Doğrusu, O, gerceği getirmiş ve elcileri doğrulamıştır. Yine O diriltecektir. O her turlu yaratmayı bilendir. Siz elbette acı azabı tadacaksınız. Sadece yapmış olduklarınızın karşılığını goruyorsunuz. Kendilerini sadece ALLAH'a adamış kulları haric. Onlar bilinen bir rızkı haketmişlerdir. 37/37-41
Kıyam/Kıyamet: Ayağa kalkma, mahşerde toplanma, ayaklanma ...
Mahşer: Haşir yeri/toplanma yeri/toplanılan (yer) anlamlarına geliyor.
Kıyamet gunu dediğimiz şey aslında "Diriliş/Ayağa kalkış Gunudur". Sura ufurulduğunde curumuş bedenler dahil tum canlı varlıklar bu gunde yeniden diriltilir ve yeniden derlenir (79/6-14, 22/7). Allah'ın huzurunda hesap vermeleri icin mahşer yerine surulurler (20/100-102). İşte bu gunde gorulecek olan sonuc "Hesap/Yargı/Din Gunu"dur (82/18-19, 1/4). Hesap gunu tum canlıları Allah huzurunda toplayacak!
36/32 Hepsi toplanıp huzurumuza getirileceklerdir.
78/17 Yargılama Gunu, belirlenmiş bir vakittedir.
Peki canlılığı Allah yaratmış ise neden hesaba cekecek olsun? Diğer canlılarda olmayan bir ozellik vardır insanda. "Ozgur secim hakkı+akıl". Allah, insanlara akıl/hafıza gibi bir lutuf bağışlamakla onu, diğer yaratılmışlara ustun ve şerefli kılmıştır.
17/70 Adem oğullarına onur verdik. Onları karada ve denizde taşıdık. Onları guzel nimetlerle besledik. Yarattıklarımızın bir coğundan daha ustun kıldık.
Cennet'te iken iblis'in oyununa gelen ve dunyaya gonderilen insana, Allah akletmesi/aklını kullanabilmesi icin bir fırsat/zaman belirlemiştir.
35/37- İcinde onlar (şoyle) cığlık atarlar: "Rabbimiz, bizi cıkar, yaptığımızdan başka salih bir amelde bulunalım." Size orda (dunyada) , oğut alabilecek olanın oğut alabileceği kadar omur vermedik mi?(63) Size uyarıp-korkutan da gelmişti. Oyleyse (azabı) tadın; artık zalimler icin bir yardımcı yoktur.
İşte bu dunya hayatında insanın kesin bir karar vermesi ve artık bu karara gore hayatına yon vermesi gerekiyor. Ya inanmalı - Ya inkar etmeli! İkisini de tercih etmeyenler ikiyuzlu sayılıyorlar ve inkarcılarla aynı akıbeti paylaşacaklar (4/142-145)! Fakat (samimice) tevbe edip durumlarını duzeltirlerse mustesna! (4/146) Allah, insanın bu seciminde bir dayatma yapmıyor. Bu yuzden insan (seciminin sonucu olarak) "Yargı Gunu" nde yapıp-ettikleri ile hesaba cekilecek. Ozgur secim hakkın var, bunun sonucu olarak da "Hesap Gunu" var! Eğer insanın ozgur secim hakkı olmasaydı Hesap Gunu'nun olmasının bir anlamı olmayacaktı!
18/29 De ki, "Bu gercek senin Rabbindendir." Dileyen inansın, dileyen inkar etsin. Biz zalimler icin onları cepecevre saracak bir ateş hazırladık. Onlar her ne zaman feryad ederek yardım isteseler, derişik asit gibi yuzleri haşlayan bir su sunulur. Ne kotu bir icecek, ne kotu bir son!
74/54-55 Doğrusu, bu bir oğuttur. Dileyen ondan oğut alır.
80/11-13 Doğrusu, bu bir hatırlatmadır. Dileyen bundan oğut alır. Onurlu kitaplardadır,
Ayetlerdeki "dileyen" ifadesine dikkat edin! Bu ifadenin kullanılması, insanın ozgur secim hakkının kendisine bırakıldığını kanıtlıyor olamaz mı? Şimdi şunu soranlar olacaktır. Ozgur secim hakkı/karar vermesi insanın kendisine bırakılmışsa, yok edilen topluluklara ne demeli? Kuran-ı Kerim'de bu tur halkların "azgın/zalim/cahil/zorba" lığı secmelerinden/kendileri dışında kalan canlılara haksızlık etmeleri yuzunden helak edildikleri ve bu helake/yıkıma "kendi ellerinin kazandıkları şeylerin/ozgur secimlerinin" etken olduğu vurgulanmaktadır! Yani bazı insanlar kendi helaklerini/yıkımlarını kendileri ısrarla istemişlerdir.
29/53 Azabı getirmen icin sana meydan okuyorlar! Belirlemiş olduğumuz bir zaman olmasaydı, o azap onlara gelecekti. Onlara ansızın, haberleri olmadan gelecektir.
11/32 Dediler ki: "Ey Nuh, sen bizimle tartıştın ve bizimle tartışmayı uzattın. Doğru sozlu isen haydi bizi tehdit ettiğin şeyi getir bakalım."
"29/40 Hepsini gunahlarıyla yakaladık. Onlardan kimine cılgın bir fırtına gonderdik, kimini korkunc bir ses yakaladı, kimini yerin dibine gecirdik, kimini de boğduk. Onlara zulmeden ALLAH değildi; onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı.
42/30 Size dokunan bir kotuluk, işlediklerinizin bir sonucudur. O, bir coğunu da affeder."
Peki "Allah dilemedikce siz dileyemezsiniz (76/30)" ayetinin hukmu ne oluyor? Bu ayette insanın secim şansı olmadığı vurgulanıyor olabilir mi? Onceki ve sonraki ayetleri incelediğimizde bunun ne anlama geldiğini daha iyi kavrayabiliyoruz!
76/27 Bunlar şu gecici (dunya hayatını) seviyorlar ve onlerindeki ağır bir gunu ise onemsemiyorlar. (Bazı insanlar dunyayı tercih etmişler/secmişlerdir)
76/28 Onları biz yarattık ve yerleştirdik. Dilediğimiz zaman da onları benzerleriyle değiştiririz. (Mazlumların Allah'a ulaşan duası, zalimlerin gazaba uğraması icin yeterli bir nedendir ve Allah mazlumların yanındadır)
76/29 Bu bir hatırlatmadır: Dileyen, Rabbine varan bir yol tutar. (Uyarıyı dinlemeyen/kabul etmeyen zalim biri değilsen, Allah sana kendisine ulaşman icin yardımda/lutufta bulunur)
76/30 ALLAH dilemedikce siz dileyemezsiniz. ALLAH Bilendir, Bilgedir. (İnancında samimi isen (yani samimice inanmaya karar vermişsen/kendini Allah'a teslim etmişsen/munafıklar gibi ikiyuzlu değilsen) Allah senin icin hidayet diler. İkiyuzlu zayıf bir inanca sahipsen fakat ibadet yonunden diğer insanlardan ustun isen(!), işin yine Allah'ın dilemesine kalmıştır! Her iki durumda da "SON KARARI VERECEK OLAN ALLAH'TIR" ve elbette Allah, dilediği (samimi inanan) iyilerin cabasını boşa cıkartmayacaktır! Allah'ın, senden hoşnut kalacağı bir mumin olmaya bak!(89/28) Ve Allah'ın, zalimler icin kararlaştırdığı/dilediği azabı da hickimse savabilecek değildir! 16/40 Bir şeyin olmasını istediğimiz zaman ona sadece "Ol," deriz ve o da olur)
76/31 O, dilediğini ve/veya dileyeni Rahmetine sokar. Zalimlere ise acı bir ceza hazırlamıştır. (Takva/iman olcune gore, yaptığın "SAMİMİ İMAN" secimine gore, Allah'da dilerse yeniden Cennet'e dahil olabilirsin! AMA ONCE İNANMAYI SECMELİSİN/ALLAH'A ULAŞMAYI DİLEMELİSİN ve BUNDA SAMİMİ OLMALISIN!)
16/41 Zulme uğradıktan sonra ALLAH uğrunda goc edenleri, dunyada guzelce yerleştireceğiz. Ahiret odullleri ise daha buyuktur; bir bilseler...
Gorulduğu gibi zalimlerin kendileri icin (istedikleri) kesinleşmiş azabı savma dilekleri gecersizdir. Allah mazlumların dileğini suratli kabul edendir! Demek ki Allah, inkar/zulum secimi yapmış zalimler icin daha da bir (+) secim hakkı tanımıyor. Zalimler icin dedim dikkat edin! Herkes icin değil!
10/99 Rabbin dileseydi, yeryuzunde bulunanların hepsi inanırdı. oyle iken insanları inanmaya sen mı zorlayacaksın?
10/100 Allah'ın izni olmadıkca hic kimse inananamaz. O, aklını kullanmayanlara kotu bir azap verir.
Eğer Allah senin goğsunu İSLAM'a acmamış ise ne kadar inanıyorum desen de boş (6/125)! Mutlaka bir yerde hata yapıyorsundur! Ya İblis'in fısıltısına kulak asıyorsundur yada farkında olmadığın bir gunahta ısrar ediyorsundur! Once kendini hesaba cekmelisin (17/14-15, 50/16) ve inancını sağlam bir temele oturtmalısın! Bunu once kendin kabul etmelisin! Samimi inanmaya başladığında ve kendini TEK ALLAH'a adadığında, Allah sana mumin olma/inanma izni verecektir ve bu şekilde Allah'a kavuşacaksındır. Orneğin Putperest bir toplumda yetişen Hz.İBRAHİM gibi. O, ataperestlerden farklı olarak aklını kullandı/duşundu ve Allah'a giden bir yol aradı, sonuc itibarı ile Allah'a inanmayı secti. Akletmeseydi inanma/mumin olma imkanı var mıydı? Diğer putatapıcılardan bir farkı olacak mıydı? Allah, akıllı ile cahili neden bir tutmuyor dersiniz? (39/9) İnanmamayı secmiş bir toplumun, Allah dileyinceye kadar inanmaları mumkun değildir! Allah, inananların yardımcısıdır!
4/146 Ancak tevbe eden, durumunu duzelten, ALLAH'a sarılan ve dinlerini sadece ALLAH'a ait kılanlar başka... Bunlar, inananlarla birliktedir. ALLAH inananlara daha sonra buyuk bir odul verecek.
10/98 Hangi toplum inanırsa, inancı ona yarar sağlar. Orneğin; Yunus'un halkı: İnandıkları zaman, bu dunya hayatındaki aşağılayıcı azabı kendilerinden kaldırdık. Bir sureye kadar onları nimetlerle yaşattık.
Şu halde inanan yada inanmayan tum varlıklar, yaptıkları secimin sonucu olarak hesaba cekileceklerdir. Allah'ın izin verdiği/onayladığı/desteklediği samimi inanan muminler, yeniden Cennet'e (Allah'ın Cennetlerinden birine) girecektir ve burada suresiz kalacaklardır.
48/5 Ve inanan erkeklerle inanan kadınları, icinden ırmaklar akan cennetlere ebedi kalmak uzere soksun ve onların gunahlarını ortsun. Elbette bu, ALLAH'ın katında buyuk bir başarıdır.
İnkarı/inanmamayı secenler, Cehennem'e gonderileceklerdir. Dunyanın bir sonu var ama Cehennem'in bir sonu yok! Her buradan cıkmak istediklerinde yine/yeni/yeniden Cehenneme geri donduruleceklerdir!
32/20 Ama yoldan cıkanların, işte onların varacağı yer ateştir. Oradan cıkmak isteyişlerinin her defasında geri cevrilirler ve onlara: "Yalanlayıp, durduğunuz ateşin azabını tadın" denir.
_ Dunyanın Sonu ve Sonrası
20/15 Dunyanın sonu elbette gelecektir. Herkes yaptığının karşılığını gorsun diye Ben nerdeyse onu gizleyeceğim.
40/59 Dunyanın sonu (Saat) elbette gelecektir, bunda kuşku olmasın. Ne var ki insanların coğu inanmaz.
33/63 Halk senden Saat'i (dunyanın son saatini) soruyor. De ki, "Onun bilgisi ALLAH'ın katındadır; ne bilirsin, belki de o Saat yakındır."
Dunyanın sonu ile ilgili bircok mitolojik oyku anlatıldı ve bircok senaryolar uretildi. Holywood'a ilham kaynağı olan bu senaryolar kimilerinin kesesini doldururken kimilerinin de konu uzerinde yoğunlaşmalarını/duşunmelerini sağladı! "Kurtuluş Gunu, Derin Darbe, Armagedon, Yarından Sonra vb." filmlerde değinilen tema, hemen hemen hepsinde aynıydı. Senaristlerin bu yokoluş hikayelerini oluştururken tamamen Kuran'dan esinlenmediklerini soylemekle birlikte daha cok "İncil ve Tevrat" taki Kıyamet anlayışından esinlenerek hazırladıklarını soyleyebiliriz. Merak edilen konu, bunun aslı nedir? Bu tur filmlerdeki senaryoların gercekleşme ihtimali var mıdır?
Peki dunyanın sonu hakkında Kuran'da neler anlatılıyor? Sıralamaya calışalım!
_ Hesap gununden once Rabbin, işaret ve kanıtlarını bir şekilde gostermeye başlar ve bunların farkına "AKLEDENLER" varır,
41/53 Onun gercek olduğu onlara apacık oluncaya kadar onlara, ufuklarda ve kendi iclerinde ayetlerimizi (işaret ve kanıtlarımızı)gostereceğiz. Rabbinin her şeye tanık olması yetmez mi?
47/18 Saatin kendilerine ansızın gelmesini mi bekliyorlar? Kuşkusuz onun alametleri gelmiş bulunuyor. Onlara gelip catınca kendilerine gelen mesajın ne yararı olur?
29/44 ALLAH gokleri ve yeri belli bir amac icin yarattı. Bunda inananlar icin bir kanıt vardır.
_ Bir yer canlısı, insanlara aslında Allah'ın ayetlerine inanmadığını soyler,
27/82- Soylenen başlarına geleceği vakit, bunlar icin yerden bir "dÂbbe" (canlı) cıkarırız ki bu, onlara insanların Âyetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını soyler.
_ Yeryuzunu bir duman kaplar,
44/10-12 Goğun apacık bir dumanı getireceği gunu gozetle. İnsanları cepecevre saracaktır; bu acı bir azaptır. "Rabbimiz, bizden bu azabı kaldır; biz inanıyoruz."
_ Yecuc ve Mecuc'un orduları esaretten (Allah'ın izniyle) kurtulurlar ve onlerine cıkan herkesi oldurmek isterler,
21/96-97 Nihayet, Yecuc ve Mecuc'un onu acıldığı zaman, onlar her yonden saldırırlar. Hak sozun gercekleşmesi yaklaşmış ve kafirlerin gozleri korkudan dona kalmıştır: "Vah bize, Biz bundan gaflet icinde idik. Biz gercekten zalimler olduk."
_ Sura ufurulur herkes şoka girer ve panikler,
69/13 Boruya bir kez ufurulduğu zaman,
101/1-4 Şok. Hem de ne şok! Şoke edenin niteliği sana bildirildi mi? O gun halk, yayılmış kelebekler gibi olur.
_ Sura ufuruluşle Allah'ın diledikleri haric herkes olur/bayılır ve bir muddet sonra ayılırlar, bayılanların muminler olmaları muhtemeldir -ki geriye inanmayan zalim/munafık/kafirler kalır ve felaketler bunların uzerine yağmaya başlar,
39/68 Boruya uflenir uflenmez goklerde ve yerde kim varsa, ALLAH'ın diledikleri haric kendinden gecip bayılırlar. Sonra ona tekrar uflenir de onlar ayağa kalkıp bakışırlar.
_ Atmosfer ve koruyucu tabaka ortadan kalkmıştır,
13/41 Yeryuzunun uclarından eksilttiğimizi gormuyorlar mı? ALLAH hukum verir ve O'nun hukmunu izleyip cevirecek de yoktur. O, en hızlı hesaplıyandır.
21/44 Halbuki biz onları ve atalarını yaşlanıncaya kadar nimetlendirdik. Yeryuzunun uclarından habire eksilttiğimizi gormuyorlar mı? Buna rağmen onlar mı ustun gelecek?
_ Guneş yaklaşır yada dunya guneşe yaklaşır yahutta guneş başka (buyuk) bir guneşe yaklaşır,
82/2 Gezegenler sacıldığı zaman,
36/38 Guneş belirlenmiş olan rotasında akıp gitmektedir. Bu Ustun ve Bilgin olanın kurduğu bir duzendir.
_ Yıldızlar/meteorlar Şeytan izleyicilerinin tepelerine duşmeye başlar,
81/2 Yıldızlar sonup duştuğu zaman,
67/5 En aşağı goğu lambalarla susledik ve onları şeytanlar icin bir taşlama kıldık. Onlara alevli ateş azabını hazırladık.
_ Yeryuzu şiddetle sallanır ve dağlar parcalanır,
79/6-8 O gun o sarsıntı sarsar. Ardından bir diğeri izler. O gun yurekler titrer.
69/14 Yer ve dağlar kaldırılıp birbirine carpılıp darmadağın edildiği zaman,
78/20- Dağlar yurutulmuş, serap olmuştur.
_ Eriyen buzullar ve/veya taşan denizler, kabirlerdekileri dahi dışarı cıkarmaya/atmaya başlar,
81/6 Denizler kaynatıldığı zaman,
82/3-4 Denizler akıtılıp taşırıldığı zaman, Mezarların ici dışına cevrildiği zaman,
_ Sığınılacak hicbir yer kalmamıştır, yeryuzu artık dumduz olmuştur ve hicbir canlı da kalmamıştır,
42/47 ALLAH katından, geri cevrilmesi olanaksız olan gun gelmezden once Rabbinize cevap veriniz. O gun sizin icin ne bir sığınak ne de bir koruyucu vardır.
20/105-107 Senden dağları sorarlar. De ki, "Rabbim onları ufalayıp savuracak." , "Yerlerini dumduz, bomboş bırakacaktır.", "Orda ne ufak bir eğrilik ne de bir tumsek goreceksin."
_ Goğe uzanan kapılar acılmaya/belirmeye başlar,
78/19 Gok acılmış; kapı kapı olmuştur.
69/16-17 Gok yarılmıştır, parcalanmıştır. Melekler her yandadır. Rabbinin yonetimi o gun sekiz (evren) uzerinde egemen olacaktır.
_ Daha sonra ilk Adem'den son Adem'e dek herkes mezarlarından cıkarılır,
36/51-52 Boruya uflenince, onlar mezarlarından kalkıp Rab'lerine koşacaklar. "Vay halimize" derler, "Yattığımız yerden bizi kim kaldırdı? Bu, Rahman'ın soz verdiği şeydi. Demek elciler doğru soylemişti."
70/43 O gun mezarlarından hızlı hızlı cıkarlar; kurban taşına suruluyorlarmış gibi...
_ Daha onceden olmuş olanlara dahi yeniden beden giydirilir,
36/78-79 Ve yaradılışını unutarak bize ornekli bir soru yoneltti: "Curudukten sonra kemikleri kim diriltecek?" De ki, "Kim onları ilk kez yarattıysa onları yine O diriltecek. O her turlu yaratmayı bilendir."
75/3-4 İnsan, kemiklerini bir araya toplayamayız mı sanıyor? Evet; parmak uclarını bile duzenlemeye gucumuz yeter.
_ Ruhlar/nefisler eşleştirilir,
81/7 Nefisler/kişiler eşleştirildiği/ciftleştirildiği zaman,
_ Allah kendisi ve/veya Nuru bunların arasına zuhur eder. Yazıcı meleklerin kayıtları (50/17, 43/80), Kitap ve diğer tanıklar/peygamberler de getirilirler,
89/22-23 Rabbin, dizi dizi meleklerle birlikte geldiği zaman, Ki cehennem de o gun getirilmiştir. İşte o gun insan anlayacaktır. Artık anlamanın kendisine ne yararı var ki!
39/69 Yer, Rabbinin ışığıyla parlar. Kitap konur. Peygamberler ve tanıklar getirilir. Aralarında gerceğe gore hukum verilir ve onlara zulmedilmez.
_ Tum canlılar kitleler halinde - imamlarının/onderlerinin arkasında hesap yerine getirilirler, kaydedici meleklerin kayıtlarının sağ taraftan verilenlerin yuzleri guler,
17/71 Her bir halkı onderleriyle birlikte cağırdığımız gun, kitabı sağından verilenler kitaplarını okurlar ve en ufak bir haksızlığa uğratılmazlar.
69/19-22 Kitabı sağından verilen, "Alın kitabımı okuyun," der, "Hesabımla karşılaşacağıma inanıyordum." O mutlu bir yaşantı icindedir, Yuksek bir cennette (bahcede),
84/7-9 Kitabı sağ taraftan verilen, Kolay bir hesaba cekilecek, Ve arkadaşlarına sevinc icinde donecektir.
_ Fakat kitabı/kaydı sol tarafından veya arka tarafından verilenler ise hayal kırıklığına uğrarlar,
69/25-27 Kitabı solundan verilenlere gelince, onlar, "Keşke kitabım bana verilmeseydi," der, "Hesabımın ne olduğunu oğrenmeyeydim.", "Keşke olumum sonsuz olsaydı."
84/10-12 Kitabı arkasından verilen ise, Yok olmayı arzulayacak, Ve bir ateşte yanacaktır.
56/41-42 Sol tarafta bulunanlar, sol tarafta olacaklardır. İşleyen ve kaynayan bir azap icindedirler.
_ İnsanoğlu, elcileri ve uyarıları kabul etmediği/yalanladığı icin, hesaba cekileceğini de kabul etmezdi, burada da elcileri yalanlamaya calışır ama Allah ağızlarına muhur vurur ve bu kez yaptıklarını elleri ve ayakları anlatmaya başlar,
78/27-29 Onlar bir hesap ummuyorlardı. Ve ayetlerimizi, mucizelerimizi yalanladılar. Halbuki biz herşeyi sayıp yazmıştık.
36/65 O gun ağızlarına muhur vururuz da, bizimle elleri konuşur ve yapmış olduklarına da ayakları tanıklık eder.
_ Herkes yapıp-ettiğinin karşılığını tastamam gormektedir,
45/22 ALLAH gokleri ve yeri belli bir amac icin yarattı ki her can, kazandığının karşılığını haksızlığa uğramadan gorsun.
50/29 "Benim katımda soz değiştirilmez ve ben kullara asla haksızlık etmem."
_ Hesabı gorulenleri Allah tekrar oldurur ve zaten olmemiş/olmeyecek olan, Allah'ın onceki Cennet'te lutfettiği/bahşettiği bugunu bekleyen insanın ruhu/nefsi/ozu, Cennet'lerden birine (Adn Cennetine) goturulur ve burada bu manzaranın benzeriyle daha once de karşılaştığını anımsar (bu, dunyaya gonderilmeden onceki Test Cennet'i olabilir ve/veya dunyadaki muthiş guzellikteki adalar/koylar vb. de olabilir) ve sonuc olarak tekrar Allah'a kavuşmuştur,
40/11 Diyecekler ki, "Rabbimiz, bizi iki kez oldurdun ve iki kez dirilttin. Şimdi gunahlarımızı itiraf ettik. Buradan bir cıkış yolu var mı?"
2/28 ALLAH'ı nasıl inkar edersiniz? Siz oluler idiniz o sizi diriltti. Sonra sizi oldurur ve tekrar diriltir ve sonunda ona dondurulursunuz.
2/25 İnanıp erdemli davrananları, iclerinde ırmaklar akan cennetlerle (bahcelerle) mujdele. Kendilerine oradaki urunlerden rızıklar sunulduğunda "Bu, daha once bize sunulan nimetlerdir," derler. Boylece, kendilerine mecazi tanımlar (benzetmeler) verilir. Onlar icin orada tertemiz eşler vardır ve onlar orada ebedi kalıcıdırlar.
Yorum: Ben duşunuyorum ki, hesap gunune mahsus olmak uzere, her curumuş kemiğe dahi yeni bir beden giydirilir (-ki insanlar bu şekliyle sorguya cekilir). Burada da gunahlarını inkar etmek isteyecek olan gunahkarlara, bu kez bedenleri şahitlik/tanıklık etmeye başlar (aleyhlerinde)! Hesap gorulme bittikten sonra tum insanların (bedenlerinin) yeniden olduruleceğini tahmin ediyorum ki, Cennetler bilindiği gibi ruhani/bedensiz varlıkların konakladığı manevi bir alemdir. Ve insanın ruhunun/nefsinin/ozunun olumsuz olduğuna (oldukten sonra ruhun, hesap gunu icin bekletildiğine -23/100) inandığımdan, Cennet'e gonderilecek olanın da, insanın (bu) ozunun olduğunu duşunuyorum. Veya,
Yeniden giydirilen beden eğer bildiğimiz beden gibi ise ve bu halde Cennet'e dahil edilecekse, kendisine ihtiyac duyacağı yeme-icme vb. ihtiyaclarından dolayı Cennet'te pek hoş manzaralar oluşmayacaktır. Ve eğer yeni bedenlerimiz eskisine benziyorsa olumsuzluk/ebedilik nasıl mumkun olacak? -ki,
Dunya'da, insan hayatının uzun yada kısa olması, tedarik ettiği ihtiyaclara bağlıdır (hava-su-yiyecek). Cennet'te de (bir ceşit icecek ve yiyecek) olduğunu Kuran'dan oğreniyoruz. Oyleyse Cennet'te canlılığı devam ettirecek ayrı bir hava/gaz solunması soz konusu mudur? Ayrıca vucudun yıllar icinde yıpranmaya uğrayacağı da malum (-ki oysa Cennet'te sonsuza dek kalınacak deniyor)! Bu bedene lazım olan ihtiyacların/gereksinimlerin değişik bir reaksiyonla hemen tepkimeye gecmesi gerekir ve yine (bir ceşit) hava ile geriye verilmesi mumkun olabilir mi? Yani "ruh ve beden, ikisini de idare edebilecek gereksinimler (bildiğimiz metalardan farklı şekilde) burada (ozel olarak) oluşturulacak" diyebilir miyiz?
(Hemen ustteki) ilk ayete bakarak, iki kez olum ve iki kez dirilmenin nasıl olabileceğini şu şekilde acıklasak yanlış mı olur?
_ Hesap gununden once (dunyanın sonu ile) tum canlıların olmesi ilk olum,
_ Hesap gunu icin nefislerin eşleştirilmesi ve/veya ikinci bedenlerinin verilmesi ilk diriliş,
_ Hesap goruldukten sonra yeni verilen bedenlerin (tanıklık gorevlerinin bitmesinin ardından) geri alınması ile ikinci olum ve
_ Yeni bedenlerinden de kurtulan (ikinci kez dirilen) insanlar (ruhlar/nefisler/ozleri) Cennet veya Cehennem'e gonderilirler diyebilir miyiz?
Biz insanlar, ancak mevcut ifadelere bakarak değişik yorumlar yapabiliyoruz. Mevcut bilgiler (ayetler) dışında yapılan yorumlar gayb-i aktarım sayılacaktır ki bu da Kuran'da hoş karşılanan bir durum değildir. Elbette herşeyi (gaybı da) hakkıyle bilen yalnızca Allah'tır!
_ Zulum/Cehalet/İsyan ve sapıklıkta sınır tanımayan inkarcılar (-ki Şeytan'ın dostudurlar), zakkumlarla donatılmış yollardan/gecitlerden Cehennem'e goturulurler (-ki Şeytan Cehennem'e yalnız gireceği korkusuyla Allah'tan, sapmaya meyilli olan insanları da beraberinde goturmek icin izin istemiştir (15/28-43)), [1]
19/83 İnkarcıların uzerlerine şeytanları yolladığımızı gormez misin? Onları kışkırtıp duruyorlar.
15/43-44 "Cehennem hepsinin buluşma yeridir.", "Onun yedi kapısı vardır ve her bir kapı icin onlardan belli bir pay vardır."
44/43-45 Elbette, zakkum ağacı, Gunahkarın yiyeceğidir. Derişik asit gibi ve midelerde kaynayacaktır.
_ Zenginlik(!) icinde şımaran kibirli cahiller/yoksulu ezenler icin Cehhennem'de ozel bir yer tahsis edilmiştir (yada ozel bir durum oluşturulmuştur), diğerlerine ibretlik icin,
69/28-37 "Param bana yaramadı." , "Tum gucumu yitirdim." Yakalayın, bağlayın onu. Ve sonra cehennemde yakın. Sonra, onu yetmiş arşın boyunda bir zincire vurun. Cunku o, Yuce ALLAH'a inanmıyordu. Yoksullara yedirmeğe de calışmıyordu. Bu yuzden onun buralarda bir dostu yoktur. Hic bir yiyeceği de... İrin haric, Onu ancak gunahkarlar yer.
_ Melekler ruhları/nefisleri/insanları hakettikleri yere kitleler halinde gotururler ve Cennetlikler, Cehennemliklerin ustunden/yanından gecerler,
39/73 Rablerini sayıp dinleyenler ise yığınlar halinde cennete goturulurler. Oraya vardıklarında onun kapıları acılır ve bekcileri onlara, "Size barış olsun; kazandınız. Haydi temelli kalmak uzere oraya giriniz," derler.
7/41 Onlar (Cehennemlikler) icin cehennemden bir yatak ve ustlerinde de bir ortu vardır. Zalimleri işte boyle cezalandırırız.
_ Melekler Cennetlikleri Cennet kapılarında selamlarlar,
21/103 O en buyuk korku onları uzmez. Kendilerini melekler, "İşte bu, size soz verilen gununuzdur!," diye karşılar.
16/31-32 İclerinden ırmaklar akan Adn cennet (bahce) lerine girerler. Orada her diledikleri şeyi bulurlar. ALLAH erdemlileri işte boyle odullendirir. İyi durumdayken melekler canlarını almaya geldiklerinde, "Selam size olsun. Yaptıklarınızın karşılığı olarak cennete giriniz," derler.
_ İnanan her erkek ve dişiyi (Cennet'e girdikten sonra) kendilerini yaşıt eşler karşılarlar, bunlar sadece birbirilerine ait olan eşler/hurilerdir!
55/56 Oralarda, daha once ne bir insan ne de bir cin tarafından dokunulmamış, bakışlarını dikmiş eşler vardır.
78/31-33 Erdemliler icin kurtuluş vardır. Bağlar, bahceler... Genc ve yaşıt eşler...
56/35-38 Biz kadınları yeniden bicimlendirdik. Onları, gencleştirdik. Mukemmel bicimde eşlenmişlerdir. Sağ tarafta olanlar icindir.
_ Ebedi Cennet hayatında kendisine lazım gelebilecek gereksinimlerden suresiz/sınırsız yararlanacaklardır,
61/12 Gunahlarınızı bağışlar ve sizi icinden ırmaklar akan bahcelere ve Adn bahcelerindeki saraylara sokar. Buyuk başarı budur.
22/23 ALLAH inanıp erdemli bir hayat surenleri iclerinden ırmaklar akan cennetlere (bahcelere) sokar. Orada altın bilezikler ve inciler takınırlar. Orada giysileri de ipektir.
20/76 Adn bahceleri ki altından ırmaklar akar. Orada ebedi kalıcıdırlar. Arınanların odulu işte boyledir.
_ Cehennemlikler de Cennetlikleri her gorduklerinde onlarla birlikte gitmeyi/olmayı isterler ama nafile -derin bir cukurdadırlar,
7/50 Ateş halkı, cennet halkına seslendi: "Suyunuzdan, yahut ALLAH'ın size verdiği bazı nimetlerden ustumuze akıtın." Onlar da dediler ki: "ALLAH bu ikisini kafirlere haram kılmıştır."
57/13 O gun, ikiyuzlu erkekler ve kadınlar inananlara, "Bize bakın da sizin ışığınızdan alalım," diyecekler. Onlara, "Geriye donun de ışık arayın," denir. Aralarına, ic taraftaki merhametle, dış taraftaki azabı ayıran kapılı bir engel konacaktır.
101/8-11 Kimin de tartıları hafif gelirse, Onun da anası ucurumdur. O ucurumun ne olduğunu bilir misin? O, kızgın bir ateştir! [2]
_ Buradan cıkmayı her istediklerinde kapılar uzerlerine kapanır, aralarında bir engel ve kapılarında da kesin emir almış bekciler vardır. Cahil/zalimler, bu gunle karşılaşacaklarını uman muminlerle alay etmişlerdi/onlara zulmetmişlerdi,
7/40 Ayetlerimizi inkar edenlere ve onlara karşı buyukluk taslayanlara goğun kapısı acılmaz ve deve iğne deliğinden gecmedikce de cennete girmezler. Sucluları boyle cezalandırırız.
7/44-49 Cennet halkı cehennem halkına seslenir: "Rabbimizin bize soz verdiğini gercek olarak bulduk. Rabbinizin size soz verdiğini siz de gercek olarak buldunuz mu?" "Evet!," derler. Biri aralarında şunu ilan eder: "ALLAH'ın laneti zalimlerin uzerine olsun." Onlar ki ALLAH'ın yolundan alıkoyarlar ve onu eğriltmek isterler. Ahiret konusunda da inkarcıdırlar. Cennet ile Cehennemin Ortasında Kalanlar. Aralarını bir perde boler. Orta yerde de bazı kimseler var ki herkesi gorunuşlerinden tanırlar. Cennet halkına, "Selam size," diye seslenirler. Bunlar oraya (cennete), canları istedikleri halde giremediler. Gozleri ateş halkına cevrildiğinde, "Rabbimiz, bizi zalim toplulukla birlikte bulundurma," derler. Orta yerde bulunanlar, gorunuşlerinden tanıdıkları kimselere seslenirler: "Sizin cemaatiniz ve buyukluk taslamış olmanız size hic bir yarar sağlamadı.", "ALLAH onlara bir rahmet dokundurmayacak diye yemin ettiğiniz kimseler bunlar mıydı?" (Orta Yerdekilere şunlar denecektir "Cennete girin; size bir korku yoktur ve uzulmeyeceksiniz de."
Yorum: "Orta yerde kalanlar" şehitler ve/veya oldurulenler olabilir. Yada cocuk yaşta olenler de olabilir. Dunyada iken iyi ile kotuyu, doğru ile yanlışı bir etki/zorlama sebebiyle ayırt edememiş veya bu secim hakkı ellerinden bir şekilde alınmış olan kişiler de olabilir! En doğrusunu elbette Allah bilir!
23/109-111 "Kullarımdan bir grup, 'Rabbimiz, inandık, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en merhametlisisin.' derdi.", "Sizse onları alaya aldınız ve onlar yuzunden beni anmayı unuttunuz. Onlara gulup duruyordunuz.", "Bugun ben, onlara sabretmelerinin karşılığını verdim. Kazananlar işte bunlardır."
66/6 Ey inananlar, yakıtı halk ve taşlar olan ateşten kendinizi ve ailenizi koruyun. Ateşin uzerinde sert ve guclu melekler olup, ALLAH'ın buyruğuna karşı gelmezler ve kendilerine ne emredilmişse onu uygularlar.
_ Cehennemlikler icin hesapları ağırdan alınır, bu sonucu isteyenlerin sayısı cok olduğundan grup grup yollanırlar. Oyleki bir muddet sonra Cehennem'in taştığı zannedilir, oysa Cehennem'in 6 kapısı daha vardır!
7/182 Ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar farketmeden onları yavaş yavaş sonlarına yaklaştıracağız.
39/71 İnkar edenler yığınlar halinde cehenneme goturulurler. Oraya vardıklarında onun kapıları acılır ve bekcileri onlara, "Size, Rabbinizin ayetlerini okuyan ve bu gununuzle karşılaşacağınız konusunda sizi uyaran sizden elciler gelmemiş miydi?" derler. "Evet. Ancak 'ceza' sozu inkarcılar hakkında gercekleşmiştir," diye karşılık verirler.
50/30. O gun cehenneme: "Doldun mu?" deriz, o: "Daha var mı?" der.
15/44 "Onun yedi kapısı vardır ve her bir kapı icin onlardan belli bir pay vardır."
_ Alcaltıcı azabın hic değilse bir anlığına ertelenmesini isterler, oysa şanslarını daha once zaten (inkarla) kullanmışlardı,
40/49. Ateşte olanlar, cehennemin bekcilerine: "Rabbinize yalvarın da hic değilse bir gun, azÂbımızı hafifletsin" derler.
40/50 Onlar da derler ki, "Elcileriniz size apacık delillerle gelmemiş miydi?" "Evet" derler. Bunun uzerine onlar, "Oyleyse kendiniz yalvarın. Ne var ki inkarcıların yalvarması sonuc vermez."
_ Allah'ın ayetlerini ve O gunu inkar eden bu cahil/zalimler pişman olurlar ama pişmanlıkları bir yarar sağlamaz, cunku artık karar verilmiştir!
67/6-11 Rab'lerini inkar edenler cehennem cezasını hakketmişlerdir. Ne kotu bir duraktır. Oraya atıldıkları zaman, onun kaynayıp tuterken uğultusunu işittiler. Nerede (nerdeyse) ise ofkeden patlayacak! İcine her ne zaman bir grup atılsa, oranın gardiyanları, "Size bir uyarıcı gelmedi mi?" diye sordular. Onlar da dediler ki, "Evet, bize bir uyarıcı gelmişti, ama biz yalanladık ve, 'ALLAH hicbir şey indirmemiştir. Siz tumuyle sapıtmışsınız,' dedik.", "Dinleseydik veya aklımızı kullansaydık biz şu ateşin halkı icinde olmazdık," dediler. Boylece gunahlarını itiraf ettiler. Ateşin halkı uzak olsunlar.
DİNLE! ONLARIN CIĞLIKLARINI SEN ŞİMDİDEN DUYABİLİYOR MUSUN? ACİZLİK VE REZİLLİKLERİNİ HAYAL EDEBİLİYOR MUSUN? BU SAHNELERİ TASAVVUR EDEBİLİYOR MUSUN? İNANMIŞ OLSAN DA OLMASAN DA AKIBETİN "HESAP GUNU"DUR VE BUNU HİC KİMSE ERTELEYEBİLECEK YADA SAVABİLECEK DEĞİLDİR! İNANMIŞSAN KÂZANIRSIN! İNKARI SECMİŞSEN KAYBEDERSİN! (23/102-103, 41/46) OYLEYSE SEN, OLUM SANA GELMEDEN EVVEL AL TEDBİRİNİ! MERHAMETİ BOL OLAN ALLAH'IM, SANA BU DUNYADA BİR ŞANS DAHA VERDİ! VE SANA MASAL OĞRETMEDİ! UNUTMA, SEN, SANA VERİLENLERDEN HESABA CEKİLECEKSİN, ATALARININ OĞRETİLERİNDEN DEĞİL! EĞER ATALARININ CENNET'E GİRECEĞİNDEN 100% EMİN DEĞİLSEN, ŞU ANDAN İTİBAREN KURAN'A SARILMANI VE KESİN BİR TEVBE ETMENİ TAVSİYE EDERİM! CUNKU YARIN COK GEC OLABİLİR!
4/18 Surekli kotuluk işleyen ve kendilerini olum yakalayınca, "Ben artık tovbe ettim," diyenlerin tovbesi gecersizdir. İnkarcı olarak olenlerin de tovbesi gecersizdir. Onlar icin acıklı bir azap var.
10/90-91 İsrail oğullarını denizden gecirdik. Firavun ve ordusu ise kustahca ve duşmanca arkalarına duştu. Boğulmak uzereyken, "İsrail oğullarının inandığından başka tanrı olmadığına inandım, ben muslumanım," dedi. "Cok gec! Daha once baş kaldırmış ve bozgunculardan olmuştun."
_ Kendinizi Kandırmayın!
Cehennemlikler, (dunyada iken) gunahlarının karşılığını Cehhennem'de odedikten sonra(!) Cennet'e gonderileceklerine ve bu torpile de peygamberlerinin şefaatı sayesinde(!) kavuşacaklarına inanırlardı. Oysa Kuran'a gore bu, pek de mumkun gorunmuyor! Lakin Peygamberler de hesaba cekilecek! (7/6) Cehennem kuyusuna atılanın oradan cıkma ihtimali yoktur! (Allah dilerse başka)
2/80 "Sayılı birkac gun dışında ateş bize değmeyecek," dediler. De ki: "ALLAH'tan boyle bir soz mu aldınız -ki ALLAH verdiği sozden donmez- yoksa ALLAH adına bilmediğiniz bir şeyi mi soyluyorsunuz?"
74/47-49 "Nihayet (şimdi) kesin gerceğe ulaştık." Aracıların şefaati onlara bir yarar sağlamaz. Oyleyse neden bu mesajdan yuz ceviriyorlar.
Allah'a kavuşmayı arzulayanlar, hesap gununde hesaba cekileceğini umanlar, KURAN'A SARILSINLAR! Allah'ın ilk emri "OKU"dur (96/1-5, 29/51). Neden "oku!"? Oğrendiklerinden ve oğrendiklerini hayata nasıl ve/veya ne şekilde gecirdiğinden sorulacaksın da ondan! Sınırı/haddini aşarak "cahil/kibirli/zorba/zalim" biri olmayı mı secmişsin? Yoksa duşunup sakınan, iyi bir mumin mi olmuşsun? Bunun sonucunu/hakettiğin sonucu, her nefis gibi sen de, elbette oğreneceksin/goreceksin! Ve unutma, hicbir kimseden yardım da gormeyeceksin!
26/88-89 O gun, paranın ve cocukların yararı olmayacaktır. ALLAH'a mukemmel bir kalp ile gelenler haric.
82/19 O gun kimsenin kimseye yardımı dokunmaz. O gun tum kararlar yalnız ALLAH'a aittir.
Oyleyse sen, Allah'a karşı samimi olmaya calış! Tum canlıları Allah yaratmış ise, O'ndan daha iyi tanıyabilecek yoktur! Ve kimse Allah'ı kandırabilecek de değildir! Deneyenler ise lanetlenmiş/muhurlenmişti! Kimbilir belki de bircoğumuz onların torunlarıdır! Şu halde onlarla aynı yere, onların arkasında/onderliğinde (Cehenneme) gidecek miyiz, yoksa orası icin bir kurtuluş rehberi/umudu olan Kuran'a mı sarılacağız?
6/104 Rabbinizden size aydınlatıcı bilgiler gelmiş bulunuyor. Kim gorurse kendi yararına, kim korluk ederse kendi zararınadır. Ben uzerinize bekci değilim.
43/44 Bu, sana ve halkına bir mesajdır; ondan sorulacaksınız.
33/72 Biz sorumluluğu (sınanmayı) goklere, yere, dağlara sunmuştuk da onlar onu yuklenmekten cekinmişler ve kabul etmemişlerdi. Ancak onu insan yuklendi; o zalim ve cahil olmuştu.
44/38-40 Biz, gokler, yer ve aralarındakileri oyun eğlence icin yaratmadık. Biz onları ancak belli bir amaca gore yarattık. Ne var ki onların coğu bilmezler. Hepsi Karar Gunu topluca buluşacaklardır.
33/73 Boylece, ALLAH ikiyuzlu erkekleri ve kadınları, ortak koşan erkekleri ve kadınları cezalandırır ve ALLAH inanan erkeklerin ve kadınların ise tevbelerini kabul eder. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.
Not: Bazı okuyucularımız acıklamalarımıza bakarak, (haşa) insanların istemesinin, Allah'ın dilemesinden onde olduğu fikrine kapılabilir. Allah'ın alnından tutup denetlemediği hicbir canlı yoktur. Kainattaki her canlı ve cansız varlık Allah'ın gozetiminde ve kontrolundedir (11/56). İnsana lutfedilen aklı kullanma veya kullanamamalarına gore bir secim yapması/bir yol belirlemeleri gerekmektedir (42/47). Allah, inanmayı isteyen/dileyen insanların goğsunu İslam'a acmakta ve inanmış biri olarak Allah'a ulaşmalarına ruhsat tanımakta/izin vermektedir. Allah'ın izin verdiği muminlerin, Şeytan'a prim vermeleri de soz konusu değildir. Şeytan, sapmaya meyilli olan inkarcıları saptırmak icin izin almıştır fakat muminlere bulaşmasına izin verilmemiştir (15/39-40). Allah'ın inanma izni vermediği (-ki onlar munafık/ikiyuzlu/kafirlerdir) ne kadar direnirlerse dirensin, ne kadar dilerlerse dilesinler, ancak Allah izin verirse imana kavuşabilmektedirler. Cunku bu inkarcıların kalplerini Allah muhurlemiş, yine Allah dilerse muhur kalkacaktır! Bu farka dikkatinizi (acizane) cekmek isterim! Herşeyi hakkıyle bilen sadece Allah'tır ve en doğrusunu Allah bilir! (3/29)
[1] Cehennem zakkumu farklı bir bitki olsa gerektir! (37/62-66) Nitekim dunyadaki (ismini insanların koyduğu) bir bitki olan zakkumun, ateşin dibinde yetişiyor olması ateistlere pek abes gelmektedir. Oysa bizim de, Cehennem'in dibinde biten zakkumun dunyadaki zakkum olduğunu iddia edebilmemiz icin, sozkonusu ayetlerde "sizin bildiğiniz ve/veya yetiştirdiğiniz ağac" denilmesi gerekirdi. Fakat bunun bildiğimiz zakkumdan farklı bir zakkum olduğu muhtemeldir (37/65). (En doğrusunu Allah bilir)
[2] Buradaki ayetlere bakarak şoyle bir benzetme yapabilir miyiz? 8 katlı bir apartman duşunun, giriş kapısına kadar heryer zakkumlarla donatılmış. Cehennemlikler bu manzarayı gorunce, Cennet'e gireceğini zannederler (37/63). Oysa zemin katta Cehennem vardır (-ki alabildiğine derin bir cukur/ucurumdur), kapıdan girer girmez bu kuyuya/ucuruma itilirler (83/16). Bunun ustunde 7 kat Cennet vardır! Cehennem'in en ustunde/tepesinde (saydam) bir kapı vardır ve Cennetliklerin durumları Cehennemliklere gosterilir. Bunu goren Cehennemlikler, onlar gibi olmak/onların yararlandığı nimetlerden yararlanmak isterler. Fakat pislik ve rezilliğe mahkum olmayı kendileri secmiştir. İşte bunlar dunyada iken (zulum/inkar/cehaletlikleri ... ile) muminleri pis ve rezil olarak goruyorlardı! Şimdi ise kendileri bu durumdalar! (En doğrusunu Allah bilir)
28/56 Sen sevdiğini doğruya iletemezsin. Dilediğini doğruya ileten sadece ALLAH'tır. Doğruya ulaşmayı hakedenleri en iyi bilen de O'dur.
__________________
Ayetlerle Kıyamet-Mahşer Gunu ve Sonrası
Dini Bilgiler0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Ayetlerle Kıyamet-Mahşer Gunu ve Sonrası