Cornel Universitesi araştırmacılarından Dr. Mocay, az yemenin ihtiyarlığı geciktirdiğini, fareler uzerinde yaptığı deneylerle ortaya koymuştur. Aynı yaştaki iki grup fareden birinci grubu en iyi gıdalarla bol bol beslemiş, ikinci grup fareleri ise yarı ac yaşatmıştır. Sonucta, yarı ac yaşamış farelerin %20 oranında daha fazla yaşadıklarını tespit etmiştir.
Dr. Walford ise, normalde 26 ay omru olan farelere uyguladığı ozel bir beslenme rejimi ile farelerin yaklaşık 80 ay kadar yaşadıklarını gozlemiştir. 65 yaşındaki doktor uyguladığı rejim sayesinde kendisini 30 yaşında hissettiğini soyluyor ve haftada iki gun ac kalıyor. Bu da sunnette bildirilen pazartesi ve perşembe oruclarını hatırlatıyor. Bu şekilde insan omrunun 120 yaşına kadar uzayabileceğini soyluyor.
İngiliz fizyolog Dr. Vicent metamorfoz gecirerek buyuyen kelebekler uzerinde yaptığı araştırmalar sonucunda, gencliği sağlayan bir hormon bulunduğunu tespit etmiştir. Larva halindeki kelebekte bulunan “corpus allatum” bezinden salgılanan juvenil (genclik hormonu), hayvanın larva halinde yani genc kalmasını sağlamaktadır. Bu hormonu kelebek haline donmek uzere olan olgun bir larvaya aşılamış, bunun sonucunda larvanın kelebek haline gecmediği ve hep larva halinde kaldığını tespit etmiştir.
Avustralya’da yaşayan bir fare turunde, erkek fareler ciftleşmeden hemen sonra olurler. Bu ani olume bir hormonun yol actığı araştırmalar sonunda ortaya cıkmıştır. Bu hormon, hipofizin emri ile bobrek ustu bezlerinden uretilir. Dr. Deneka, yaşlı farelerin hipofiz bezlerini cıkararak yaptığı deneylerde, bu farelerin kısmen yeniden gencliklerini kazandıklarını ve olmediklerini bulmuştur. Dr. Deneka, insanlarda da boyle ozel bir yaşlılık hormonunun bulunabileceğini, ancak tesirinin yukarıdaki farede olduğu gibi ani olmadığını, 60-80 yaş arasında normal bir omrun sonunda vucudun yaşlanmasına ve olmesine sebep olduğunu ileri surmektedir. Ancak hipofiz bezi olmadan uzun sure yaşanamadığı icin, bu şekilde omru uzatmak mumkun değildir.
Diğer bir araştırma da, ihtiyarlamanın tamamen ruhi aktivitelere bağlı olduğu konusundadır. Yaşı ilerlemiş olmasına rağmen, devamlı olarak genclerin icinde bulunan, genclerle haşır neşir olanların hem bedenen hem de zihnen emsallerine gore cok genc ve dinc oldukları anlaşılmıştır. Aksine, her şeyden elini cekmiş, hicbir aktiviteye katılmayan uyuşmuş ve ruhen tukenmiş kişilerin cok daha cabuk yaşlanıp olume adım adım yaklaştıkları gorulmuştur. İstatistiki bilgilere gore, emekli olduktan sonra bir kenara cekilip oturanlar birkac sene icinde olmelerine rağmen, fikri ve bedeni aktivitelerini devam ettirenler daha fazla yaşamakta, dincliklerini korumakta ve hastalıklara daha dayanıklı olmaktadırlar.
Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşık 1500 araştırmacı, ihtiyarlık ve olum uzerine araştırmalar yapmakta ve bu calışmalara harcanan paranın toplamı yılda milyonlarca doları aşmaktadır. Hastalıkların bircoğuna care bulunması, sağlık kurallarına dikkat edilmesi ile ortalama omur bugun uzamış gibi gorunse bile, hala ihtiyarlık ve olume kesin care bulunamamıştır. Ama geciktirmek mumkundur.


Kaynaklar: 1: Scientific American 1990
2: Rechercht 1989
3: Seneca’nın Ahlak Anlayışı
__________________