Batılı aydınlardan Stefan Leqook gunumuz insanının buyuk bir coğunluğunun yaşadığı ıstırap, endişe ve bitmek tukenmek bilmeyen emellerine dair bir gerceğin altını şu cumlelerle ciziyor. “İnsanoğlu hayata atılır atılmaz ileriye yonelik emellerin peşinde koşmaya başlar. Cocukken “genc olunca şunu şunu yapacağım” der mesela. Biraz daha buyuyunce evlenme hayaliyle yaşar. Peki evlendikten sonra ne olur? Emellerinin ve kaygılarının ardı arkası kesilmez. Ta ki emekli oluncaya kadar. İşte ondan sonra her şey değişir. Ardına bakar ve bir dakikasını bile doğru durust yaşamadan gecen koca bir omur gorur. İnsanoğlu iş işten gectikten sonra ancak anlıyor bir takım gercekleri. Hayat denen şeyin icinde olduğumuz dakikalar, saatler olduğunu cok gec fark ediyoruz.”
Ânı yaşamak bir coklarının duşunduğu gibi hayatı eğlenerek, cılgınlık yaparak, sorumsuzluk icinde ya da umursamazca yaşamak anlamına gelmez. Ânı yaşamak, gelecek korkusu ve gecmişin izleri arasında kaybolmadan hayatın akıp gidiğinin farkına vararak, Allah Teala'nın rızasına uygun bir bicimde yaşayabilmektir. Bu gaye doğrultusunda, bugune, dune ve yarına ilişkin şu soruları kendine yonelt:
- Yarınıma ilişkin kaygılarım nedeniyle Ânı yaşamaktan vazgecmeli miyim?
- Gecmişte olanlardan dolayı Ânı yaşamaktan vazgecip hayatı kendime zehir mi etmeliyim?
- Bugunun saniyelerini, dakikalarını yaşadığım takdirde gercekten hayattan istifade etmiş olmaz mıyım?
Ânı yaşamaya ne zaman başlayacaksın? Gelecek haftadan itibaren mi? Yoksa yarın mı? Ya da şu andan itibaren mi? Ne dersin?
Uzulme, Allah dinini tamamlayacaktır
- HabbÂb İbnu'l-Eret (r.a.) anlatıyor:
"Rasulullah (s.a.s.) KÂbe'nin golgesinde otururken, gelip (muşriklerin yaptıklarından) şikÂyette bulunduk:
"Bizim icin bize du etmez misin?" dedik. Şu cevabı verdi:
"Sizden once oyleleri vardı ki, kişi yakalanıyor, onun icin hazırlanan cukura konuyor, sonra getirilen bir testere ile başının ortasından ikiye bolunuyordu. Bazısı vardı, demir taraklarla taranıyor, vucudunda sadece et ve kemik kalıyordu. Bu yapılanlar onları dininden cevirmiyordu. Allah'a yemin olsun Allah bu dini tamamlayacaktır. Oyle ki, bir yolcu devesine bindi mi San'a'dan kalkıp Hadramût'e kadar gidecek, Allah'tan başka hicbir şeyden korkmayacak, koyunu icin de sadece kurttan korkacak. Ancak siz acele ediyorsunuz."
La Tahzen / Uzulme :
“Eğer dunya, Allah nazarında sivri sineğin kanadı kadar bir değer taşısaydı tek bir kafire ondan bir yudum su icirmezdi. Allah katında bu denli değersiz bir şey icin bunca tasa, bunca kaygı neden?
La Tahzen / Uzulme :
Hicbir Musluman yoktur ki, ona herhangi bir şey eziyet versin de, Allah o şeyi, ağacın yapraklarını dokmesi gibi, o Muslumanın gunahlarına keffÂret kılarak gunahları ondan dokmesin.
La Tahzen / Uzulme :
Herşeyi sırf Allah'ın rızÂsı icin yapan ve bu yolda vecde gelerek kendinden gecen kul, belÂyı hissetmez. Hakk'ın rızÂsına uygun duşen belÂ, kulun sevgisini artırır.
La Tahzen / Uzulme :
BelÂ/imtihan bir basiret gozluğudur; onun sayesinde kalp gozu kor olan niceleri daha iyi gormeye başlar. Elden gidene uzulmemeli, ele girene fazla sevinip şımarılmamalıdır. Allah'tan gelen her şeye rÂzı olunmalı ve ibret alıp ona gore davranılmalıdır.
La Tahzen / Uzulme :
Hicbir bel yoktur ki, ondan daha baskını olmasın. (Hz. Ebu Bekir r.a.)
alıntıdır
__________________
Her Ânını Allah'ın Rızasına Uygun Yaşa
Dini Bilgiler0 Mesaj
●27 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eðitim Forumlarý
- Ýslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Her Ânını Allah'ın Rızasına Uygun Yaşa