ZekÂtın Mahiyeti
1- Zekat lugat deyiminde temizlik, bereket, coğalma, guzel ovgu manalarını taşır. Din deyiminde ise; "Bir malın belli bir mikdarını, belli bir zaman sonra hak sahibi olan bir kısım muslumanlara Yuce Allah'ın rızası icin tamamen temlik etmek (mulkiyetine gecirmek) tir."
Zekat, kulların kulluk gorevindeki sadakatlerine delalet eder. Bu yondendir ki, zekata "sadaka"da denmiştir. Bununla beraber "sadaka" sozu, zekattan daha kapsamlı mana taşır. Vacibleri de, nafileleri de icine alır.
Zekat vermeye, "Tezkiye", zekat verene de "Muzekkî" denilir. Şahidler hakkında yapılan ovguye de "Tezkiye" dendiği bilinmektedir.
2- Zekat vermek farzdır. Peygamberimizin hicretlerinin ikinci yılında, oructan once farz kılınmıştır. İslÂmın şartlarından birini teşkil etmektedir. Belli miktarda bulunan nakid paraların ve ticaret mallarının uzerinden bir yıl gecince, zekatlarını geciktirmeden hemen vermek gerekir. Cunku bu zekat mallarına yoksulların hakkı gecmiş oluyor. Artık bu hakkı ozursuz olarak geciktirmek caiz olmaz.
Diğer bir goruşe gore, zekatın verilmesi geciktirmeli olarak farzdır. Sene sonunda hemen verilmesi gerekmez. Zekat borcu olan kimse, bunu hayatta bulunduğu surece odeyebilir. Odeyemeden olurse, o zaman gunahkar olur. Fakat doğru olan birinci goruştur.
3- Zekatın aşikare verilmesi daha faziletlidir. Cunku bu şekilde verilmesi, başkalarına bir ornek olur ve teşvik yerine gecer. Kendisi hakkında, zekat vermiyor diye, kotu bir zannı da kaldırmış olur. Zekat bir farz olduğu icin, bunun yerine getirilmesinde gosteriş olmaz. Nafile olarak verilen sadakalarda ise, durum boyle değildir. Bunların gizli verilmesi ve gosteriş yapılmasına engel olunması daha faziletlidir.
--
Zekatı Odeme Yolları
79- Zekata bağlı olan altın, gumuş, ekin, hayvanat ve ticaret mallarının zekatlarını bizzat kendilerinden (ayinlerinden) vermek caiz olduğu gibi, bunların kıymetlerini vermek de caizdir. Burada mal sahibleri serbesttir. Keffaretlerde, nezirlerde ve fitrelerde de hukum boyledir. Cunku İslam şeriatında mal sahiblerine kolaylık gosterilmesi gerekli olmuştur. Bu ibadetin vacib olmasındaki hikmet, fakirleri ihtiyactan kurtarmaktır. Bu hikmet ise, bu malların kıymetlerini vermekle de gercekleşir.
Bundan dolayı bir kimse, altının zekatı icin gumuş, zahire veya kumaş verebilir. Saime olan hayvanlar icin veya ticaret maları icin de, nakden para verilebilir. Ancak burada fakirler icin daha faydalı olan yonu secmek iyidir.
(İmam Şafiî'ye gore, uzerlerine zekat gereken şeylerin aynen kendilerinden verilmesi lazım gelir. Kıymetleri verilmez.)
80- Zekatı gerektiren bir eşya veya alacak karşılığında diğer bir eşyayı zekat vermek caiz olduğu gibi, bir borcu da ele gecirilemeyecek bir borc karşılığında fakire bağışlamak caizdir. Fakat bir borcu, bir malın veya ele gecirilecek bir borcun karşılığında zekat olarak bağışlamak caiz değildir. Cunku borc, maliyet bakımından maldan (ayinden) noksandır. Artık tam olan bir şey karşılığında noksan olan bir şey verilemez. Ele gecirilecek bir borc da, ayin (mal) yerindedir.
Bunun icin bir kimse, elindeki uc lirasını veya uc lira kıymetindeki bir ticaret malını, yuz yirmi liradan ibaret olan bir nakid mevcudu icin veya birisinde alacağı olan bu mikdar para icin zekat olarak verebilir.
Yine, bir fakirdeki alacağını o fakire tamamen bağışlasa, zekata niyet etmiş olsun olmasın, bu alacağın zekatını vermiş olur. Fakat bu alacağının bir kısmını bu fakire bağışlasa, yalnız bu bağışlanan kısmın zekatı verilmiş olur. Tahsil edeceği diğer paranın zekatı verilmiş olmaz.
Yine, bir kimse bir fakirdeki alacağını, kendi elindeki bir malın zekatı icin o fakire bağışlasa, bununla o malın zekatını vermiş olmaz.
Yine, bir kimse bir fakirin uzerindeki alacağını diğer bir şahsın uzerindeki alacağının zekatı icin o fakire bağışlasa, bununla o şahıstaki alacağının zekatını vermiş olamaz.
81- Bir kimse, fakir olan borclusunu borcundan kurtarmak ve kendisi de elindeki malların zekatını kısmen olsun odemek isterse, borclusuna borcu kadar nakid bir parayı zekat niyeti ile verir. Borclu da eline gecirdiği bu para ile borcunu alacaklısına oder.
82- Zengin bir kimsenin uzerindeki bir borc, uzerinden bir sene gectikten sonra o zengine bağışlansa, sahih olan goruşe gore, bu borcun zekatı duşmez.
83- Bir kimse, bir adamdaki alacağını, elindeki bir malın zekatına saymak uzere, bir fakirin o parayı gidip almasına musaade etse, bununla o zekat fakirin eline gecmesiyle odenmiş olur.
84- Toplanmış olan nisabları ayırmak caiz olmadığı gibi, ayrılmış nisabları toplamak da caiz değildir. Şoyle ki:
Bir kimsenin seksen koyunu bulunsa, yalnız bir koyun zekat vermesi gerekir. Yoksa koyunlar iki nisab mikdarına ulaştığı icin iki koyun zekat vermek gerekmez. Fakat iki kişinin eşitlik uzere ortak seksen koyunu bulunsa, bunların iki koyun zekat vermesi gerekir. Cunku her ortağın nisab mikdarı koyunu vardır. Bunlar toplanamaz. Bu koyunlar, yalnız bir kişinin malı imiş gibi sayılamaz.
İki kişi arasında ortak olan kırk koyun veya yirmi miskal altın ise, zekata bağlı başka mallar bulunmayınca, zekat gerekmez. Cunku ortaklardan hic biri nisab mikdarına tek başına sahib değildir.
İki ortaktan birinin hissesi nisab mikdarına ulaştığı halde diğerininki ulaşmıyorsa, bu kimse zekat vermez. Nisaba malik olan verir. Birisinin koyunları kırk, diğerinin koyunları yirmi tane bulunsa, birincisi bir koyun zekat verir, ikincisi hic vermez.
Aynı şekilde, zekat vermekle yukumlu olan bir kimse ile yukumlu olmayan arasında ortak olan mallar hakkında da hukum boyledir. Yukumlu olan zekatını verir, yukumlu olmayan ortak ise, hissesi mikdarına gore zekatını verir, diğerinin hissesinden zekat gerekmez.
85- Nisab mikdarında olan bir malın zekatı, daha sene dolmadan erkene alınarak verilebilir. Cunku vucuba sebeb olan nisab bulunmuştur. Sonradan odenecek olan bir borcu one alıp acele odemek esasen sahihtir. Bu fakirler icin yararlı olan bir iştir. Fakat nisab mikdarında olmayan bir mal icin, boyle zekatın yıl dolmadan once verilmesi caiz değildir. Bu mal sonradan nisab mikdarına ulaşmış olursa, o andan itibaren bir sene sonunda ayrıca zekatını vermek gerekir. Onceden verilmiş olan zekat, bir sadaka yerine gecer.
(İmam Malik'e gore, zekat acele edilerek vaktinden once verilemez, ibadetler de aynı şekilde, vakitlerinden once yerine getirilemez. İmam Şafiî'ye gore, yalnız bir senelik zekat onceden verilebilir. Daha fazla yıllar icin onceden verilemez.)
86- Nisab mikdarındaki bir malın birkac senelik zekatı birden verilebilir. Yıl sonunda bu mikdar mevcut bulunmadıkca zekatları verilmiş olur. Bu mikdar azalırsa, verilen fazla kısım sadaka yerine gecer.
87- Bir kimsenin mesela, yuz lirası olduğu halde, onceden acele olarak iki yuz liralık zekat verip de aynı yılda sahib olacağı diğer yuz liranın zekatına ve sahib olmadığı takdirde bu mevcut yuz liranın ertesi sene icin olan zekatına sayılmasına niyet etse, bu niyeti caiz olur.
88- Bir kimsenin mesela, bin lirası olduğu halde, iki bin lira sanarak ona gore zekat verecek olsa, bu fazla verdiği zekatı ertesi senenin zekatına sayabilir.
89- Bir kimse, her ikisi de, ayrı ayrı nisab mikdarında olan altın ve gumuşten ibaret mallarından yalnız birinin adına zekatını acele ederek onceden vermiş bulunsa, bu zekat her ikisine sayılarak verilmiş olur. Cunku bunlar, cinsleri bir sayılıp birbirine ilave edildiğinden boyle bir ayırım boşunadır. Onun icin bunlardan biri, yıl icinde helak olsa, bu zekat tamamen diğeri icin sayılmış olur. Fakat hayvanlar hakkında boyle değildir. Bu cins hayvanların zekatını boyle acele olarak onceden vermek, diğerlerinin zekatına sayılamaz.
90- Bir kimse, malının zekatından bir fakirin borcunu, fakirin izni ile odeyecek olsa, zekatını vermiş olur. Fakat fakirin izni olmadan odeyecek olsa, borc duşer; fakat zekat verilmiş olmaz.
91- Bir kimse, usul ve furuundan olmayan ve yalnız akrabalık yonunden nafakası uzerine duşen bir yetime, zekat niyeti ile elbise yaptırsa veya bir yiyecek verse, zekatı yerine gecer. Fakat boyle bir yetimi kendi sofrasına alıp beraberce yedikleri yemeği zekatına saymak isterse, bu İmam Ebû Yusuf'a gore caiz olursa da, İmamı Azam ile İmam Muhammed'e gore caiz olmaz. Cunku bu halde temlik bulunmaz.
92- Zekatın, zekata ehil olan kimseye temlik edilmesi (mulkiyetine gecirilmesi) şarttır. Onun icin fakirlere ikram olarak yedirilen yemek zekat sayılmaz.
Yine, bir hayır işine harcanan para zekata sayılamaz. Zekat parası ile hac yaptırılamaz. Yine zekat parası ile olulere kefen alınamaz veya borcları odenemez. Fakat bir fakir, aldığı zekat parasını kendi rızası ile bu gibi hayır yollarına harcasa, bundan hem o fakir, hem de ona zekatı vermiş olan şahıs sevab kazanmış olur.
Yine, bir fakiri bir evde oturtmakla zekata saymak caiz olmaz. Cunku bu bir temlik sayılmaz.
(alıntıdır , islam ilmihali.)
__________________
ZekÂtın Mahiyeti ve Odeme Yolları
Dini Bilgiler0 Mesaj
●29 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eðitim Forumlarý
- Ýslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- ZekÂtın Mahiyeti ve Odeme Yolları