Kudus ismi Kur’an’da doğrudan gecmemekle birlikte bu şehirden el-Mescidu’l-AksÂ’nın mubarek kılınan cevresi şeklinde bahsedilmiş (İsr 17/1), ayrıca bulunduğu bolge “mukaddes toprak” (MÂide 5/21), “iyi, guzel bir yer” (Yûnus 10/93) olarak nitelendirilmiştir.

Hadislerde ise Mescid-i AksÂ’nın, Mescid-i HarÂm ve Mescid-i Resûlullah ile beraber ziyaret amacıyla seyahat edilebilecek uc mescidden biri ve yeryuzunde Mescid-i HarÂm’dan sonra inşa edilen ikinci mescid olduğu belirtilmiştir. (BuhÂrî, Fażlu’s-salÂt fî mescidi Mekke ve’l-Medîne, 6, Ĥac, 26, EnbiyÂ, 8, 40; Muslim, Hac, 288, MesÂcid, 2; NesÂî, MesÂcid, 3)

Ayrıca bazı rivayetlerde Hz. Peygamber’in Beytulmakdis’te namaz kılmayı tavsiye ettiği de aktarılmaktadır. (Ebû DÂvûd, SalÂt, 14)

Kutub-i Sitte dışındaki rivayetlere gore Hz. Îs nuzûlunden sonra olunce Medine’de Resûl-i Ekrem’in kabri yanında veya Kudus’te defnedilecektir.

Hicretten once iki veya uc yıl sureyle Hz. Peygamber’in KÂbe’yi de onune almak suretiyle Kudus’e yonelerek namaz kıldığı (İbn Sa‘d, I, 243; Kurtubî, II, 150; Fahreddin er-RÂzî, IV, 110) ve -farklı rivayetler bulunmakla birlikte- Medine doneminde on altı veya on yedi ay bu uygulamanın devam ettiği, daha sonra kıblenin KÂbe’ye cevrildiği kabul edilmektedir. (BuhÂrî, SalÂt, 31, Tefsîr, 18; Muslim, MesÂcid, 11-12)

Resûl-i Ekrem’in sağlığında belli bir donem icin Kudus’un kıble olarak tercih edilmesi, muslumanların bu şehri dinî bir merkez olarak gormelerinin sebeplerinden birini teşkil etmiştir.

Ayrıca Hz. Peygamber’in, Mescid-i HarÂm’dan cevresi mubarek kılınan Mescid-i AksÂ’ya gece goturulmesi şeklinde gercekleştirilen İsr (İsr 17/1) ve ardından mi‘rac mûcizelerinde Mescid-i AksÂ’ya gitmiş olması muslumanlar icin bu şehrin onemini arttırmıştır.

Muhammed Hamîdullah, el-Mescidu’l-AksÂ’nın Beytulmakdis değil semalarda bulunan, meleklerin surekli Allah’a ibadet ettikleri bir mescid olduğunu ileri surmuşse de (İslÂm Peygamberi, I, 150-151) adı gecen mescidle sonradan bu ismi alan caminin değil Hz. Suleyman tarafından yaptırılan Beytulmakdis’in kastedildiği de bilinmelidir.

Bunların dışında Kudus, Hz. İbrÂhim’den itibaren pek cok peygamberin yaşadığı, mukaddes olarak da tanımlanan bir bolgede bulunması, Hz. Suleyman’ın inşa ettiği Beytulmakdis’i barındırması, İsrÂiloğulları’nın ve onlara gonderilen peygamberlerin mucadelelerine mekÂn olması acısından semavî dinler geleneğinde onemli bir yere sahip olmuştur. (bk. Ebu’l-Ferec İbnu’l-Cevzî, s. 63-147; TDV İslam Ansiklopedisi, Kudus md.)




.
__________________