Hz. Muaviye kimdir? (bircok insan yanlış tanıyor) Mumsema Hz Muaviye (radıyAllahu teÂl anh), Peygamber efendimizinkayınbiraderi ve vahiy kÂtibi idiResulullahın zevcelerinden Habibevalidemizin kardeşidir Eshab-ı kiramın buyuklerindendir Oleceğizaman, Resulullahın kendisine hediye ettiği bir gomleğe sarılıp,hazinesinde saklamış olduğu, Resulullahın mubarek sac ve tırnakkesintilerinin de gozlerine ve ağzına konularak defnedilmesini vasiyetetmişti Kabri Şam’dadır

Mekke fethedildiği gun babası ile beraber, Resulullahın onunde musluman oldu
Hz Muaviye, Peygamber efendimizin kÂtiplerinden idi Yazısı guzel idi Fasih, halim, vakur idi
Zeyd ibni Sabit diyor ki:
Muaviye, Cebrailin getirdiği vahyi ve Peygamber efendimizin mektuplarını yazardı

Fahr-iÂlemin emniyetlisi idi Bu yuksek rutbe, derecesinin ne kadar yukarıolduğunu gosterir Bu buyuk zata dil uzatanlar, Server-i ÂleminKur’an-ı kerimi yazmakta emniyet ettiğine dil uzatmış olurlar
Abdullahibni Mubarek hazretlerinin ilminin derecesini bilmeyen bir muslumanyoktur Din imamı idi Her ilimde ileri, her işi ilmine uygun idiPeygamber efendimizin ilmine tam vÂris idi İşte bu buyuk Âlimbuyuruyor ki:
(Hz Muaviye, Resulullahın yanında giderken, bindiği atın burnuna giren toz, Omer bin Abdulaziz’den bin kere efdaldir)

Hz Muaviye, Huneyn GazasındaResulullahın onunde babası ile birlikte kahramanca carpıştı TebukGazvesine katıldı Veda Haccında bulundu Hz Ebu Bekir ve Hz Omerzamanlarında Suriye taraflarındaki savaşlara katıldı Hz Omer, onu Şamvalisi yaptı Hz Omer zamanında 4 yıl, Hz Osman zamanında 12 yıl, HzAli zamanında 5 yıl, Hz Hasan zamanında altı ay Şam’da 215 sene valioldu [41] senede, Kufe’de halife secildi 19 sene, dort ay halifelikyaptı

İslamiyet’inyayılmasında kıymetli ve pek cok hizmetlerde bulundu Miladi 662’deSicistan’ı, 663’de Sudan’ı, bir sene sonra Afganistan’ı, KÂbil şehrinive Hindistan’ın kuzey kısmını, 665’te Tunus’u (Afrikiyye’yi) aldı668’de gemilerle gittiği Kıbrıs’ı ve iki sene sonra da İran’daki buyukKuhistan eyaletini fethettiYine aynı sene Bizans İmparatoru DorduncuKostantin zamanında, oğlu Yezid’i buyuk bir ordu ile İstanbul’un fethiicin gonderdi ve şehir kuşatıldı Kostantin, her sene buyuk miktardavergi vermek şartıyla barış yapmak zorunda kaldı

673’deUbeydullah bin Ziyad’ı Horasan’daki orduya kumandan yapıp, CeyhunNehrini develerle gecerek Buhara’yı aldı Hz Omer tarafındanfethedilen Kudus hıristiyanlara gecince, Hz Muaviye şehri tekrar elegecirdi Yemen, Mısır, Kayrevan, Irak, Azerbaycan, Anadolu, Horasan veMaveraunnehire hakim olduMuslumanlar tarafından cok sevildiPeygamber efendimiz, Hz Muaviye’ye, (Ey Muaviye! Memleketlere hakimolduğun zaman, iyilik et!) buyurmuşturResulullahın sohbeti ve hayırdualarının bereketiyle, İslamiyet’in tesir sahasını cok genişletti veİslamiyet’ten hic ayrılmadı.

Mısırlı eş-Şeyh Mansur Ali Nasıf, o zatların – Muaviye ve babası- hakkında şoyle yazıyor:

“Muaviye bin Ebu Sufyan’ın faziletine dairdir Allah her ikisinden de razı olsun”

Ebu Muleyke’nin ra rivayetine gore, İbn Abbas’a dendi ki: “Sen, vitir namazını bir rekat olarak kılan Muaviye ile itiraz mahiyetinde konuşmaz mısın?” İbn Abbas: “Hayır, dedi, O isabetlidir Zira O, fıkıh alimidir Ona itiraz etmeye hakkımız yoktur”

Sahabi olan Abdurrahman ben Ebi Ubeyye’nin rivayetine gore, Hazreti peygamber, Muaviye icin şoyle bir duada bulunmuştur: “Allahım, sen Muaviye’yi hidayet uzerine sabit kıl ve Onunla da insanları hidayete erdir”

“Ebu Sufyan bin Harb’in faziletine dair:

İbn Abbas diyor ki: “Muslumanlar, Ebu Sufyan’a iltifat edip de Onun yanında oturmuyordular

Bunun icin Ebu Sufyan, hz Peygamber’e dedi ki, ‘Ya Rasulullah, senden uc şey rica edeceğim Kabul buyurun:

Birincisi; Arapların en guzeli olan kızım Ummu habibe’yi seninle evlendirmek istiyorum Kabul edermisin?

Hz Peygamber, ‘evet’ dedi

İkincisi; dedi, Muaviyeyi vahiy Katibi yapacaksın

Peygamber ona da ‘evet’ dedi

Ucuncusu, dedi beni ordu kumandanı yap, ta ki, Muslumanlara karşı savaştığım gibi, kafirlere karşıda savaşayım’

Resulullah buna da evet dedi ve tatbike başladı(Muslim)

Dikkat! Saldırgan Ali Akın “Muslim” adlı sahih hadis kitabına da dil uzatmasın diye şu acıklamayı arz ediyorum: Muslim’in rivayetine gore “Ummu Habibe” Mekke fethinden sonra Hz Peygamberle evlenmiştir Halbuki ekseriyetin rivayetine bakılırsa evlenmesi Mekke fethinden cok once vaki olmuştur Yalnız mudakkik alimlerimiz bu celişkiyi ortadan kaldırmak gayesiyle cok şahane bir tevilde bulunmuşlardır Tevil şoyledir: Ebu Sufyan, tecdid-i nikah, yani Ummu Habibe’nin nikahının Peygamber tarafından tazelenmesini istemişti Efendimiz de onun hatırını kırmamak icin o şekilde kabul etmiştir Boylece rivayetlerin arasındaki celişki ortadan kalkmış oluyor

Bir de aynı mevzuda Dr Ahmed eş Şırbasi’yi konuşturalım şoyle başlıyor:

“Muaviye hakkındaki goruş

Soru: Muaviye hakkında cok sozler vardır Acaba biz, Onu İslam dostumu, sayalım yoksa duşmanı mı?

Sen ne diyorsun?

El-Cevap: Hz Peygamber şoyle buyurmuştur:

“Sahabilerim hakkında Allah’ın azabından, Allahın azabından, Allahın azabından sakının Benden sonra onları tenkit ve ağır ifadelerinize hedef almayın”


Başka bir hadis-i şerif’te de şu ifade geciyor
‘Hicbir sahabime kufur etmeyin’

Efendimiz diğer bir Hadis-i Şerif’inde de şoyle buyuruyor:

‘Sahabilere kufur eden, dil uzatanları gorduğunuz zaman onlara hitaben şoyle diyin: Hanginiz şerli ise, Allah’ın laneti onun uzerine olsun’

Yetkili alimlere gore Muslumanların, bir sahabiyi kotulemesi veya seb etmesi haramdır, caiz değildir

Dunya hayatında iken ona duşen, sahabilerin aralarında cıkan ihtilafların hukmunu Allah’a havale etmesidir”

İbn Hacer, “Takribut Tehzib” adlı eserinde Muaviye hakkında şoyle konuşuyor:

“O Sahabidir Muslumanların halifesidir Mekke fethinden once İslamiyet’e girmiş ve aynı zamanda Hz Peygamber icin vahiy katipliğini de yapmıştır”

İmam-ı Nevevi de “Tehzibul Esma vel Lugat” adını taşıyan kitabında Hz Muaviye’nin hayat tercumesine geniş bir şekilde yer vermiştir Şoyle başlıyor:

“Hz Muaviye, Hubeydiye gununde İslamiyet’e girmiştir Fakat İslamiyet’ini kendi babasından ve annesinden Mekke fethine kadar gizlemiştir Rasulullah’ın mahiyetinde Huneyn savaşında da bulunmuştur Hz Peygamber’in vahiy katibi idi Efendimi’den rivayet ettiği hadisler 163’u bulmuştur Dort tanesi Buhari ve Muslim arasında muttefekun aleyh’dir dort tanesini de yalnız Buhari, Beş tanesini de sadece Muslim rivayet etmiştir Muaviye, hadislerini bir grup sahabiden rivayet ediyor İbn Abbas, Ebud Derda, İbn Omer ve İbn Zubeyr gibi Bir grup tabiinde ondan rivayet ediyorlar Hz Ebu Bekir, Onu Şam valiliğine tayin etti Hz Omer de, kendi hilafeti zamanında Onu vazifesinde bıraktı Hz Osman, başa gecince Onu vazifeden almadı Hz Ali zamanında da yine Şam valiliğinde kaldı”

İmam-ı Nevevi, Hz Muaviye halifelik ile vasıflandırıyor Ve diyor ki:

“Onun halifeliği 20 sene surmuştur”

Hz Muaviye, olum doşeğinde iken şoyle bir vasiyette bulundu: “Beni, Peygamber’in bana giydirdiği ic gomleğe sarın Kefenim o olsun Bir de, Hz Peygamber’in tırnakları bende var Onlarıda toz haline getirip gozlerim ve ağzıma koyun Bunu yapın, artık benim ile Erhamur Rahimin arasından cekilin”

Olum zamanında şunu soyluyordu: “Keşke Zi Tuva’da –bir yerin adıdır- yaşıyan bir kişi olsaydım Halife ve hukumdar olmasa idim”

Bu durum karşısında artık gercek Muslumanlara yakışan da, Hz Muaviye^yi sahabi olarak kabul edip lehinde veya aleyhinde verilecek hukmu de, Hakim-i Mutlak olan Allah’a bırakmasıdır”

Bu yazıdan sonrada Hz. Muaviye'ye laf soyleyen onu vahiy katibi yapan Efendimizden ve vali yapan 4 buyuk halifeden daha iyi tanıyor demektir.
__________________