Soruda bildirilen hukum, savaşla ilgili hukumlerin yer aldığı Tevbe Sûresinin 5. ayetinin bir parcasıdır. Bilindiği uzere, Kur’an-ı Kerim bir defada bir kitap olarak indirilmemiş, olaylara gore 23 yıl zarfında gelmeye devam etmiştir. Burada soz konusu olan, Hz. Peygamberin ve ilk muslumanların muşriklerle savaş halidir. Nasıl ki, bir devlet teroristlere şoyle bir ultimatom verebilir: “Size dort ay muddet. Ya bu muddet zarfında teslim olursunuz, ya da gorulduğunuz yerde oldurulursunuz”
Onun gibi, Tevbe Sûresinin ilk ayetlerinde belirtildiği uzere, muşriklere dort ay sure verilmiştir. Bu muddet zarfında onlara ilişilmeyecektir. Fakat eski hallerine devam ederlerse, olum fermanı soz konusudur. “Onları nerede bulursanız oldurun” mealindeki ayetin son kısmı “Allah Gafur ve Rahimdir’’ diyerek biter. Bununla “Allah bağışlayıcıdır, merhamet edicidir. Siz de oyle olun” mesajı verilmektedir. Bir sonraki ayette ise şoyle denilir:
Eğer muşriklerden biri eman ile sana gelirse ona eman ver. Ta ki Allah’ın kelamını dinlesin. (Musluman olmazsa) sonra onu guven icinde bulunacağı bir yere ulaştır. Cunku onlar bilmeyen bir kavimdir
Bu ayette, muşrikler hakkındaki ilahi rahmetin eserlerini acıkca gormek mumkundur. Demek ki, muşriklere bu dinin guzelliğini gormek, Allahın kelamını dinlemek fırsatı verilmelidir. Cunku onlar, bu dini bilmeyen bir toplumdur. Onlardan bu şekilde gelenler, İslam beldesinde emniyet icerisinde yaşarlar, gezerler. Muslumanların hallerini gozlemlerler, neticede İslama girmeyebilirler. Kabul etmediğinde “Sen muşriksin” denilip oldurulmez, emniyet icinde vatanına donmesine yardımcı olunur.
Tarihen de sabit olan budur ki, muslumanlar savaş haricinde gayr-i muslimleri oldurmemişlerdir Şayet olduren olmuşsa, bu dinden değil, o şahsın İslamı bilmeyişinden kaynaklanmıştır. Benzeri durum, gayr-i muslim ulkeler icin de gecerlidir. Sozgelimi, bir musluman yabancı bir diyara turist olarak gidip de malından dolayı oldurulmuşse, bunu o ulke insanlarının İslama duşmanlığı şeklinde değerlendirmek doğru olmayacaktır. Gunumuz hukuk sistemlerinin de kabul ettiği uzere, sucun şahsiliği esastır. Birisinin yuzunden başkalarını da cezalandırmak adalete aykırıdır. Kur’an bunu şoyle anlatır: “Hicbir gunahkar başkasının yukunu yuklenmez.” (Necm Sûresi,, 38)
__________________