Sual: Cennet nimetleri yalnız bedene mi olacaktır? Muminler ahirette ve Cennette Allahu teÂlÂyı gorecekler mi?
CEVAP
Cennet nimetlerini, lezzetlerini yalnız bedenin lezzeti zannetmek yanlıştır. Dunyada yukselmeye başlayan bir ruh, bedenden ayrılınca, kıyamete kadar, her an yukselmeye devam eder. Cennette beden, sonsuz kalabilecek evsafta dunyadakinden bambaşka ozellikte var olacaktır. Yukselmiş olan ruh, bu ceset ile birleşerek kıyamet hayatı başlayacaktır. Cennette, bedenin ve ruhun cok farklı nimetleri, lezzetleri olacaktır. Yuksek olanlar, Cennette de ruhun lezzetlerine onem vereceklerdir. Ruhun lezzeti, bedenin lezzetlerinden cok farklı ve cok fazla olacaktır. Ruhun lezzetlerinin en tatlısı, en yukseği de, Allahu teÂlÂyı cemal sıfatı ile gormek olacaktır.

Cennet lezzetlerinin tadını alabilmek icin, once acı, sıkıntı cekmek lazım değildir; cunku Cennetteki bedenin yapısı, dunyadaki gibi değildir. Dunyadaki beden, yok olacak bir halde yaratıldı. Takriben yuz sene dayanacak kadar sağlamdır. Cennetteki beden ise, sonsuz kalacak, hic yıpranmayacak sağlamlıktadır. Aralarındaki benzerlik, insan ile aynadaki hayali arasındaki benzerlik gibidir. İnsan aklı, kıyametteki varlıkları anlayamaz. Akıl, his organları ile duyulanları ve bunlara benzeyenleri anlayabilir. Cennet nimetlerini, lezzetlerini, dunyadakilere benzetmek, onlar uzerinde mantık, fikir yurutmek insanı, yanlış sonuclara goturur. Bilinmeyen şeylerin, bilinen şeylere benzetilmesi batıldır.

Allahu teÂlÂyı, dunyada baş gozu ile gormek caiz ise de, kimse gormemiştir. Peygamber efendimiz Miracda, ahirete giderek gormuştur.

Allahu teÂlÂ, kıyamette, mahşer yerinde, kÂfirlere kahır ve celal ile, yani azap edici olarak; salih muminlere ise, lutuf ve cemal ile yani buyuk bir nimet, buyuk bir zevk olarak gorunecektir. Cennette de, cemal sıfatı ile gorunecektir.

Muminlerin ahirette, Cennete girmeden once de, girdikten sonra da Allahu teÂlÂyı gorecekleri Kur'an-ı kerimde acıkca bildiriliyor:
(Kıyamet gunu ışıl ışıl parlayan yuzler, [muminler] Rablerine bakacaklardır.) [Kıyamet 22, 23]

Meşhur bir hadis-i şerif meali de şoyledir. Peygamber efendimiz, ayın on dorduncu gecesi, parlayan dolunaya bakıp buyurdu ki:
(Gokteki şu ayı nasıl net goruyorsanız, [siz muminler Cennette] Rabbinizi, boyle acıkca goreceksiniz.) [Buhari, Muslim, İbni Mace, Tirmizi, Ebu Davud, Nesai, İ. Ahmed, İbni Huzeyme, İbni Hibban]

Yunus suresinin, (Guzel amel edenlere, husna [Cennet] ve ziyadesi de vardır) mealindeki 26. Âyet-i kerimesindeki ziyade kelimesini Resulullah efendimiz ruyet [Allahu teÂlÂyı gormek] olarak acıklayıp, (Dolunayı gorduğunuz gibi kıyamette Rabbinizi acıkca gorursunuz) buyurdu. (Buhari)

KÂfirler, cemal sıfatı ile gorme nimetinden mahrum kalacaklardır. Bir Âyet meali şoyledir:
(Onlar [kÂfirler] o gun Rablerini [cemal sıfatı ile] gormekten mahrumdur.) [Mutaffifin 15]

Allahu teÂlÂyı cemal sıfatı ile gormek buyuk nimettir. Cennetteki butun nimetlerden daha ustundur. KÂfirler ise, Cennete giremeyeceği icin bu buyuk nimetten mahrum kalacaklardır. KÂfirler, ahirette Allahu teÂlÂyı kahır sıfatı ile goreceklerdir, ancak bu gorme bir nimet değil, buyuk bir azap olacaktır.

İmam-ı Şafii, imam-ı Malik hazretleri gibi mezhep sahibi buyuk Âlimler, (Bu Âyet-i kerime, muminlerin Allahu teÂlÂyı cemal sıfatı ile goreceklerine bir delildir. Cunku oyle olmasaydı, KÂfirler goremeyecek buyurulmazdı) demişlerdir. Hic kimse denmiyor, kÂfirler goremeyecek buyuruluyor. (Hazin)

Araf suresinin 143. Âyet-i kerimesinde, Musa aleyhisselamın Allahu teÂlÂyı gormek istediği bildirilmektedir. Bu da Allahu teÂlÂnın goruleceğinin delilidir; cunku bir peygamberin, imkansız olan şeyi Allahu teÂlÂdan istemesi abes, hatta cahillik olurdu. Allahu teÂl hakkında caiz olan ve olmayan şeyleri bilmemek ise peygamberliğe aykırıdır.

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Ehl-i sunnet Âlimleri, sozbirliği ile "Allahu teÂl dunyada gorulmez" buyurdu. (1/283)

Mevlana Halid-i Bağdadi hazretleri buyuruyor ki:
(Dunyada Allahu teÂlÂyı gordum diyen zındıktır. Evliyanın kalb gozu ile gormesi ruyet değildir. Onlara şuhud hasıl olmaktadır.) (İtikadname)

İmam-ı Gazali hazretleri de, (Allahu teÂlÂyı dunyada gormek mumkun olmaz) buyuruyor. (İhya)

Dunyada Allahu teÂlÂyı gormek imkÂnsız olduğu icin Hazret-i Âişe, (Resulullahın Allahu teÂlÂyı gorduğunu soyleyen yalan soylemiş olur) buyurmuştur. (Buhari)

İmam-ı Rabbani, Mevlana Halid-i Bağdadi, Seyyid Abdulkadir-i Geylani hazretleri gibi buyuk zatlar ise, Peygamber efendimizin Miracda Allahu teÂlÂyı gorduğunu, ancak bunun dunya gormesi ile değil, ahiret gormesi ile gormek olduğunu bildirdiler.

Fıkıh ve hadis ilimlerinde muctehid ve evliyanın buyuklerinden Seyyid Abdulkadir-i Geylani hazretleri buyuruyor ki:
Biz, Resulullahın Mirac gecesi Allahu teÂlÂyı gormesinin baş gozu ile olup, kalble ve ruyada olmadığına iman ederiz. Zira Cabir bin Abdullah, Peygamber efendimizin Necm suresinin (Andolsun Onu, Sidretu'l-Munteha'nın yanında onceden bir defa daha gormuştu) mealindeki 13 ve 14. Âyet-i kerimeleri uzerine (Elbette Rabbimi gordum), (Ben sidretu’l-muntehada Rabbimi gordum. Oyle ki, ilahi vechinin nuru, benim icin zahir oldu) buyurduğunu bildirmiştir.

Allahu teÂl Mirac gecesinde kendisini habibine aynen gostermiş olduğunu, İbni Abbas hazretleri İsra suresinin tefsirinde bildiriyor. Ve yine İbni Abbas hazretleri buyurdu ki:
Mirac gecesinde Resulullah, Allahu teÂlÂyı iki defa dunya gozu ile gormuştur. Hullet Hazret-i İbrahim icin, kelam Musa aleyhisselam icin, ruyet de Muhammed aleyhisselam icin olmuştur. (Gunye) [Hullet, dostluk, Kelam, konuşma, Ruyet, baş gozu ile gorme demektir.]

İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
O Server, Mirac gecesinde Rabbini dunyada değil, ahirette gordu. Cunku o Server, o gece, zaman ve mekÂn cevresinden dışarı cıktı. Ezeli ve ebedi bir an buldu. Başlangıcı ve sonu bir olarak gordu. Cennete gideceklerin, binlerce sene sonra, Cennete gidişlerini ve Cennette oluşlarını, o gece gordu. İşte o makamdaki gormek, dunyada gormek değildir. Ahiret gormesi ile gormektir. Bu gormeyi dunyada gordu demek de mecaz olarak soylenmiştir. Dunyadan gidip gorduğu ve yine dunyaya geldiği icin dunyada gordu denilmiştir. (1/283)

Allahu teÂlÂ, dunyada gorulmez. Bu dunyada bu nimet nasip olsaydı, herkesten once Hazret-i Musa gorurdu. Peygamber efendimiz Miracda bu devletle şereflendi ise de, bu dunyada değildi. Cennete girip oradan gordu. Yani ahirette gormuş oldu. Dunyada iken, ahirete karıştı ve gordu. (3/17)

Necm suresinin, (Gozu kaymadı ve sınırı aşmadı) mealindeki 17. Âyet-i kerimesini imam-ı Rabbani hazretleri, (Mirac gecesinde, gozu Allahu teÂlÂdan hic ayrılmadı) diye acıklamakta ve Allahu teÂlÂyı ahirette dunya gozu ile gorduğunu bildirmektedir. (1/129)

Mevlana Halid-i Bağdadi hazretleri buyuruyor ki:
Resulullah, Allahu teÂlÂyı Miracda gordu. Ancak bu gormesi dunyadaki gormek gibi değil idi. (İtikadname)

Ruyada gormek, dunyada gormek değildir. Peygamber efendimiz, Allahu teÂlÂyı ruyada gorduğunu Camiussagir’deki hadis-i şerifte bildirmektedir. İslÂm Âlimlerinden de ruyada gorenler olmuştur.

İmam-ı Nevevi hazretleri, (Enam suresi 103. Âyetindeki Ona gozler erişemez demek, Onun zatının hakikatini gozler idrak ve ihata edemez demektir. Yoksa ruyet haktır) buyuruyor.

Bid'at fırkalarından bazıları, (Enam) suresinin 103. Âyetini delil getirerek, (Ona gozler erişemez) Âyetine gore dunyada ve ahirette Allah’ı gormek imkÂnsızdır dediler. Bunun yanlış olduğunu, Kur'an-ı kerim ve hadis-i şerifler bildiriyor. (Beydavi)

İmam-ı Rabbani hazretleri, Enam suresinin 103. Âyetini acıklarken buyuruyor ki:
Muminler, ahirette ve Cennette Allahu teÂlÂyı goreceklerdir. (3/44 ve 90)

İmam-ı a’zam hazretleri buyuruyor ki:
Allahu teÂl ahirette gorulecektir. (Fıkh-ı ekber)

Kur'an-ı kerimde, (Dunyada kor olan, ahirette de kor olur) buyurulması, kÂfirler icindir. Muminler, ahirette Allahu teÂlÂyı gorecektir. (Berika)

Dunyada imandan mahrum olan, ahirette de ruyetten mahrum olur. (Medarik)

Muminler, ahirette, Cennete girmeden once de, girdikten sonra da, Allahu teÂlÂyı goreceklerdir. (Nuhbet-ul-Leali)

Ehl-i sunnet Âlimleri sozbirliği ile, (Allahu teÂlÂyı muminler gorur, fakat Cehennemde kÂfirler goremez) buyuruyor. Ahirette Allahu teÂlÂnın goruleceğinde icma vardır. Bunu inkÂr edenler diyor ki:
(Gormek icin beş şart gerek: Gorunen şey bir yerde olmalı, bir tarafta olmalı, karşısında olmalı, cok uzak ve cok yakın olmamalı ve gozden cıkan şualar o şeye ulaşmalı! Bakan ile bakılan şey arasında ışık olmak da şarttır. Bu şartlar Allah icin soylenemez ve gormek imkÂnsız olur.)

Bu şartlar dunya olculeri ile ilgilidir. Ahiret işleri, dunya işlerine hic benzemez. Dunyanın batısında olan bir kor, Allahu teÂlÂnın kudreti ile dunyanın doğusundaki bir karıncayı gorur. Allahu teÂlÂnın kudretinden şuphe edilmez.

Ayrıca, ahirette, cisim olarak gorulecek, sınırlı gorecek diyen hicbir Ehl-i sunnet Âlimi yoktur.

Abdulhak-ı Dehlevi hazretleri buyuruyor ki:
Allahu teÂl dunyada anlaşılmadan bilindiği gibi, ahirette de anlaşılmadan gorulecektir. (Tekmil-ul-iman)

İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Muminler, Cennette Allahu teÂlÂyı cihetsiz ve keyfiyetsiz ve hicbir şeye benzetmeyerek ve misali olmayarak gorecektir. (1/266)

Her zaman gorulecek mi?
Sual: Cennete giren muminler Allahu teÂlÂyı istedikleri her zaman gorebilirler mi?
CEVAP
Tecelli genel ve ozel olmak uzere iki kısımdır:
Genel tecelli bir Cuma gunu kadar olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahu teÂl Cennet ehline her Cuma gunu tecelli eder.) [Cami-us-sagir]

Ozel tecellide Cennettekiler eşit değildir. İlim ve ameldeki olgunluklarına gore gorurler. En yuksek derecede olanlar, her zaman muşahede ederler. (Feraid-ul-fevaid)

Cennette gormek ne demek?
Sual: Abdurrahim Semerkandi, Fusul-i imadi fıkıh kitabında diyor ki: (Bir kimse, Allah’ı Cennette goruyorum derse kÂfirdir. Cennetten goruyorum derse kÂfir değildir. Zira birincisinde Allah mekÂna nispet edilmiştir. (Cennetten goruyorum) sozundeki maksat, (Allah Cennette olacağı icin, Onu Cennette gorurum) ise yine kÂfirdir.)
Okuduğum diğer kitaplarda ise, (Cennette Allah gorulecektir) deniyor. Bu nasıl kufur olur?
CEVAP
Bir kere tercume Turkce’ye uygun değil. Cennette veya Cennetten goruyorum denmez. Cunku henuz Cennete gitmedi ki oyle bir şey desin. Cennette veya Cennetten gorulecek der.

Tercume duzgun değil, maksat acık anlatılamamış. Ahirette, mahşerde Allahu teÂl gorulecektir. Bu demek hÂşÃ‚, (Allah ahirettedir, mahşerdedir) demek değildir. Allah Cennette de gorulecektir. Cennette muminlere hitap edecektir. Boyle soylemek de hÂşÃ‚, (Allah, Cennettedir) anlamında değildir. Allah mekÂndan munezzehtir. (Allah, Cennettedir, ahirettedir, dunyadadır, kÂinattadır, Arştadır) gibi sozlerin hepsi yanlıştır. Cennette mekÂndan munezzeh olarak gorulecektir.

Cennetten gorulecek derken, bir yonden gorulecek demek de aynı şekilde caiz değildir. O da mekÂn tayin edilmiş olur. Din kitapları diyor ki:
Allahu teÂlÂyı muminler Cennette, cihetsiz olarak ve karşısında bulunmayarak ve nasıl olduğu anlaşılmayarak ve ihatasız, yani bir şekilde olmayarak gorecektir. Allahu teÂlÂyı ahirette gormeye inanırız. Nasıl goruleceğini duşunmeyiz. Cunku, Onu gormeyi akıl anlayamaz. İnanmaktan başka care yoktur. Felsefecilere ve Mutezile’ye ve Ehl-i sunnetten başka butun fırkalara yazıklar olsun ki, kor olduklarından, buna inanmaktan mahrum kaldılar. Gormedikleri, bilmedikleri şeyi gordukleri şeylere benzetmeye kalkarak iman şerefine kavuşamadılar. (Mektubat-ı Rabbani 2/67)

Allahu teÂlÂyı muminler Cennette gorecektir. Fakat, nasıl olduğu bilinmeyen bir gormekle goreceklerdir. Nasıl olduğu bilinmeyeni, anlaşılmayanı gormek de, nasıl olduğu anlaşılmayan bir gormek olur. (Mektubat-ı Rabbani 3/17)

Allahu teÂlÂ, Cennette mumin kullarına (Kullarım, Benden daha ne istersiniz ki vereyim) buyuracak, Cennette, mekÂndan munezzeh olduğu halde cemalini gosterecektir. (Miftah-ul cenne)

Kıyamette, mahşer yerinde, kÂfirlere, kahr ve celal ile; salih muminlere ise, lutuf ve cemal ile gorunecektir. Muminler, Cennette, cemal sıfatı ile gorecektir. (İtikadname - Mevlana Halid-i Bağdadi)

İnkÂr eden mahrum kalır
Sual: Cennette Allahu teÂlÂnın goruleceğini inkÂr eden, bozuk itikadının cezasını Cehennemde cektikten sonra Cennete girse, Allahu teÂlÂyı goremez mi?
CEVAP
İtikadı bozuk olan bir kimse, imanla olur de, Cehennemde bozuk itikadının cezasını cektikten sonra Cennete girerse, Allahu teÂlÂyı gorur. Cennet, nimetlerden mahrum olma yeri değildir. Allahu teÂlÂnın Cennette goruleceğini inkÂr edenlerin, Nass’ları yani mÂnÂsı acık olan Âyet-i kerime ve hadis-i şerifleri inkÂr ettikleri icin, Cennete hic giremeyecekleri bildirilmektedir. Kur’an-ı kerimde mealen, (Kıyamette ışıl ışıl parlayan yuzler, [muminler] Rablerine bakacaklardır) buyuruluyor. (Kıyamet 22, 23)

Her Âyet-i kerimeyi inkÂr kufur olduğu gibi, bu Âyet-i kerimeyi de inkÂr kufur olur. Peygamber efendimiz, bu Âyet-i kerimenin acıklaması olarak Kutub-i sittenin hepsinde bulunan meşhur ve sahih bir hadis-i şerifte, ayın dolunay olduğu bir zamanda buyuruyor ki:
(Gokteki şu Ay’ı nasıl net goruyorsanız, [Cennette] Rabbinizi, boyle acıkca goreceksiniz.) [Buhari, Muslim, İbni Mace, Tirmizi, Ebu Davud, Nesai, İ. Ahmed, İbni Huzeyme, İbni Hibban]

Bu meşhur hadisi de inkÂr, yukarıdaki Âyeti inkÂr gibidir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Allahu teÂl akıl ve insaf versin de, Allahu teÂl Cennette gorulemez diyenler, Kur’an-ı kerimde acıkca bildirilmiş olan Nass’lara karşı gelmesinler. Sahih hadisleri inkÂr etmesinler. Bunlar gibi, acık bildirilmiş olanlara iman etmek lazımdır. Bunların nasıl olduklarını Allah bilir demeli. Anlamadıkları icin, (Aklım ermiyor) demeli. Kendi aklına guvenip, anlamadığına inanmamak, cok yanlıştır. (3/44)

Allahu teÂlÂyı Cennette gormeye inanmak şerefinden mahrum olanlar, bu saadete kavuşmakla nasıl şereflenebilir? (İnkÂr eden, mahrum kalır) buyurulmuştur. Cennette olup da gormemek de uygun değildir, cunku İslamiyet, (Cennette olanların hepsi gorecektir) diyor. Bir kısmı gorecek, bir kısmı gormeyecek demiyor. (3/17)

Allahu teÂlÂyı gormeyi inkÂr edenler, acık Nass’ları inkÂr ettikleri icin, Cennete giremeyeceklerdir.

__________________