Esma Bintu Ebî Bekr (radiyallahû anha) anlatıyor:

"Henuz muşrik olan annem yanıma geldi; nasıl davranmam gerekeceği hususunda Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'den sorarak:

'Annem yanıma geldi, benimle (goruşup konuşmak) arzu ediyor, anneme iyi davranayım mı?' dedim.

'Evet, ona gereken hurmeti goster.' dedi." [Buharî, Hibe 28, Edeb 8; Muslim, Zekat 50 (1003); Ebu Davud, Zekat, 34 (1668)]

Hadiste zikri gecen, Esma'nın annesi hakkında bircok munakaşalar var. Bizim icin hadisin ifade ettiği ahkam muhimdir. Anne ve baba kafir olsa bile onlara karşı insani vazifelerimizi, evlatlık alaka ve hurmetini gostermek gerektiği anlaşılmaktadır. Hatta bu hadisten, kafir bile olsa anne ve babaya nafaka vermenin vacip olduğu hukmu cıkarılmıştır.

Kafir bile olsa anne ve babaya karşı hurmet etmek ve nafaka vermek meselesinin ehemmiyeti şuradan anlaşılmaktadır ki, yukarıdaki hadis uzerine vahiy gelmiş ve mesele Kur'an-ı Kerîm'de hukme bağlanmıştır.

"Sizinle din hususunda muharebe etmemiş, sizi yurtlarınızdan da cıkarmamış olanlara iyilik, onlara adaletle muamele etmenizden Allah sizi men etmez. Cunku Allah, adalet yapanları sever." (Mumtahine, 60/8)

Muşrik bile olsa anne ve babaya hurmet hususunda şu ayet daha acıktır: (Mealen)

"Eğer onlar, sence ilimde olmadık herhangi bir şeyi bana eş tutman uzerinde seni zorlarlarsa, kendilerine itaat etme. Onlarla dunyada iyi gecin. Bana donenlerin yoluna uy…" (Lokman, 31/15)

Bu acıklamalara gore Musluman olan bir anne baba, ne kadar gunahkar olursa olsun, onlara saygı ve hurmette kusur etmemek lazım geldiği kendilinden anlaşılır.

İtaat etmek ayrıdır, isyan etmek ayrıdır. Allah TeÂla'ya isyan olmadıkca anne-babaya mutlak itaat emredilmiştir. O halde Allah’ın emrine aykırı olmayan her isteklerini yerine getirmek gerekir. Allah’ın emirlerine aykırı olan isteklerine ise uyulmaz; ama isyan da edilmez. Bu istekleri yerine getirilmez ve sessiz kalınır. Hurmet ve saygı devam eder.

Kalpleri ceviren Allah’tır. Ona iltica etmek gerekir. Cocukların anne babalarına gosterdikleri bu sevgi, saygı ve hurmet onların kalplerinin yumuşamasına neden olabilir. Hedef ve gaye onları kazanmak olmalıdır.

Dinimiz teyze ve dayıyı anne yerinde, hala ve amcayı da baba yerinde kabul etmiştir. Bu sebeple onlara hurmet ve saygı anne babaya yapılmış gibi kabul edilmiştir. Onların haram isteklerine uyulmaz. Fakat saygı, hurmet ve sılayı rahimde kusur etmemek gerekir.

Diğer akrabalara gelince, sıla-i rahimi kesmek doğru değildir. GunahkÂr da olsa onlarla ilişkiyi kesmek yerine tedavi etmek icin calışmak gerekir.

İyi gunde iyi insanlarla herkes kardeşlik yapar. Onemli olan en zor zamanlarda kardeşlik yapmak ve kardeşini kotulukleri ve gunahı icinde bırakmamaktır. Gercek vefa gercek dostluk ve kardeşlik budur.

İnanc yonunden bÂzı kusurları, İslÂmî yaşayış bakımından birtakım eksiklikleri olan akarabalarımızın, imkÂn nispetinde bu eksikliklerininin telÂfisine calışmak, onları hakka ve hakikata ısındırmaya gayret etmek bize duşer.

CenÂb-ı Hakk'ın da Peygamberimize (asm) tavsiyesi acıktır:

"Once en yakın akrabalarına hakkı tebliğ et." (ŞuarÂ, 26/214)

Bu İlÂhî tavsiye hepimiz icin gecerli değil midir?


__________________