Sual: Her şeye tez kızıyorum. Kızmamanın yolu var mıdır?
CEVAP
Herkes kızar. Dinimizde kızmamak değil, ofkesini yenmek istenmiştir. Dinimizin emirlerine uyup yasak ettiklerinden kacan ofkesini yener, sabra kavuşur. Dinimiz, yapılması imkansız olan şeyi emretmez. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Hak teÂlÂ, kendini sabretmeye zorlayanı sabretmeye muvaffak kılar.) [Buhari]

Sabrın imanla ilgisi vardır. Peygamber efendimiz, Eshab-ı kiramdan bazılarına, (İmanınızın alameti nedir?) buyurdu. Onlar da, (Genişlikte şukreder, darlıkta sabrederiz ve Allahu teÂlÂnın kaza ve kaderine razı oluruz) diye cevap verince, (Yemin ederim ki siz muminsiniz) buyurdu. Başka bir zaman, (İman nedir?) diye sual edenlere, (Sabırdır) buyurdu. Yine, (Sabrın imandaki yeri, başın bedendeki yeri gibidir. Başsız beden olmayacağı gibi, sabırsız iman da olmaz) buyurdu. Sabretmeyenin imanı zayıf demektir. Hadis-i kudside, (Takdirime razı olmayan, belaya sabretmeyen, nimetlerime şukretmeyen, kendine başka ilah arasın) buyuruldu.

Sabır uc ceşittir:
1- Belaya sabır,
2- Din bilgilerini oğrenirken ve ibadetlerini yaparken sabır,
3- Gunah işlememek icin sabır. Hadis-i şerifte, (Belaya sabredene uc yuz, ibadet yapmaya sabredene altı yuz, gunah işlememeye sabredene ise, dokuz yuz derece ihsan edilir) buyuruldu.

Belaya sabır hakkında hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahu teÂl buyurdu ki: "Bedenine, evladına veya malına bir musibet gelen, sabr-ı cemille karşılarsa, kıyamette ona hesap sormaya hay ederim.) [Hakim]

(Nimete kavuşunca şukreden, belaya uğrayınca sabreden, haksızlık yapınca af diler, zulme uğrayınca bağışlarsa, onlar emniyet ve hidayettedir.) [Taberani]

(Hoşlanılmayan şeye sabretmekte buyuk hayır vardır.) [Tirmizi]

(Bir gece başı ağrıyan, Allahu teÂlÂdan geldiği icin buna razı olup sabrederse, yeni doğmuş gibi gunahlardan temizlenmiş olur.) [İbni Ebiddunya]

(Sevmediklerinize sabretmedikce, sevdiklerinize kavuşamazsınız.) [İ.Maverdi]

Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
(Ey iman edenler, sabredin, sabretmekte birbirinizle yarış edin!) [A.İmran 200]

(Guzel sabret!) [Mearic 5]

Guzel sabır, gelen belaya razı olup, acıklamamak ve şikayette bulunmamak demektir. Guzel sabreden, dunya ve ahirette kurtuluşa kavuşur. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Acıya sabredip uğradığı felaketi gizlemesi ve kimseye şikayet etmemesi, kişinin Allahu teÂlÂyı iyi tanımış olmasındandır.) [İ.Gazali]

Hikmetli sozler
Sabır, tokezlemeyen binek, kanaat ise bukulmeyen kılıctır.
Uzulmek istemiyorsan, kaybedince seni uzecek bir şeyi kazanmaya calışma.
Her musibetin gecici olduğunu bilen, belaya maruz kalınca kendisini tesellide başarılı olur.
Musibete sabırsızlık gostermek, ondan da buyuk musibettir.
Belaya sabredilmezse, musibet iki olur.

Musibete maruz kalıp gozu cıkan, kulağı sağır olan veya başka azası yok olan muminin gunahları affolacağı icin, ahirette buyuk mukafata kavuşur. Hadis-i şerifte de, (Bir uzvu noksan olanın aklı fazlalaşır) buyuruldu. Elbette akıl noksanlığı, beden noksanlığından daha kotudur. (Edeb-ud-dunya)

Muhammed Masum hazretleri buyuruyor ki:
İnsana gelen elemler, takdir-i ilahi ile gelmektedir. Razı olmak gerekir. İbadetlere devam, elemlere, hastalıklara sabredebilmelidir. Allahu teÂlÂnın kereminden afiyet beklemelidir! Mahluklardan bir şey beklememeli, her şeyin Hak teÂlÂdan geldiğini bilmelidir! Dertlerden, elemlerden kurtulmak icin dua ve istiğfar etmelidir! Onun takdiri, iradesi olmadıkca, kimse kimseye zarar veremez. Bununla beraber, sebeplere yapışmak, Peygamberlerin yoludur. Sebeplerin tesirini de Allahu teÂlÂdan talep etmelidir! (c.1, m.72)

Hazret-i Hızır buyurdu ki:
(Guler yuzlu ol, hiddetlenme! Hep faydalı iş yap, az da olsa zararlı iş yapma! Luzumsuz dolaşma, boş yere gulme, hic kimseyi kusurundan dolayı ayıplama, gunahların icin ağla!)
Sabır ve namaz butun sıkıntıların ilacıdır. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Ey iman edenler, Allah’tan sabır ve namazla yardım isteyiniz. Allahu teÂl elbette sabredenlerle beraberdir.) [Bekara 153]

Sual: Hiddetlenmek, ofkelenmek gunah mıdır?
CEVAP
Gadaba gelmeyen, yani sinirlenmeyen insan olmaz. Kiminde az, kiminde cok olur. Gadap da bıcak gibidir. İyi işlerde kullanılırsa faydalı, kotu işlerde kullanılırsa zararlı olur. İnsandaki butun huylar boyledir. İfrat ve tefritleri zararlıdır.

Resulullah efendimiz, nasihat isteyen bir kimseye, (Kızma, sinirlenme!) buyurdu. Birkac kere sorduğunda, hepsine de (Kızma, sinirlenme!) buyurdu. (Buhari)

Kibrinden dolayı ofkelenmek, kotudur. İsa aleyhisselam ofkenin de kibirden ileri geldiğini bildiriyor. Hadis-i şerifte (Ofkelenmek imanı bozar) buyuruluyor. (Beyheki)

Gadabın [ofkenin] aşırı olmasına saldırganlık denir. Boyle kimse, hiddetli olur, kendine ve başkasına zarar verir, bu hÂl, kufre goturebilir. Hadis-i şerifte, (Gadab imanı bozar) buyuruldu. (Beyheki)

Gadabın luzumlu olanına şecaat [kahramanlık, yiğitlik], luzumundan az olmasına da korkaklık denir. Hadis-i şeriflerde, (İfrat ve tefritten [aşırılıktan] sakının!), (Aşırı giden helak olur) ve (İşlerin hayırlısı vasat olanıdır) buyuruldu.

Şecaat orta yoldur. Şecaat halindeki ofke iyidir. İmam-ı Şafii hazretleri, (Şecaat gereken yerde, korkaklık gosteren merkebe benzer) buyurdu.

İslam’a ve muslumanlara duşmanlık edenlere, saldıranlara karşı sert olmak gerekir. Fakat kendini tehlikeye atmak da caiz değildir. Tehlikeli yerde yalnız kalmak, yalnız yurumek, gunahtır. Duşmanlara karşı korkaklık caiz değildir. Korkarak kacmak, Allahu teÂlÂnın takdirini değiştirmez. Korkak kimse, karısına, kızına karşı gayretsizlik ve hamiyetsizlik gosterir, onları koruyamaz. Zillete ve zulme boyun eğer, hainlik yapanı gorunce susar.

Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
([Eshab-ı kiram] kÂfirlere karşı cetin, kendi aralarında merhametlidir.) [Fetih 29]

Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Ummetimin hayırlısı demir gibi sert, dayanıklı olandır.) [Beyheki]

(Hiddet ummetimin seckinlerine [iyilerine] gelen bir haslettir.) [Taberani]

(Amellerin, ibadetlerin en kıymetlisi, Hubb-i fillah ve Buğd-i fillahtır.) [İ.Ahmed]
[Hubb-i fillah Allah icin sevmek, buğd-i fillah, Allah icin buğzetmek, dargın durmak demektir.]

Allahu teÂlÂ, ofkesini yeneni ovmekte, fakat hic ofkelenmeyeni ovmemektedir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Yiğitlik, pehlivanlık hasmını yenen değil, ofkesini yenendir.) [Buhari]

İnsan, zevcesini ve cocuklarını gadap sıfatı ile korur. İslam duşmanlarına karşı, bu sıfat yardımı ile cihad eder. İslamiyet gadabın yok edilmesini değil, buna hakim olup, dine uygun kullanılmasını emreder. Allah icin ofke, din gayretindendir. Taberani’deki bir hadis-i şerifte Enes bin Malik hazretleri, (Biz tartışırken, Resulullah efendimiz geldi. Bize oyle ofkelenmişti ki, hic boylesini gormemiştik) buyuruyor. Muslim’deki hadis-i şerifte, (Ben de insanım, diğer insanlar gibi kızarım) buyurdu. Fakat kızması onu haktan ayırmazdı. Ofkesini yener ve affederdi. Allahu teÂlÂ, iyileri şoyle ovuyor:
(Onlar, bollukta ve darlıkta da infak eder, ofkelerini yener, insanları affederler.) [A.İmran 134]

İnsanlar, kızmak, ofkelenmek yonunden farklıdır. Tirmizi’deki hadis-i şerifte, (İnsanlar ceşitli mizactadır. Kimi gec kızar, ofkesi tez gecer. Kimi cabuk kızar, cabuk yatışır, bu ise kendisini telafi eder. Kimi de tez kızar gec yatışır. En iyisi, gec kızıp ofkesi cabuk gecendir. En kotusu de, cabuk kızıp gec yatışandır) buyuruldu. Bir hadis-i şerifte de, (Mumin, tez kızar, tez barışır) buyuruldu. Fakat (Mumin hic kızmaz) buyurulmadı.

Ofkeyi yenmenin fazileti ile ilgili hadis-i şeriflerden birkacı şoyle:
(Kim Allah rızası icin ofkesini yenerse, Allahu teÂl da ondan azabını def eder.) [Taberani]

(Ofkesini yenen Cennete kavuşur.) [Taberani]

(Ofkesini yeneni, Allahu teÂl korur ve duşmanını ona boyun eğdirir.) [Buhari]

Makam hırsı, kibir ve ucbu yok eden ofkesine hakim olur.

Peygamber efendimiz, taş kaldırıp kuvvet denemesi yapanlara sordu:
- Bu taşı kaldırmaktan daha zoru nedir?
- Bildir ya Resulallah, dediler.
- Ofkeli iken, ofkesini yener, sonra sabır yolunu tutarsa, sizin en ağır taş kaldıranınızdan daha kuvvetlidir. [T. Gafilin]

Hiddeti yenmek
Hiddetli ortamı değiştirmek ve kızgınlık alevlerini sondurmek, beş şeyle mumkundur:
1- Boyle bir zamanda Cenab-ı Hakkın isimlerini zikretmek. Cunku Allah’ı anmak, Allah’tan korkmaya sebep olur. Allah korkusu da taat ve af gibi guzel hasletlerin gelişmesini sağlar. Boylece, Allahu teÂlÂyı anmakla, hiddetin ateşi sakinleşip soner.

2- Sucluyu affetmenin ve bağışlamanın sevap olduğunu hatırlamalıdır. Bu hatırlayış kişiyi sevaba sevk eder, sucluları bağışlayanlara Cenab-ı Hakkın vaat ettiği Cennet nimetlerini elde etmeye surukler, kızgınlığı giderir; serkeş nefsi kahrederek sahibini, huzurlu bir ortama doğru iter.

3- Kızgınlığını giderip, yumuşaklık gostererek affedici olursa, insanların, kendisine sevgi besleyeceğini hatırlamak. Bu taktirde insanların sevgisini elde etmek ve onlar arasında saygıdeğer bir kişi olmak ideali, hiddet hÂlinin gitmesine sebep olabilir.

4- Kızgınlık zamanındaki halden başka bir hÂle gecmek. Mesela otururken kalkıp gitmek gibi. Halife Memun hiddetlenince, derhal orayı terk ederek hiddetini yenmeye calışırmış!

5- Kızgınlığın sonunda doğacak acı pişmanlığı, intikamın cirkinliğini ve kolaylıkla giderilemeyecek acı sonuclar doğuracağını duşunmek. Yani ofkelendiği şeyin bir musibet olduğunu kabul edersek, sabretmeli bunun sayısını artırıp başka musibetlere yol acmamalı. Elini kana bulayabilir, hapislere duşebilir, yuvasını dağıtabilir veya buyuk maddi zararlara uğrayabilir. Bir musibete sabretmemekle dunyasını ahiretini mahvedebilir.

Sual: Şehvet ve gadabı yok etmek icin aclık cekerek riyazet yapmak uygun mudur?
CEVAP
İslamiyet, şehvetin ve gadabın yok edilmesini değil, her ikisine hakim olup, dine uygun kullanılmalarını emretmektedir. Suvarinin atını ve avcının kopeğini yok etmeleri değil, bunları terbiye ederek, kendilerinden faydalanmaları gerektiği gibidir. Yani şehvet ve gadab, avcının kopeği ve suvarinin atı gibidir. Bu ikisi olmadıkca, ahiret nimetleri avlanamaz. Fakat bunlardan faydalanabilmek icin, terbiye ederek, dine uygun kullanılmaları gerekir. Terbiye edilmezler, azgın olup, dinin sınırlarını aşarlarsa, insanı felakete suruklerler. Riyazet yapmak, bu iki sıfatı yok etmek icin değil, terbiye edip dine uymalarını sağlamak icindir. Bunu sağlamak da, herkes icin mumkundur.

Sual: Tez sinirleniyorum, buyuk kucuk dinlemeyip karşımdakileri kırıp dokuyorum. Sinirime hÂkim olabilmek icin ne yapmalıyım?
CEVAP
Dinin emrine uymalı, bunun gunah olduğunu bilmeli. İnsan bile bile kızıp ofkelenmez. Kızsa da, sinirine hÂkim olur. Zaten dinimiz kızmamayı değil, sinirine hÂkim olmayı emrediyor. Her insan kızabilir, ama kızınca, dinin dışına cıkmamalı, zararlı iş yapmamalı.

Hiddetlenince, euzu besmele ve iki kul euzuyu okumalı. Kızıp ofkelenenin aklı ortulur. İslamiyet'in dışına cıkar. Birkac hadis-i şerif meali:
(Ofkelenen, dilediğini yapmaya gucu yettiği halde, yumuşak davranırsa, Allahu teÂl da onun kalbini emniyet ve iman ile doldurur.) [İbni Ebid-dunya]

(Ofke, şeytanın vesvesesinden hasıl olur. Şeytan, ateşten yaratılmıştır. Ateş, su ile sondurulur. Sinirlenince, abdest alın.) [Ebu Davud]

(Sinirlenen, ayakta ise otursun. Ofkesi gecmezse yan yatsın.) [Ebu Davud]

Ayakta olanın intikam alması kolaydır. Oturunca, azalır. Yatınca, daha azalır. Sinirlenmek, kibirden doğar. Yatmak, kibrin azalmasına sebep olur. Kızınca, (Allahummagfir li-zenbî ve ezhib gayza kalbî ve ecirnî mineşşeytÂn) okumak, hadis-i şerifte bildirildi. (İbni Sunni)
Manası, (Ya Rabbi, gunahımı affeyle. Beni kalbimdeki ofkeden ve şeytanın vesvesesinden kurtar) demektir.

Ofkeye sebep olan kimseye yumuşak davranamayan kimse, onun yanından ayrılmalı, ondan uzak durmaya calışmalı.

__________________