CEHENNEM AZABI

Cehennem (sakar) nedir, sen bilir misin?
Ne alikoyar, ne birakir.
Be$ere delicesine susami$tir.
(Mudessir Suresi, 27-29)


Ate$ Azabi

Cehennemdeki bu hayatin icinde, en buyuk ve temel azap ku$kusuz
ate$tir. Ate$in cehennemin karakteristik ozelligi olmasi ate$in diger
i$kencelere kiyasla insanin benligini kokunden sarsan yok eden bir
unsur olmasindan kaynaklanir. Insan vucudunun en derin noktalarina,
Kuran'in tabiriyle "hucrelerine" kadar i$leyen bir azaptir ate$.

I$te cehennem ehli, cehennemde "cayir cayir yanmakta olan" (Mearic
Suresi, 15), ofkeli, "alevleri kabardikca kabaran" (Leyl Suresi,
14), "cilginca yanan" (Furkan Suresi, 11) bu ate$in icine atilirlar
ve ciglik cigliga yanarlar. Bir ayette $oyle denir:

Kimin tartilari hafif kalirsa. Artik onun da anasi (son
duragi) "haviye"dir (ucurum). Onun ne oldugunu (mahiyetini) sana
bildiren nedir? O, kizgin bir ate$tir. (Kaaria Suresi, 8-11)

Ayetlerden anla$ildigina gore, ate$ cehennemin her yerini
kaplami$tir. Bu cukurda ate$ten korunulan, ate$in eri$medigi bir yer
yoktur. Kafir diger fiziksel ve ruhsal i$kencelere tabi olurken de
hayatinin her aninda ate$le muhataptir. Ate$, son derece buyuktur.
Kuran, onun buyuklugunu ve $iddetini ifade ederken, ate$in
kivilcimlari icin "saray" ve "deve suruleri" benzetmelerini kullanir:

O gun, yalanlayanlarin vay haline. Kendisini yalanladiginiz (azab)a
gidin. Uc dala ayrilmi$ bir golgeye gidin. Ne golge altinda
barindirir, ne (yakici) alevden korur. Gercekten o, sanki her biri
saray olan bir kivilcim sacar. Her biri, sanki sapsari erkek deve
suruleri gibidir. (Murselat Suresi, 28-33)

Kafirler ate$ten kacmak, ondan kurtulmak icin tum guclerini
harcarlar. Ama kacmalarina izin verilmez. O oyle bir ate$tir ki, "yuz
cevirip arkasini doneni cagirir-durur". (Mearic Suresi, 17) Bir ba$ka
ayette ise $oyle denir:

Fasik olanlar icinse, artik onlarin da barinma yeri ate$tir. Oradan
her cikmak istediklerinde, geri cevrilirler ve onlara: "Kendisini
yalanladiginiz ate$ azabini tadin" denir. (Secde Suresi, 20)

Boyle bir ate$le yananlarin tahayyul edilemeyecek ciglik ve
inlemeleri ortaligi kaplar. Yalnizca bu korkunc ciglik ve inlemeler
bile cehennem ehli icin ozel bir azap kaynagidir. Orada "kemikleri
catirdatan inlemeler vardir". (Enbiya Suresi, 100) Bir ba$ka ayete
belirtilene gore ise, "mutsuz olanlar ate$tedirler, onlar icin orada
(kahirla ve aciyla) nefes alip vermeler vardir". (Hud Suresi, 106)

Ate$, dayanilmaz bir acidir. Insan bir kibrit copunun alevine bile
parmagini bir saniye tutamaz. Korkunc bir aci duyar. Ancak bu dunyada
bu ve benzeri $ekillerde hissettigimiz ate$ azabi, cehennemdekinin
yaninda cok cok zayiftir. Cunku insan, dunyada uzun sure yanamaz.
Eger yanan bir ate$in icine du$mu$se, 5-10 saniye icinde can verir,
ate$in buyuk acisini cok kisa bir anda ya$ar.

Ancak cehennemdeki durum, cok korkunctur, cunku oradaki ate$ insani
oldurmez, yalnizca aci cektirir. Cehennem ehli, sonsuza kadar surecek
olan bir ate$in icinde sonsuza kadar yanacaktir. Bu i$lemin sonsuza
kadar surecegini bilmenin verdigi dayanilmaz bir caresizlik,
umutsuzluk ve yikim icindedir.

Azabin bir ba$ka yonu de, ozel olarak yuzlerinin yakilmasidir. Insani
kibirlendiren, bu kibirle kendisini mustagni gormesini saglayan
vucudunun en onemli yeri yuzudur. Cunku yuz ki$iye ayri bir fert olma
ozelligi kazandirir. "Ben" diye tanimlanan varligin en belirgin
gostergesidir. Guzellik ve cirkinlik kavramlarinin en yogun olarak
toplandigi bolgedir. Insanlar, gazetelerde ya da televizyonda yuzu
ileri derece yanmi$ birisinin goruntusune rastladiklarinda, $iddetli
bir acimayla kari$ik urperti hissederler. Ardindan benzer bir
felakete kar$i Allah'tan koruma isterler. Hic kimse boyle bir
felaketi kendisine kondurmak istemez ve zaten kisa surede bu goruntu
unutulur. Ancak inkarcilarin gaflette oldugu bir $ey vardir ki, o da
benzer bir sona hem de akillarinin alamayacagi kadar $iddetlisine
adim adim yakla$makta olduklaridir. Cehennemdeki ate$ insan vucudunun
her noktasina buyuk acilar verir. Ama insanin yuzunun yanmasi en
acisidir. Gozler, kulaklar, burun, dil ve derinin, yani be$ duyu
kaynaginin ayni anda bulundugu tek ve en onemli bolgedir yuz. Insan
yuze gelecek darbelere kar$i cok hassastir, en ufak bir harekete
$iddetli bir refleksle cevap verir. Cehennemde ise yuz, ate$te
kizartilir, kaynar sularla ha$lanir. Acinin en yogun olarak
hissedildigi yere en agir i$kenceler yapilir. Ayetlerde, bu azap
$oyle tasvir edilir:

Yuzlerinin ate$te evrilip cevrilecegi gun, derler ki: "Eyvahlar bize,
ke$ke Allah'a itaat etseydik ve Resule itaat etseydik." (Ahzap
Suresi, 66)

Giyimleri katrandandir, yuzlerini ate$ burumektedir. (Ibrahim Suresi,
50)

Ate$, onlarin yuzlerini yalayarak yakar da onun icinde onlar (etleri
siyrilmi$ olarak siritan) di$leriyle kaliverirler. (Muminun Suresi,
104)

CEHENNEMIN ODUNLARI, KAYNAR SU VE DAGLANAN VUCUTLAR

Kafirlerin cehennem ate$i icinde yanmalari anlatilirken, Kuran'da
dikkat cekici bir ifade kullanilir. Buna gore, kafirler yana
yana "cehennemin odunu" haline gelmi$lerdir. Cehennemde ate$in
kavurdugu herhangi bir nesne gibi yanmazlar. Kafirlerin kendileri
ate$in ozunu, yakitini olu$tururlar. Bu durum bir ayette $oyle
bildirilir:

"Zulmedenler, ise onlar da cehennem icin odun olmu$lardir". (Cin
Suresi, 15)

Odunun kendisi, ate$inin yakacagi herhangi bir cisimden cok daha
uzun, cok daha $iddetle, icin icin yanar. I$te kafirler de, ayni
$ekilde yalanladiklari bu ate$in odunu olurlar. Ayetler de, bu gercek
$oyle haber verilmi$tir:

Ey iman edenler, kendinizi ve yakinlarinizi ate$ten koruyun ki onun
yakiti insanlar ve ta$lardir... (Tahrim Suresi, 6)

$uphesiz inkar edenler, onlarin mallari da, cocuklari da kendilerine
Allah'tan (gelecek azaba kar$i) hicbir $ey kazandirmaz. Ve onlar
ate$in yakitidirlar. (Al-i Imran Suresi, 10)

Gercekten siz de, Allah'in di$inda taptiklariniz da cehennemin
odunusunuz, siz ona varacaksiniz. (Enbiya Suresi, 98)

Odun yerine gecen insanlarin yaninda, bir de ate$i yakmak icin
kullanilan gercek odunlar vardir. Ancak burada da farkli bir azap
ya$anir. Dunyada iken dost, ornegin kari-koca olan inkarcilar,
birbirlerinin ate$ine odun ta$irlar. Kuran'da, Ebu Leheb ve
karisindan $oyle soz edilir:

Ebu Leheb'in iki eli kurusun; kurudu ya.

Mali ve kazandiklari kendisine bir yarar saglamadi.

Alevi olan bir ate$e girecektir. E$i de; odun hamali (ve)

Boynuna bukulmu$ bir ip (baglanmi$) olarak. (Mesed Suresi, 1-5)

Bu, dunyadaki tum baglarin kopmasi demektir. Dunyada iken
birbirlerini cok sevdiklerini soyleyen ve birlikte Allah'a kar$i
isyan eden kafirler, cehennemde birbirlerinin ate$ini beslerler.
Orada tam bir ihanet soz konusudur. Allah'tan ba$ka edinmi$ olduklari
tum dostlar, en yakinlari, e$leri dahi birer du$man haline
gelmi$lerdir.

Canli ve cansiz odunlarla bu $ekilde yanan ate$, bir de
kafirleri "ha$layan" sulari kaynatir.

Insanin en buyuk organi vucudunu cepe cevre saran, hissetmesini, zevk
almasini saglayan derisidir. Kalinligi birkac milimetreyi gecmez.
Insanin en cok deger verdigi yuzu, elleri, kollari, bacaklari ve
diger butun organlari deri tarafindan sarmalanmi$tir. Ancak deri
hassasligi yuzunden en buyuk aci kaynagi olabilir. Derinin en zayif
oldugu nokta ise ate$e ve kaynar sivilara kar$i olan zafiyetidir.
Ate$ deriyi kavurur yakar, kaynar su ise ha$lar. Kaynar su insanin
derisini tek bir nokta bo$ta birakmaksizin cepecevre sarar. Incecik
deriyi kabartir, deri iltihapla $i$er, su toplar ve patlar, boylece
dayanilmaz bir azaba neden olur. Dunyadaki fiziksel guzelligi, gucu
kuvveti, makami, $ohreti, hicbir $eyi insani kaynar bir suya kar$i
dayanikli kilmaz. Kuran'daki ifadeyle, "kufre saptiklarindan dolayi
onlar icin cilginca kaynar sular ve acikli bir azab vardir". (Enam
Suresi, 70) Bir ba$ka ayette de $oyle denir:

Ve eger o, yalanlayan sapiklardan ise artik (onun icin) alabildigine
kaynar sudan bir $olen vardir. Ve cilginca yanan ate$e bir atilma da.
$uphesiz bu, kesin bilgi ifade eden bir gercektir. (Vakia Suresi, 92-
95)

Bir ba$ka yerde ise, kafirlere yapilacak kaynar su azabi $oyle
anlatilir:

Onu tutun da cehennemin orta yerine surukleyin.

Sonra kaynar suyun azabindan ba$inin ustune dokun;

(Azabi) tad; cunku sen, (kendince) ustun, onurluydun.

Gercekten bu, sizin ku$kuya kapildiginiz $eydir. (Duhan Suresi, 47-50)

Bunlarin yaninda, ate$ azabinin bazi farkli ce$itleri vardir. Birisi
de, ate$te kizdirilan metallerle cehennem ehlinin vucutlarinin
daglanmasidir. Ancak kendilerini daglamak icin kullanilacak olan bu
metaller, dunyada iken Allah'a ortak ko$tuklari mal ve mulkleridir:

... Altini ve gumu$u biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar...
Onlara aci bir azabi mujdele. Bunlarin uzerlerinin cehennem ate$inde
kizdirilacagi gun, onlarin alinlari, bogurleri ve sirtlari bunlarla
daglanacak (ve "I$te bu, kendiniz icin yigip-sakladiklarinizdir;
yigip-sakladiklarinizi tadin" (denilecek). (Tevbe Suresi, 34-35)

DAHA BA$KA AZAPLAR

Cehennem, cogu insanin sandigi gibi yalnizca bir tur "dev firin"
degildir. Cehenneme giden insanlar ate$te yanacaklardir. Bu dogrudur.
Ama cehennemde var olan tek $ey ate$ degildir. Orada insani hem
fiziksel hem de psikolojik yonden azaplandiracak cok ce$itli
yontemler vardir.

Dunyada, i$kence icin cok farkli yontemler, araclar geli$tirildigini
biliyoruz. Cogu kurban bu i$kenceler sirasinda ya sakat kalir ya da
acidan olur. Sag kalanlar ise genelde akil sagliklarini kismen, hatta
bazen tumuyle yitirirler. Oysa bu dunyadaki i$kence yontemleri,
cehennemdekilere oranla kar$ila$tirilamayacak kadar hafiftir.
Cehennemde cok farkli, cok geli$mi$ i$kence yontemleri
kullanilacaktir. Dunyada elektrik verilerek i$kenceye ugratilan bir
insani da, verilen elektrigi de, insanin elektrige olan aci
duyarliligini da Allah yaratmi$tir. Daha insana aci verecek bircok
bilinmeyen kaynak ve insanin bilinmeyen bircok zaafi vardir. Allah
yarattigi kullarinin zaaflarini en iyi bilendir. Bu zaaflar
dogrultusunda en cok aciyi da yine Allah verecektir. Bu, "Muazzip"
(azap edici) ve "Kahhar" (kahredici) olan Allah'in kanunudur.

Kuran'da haber verildigine gore cehennemde azap her yonden
gelmektedir. Azaptan kendilerini korumaya firsatlari yoktur, azap her
yandan onlari ku$atmaktadir. Ustlerinden, altlarindan gelen azabi
savmaya guc yetiremezler. Ayetler $oyledir:

Azab konusunda senden acele (davranmani) istiyorlar. Oysa cehennem, o
inkar edenleri gercekten ku$atip-durmaktadir. Azabin onlari
ustlerinden ve ayaklarinin altindan kaplayacagi gun
(Allah): "Yaptiklarinizi tadin" der. (Ankebut Suresi, 54-55)

Ayrica, cehennemdeki, $u anda bilemedigimiz daha ba$ka farkli azap
kaynaklari da Kuran'da $u $ekilde haber verilir:

Cehennem; onlar oraya girerler; ne kotu bir yataktir o. I$te bu;
tatsinlar onu: Kaynar su ve irin. Ve onun $eklinden ba$ka, cift cift
(olan daha beter azablar) vardir. (Sad Suresi, 56-58)

Bu ayetten ve diger bazi ayetlerden, cehennemdeki azabin cok farkli
turleri olabilecegini anliyoruz. Bunlarin ate$, a$agilama gibi en
belirgin olanlari ayetlerde anlatilmi$tir, ama ayetlerden anla$ildigi
gibi, cehennemde cok daha ba$ka azap ve i$kence turleri de vardir.
Ornegin ate$ ve kaynar suyun yani sira vah$i hayvanlarin saldirisi,
akrepler, bocekler ve yilanlarla dolu bir cukura atilmak, farelerin
saldirisina ugramak, canli iken kurtlanmi$ yaralara sahip olmak ve
bunlarin cok daha ustunde hayal gucunun bile alamayacagi butun azap
kaynaklari, hem de hepsi ayni anda olabilir.

SICAK, KARANLIK, DUMAN VE DARLIK

Dunyada insana en cok sikinti veren ortamlar dar, pis, karanlik ve
sicak ortamlardir. Cok sicak, nemli ortamlar insani bogar, yuksek nem
en temel ihtiyac olan nefes almayi zorla$tirir. Nefes alamamak insani
$iddetli bicimde bunaltir, gogsu daralir, kalbi siki$ir. Cok sicak ve
nemli havalarda golge bile rahatlatici olmaz. Gorunmeyen ama yogun
bir tabaka insani cepecevre ku$atir, nefes borusundan girip gogsunu
tikar. Luks saunalardaki yuksek isi ve neme insan cok kisa bir sure
dayanabilir. On dakika yogun buhar altinda kalmaya dayanamayan birisi
saunaya kapatilsa kisa bir sure icinde fenalik gecirir. Biraz daha
uzun kalirsa, nem ve sicaktan kivranarak olur.

Cehennemde de bu bogucu atmosfer cok yogun bir bicimde hakimdir.
Dunyada sicaga kar$i bircok onlem geli$tirmi$ olan insan cehennemde
caresizdir. Ortam en sicak colden daha sicak, en karanlik, izbe
hucrelerden daha sikinti verici ve pistir. Sicak insanin en kucuk
parcasi olan hucrelerine dek i$ler. Kafirler icin kavurucu sicaga
kar$i bir koruyucu, ferahlama veya serinleme imkani yoktur. Kuran'da,
cehennem ehlinin bu durumundan $oyle soz edilir:

"Ashab-i $imal", ne (mutsuzdur o) "Ashab-i $imal." Hucrelere i$leyen
kavurucu bir sicaklik ve kaynar su. Ve kapkara dumandan bir golge
icindedirler. Ki o, ne serindir, ne ferahlatici (kerim). (Vakia
Suresi, 41-44)

O gun, yalanlayanlarin vay haline. Kendisini yalanladiginiz (azab)a
gidin. Uc dala ayrilmi$ bir golgeye gidin. Ne golge altinda
barindirir, ne (yakici) alevden korur. (Murselat Suresi, 28-31)

Bu denli bogucu bir atmosfer icinde, bir de dar bir yere sokulma
azabi vardir. Bir ayette, kafirlere uygulanacak bu ceza $oyle
anlatilir:

Elleri boyunlarina bagli olarak, siki$ik bir yerine atildiklari
zaman, orada yok olu$u isteyip-cagirirlar. Bugun bir yok olu$u
cagirmayin, bircok (kere) yok olu$u isteyip-cagirin. (Furkan Suresi,
13-14)

Bu dunyada dar bir yerde kapali kalmak, gercekten de insani
cildirtacak kadar bunaltici bir azaptir. Dar bir hucrede hapis,
suclulara verilen agir cezalarin ba$inda gelir. Trafik kazalarinda
parcalanmi$ biraracin icinde saatlerce siki$ip canli kalan,
kazazadelerin durumu, bir deprem veya gocukte toprak altinda kalan
insanlarin caresizligi olabilecek en buyuk felaketlerden biri olarak
nitelendirilir. Oysa bu gibi ornekler cehennemdeki ortama gore
oldukca hafiftir. En onemlisi gocuk altinda veya benzer bir yerde
siki$an insan ya bir sure sonra $uurunu kaybedip olur ya da bir sure
sonra canli olarak kurtarilir. Sonuc olarak aci cekilecek surenin bir
sonu, biti$ zamani vardir.

Oysa cehennemde ne bir son vardir ne de umut. Pis, yakici, havasiz,
karanlik, dumanli bir atmosferde bir de elleri boynuna baglanan ve
daracik, siki$ik bir yere sokulan inkarci, suda bogulan bir insan
gibi, tarifsiz bir eziyet ceker. Debelenir, cirpinir, kurtulmaya
cali$ir, ama kimildayamaz. Sonunda, ayette belirtildigi gibi, yok
olu$u cagirir, olup yok olmayi ister. Ancak bu mumkun degildir.
Sokuldugu o daracik yerde, dunya olcusuyle aylar, yillar, belki
yuzyillar boyu kalacak, giderek artan bir sikinti icinde binlerce kez
yok olu$u cagiracaktir. Oradan cikarildiginda ise, kurtulu$a degil,
cehennemin bir ba$ka azabina goturulur.

YIYECEKLER, ICECEKLER VE GIYECEKLER

Dunya, Allah'in insan icin yarattigi sayisiz lezzetli ve besleyici
yiyecek maddeleriyle donatilmi$tir. Farkli lezzetlerdeki etler, turlu
renk, tat ve kokuda meyve ve sebzeler, baldan sute kadar uzanan
hayvan urunleri, hatta baharatlar, insan icin ozel olarak yaratilmi$
ve dunya var oldugu gunden itibaren insanlara comertce sunulmu$tur.
Bu arada, insan vucudu da bu lezzetleri algilayabilecek yapida ozel
olarak yaratilmi$tir. Insan guzel yiyeceklere kar$i Allah'in verdigi
bir ilhamla i$tah ve arzu duyar. Ayni $ekilde de pis ve igrenc
maddelere (curumu$, koku$mu$ maddeler, irin, iltahap, kan vs.) kar$i
da bir tiksinti besler. Bu da insana ilham edilmi$ bir ba$ka
ozelliktir.

Bu dunyada var olan nimetlerin cok daha ustunleri Allah'in Rahman
sifati geregi cennette muminler icin sonsuza dek hazir
bulundurulacaktir. Cehennem ehli ise dunyada yapip ettiklerinin
cezasi olarak Allah'in lutfedici ve riziklandirici (Rezzak)
sifatlarindan cok uzakta kalirlar. ($ura Suresi, 19) Artik onlar icin
yalnizca azap vardir. Bir ayette, $oyle denir:

Inkar edenler ate$e sunulacaklari gun, (onlara $oyle denir "Siz
dunya hayatinizda butun 'guzellikleriniz ve zevklerinizi tuketip-yok
ettiniz, onlarla ya$ayip-zevk surdunuz. I$te yeryuzunde haksiz yere
buyuklenmeniz (istikbariniz) ve fasiklikta bulunmanizdan dolayi,
bugun alcaltici bir azab ile cezalandirilacaksiniz." (Ahkaf Suresi,
20)

Artik onlar icin hicbir nimet yoktur. En temel, en dogal
ihtiyaclarinin kar$ilanmasi bile onlar icin bir azaba donmu$tur.
Yiyecekleri birer aci kaynagi olarak Allah ozel olarak yaratmi$tir.
Artik sonsuza kadar yiyebilecekleri tek $ey dari dikeni veya zakkum
agacidir. Bunlar da, ne doyurur, ne de besler. Yalnizca aci verirler;
agzi ve bogazi yirtar, karinlarini parcalar, kanatir, igrenc bir tad
ve koku verirler. Ayetlerde cennetteki muhte$em guzelliklerden ve
lezzetlerden soz edildikten sonra cehennem ehlinin yiyecekleri $oyle
tarif edilir:

Nasil, boyle bir konaklanma mi daha hayirli yoksa zakkum agaci mi?
Dogrusu biz, onu kafirler icin bir fitne (bir imtihan konusu) kildik.
$uphesiz o, 'cilginca yanan ate$in' dibinde bitip cikar. Onun
tomurcuklari, $eytanlarin ba$lari gibidir. Artik gercekten, ondan
yiyecekler boylelikle karinlarini ondan dolduracaklar. (Saffat
Suresi, 62-66)

Onlar icin (zehirli olan) dari dikeninden ba$ka bir yiyecek yoktur.
Ne doyurup-semirtir, ne acliktan korur. (Ga$iye Suresi, 6-7)

Cehennem ehli, Allah'i tanimami$ olmalarinin cezasini bu $ekilde
cekmektedir. Ceza olarak kendilerine hazirlanmi$ bir "$olen" vardir.
Vakia Suresi'nde, inkar edenlerin sucu ve kendilerine hazirlanan bu
ozel "$olen" $oyle anlatilir:

Cunku onlar, bundan once varlik icinde $imartilmi$ olanlardi.

Onlar, buyuk gunah uzerinde israrli davrananlardi.

Ve derlerdi ki: "Biz oldugumuz, toprak ve kemik oldugumuzda mi,
gercekten biz mi diriltilecekmi$iz?"

"Onceden gelip-gecmi$ atalarimiz da mi?"

De ki: "$uphesiz, oncekiler de ve sonrakiler de."

"Bilinen bir gunun belli vaktinde mutlaka toplanacaklardir."

Sonra gercekten siz, ey sapik olan yalanlayicilar,

$uphesiz zakkum olan bir agactan yiyeceksiniz. Boylece karinlari
(nizi) ondan dolduracaksiniz. Onun uzerine de alabildigine kaynar
sudan iceceksiniz. Ustelik 'ictikce susayan hasta develerin' ici$i
gibi iceceksiniz. (Vakia Suresi, 45-55)

Dunyadaki bogaz agrilari, $iddetli karin sancilari insana en cok
sikinti ve aci veren hastaliklardan iken, cehennemde butun bunlardan
cok daha $iddetlileri sonsuza kadar kafirin ya$aminin bir parcasini
olu$turur. Yemek zorunda olduklari bu yiyecekler bogazlarinda tikanip
kalir. Yutabildikleri ise karinlarinda erimi$ maden potasi gibi gibi
kaynar durur. Tokluklarini gidermez. Cehennem ehli sonsuza kadar
korkunc ve surekli bir aclik icindedir.

I$in ilginc tarafi, bu olay bir sefer olmaz, sonsuza kadar
tekrarlanip gider. Cunku cehennem ehli oyle actir ki, daha once
sayisiz kereler denedigi halde azabini arttirmaktan ba$ka bir i$e
yaramayan bu dikenleri her seferinde yemek zorunda kalirlar. Ardindan
da kaynar suya hucum ederler. Ama bu su ne hazmettirir, ne de
susuzlugunu giderir. Yukaridaki ayette de soylendigi gibi, hasta
develer gibi ictikce susuzluklari artar. Bu cezayi iyice cekmeleri
icin kafirler, cehenneme susami$ olarak sokulurlar. (Meryem Suresi,
86)

Kaynar suyun yani sira onlara icirilen bir ba$ka igrenc icecek ise,
irindir. Tipta en kotu kokan salgi olarak bilinen irin, kafirlerin
ikinci secenekleridir. Irinin yani sira irinin ait oldugu yaradan
cikan kan bu iltihapla beraber kari$tirilip kufredenlere sunulur. Bir
ba$ka ayette ise hem irin hem de ustune katilmi$ kaynar sudan
bahsedilir. Bu $ekilde kafir, hem kaynar suyun azabini hem de irinin
igrenc tadini birlikte ayni anda tadar.

Sunulan icecekler bu kadar igrenc ve dayanilmaz olmasina ragmen,
kafirlerin susuzluklarini gidermek icin bunlara ko$malari
susuzluklarinin derecesini gosterir. Birinin azabini tadip digerine
ko$arlar. Bu da yemeleri gibi sonsuza dek tekrarlanir. Cehennem ehli
sonsuza kadar korkunc ve suregiden bir susuzluk icinde kivranirlar:

Orada ne serinlik tadacaklar, ne bir icecek.

Kaynar sudan ve irinden ba$ka.

(I$lediklerine) Uygun olan bir ceza olarak, (Nebe Suresi, 24-26)

Bundan dolayi bugun, kendisine hicbir sicak dost yoktur.

Irin ve kan kari$imindan ba$ka bir yemek yoktur.

Bunu da hata edenlerden ba$kasi yemez. (Hakka Suresi, 35-37)

Agizlarina aldiklari bu igrenc kari$imi bir turlu yutamazlar,
bogazlarinda kalir. Yutmaya, yutkunmaya cali$ir, ama ba$aramazlar.
Kan ve irinle bogulurlar, ancak yine de bir turlu olemezler:

Onunde cehennem vardir ve (orada) irinli sudan icirilecektir.
Yutkunmaya cabalayacak ve bogazindan gecirmeyi ba$aramiyacak, ona her
yandan olum gelecek, oysa olmeyecek de. Ardindan daha kati bir azab
olacak (Ibrahim Suresi, 16-17)

Bu caresizlik icinde, kendileri icin ozel olarak yaratilan bir
diyalog imkaniyla, cennet ehli ile muhatap olurlar. Onlarin icinde
bulunduklari muhte$em nimetleri gorurler. Bu, cektikleri azabi kat
kat artirir. Bu arada, cennet ehlinden biraz kendilerine de nimet
verilmesini isterler, ama bu bo$una bir yalvari$tir:

Ate$in halki cennet halkina seslenir: "Bize biraz sudan ya da
Allah'in size verdigi riziktan aktarin." Derler ki: "Dogrusu Allah,
bunlari inkar edenlere haram (yasak) kilmi$tir." (Araf Suresi, 50)

Yiyecek, icecegin yani sira giyecekler de kufredenler icin ozel
olarak hazirlanmi$tir. Insan derisi hassastir. Kizgin bir soba veya
utuye bir saniye bile dokunamaz. Kazayla dokundugu zaman ise gunlerce
aci ceker, yarasi su toplar, derisi kabarip dokulur. Cehennemde ise,
bir utuden cok daha kizgin elbiseler insanin vucudunun her tarafini
sarip yapi$acak, insanin savmaya guc yetiremedigi bir ate$ olup
derileri kavuracaktir:

... I$te o inkar edenler, onlar icin ate$ten elbiseler bicilmi$tir...
(Hac Suresi, 19)

Asfalti yola yapi$tiran katran cehennemde kafirin elbisesi olur, onun
ustune yapi$ip icin icin yanarak onun vucudunu eritir:

Giyimleri katrandandir, yuzlerini ate$ burumektedir. (Ibrahim Suresi,
50)

Onlar icin cehennemden yataklar ve ustlerine ortuler vardir. Biz
zulme sapanlari i$te boyle cezalandiririz (Araf Suresi, 41)

ZEBANILER

Butun bu hallerine kar$in, artik sonsuza kadar cehennem ehline
aciyacak, onlari ate$ten kurtaracak, onlara yardim edebilecek tek bir
ki$i yoktur. Allah ile ebediyen muhatap olamazlar. Unutulmu$lugun ve
terkedilmi$ligin izdirabini ya$arlar. Ayetin ifadesiyle, "bugun,
kendisine hicbir sicak dost yoktur". (Hakka Suresi, 35) Tek muhatap
olduklari onlerindeki sonsuz ya$amlarinda kendilerine sayisiz azap ve
i$kenceler uygulayacak olan azap melekleridir: "Zebaniler". Cehennem
ehline azap vermekle gorevli olan bu melekler zerre kadar merhamet
hissine sahip degildirler. Son derece acimasiz, sert, guclu ve deh$et
verici meleklerdir bunlar. Alemlerin Rabbi olan Allah'a isyan
edenlerden, hak ettikleri $ekilde intikam almak icin yaratilmi$lardir
ve gorevlerini kusursuz olarak yerine getirirler:

Ey iman edenler, kendinizi ve yakinlarinizi ate$ten koruyun ki onun
yakiti insanlar ve ta$lardir; uzerinde oldukca sert, guclu melekler
vardir. Allah kendilerine neyi emretmi$se ona isyan etmezler ve
emredildiklerini yerine getirirler. (Tahrim Suresi, 6)

Hayir; eger o, (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursa, andolsun, onu
perceminden tutup surukleyecegiz; O yalanci, gunahkar olan alnindan.
O zaman da meclisini (yakin cevresini ve yanda$larini) cagirsin. Biz
de zebanileri cagiracagiz. (Alak Suresi, 15-18)

I$te bu zebaniler, Allah'in kafirler uzerindeki gazabinin, ofkesinin
ve kahrediciliginin bir tecellisidirler. Kafirleri her yonden en
korkunc, en aci, en a$agilayici, hor ve hakir kilici muamelelere tabi
tutarlar.

Bu arada yanli$ anla$ilmamasi gereken onemli bir nokta vardir.
Zebaniler gercekte en ufak bir zulum ya da haksizlik yapmazlar.
Inkarcilara hak ettikleri cezayi ne bir eksik ne de bir fazla, en
guzel bir bicimde verirler. Allah'in adaletinin en guzel tecellisi
olan bu melekler tamamen masum, Allah'in kendilerine tahsis ettigi
gorevi buyuk bir zevk ve teslimiyetle yerine getiren mubarek v

__________________