Hıristiyanlıkta; “Carmıha Gerilme”,
“Oldurulme”, “Kefaret” İnancı:
İsa AleyhisselÂm’ın beşeriyetin gunahlarına “Kefaret” olarak geldiği ve bunun icin “Carmıha” gerildiği inancı, hıristiyanlığın onemli inanc ilkelerinden birisidir. Şuphesiz bu şekildeki inancın kaynağını İnciller teşkil etmektedir. İnciller, İsa AleyhisselÂm’ın Baba’nın nezdinde yegane şefaatci olduğunu (1. Yuhanna: 2/1) ve onun butun beşeriyetin gunahlarına kefaret olarak geldiğini haber verir (1. Yuhanna: 2/2). İsa AleyhisselÂm’ın kefaret kabul edilmesinin temelinde ise, Allah’ın beşeriyete olan sevgisi gosterilmiştir. “Allah, bizi sevdiği icin gunahlarımıza kefaret olarak oğlunu gonderdi.” şeklindeki Birinci Yuhanna’nın ifadesi (4/10) daha sonra Hıristiyan konsillerinde iman ilkesi olarak kabul edilmiştir.
Hıristiyanlığa gore İsa AleyhisselÂm, Allah’ın oğlu olarak, beşeriyetin, Adem’den beri sırtında taşıdığı gunahı, kendi canı ile odemiş ve carmıha gerilmiştir.
Mesih, Carmıh’a gerilmiş (Matta: 27/45-50; Markos: 15/25; Luka: 23/46; Yuhanna: 19/18), gomulmuş, sonra da diriltilerek gorevini tamamlamış ve Allah’ın sağına oturmuştur. (Markos: 16/19)
İsa AleyhisselÂm’ın Hac’a gerilmesi bir “kefÂret” anlamı taşımış olsa idi, Carmıh anında neden İsa AleyhisselÂm, “Allahım! Allahım! Nicin beni terkettin” (Matta: 27/46) sozunu kullanacaktı? Kefaret konusundaki Hıristiyan iddiası doğru olmuş olsa idi; İsa nasıl olur da başkÂhinin huzurunda hem de en beliğ şekilde konuşmazdı? “Rahiplerin reisinin huzurundaki sorulara karşı sukutlar” (Matta: 27/12-14) carmıha gerilenin İsa olmadığını gostermeye kÂfi gelen delillerdir.
“Dulger’in oğlu bu değil mi? Anasının adı Meryem değil mi?” (Matta: 13/55) Benzeme şuphesi olmamış olsa idi yine İsa AleyhisselÂm’ı tanımak icin ve onun yerini tesbit icin ruşvet vermeye (Matta: 26/15) ne gerek vardı?
İsa AleyhisselÂm yakalanıp da başkÂhinin huzuruna cıkarıldığında başkÂhin; “Hayy olan Allah hakkı icin, sana and ettiririm, eğer Allah’ın oğlu Mesih isen, bize soyle.” (Matta: 26/63) sualine “Soylediğin gibidir” diyerek cevap vermiştir. (Matta: 26/64) Eğer o hakikaten İsa AleyhisselÂm olsaydı, durumunu gizlemeyip “Evet ben mesihim” derdi. (Luka: 9/28-35)
Yine, Yuhanna’nın ifadelerine gore, Urdun vÂdisinde Mesih’i yakalamak icin geldiklerinde, mesih onlara “Kimi istiyorsunuz?” demiştir. Onlar da “NÂsıralı İsa’yı” deyince onlara “Benim” demiştir. (Yuhanna: 18/4-8) Burada doğru soyleyen Mesih, niye yukarıda kÂhinler reisinden kendini saklamak ihtiyacını duysun! (Matta: 26/62-63) Demek ki Mesih’in Carmıh olayında bir şuphe vardır. Boyle bir şuphe olmamış olsaydı, İsrÂiloğulları toplumunda doğup buyuyen İsa icin bunca sual sormaya niye gerek duyulacaktı?
Yine, Luka İncili’ne gore, (24/13-31) İsa; dirildikten sonra yolda iki talebesine yaklaşmış, onlarla sohbet etmiş, fakat talebeleri, İsa’yı bilememişlerdir. İşte bu durum, İsa’nın hÂlinin zaman zaman değiştiğine delil teşkil etmektedir. Bu değişik halde talebelerinin bilemediği Mesih’i, yahudiler nasıl bilecek de onu Hac’a (carmıha) gereceklerdir.
Markos İncili’nde (16/9-10-11) dirilen İsa’nın once Mecdelli Meryem’e gorunduğu, onun da diğerlerine haber verdiği, fakat diğerlerinin İsa’nın dirildiğine ve ona gorunduğune inanmadığını soylerken, Yuhanna İncili ise (20/14) Mecdelli Meryem’in İsa’yı tanıyamadığını, bahcıvan sandığını belirtir.
Matta İncili’nin İsa AleyhisselÂm’ın yakalanışı ile ilgili rivayetler de birbiriyle uyuşmamaktadır. “Kılıclarla ve sopalarla bir hayduda karşı imiş gibi beni tutmağa mı cıktınız? Ben her gun mÂbette oğreterek, sizinle beraberdim, beni tutmadınız.” şeklindeki Markos’un ifadesi (14/48-49) Matta’da yer almamıştır. Matta ve Markos İncili’nde Yahuda’nın İsa AleyhisselÂm’ı operek Yahudilere teslim icin işaret verdiği (Matta: 26/49; Markos: 14/44) belirtilirken, Yuhanna İncili’nde Yahuda’nın bu hareketinden bahsedilmemektedir, Carmıh konusunda İnciller arasında sozbirliğinin olmadığı acıkca dikkati ceker.
Allah-u TeÂl İsa AleyhisselÂm’ı, İdris AleyhisselÂm gibi goğe kaldırdı, onu oldurmek isteyenlere ruhsat vermedi. Casus olarak gonderdikleri munafığı İsa AleyhisselÂm zannederek yakaladılar ve astılar.
Goklerdeki ve yerdeki gizlilikleri bilen, olanları ve olacakları bilen Allah-u TeÂl Âyet-i kerime’lerinde kesin bir ifade ile şoyle buyuruyor:
“Bir de inkÂr etmelerinden, Meryem’in uzerine buyuk bir iftira atmalarından ve: ‘Allah’ın Resul’u Meryemoğlu İsa Mesih’i oldurduk!’ demelerinden oturu...” (NisÂ: 156-157)
Allah-u TeÂl Âlemlerdeki butun kadınlara ustun kıldığı halde Hazret-i Meryem’i fahişelikle suclamaları sebebiyle buyuk bir iftirada bulundukları icin kalpleri muhurlendi. Ayrıca İsa AleyhisselÂm’ı oldurduklerini iddia ettikleri icin aşırı şekilde yuzsuzluk ettiler.
Allah-u TeÂl İsa AleyhisselÂm’ın oldurulmesini ya da asılmasını şu Âyet-i kerimesi ile reddetmiştir:
“Halbuki onu oldurmediler ve asmadılar. Fakat onlara, benzer gosterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa duştuler.” (Nisa: 157)
Bir kısmı oldurulen şahsın İsa olduğunu, bir kısmı da onun İsa değil bir başkası olduğunu iddia ettiler. “Bu oldurulen İsa ise, arkadaşımız nerede? Eğer bu arkadaşımız ise İsa nerede?” dediler. Bir kişinin oldurulduğunde ittifak ettiler, fakat oldurulenin kim olduğu hususunda ihtilafa duştuler.
“Bu hususta bir bilgileri yoktur, sadece zanna uyuyorlar. Kesin olarak onu oldurmediler.” (NisÂ: 157)
“Bilakis Allah onu kendi katına yukseltti.” (NisÂ: 158)
İsa AleyhisselÂm’ı onların şerrinden kurtardı, cesedi ve ruhu ile birlikte diri olarak goğe kaldırdı.
“Allah gucludur, hukum ve hikmet sahibidir.” (NisÂ: 158)
“O vakit Allah şoyle buyurdu: ‘Ey İsa! Ben seni eceline yetireceğim ve seni nezdime yukselteceğim, seni inkÂr edenlerden tertemiz ayıracağım, sana tÂbi olanları kıyamet gunune kadar inkÂr edenlerin ustunde tutacağım. Sonra da donuşunuz bana olacak. İşte o zaman ayrılığa duştuğunuz şeyler hakkında aranızda ben hukmedeceğim.” (Âl-i imrÂn: 55)
İslÂm dinine gore kimse başkasının işlediği gunahı, sucun mesuliyetini taşımaz.
Hazret-i Allah bu hususta en guzel bir şekilde Kur’an-ı kerim’inde beyan buyuruyor:
“De ki: ‘Ben Allah’tan başka bir Rab mı arayayım? Oysa O her şeyin Rabbidir. Herkesin kazandığı ancak kendi aleyhinedir. Hicbir kimse başkasının yukunu (gunahını) yuklenmez, sonra donuşunuz Rabbinizedir. Ayrılığa duştuğunuz şeyleri O size haber verecektir.” (En’am: 164)
Diğer Âyet-i kerime’de ise şoyle buyuruluyor:
“Kim zerre kadar iyilik yapmışsa onun mukÂfatını gorur.
Kim de zerre kadar kotuluk yapmışsa onun cezasını gorur.” (ZilzÂl: 7-8)
Kaynak: www.hakikat.com
__________________
“Carmıha Gerilme”“Oldurulme”, “Kefaret” İnancı:
Dini Bilgiler0 Mesaj
●26 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- “Carmıha Gerilme”“Oldurulme”, “Kefaret” İnancı: