Başlamadan once aşağıdaki acıklamaları okumanız yorumlamanızı ve anlamanızı kolaylaştıracaktır.

Tum ovguler o Allah'a ki, Kuran'ı insanlık dunyasına indirdi. SalÂt ve selam olsun o Peygamber'e ki, Kuran'ı insanlığa tebliğ edip bildirdi. Allah indirmeseydi, inmezdi; o Resul bildirmeseydi, bilinmezdi. Rahman, rahmetiyle oğretti Kuran'ı; onunla iyiye ve guzele kılavuzladı insanı. Yozlaşmamışsa insan, bozulmamışsa iman, kirletilmemişse irfan, Hakk'a ve doğruya goturmede yeterli olacaktır Kuran.

Meal Kuran metnine en kucuk bir ekleme yapılmadan vucuda getirilmiş olmalıdır. Bunu soylerken, mealin, cevirisi yapılan sozun eksiksiz bir aktarılışı olacağı yolunda bir kanaat taşıyor değiliz. Kuran'ın hicbir dile tam bir cevirisi yapılamaz. Hicbir ceviri, ne kadar mukemmel olursa olsun Kuran değildir. Ne var ki mÂnasını anlamadan okumak da Kuran okumak değildir. Meal zaten olabilecek en yakın ceviridir. Bunun icine parantez arası ilaveler koymaya başladığınız anda, yapılan meal olmaktan cıkar, tefsir olur. Getirilen yorumların kısa olması, parantez icine alınması, yapılan işi bilimsel anlamda tefsir olmaktan cıkarmaz.

Surekli parantez acmaya gidilmesinin bir sebebi de Kuran'ın ifadelerindeki birden fazla anlam boyutundan sadece birinin esas alınıp diğerlerinin parantez icine sokulmasıdır. Oysaki, bu farklı anlam boyutlarından her birinin acıkca ve paranteze gidilmeden verilmesi gerekir. İlahi kelamın karşılığı olan birkac anlamdan birini esas alıp otekileri, meali yapanın kendi kanaatiymiş gibi parantez icine sokmak, bilimsel olmadığı gibi, Kuran' ın insanlığa sunduğu mesajı daraltmak, kayıtlamak şeklinde bir yanlışa da vucut verir.

O halde yapılması gereken şudur: İki anlamı bir virgul (,) yada bolu (/) cizgisi ayrımıyla olduğu gibi vermek.

Bu acıklamalardan sonra, esas aldığımız ilkelerin bazılarına kısaca işaret edebiliriz:

Sureler iniş sırasına gore tertip edilmiştir. Bu, Turk dilinde bir meal bunyesinde ilk kez yapılmaktadır. Bu sayede vahyin iniş sırasının sergilendiği ilahi-evrensel esprileri yakalamak kolaylaşacak ve Kuran'ın teşrii mantık ve tarzı daha rahat izlenebilecektir.
Yaşayan Turkce'yi kullandık. Her eserin, o arada bir mealin amacı, anlaşılır bir dille mesajlar vermektir. Kuran mealinin amacı, Kuran mesajını anlaşılır bir dille, hitap edilen kitleye aktarmaktır. Ancak kesinlikle korunması gerektiğine inandığımız bazı terim ve deyimleri olduğu gibi koruduk. EsmÂul Husna(Allah'ın isim-sıfatları) gayb, zıhar, infak vs. gibi tek kelimeyle verilmesi cok zor veya imkansız olan Kuransal kavramları coğu yerde olduğu gibi koruduk.
Mealimizde tek bir parantez dahi kullanılmamıştır.
Birden fazla anlamı olan kelime ve terimlerin, anlamlarının sadece biri değil, tumu verilmiştir. Bu durumda ikinci,ucuncu... anlamlar arasına bolu(/) cizgisi konulmuştur.
Bazı kelime, terim ve deyimlere, geleneksel mufessir ve mealcilerin verdikleri, Arap dili ve kuran terminolojisi bakımından tutarsız veya zorlama gorduğumuz karşılıklar yerine Arap dili lugatlarının verdiği karşılıklar kullanılmıştır.
Sure başlangıclarına ve sayfa ustlerine surenin hem iniş sıra numarasını hem de resmi mushaftaki numarasını koyduk. İlk numara resmi sırayı ikinci numara iniş sıra numarasını gosterir.
Fıkıh ve tasavvuf ekollerinin kendi anlayışlarına uygun olarak, kelime, edat, ve bağlaclara yukledikleri yerel subjektif anlamlara itibar edilmemiştir.

Kuran, insanoğlunu surekli aciz bırakan bir kelamdır. Bu kelam hakkında hic kimsenin "son soz"u, "tek soz"u soylemek gibi bir yetkisi ve şansı olamaz. Yapılan tum mealler, tum tefsirler tartışmaya acıktır, tartışılacaktır, tartışılmalıdır. Cenabı Hak karşısında bizi aklayacak ve odule layık kılacak olan, niyetimiz ve hizmet aşkımızdır.
__________________