KADININ EZAN OKUYUP OKUYAMAMA MESELESİ

Kadın ezan okuyabilir mi?
Kadının ezan okuyup-okuyamaması tartışmasından once kadının sesi ve sozunu ele almak
gerekir. Bu hususta ilk olculeri veren Kur'an'dır. Kur'an şoyle buyurmaktadır: "Ey
peygamber hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allah'tan
korkuyorsanız, sozu yumuşak (ve kıvrak) bir eda ile soylemeyin ki, kalbinde hastalık
bulunan kimse hevese kapılmasın. Dengeli ve ciddi soz soyleyin."(32)
Bu ayet-i kerimede biz, cok şeylere acıklık getirildiğine şahit oluyoruz. Mesela:
1-Dikkati cekilen hanımlar, konuşmalarında ciddi olmaları istenen kadınlar,
peygamber hanımlarıdır. 2-Onlar ki mu'minlerin analarıdır. 3-Konuşmalarında
ciddiyetsizliğe izin verilmediğine gore erkekleri tahrik eden şarkı ve turkuleri
soylemelerine herhalde hic izin verilemez, nitekim verilmemiştir. 4-Sonra, bu
sakındırma Hz. Peygamber'in devrinde oluyor. Asırlar boyunca insanların en seckin ve
mumtazı olan sahabe devrinde.(33) 5-Peygamber hanımları kadar hicbir hanım mubarek
olamaz, onlar kadar hic kimse Allah'dan korkamaz. Sahabe-i Kiram kadar da hicbir
insan muttaki ve dinine bağlı olamaz. 6-Boyle iken Yuce Allah onların dikkatini
cekerken ve sesiyle, sozuyle tahrik etmeme ve tahrik edilmeme noktasında titiz
davranmalarını isterken acaba onlar kadar muttaki olmayan bu devir kadınlarının ve
erkeklerinin bu ayetten alacakları nasip ve ders yok mudur? Onun icin ben, bu ayet-i
kerimeden, kırıtarak konuşmanın haram olmasının yanında kadının şarkı ve turku
soylemek gibi, dansetmek ve oynamak gibi tahrik edici her turlu davranışının haram
olduğu hukmune varıyorum.

Kur'an, evlatlara, ana-babaları icin "of" demeyi bile yasaklamıştır.(İsra, 17/23)
Halbuki of demek ana-babayı inciten en hafif sozlerden biridir. En hafif incitici
lafı dahi yasaklayan Kur'an elbette hakaretÂmiz sozleri, kufur ve kaba kelimeleri,
hele şiddet ve dovme gibi vahşi davranışları haydi haydi yasaklayacak ve haram
kılacaktır, nitekim oyle yapmıştır. Bunları biz nasıl Kur'an'ın "of"demeyi dahi
yasaklamasından cıkarıyorsak, kadının erkeklerin icinde şarkı-turku soylemesinin,
ezan okumasının tahrimen mekruh olması hukmunu de yine Kur'an'ın, kadınlara,
erkekleri baştan cıkarıcı, tahrik edici sozleri soylemeyi yasaklamasından
cıkarıyoruz.

Kadın ezan okuyabilir mi, okuyamaz mı tartışmasından once kadının sesi haram mıdır,
değil midir, meselesini incelemek gerekir, demiştim. Bu hususta sahanın
otoritelerince yaygın ve hÂkim kanaat şudur: Kadın sesi yerine gore haramdır, yerine
gore de haram değildir. Mesela vakar ve ciddiyet icinde ihtiyaclarını temin icin
konuşan kadının sesi haram olmaz. Zira bu bir fitneye sebep olmuyor, bir gosteriş
arzusundan gelmiyor. Pazarlarda yapılan vakarlı alış-veriş konuşması gibi...Bu hem
Şafii, hem de bazı Hanefî alimlerince boyledir. Ancak hicbir ihtiyactan doğmayan,
sadece gosteriş ve sukse icin yapılan konuşmalarda muhatap olan erkeğin zihninde
kotu duşunceler meydana geleceğinden boyle sesler haramdır, avrettir. Bu sesin
sahibi kadın da, onu dinleyen erkek de mes'uldur. Demek ki kadınların şarkı ve turku
sesleri ihtiyactan meydana gelen sesler değildir. Belki fitneye sebep olabilecek
haram sesler cumlesine dahildir. Boylesi kadınlar mesuliyetten kurtulamazlar.(34)

Sozun ozu: kadının sesi fitneye sebep oluyorsa avrettir ve haramdır. Sesini
erkeklerin huzurunda şarkı ve turku soylemekte ve ezan okumakta kullanması
gibi....Fitneye vesile olmuyor, ustelik zaruri bir ihtiyac icin kullanılıyorsa avret
değildir ve haram olmaz. Sesini ihtiyacı olan alış-verişte ve dini oğrenmede ve
oğretmede kullanması gibi.. Meşhur mufessir Alûsi de bu goruştedir.(35) Muhammed Ali
es-Sabûni ise fitneye vesile olmayan kadın sesinin haram olmadığına şu misali
vermektedir: Rasulullah'ın zevceleri hadis naklederken buyuk bir vekar ve ciddiyet
icerisinde erkeklerle konuşur, hadisleri bizzat kendi seslerinden dinletirlerdi.(36)


EZANDAN HOŞLANMAYAN MAHLUK

Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: Namaza cağırıldığı
vakit, şeytan ezanı işitmemek icin, yahut ezanı duymayayım diye geri donup tam bir
telaş ile yellene yellene kacar. Ezan bitince yine vesvese vermek uzere doner,
gelir. Namaz icin kamet getirilince tekrar onceki gibi geri donup kacar. Kamet de
bitince yine vesvese icin gelip insan ile nefsi arasına sokulur. Falan şeyi hatırla,
falan şeyi hatırla diyerek namazdan once insanın hic de aklında olmayan şeyleri
aklına getirir. TÂ insan kac rekÂt kıldığını bilmez oluncaya kadar kendisiyle
uğraşır.(37)

Acaba şeytanın ezandan bu kadar kacıp urkmesinin sebepleri nelerdir? Bu sorunun
cevabını Tecrid-i Sarih'in muellifinden alıyoruz. Diyor ki, şeytanın ezandan kacıp
urkmesinin uc sebebi vardır:
1- Kıyamet gununde her şey muezzinin lehine şehadet edeceğinden kendisinin hic
hoşlanmadığı boyle bir zor duruma duşmesinden kacınıyor.
2- Ezan, dinin kaidelerini icerdiği gibi, şeairini, (olmazsa olmazlarını, esas ve
sembollerini) de ilan eder ve gosterir. Şeytan ise bunlardan nefret etmektedir.
Tabir caiz ise o baş ayağa ma'siyettir.
3- Ezan namaza dÂvettir. Namazın ise insanı Cenab-ı Hakk'a en cok yaklaştıran ruknu
secdedir. Şeytan ise secde etmeme yuzunden Allah'ın dergÂhından kovulmuş ve melûn
olmuştur.(38)
Boyle bir yaratık ve bu durumda olanlar elbette ezandan ve onun ihtiva ettiği
hakikatlerden hoşlanmaz.
__________________