Sual: (Kur'an ve Sunnet varken mezheplere uyulmaz. Şahsen ben Allah'ın kelamını hicbir mezhep Âliminin sozune değişmem. Onun icin self servis yaparım, kendim pişirir kendim yerim. Kur'an varken başka şeye ne ihtiyac vardır? Hadisler de boyledir. Allah’ın kelamı varken niye hadislere bakılır ki?) deniyor. Peygamberimiz ve Âlimler Kur'ana aykırı mı konuşuyorlar?
CEVAP
Bu safsataya mugalata, laf ebeliği denir. Şimdi demagoji deniyor. Karşısındakini yanıltmak icin doğruya benzer yanlış soz demektir.(Allah'ın kelamını hicbir mezhep Âliminin sozune değişmem) diyor, bunun aksini kim soyleyebilir? Peygamber efendimizin ve mezhep imamlarımızın bildirdiklerine uymak, başkalarının sozunu Allah'ın sozune tercih etmek olmaz. Bu mezhepsizlerin kullandığı, alcakcademagojik bir taktiktir. Kendisi, Kur'an mealinden bir şey okuyor, bir şey anlıyor, bunun adı Kur’an oluyor, ama Peygamber efendimizin veya mezhep imamlarımızın Kur'an-ı kerimden anladığı hÂşÃ‚ Kur’an’dan farklı oluyor. Bu nasıl sapıklık, akıl alacak gibi değil.

(Niye Allah kelamına değil de, başka kaynaklara bakıyorsunuz?)diyorlar. Bu dinin sahibi, peygamberi, Allahu teÂlÂnın habibi Resulullah efendimizin veya Onun vÂrisleri olan mezhep imamlarımızın anladıkları Kur'an’dan ayrı bir şey oluyor da, bizim Kur'an’dan anlayacağımız nasıl din oluyor? Bizim anladığımız senet oluyor, Resulullah'ın ve onun vÂrisleri olan Âlimlerin anladıkları nasıl sapıklık oluyor?

Din nakle dayanır, kendi anladıklarımız dinde senet olmaz. Kendi anladıklarımıza, (Kur'an boyledir) denmez. Denirse insan sayısı kadar farklı goruş meydana cıkar. Ortada din diye bir şey kalmaz.

Hakkı tanımak
Sual: Mezhebe bağlanmayı yanlış goren biri şoyle diyor: (Hak kişilerle bilinmez, bilakis kişiler hakla tanınır. Sen once hakkı tanı, hakkın ehlini de bilirsin. Hak olan Kur'an ve Sunnettir. Bir sozu soyleyenin sozu Kur'an ve sunnete uyuyorsa, o kimse hak ehlidir, uymuyorsa hak ehli değildir. İmam-ı a'zamın veya başka imamların sozleriyle hak tespit edilmez.) Bu soz doğru mu?
CEVAP
(Kur'an ve Sunnet) diyerek, art niyetini bu kelimelerin arkasına gizlemektedir. Kur'an ve Sunnet hakkın kendisidir. Ama Kur'an ve Sunnet’ten kimin anladığı olcu olur? Bir mezhepsiz, Kur'an ve Sunnet’e bakarak, (İmam-ı a'zam yanlış soylemiştir, o hak ehli değildir) diyemez. Kur'an ve Sunneti en iyi anlayan muctehid Âlimlerdir, mesela bunların en buyuğu olan İmam-ı a’zamdır. O, (Hak şudur) diyorsa, ona uyulur. Mezhepsizin anladığına uyulmaz. Bir ornek verelim:
Mezhepsiz, (Kur’anda Kevser sûresinde, “Allah icin kurban kes!” emrine gore, kurban kesmek herkese farzdır) dese de, onun Kur’andan anladığı hak değildir. Hicbir mezhep imamı, (Kurban kesmek farzdır) dememiştir. Demek ki, bizim gibilerin Kur’anla, Sunnetle hakkı tespit etmemiz, imkÂnsız denecek kadar zordur. Bir bakkalın kanundan, anayasadan anlamasıyla bir hukukcunun anlaması aynı olmaz. Kur'an-ı kerimi anlamak, anayasayı anlamak kadar kolay değildir. Mezhepsizlerin, hak mezheplere aykırı olarak Kur'an-ı kerim ve Sunnetten cıkardığı hukum asla hak olamaz. Bugun icin hakkı tespit etmek, ancak tÂbi olduğu mezhebin hukmune uymakla olur.

Peygamber efendimiz, Kur'an-ı kerimi anlayıp şerefli arkadaşlarına [Eshab-ı kirama] anlatmıştır. Kur'an-ı kerimi onun anlattığından farklı soyleyenin bildirdiği hukum gecersizdir. Hak ancak Resulullah, Eshab-ı kiram ve mezhep imamlarıyla bilinir. Mezhepsizlerin Kur'an-ı kerim ve Sunnetten anladıklarıyla hak bilinemez. Bunlar, (Hak, kişilerle bilinmez) sozuyle mezhep imamlarını kast ediyorlar. Kendi anladıklarını da hak kabul ediyorlar. Bunun icin meal okuyorlar, Tesettur Âyetlerini anlamadıkları gibi, Resulullah efendimizin acıklamasına da itibar etmeyip, (Kur’anda kapanmak yok) diyorlar.İckinin haram edilişini bildiren Âyetleri de anlayamadıkları ve yine Resulullah efendimizin acıklamasına da itibar etmedikleri icin, (Sarhoş etmeyecek kadar, efendice icki icmekte sakınca yoktur) diyorlar. Ustelik, (Ben Kur’andan soyluyorum) diyerek kendi anladıklarını Kur'an sanıyorlar. Tesettur ve icki hakkında Resulullah efendimizin bildirdiklerine, Ehl-i sunnet Âlimlerinin o Âyet-i kerimeleri acıklamalarına bakmıyorlar. (Onlar da insandır, kişiye gore din olmaz) diyorlar. Kur’an-ı kerimden kendi anladıkları din oluyor, hak oluyor da, İmam-ı a'zamın ve diğer mezhep imamlarının anladıkları, kişilerin goruşleri oluyor, hak olmuyor, din olmuyor. Mezhepsizlerin, dort hak mezhebe aykırı sozlerine itibar etmemelidir.

__________________