fıtır Bayramı” adı verilmiştir.

Her gun oruclarını kusursuz tamamlayanların iftarla sevindikleri gibi, bir ayı tamamlayanların da bayramla sevinmeleri, Ramazan Bayramının en manalı ve duygulu bir yonunu teşkil eder.

Her sene bu iki bayramı kutlamanın sevincini yaşarız. Allah’a olan şukrumuzu bir kat daha arttırmaya calışırız.

Enes ibni MÂlik RadiyallÂhu Anhın anlattığına gore Resulullah SallallÂhu Aleyhi Vesellem, Ramazan Bayramı gunu birkac tane hurma yemeden bayram namazına cıkmazdı. (Buhari, İydeyn: 4)

Cabir ibni Abdullah RadiyallÂhu Anh Resulullah SallallÂhu Aleyhi Vesellemin bayram namazını şoyle anlatıyor:


“Bayram gunu Resulullah SallallÂhu Aleyhi Vesellemle birlikte namazda hazır bulundum. Hutbe okumadan once, ezan okumadan ve kamet getirmeden namaza başladı. Sonra Bilal’e dayanarak ayakta iken Allah’a karşı takva uzere bulunulmasını tavsiye etti. Allah’a itaate teşvik ederek halka vaaz ve nasihatte bulundu. Sonra yurudu, kadınların bulunduğu tarafa gelince onlara vaaz ve nasihatt etti.” (Muslim, SalÂtu’l-İydeyn: 4)
Bayram namazından sonra sadaka vermek de Resulullah SallallÂhu Aleyhi Vesellemin uzerinde onemle durduğu hususlardan biridir. Bu konudaki hadis-i şerifin meali şoyledir:

İbni Abbas RadiyallÂhu Anhum anlatıyor:

Resulullah SallallÂhu Aleyhi Vesellem, Ebu Bekir, Omer ve Osman ile birlikte Ramazan Bayramı namazında hazır bulundum. Bunların hepsi de namazı hutbeden once kıldırır, sonra da hutbeyi okurlardı.

Bir defasında Resulullah SallallÂhu Aleyhi Vesellemin hutbeden sonra minberden aşağıya indiğini, cemaatin dağılmaması icin eliyle “oturun” işareti yaptığını gorur gibiydim.

Sonra yanında BilÂl olduğu halde, erkeklerin saflarını yara yara kadınların bulunduğu yere geldi. Resulu Ekrem:

“Ey Peygamber! İnanmış kadınlar, Allah’a hicbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, cocuklarını oldurmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek, iyi işi işlemekte sana karşı gelmemek hususunda sana biat etmeye geldikleri zaman, biatlerini kabul et ve onlar icin Allah’tan mağfiret dile. Şuphesiz Allah, cok bağışlayandır, cok esirgeyendir” (Mumtehine Suresi, 12) Âyetini okuduktan sonra kadınlara:

“Sizler bu biat uzere sabit misiniz?” diye sordu.

İclerinden kim olduğu bilinmeyen bir kadın:

“Evet, ey Allah’ın Resulu” dedi.

Diğerleri cevap vermedi. Bunun uzerine Resulullah SallallÂhu Aleyhi Vesellem, “Oyle ise sadaka verin” buyurdu.

BilÂl elbisesini yayarak, “Babam, annem size feda olsun! Haydi gelin atın” dedi.

Onlar da halkalarını, yuzuklerini BilÂl’in elbisesi icine atmaya başladılar.” (Muslim, SalÂtu’l-İydeyn: 1)
Bayram gunlerinde meşru dairede oyun ve eğlenceye de musaade edilmiştir. Bu husustaki Peygamberimizin musaadesini Hz. Âişe RadiyallÂhu Anh anlatıyor:

Bir def’a Mina gunlerinde (yani Kurban Bayramının ilk uc gunlerinden birinde) Resulullah SallallÂhu Aleyhi Vesellem yanıma girdi. Karşımda BuÂs ezgilerini def calarak okuyan iki kız vardı. Yatağına uzanıp yuzunu cevirdi.

Derken Ebu Bekir girdi: “Bu ne hal? Resulullah’ın yanında şeytan calgıları mı?” diyerek beni azarladı.

Bunun uzerine SallallÂhu Aleyhi Vesellem ona donup, “Onlara ilişme” diye buyurdu.

Babamın zihni başka bir şeyle meşgul olunca kızlara işaret ettim, onlar da cıktılar.

Buhari’nin rivayetine gore Muhammed SallallÂhu Aleyhi Vesellem, “Onlara ilişme” dedikten sonra “Her kavmin bayramı vardır, bu da bizim bayramımızdır” ya da “Bu gunler bayram gunleridir” diye eklemiştir.
(Muslim, İydeyn: 16-22, BuhÂrî, İydeyn: 25)
Asr-ı SaÂdette, bugunku folklore benzer şekilde millî geleneğe dayanan mızrak oyunları ve rakslar vardı. Bunu genellikle Habeşistanlılar oynardı. BuhÂrî ve Muslim gibi hadis kitaplarında bu hususta Hz. Âişe’den nakledilen bazı rivayetler vardır.

Bir bayram gunu Sudanlılar kalkan ve mızrak oyunu oynayıp raks ederken Resulullah SallallÂhu Aleyhi Vesellem onları gordu, Hz. Âişe’nin bu oyunu seyretmesine izin verdi.

Hz. Âişe RadiyallÂhu Anh bu durumu şoyle anlatıyor:

“Habeşliler gelerek raksetmeye başlayınca Resulullah SallallÂhu Aleyhi Vesellem beni cağırdı. Ben de gelerek başımı onun omuzuna dayadım. Habeşlilerin oyununa bakmaya başladım. Nihayet onlara bakmaktan ilk vazgecen ben oldum.”

Hatta boyle bir oyunda Resulullah SallallÂhu Aleyhi Vesellem Habeşlilere, “Haydi bakalım Efrideoğulları, goreyim sizi!” buyurarak bir teşvikte de bulunmuştu.

Oyle ki, boyle bir ekibi gorunce taşlamak sûretiyle onlara engel olmak isteyen Hz. Omer RadiyallÂhu Anha Resulullah SallallÂhu Aleyhi Vesellem:

“Bırak onları, y Omer!” diyerek teskin etmişti.
(Muslim, Îydeyn: 18-22)

__________________