CenÂb-ı Hakk’a şukurler olsun ki bir RamazÂn-ı Şerîf’i daha idrÂk etmemizi CenÂb-ı Hak lûtfuyla, keremiyle ihsÂn eyledi, ikram eyledi.
RamazÂn-ı Şerîf, Rabbimiz’in kulları icin buyuk bir ikram ayıydı. Gonullerin rikkat, hassÂsiyet kazandığı; yureklerin İslÂm şahsiyet ve karakteriyle kıvam bulduğu bir mevsimdi. İlÂhî affın tuğyÂn ettiği mubÂrek bir aydı. İcinde bir omre bedel bir Kadir Gecesi’ni barındıran, mÂnevî bir hazineydi.
Hamd olsun ki bu mubÂrek ayın feyz ve rûhÂniyeti icinde ibadetlerimizle, ahlÂkî vasıflarımızla, muÂmelÂtımızla, muÂşeretimizle, bilhassa din kardeşliğimize olan mes’ûliyete îtin gostererek Rabbimiz’in rızÂsını kazanmaya gayret ettik. İnşÃ‚allah Rabbimiz kabul buyurmuştur. Lûtfettiği bu mubÂrek ay icin Rabbimiz’e ne kadar şukretsek az. Buyuk bir lûtuf ayıydı.
Bize emredilen iki husus vardır omrumuz boyu:
Birincisi; tÂzim li-emrillÂh:
AllÂh’ın butun emirlerini buyuk huşû, vecd ve istiğrak hÂlinde îf edebilmenin gayreti icinde olabilmek.
İkincisi; şefkat al halkıllÂh:
Yani AllÂh’ın butun mahlûkatına merhamet ve şefkat gostermeye gayret etmek. HÂlık’ın (şefkat) nazarıyla mahlûkÂta bakabilmek.
Zira butun mahlûkat insan icin yaratıldı. SemÂdaki diğer yıldızlarda bu mahlûkat yok. Yalnız bu dunyada, o da insan icin yaratıldı. Yani ne varsa insan icin yaratıldı.
Fakat şimdi asıl mesele, Ramazan’ın feyz ve rûhÂniyetini butun hayatımıza yaygınlaştırmak.
Darb-ı meselde buyruluyor:
“Her gorduğunu Hızır, her geceyi Kadir bil.”
Yani her gorduğunu Hızır bil: Yani karşılaştığın bir kimse, bir AllÂh’ın dostu olabilir. Gariptir, zayıftır, kimse farkına varmaz. CenÂb-ı Hakk’a yakın bir gonuldur. Sen de o gonle girmekle CenÂb-ı Hakk’a yakınlık kazanırsın.
İşte MevlÂn Hazretleri; “Bir gonul al ki hacc-ı ekber olsun.” Ki o gonlu bulabileceksin, o AllÂh’a yakın gonlu bulabileceksin. Fakat onu bilemiyorsun, mechul. Demek ki her gonle îtibÂr etmek…
Yine MevlÂnÂ’nın guzel bir ifadesi var:
“Hacca gidenler orada diyor, evin diyor, sahibini arasınlar diyor, BeytullÂh’ın sahibini arasınlar diyor. Eğer diyor, BeytullÂh’ın sahibini bulabilirlerse her yerde KÂbe’yi bulabilirler.”
Yani:
وَهُوَ مَعَكُمْ اَيْنَ مَا كُنْتُمْ
“Nereye gitseniz, O sizinle beraberdir…” (el-Hadîd, 4)
Kalbin bu kıvamı kazanabilmesi…
“Her geceyi Kadir bil.” buyruluyor:
Gecenin rûhÂniyetiyle guclenebilmek, sabaha o mÂnevî/rûhÂnî gucle girebilmek. Yani mÂnevî aclığımızı seherlerle doyurabilmek. Gonlumuze bir gıda verebilmek. Namazdan hakkıyla istifade icin nasıl ki onu mîrac ufkunda kılmak lÂzımsa… CenÂb-ı Hak; “…Secde et ve yaklaş.” (el-Alak, 19) buyuruyor. Geceden de hakkıyla istifÂde etmek icin, onu Kadir Gecesi kıymetinde değerlendirmek îcÂb ediyor. Cunku her gece, ne nasip geleceği mechul.
CenÂb-ı Hak davet ediyor:
وَالْمُسْتَغْفِرِينَ بِالْاَسْحَارِ
(“…Seherlerde istiğfar ederler.” (Âl-i İmrÂn, 17]) buyuruyor.
سَاجِدًا وَقَائِمًا
(“…(Geceleyin) secde ederek ve kıyamda durarak…” [ez-Zumer, 9]) buyuruyor.
سُجَّدًا وَقِيَامًا
(“…Secde ederek ve kıyamda durarak…” [el-FurkÂn, 64]) buyruluyor. CenÂb-ı Hak ısrarla davet ediyor.
Tabi Kadir Gecesi de bu gecelerin icinde en mûten bir gece. Oyle bir an olur ki o gecede Kadir’den bir nasip gelir. Hayatımızı “عَمَلًا صَالِحًا” salih amellerle ihy edilen bir RamazÂn-ı Şerîf hÂline getirebilmek, son nefesimizin de bir bayram hÂline gelebilmesi icin, Ramazan terbiyesiyle kazandığımız mÂnevî kıymetleri, Ramazan’dan sonra da devam ettirebilmek.
Bilhassa ehemmiyetine binÂen, sÂlihler ve sÂdıklarla beraber olmak.
Hazret-i Ali -radıyallÂhu anh- buyuruyor ki:
“SÂlih ve sÂdık kişilerle beraber olun ki onlarla oturup kalkın ki onların karakter ve şahsiyetleri size in’ikÂs etsin, sirÂyet etsin. İnsanlar hayattayken sizleri ozlesinler, vefÂt ettiğiniz zaman da sizlere hasret duysunlar.”
Yani şu semÂda hoş bir sad bırakabilmek, rahmet ile hatırlanabilmek…
Yine MevlÂn Hazretleri buyuruyor ki:
“Sen, anılması guzel bir soz ol. Cunku insan, kendisi hakkında soylenen guzel sozlerden ibarettir.”
Rahmetle anılması, arkasından…
Dikkat edilecek husûsiyetler:
Birincisi; CenÂb-ı Hakk’ın rızÂsının hangi ibadetlerde olduğu gizlenmiştir ki butun ibadetlere rağbet edilsin.
Diğeri; gazabının hangi isyanlarda olduğu gizlenmiştir ki butun gunahlardan kacınılabilsin.
İbrahim Edhem Hazretleri:
“Sen diyor, gunahın kucukluğune bakma diyor, kime karşı isyan ettiğine dikkat et.” diyor.
Yine CenÂb-ı Hak, insanlar arasında dostlarını gizlemiştir ki butun insanlara hurmet gosterilsin.
Yine CenÂb-ı Hak duÂlar arasında kabul ettiği duÂyı gizlemiştir ki butun duÂlara îtibÂr edilsin.
Bilhassa:
وَالْمُسْتَغْفِرِينَ بِالْاَسْحَارِ
(“…Seherlerde istiğfar ederler.” (Âl-i İmrÂn, 17])
İsimler arasında ism-i Âzamı gizlemiştir ki butun esmÂ-i ilÂhîye tÂzim edilsin.
Namazlar arasında orta namazı, salÂt-ı vustÂ’yı gizlemiştir ki butun namazlar huşû ile kılınsın.
Tevbeler arasında kabul olanı gizlemiştir ki cok tevbe edilsin. Bilhassa seher vakitlerinde yine… Acıyor CenÂb-ı Hak kapılarını.
Canlılar arasında olum vaktini gizlemiştir.
Nasıl Ay ve Guneş bir takvimle, her insan bir takvimle, her mahlûkat bir takvimle, her nebat bir takvimle geliyor; canlılar arasında olum vaktini gizlemiştir ki her an olume hazır olmak gerektiği şuuruyla yaşansın.
اَللّٰهُمَّ لَا عَيْشَ إِلّٰا عَيْشُ الْآخِرَةِ Rasûlullah Efendimiz buyuruyor. “Esas hayat Âhiret hayatıdır.” (BuhÂrî, Rikāk, 1) Ne zaman da geleceği belli değil.
Kadir Gecesi’ni de Ramazan geceleri arasında gizlemiştir ki butun Ramazan gecelerine îtin edilsin.
Yine buyruluyor:
Ramazandaki ibadetlerimizin, muÂmelÂtımızın kabulunun delili, Ramazan’dan sonra aynı hÂl ve istikÂmette bulunabilmek.
Yani Ramazan, senenin bir nabzı olmalıdır. Kalbimiz daima gecmiş Ramazan’da elde edilen kıvamın ziyan edilmemesi, gelecek Ramazan’a kadar da feyizle hazırlanmaya gayret etmektir.
Nitekim Muall bin Fadl -radıyallÂhu anh- buyuruyor:
“Selef-i sÂlihîn, CenÂb-ı Hakk’a altı ay boyunca kendilerini Ramazan’a ulaştırması icin du ederlerdi. Geri kalan altı ayda da idrÂk ettikleri, yaşadıkları Ramazan’ı kabul buyurması icin du ederlerdi.”
Duşunmek lÂzım ki omur, ne kadar uzun gorunse de sayılı gunlerden ibarettir. RamazÂn-ı Şerîf de gayet kısa bir zamandır. Bu sebeple nasıl Ramazan, mÂnevî kazanca bir fırsat mevsimi olarak gorup gayretlerimizi artırıyorsak, omru de bir Ramazan hÂlinde ihy edebilmek ve son Ânın bir bayram sabahı olmasına gayret etmektir.
Yine ehlullah’tan, Allah dostlarından Mirza Mazhar CÂn-ı CÂnÂn -rahmetullÂhi aleyh- buyuruyor ki:
“RamazÂn-ı Şerîf, zikirle uyanık olarak gecirilirse, senenin kalan kısmında bu guzel hÂl devam eder. Eğer bu ayda bir kusur ve gevşeklik olursa, bunun izi butun sene boyunca gorulur.”
Demek ki RamazÂn-ı Şerîfimiz nasıl bir kıvam buldu, Ramazan’dan sonraki hÂlimiz de bunun bir delili olmuş oluyor. Guzel dînimiz, CenÂb-ı Hakk’ın bir lûtfu, İslÂm’ı hayatımızın her safhasında feyz ve rûhÂniyetle, dolu dolu yaşamaya Rabbimiz cumlemizi muvaffak eylesin -inşÃ‚allah-.
İslÂm, omrun her Ânını duzenleyen bir hayat nizamıdır. Dolayısıyla kimi zaman yaşanıp kimi zaman ihmÂle gelmez.
CenÂb-ı Hak:
“Ey îmÂn edenler! AllÂh’ın azametine gore bir takv sahibi olun ki ancak muslumanlar olarak can verin.” (Âl-i İmrÂn, 102) buyuruyor.
Bu cok muhim bir Âyet. CenÂb-ı Hak… ElhamdulillÂh, hidÂyet uzerine dunyaya geldik. HidÂyet uzere yaşamaya gayret ediyoruz. Fakat son nefes bir mechul. CenÂb-ı Hak:
“…Ancak muslumanlar olarak can verin.” (Âl-i İmrÂn, 102) buyuruyor. “Musluman olarak can verirsiniz.” buyurmuyor. Bize takvÂyı tavsiye ediyor:
“…Eğer siz, AllÂh’ın dînine yardım ederseniz, (yaşarsanız, yaşatırsanız) Allah da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.” (Muhammed, 7) buyuruyor.
CenÂb-ı Hak -inşÃ‚allah- bu RamazÂn-ı Şerîf’i ihy eden kullarından olduk -inşÃ‚allah-. Temizlendik -inşÃ‚allah-. Biz -inşÃ‚allah- RamazÂn-ı Şerîf’teki hÂlimizi devam ettirmeye gayret edeceğiz. Tabi kul hakları ve borclar hÂric. Onları da helÂlleşmeye ve odemeye gayret edeceğiz -inşÃ‚allah-…
Osman Nuri Topbaş - 2017 Sohbetleri
__________________
Ramazan’dan Sonraki HÂl ve İstikÂmetimiz
Dini Bilgiler0 Mesaj
●27 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eðitim Forumlarý
- Ýslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Ramazan’dan Sonraki HÂl ve İstikÂmetimiz