Merhameti ile bilinen Hz. Peygamber bir konuda oldukca sertti. Bu suca iştirak edenleri en ağır bir şekilde cezalandırdı. İşte Hz. Peygamber´in tahammul edemediği suclar...
Doc. Dr. Osman Ozsoy'un yazısı
Gerek yazının tamamını okumaya vakti olmayanlar, gerekse de yazıda cokca isim gececeği icin zihni karışacak olanlar icin yazının ozetini baştan vereyim.
Hz. Peygamber’in asla tahammul edemediği ve kesinlikle affetmediği suc, yalan, iftira gibi her ceşit karalama turu yaklaşımlarla toplumun zihninin karıştırılması ve yanlış duşunce sahibi olmalarına zemin oluşturulmasıydı. Kamu malı konusunda da hassastı. Aksi davranış icinde olanlara karşı şiddetli cezalar uyguladı.
Konunun ayrıntısına girmeden once, Hz. Peygamber oncesi doneme ait bazı bilgiler vermekte yarar var.
Kamuoyunun kontrolu tarihin her doneminde buyuk onem taşımıştır. Guc ve iktidar sahipleri, insanlık tarihinin bilinen bu en eski silahından surekli yararlanma yoluna gitmişlerdir.
Eski Yunan ve Roma toplumlarında da, kamuoyu oluşturma tekniği olarak nitelendirebileceğimiz profesyonel faaliyetler mevcuttu. İmparator Neron, “Augustales” denilen ve gorevi halkı heyecanlandırarak hasım grupları katletmek icin coşkulu tezahurat yapmak olan ve coğunluğu genclerden oluşan 5000 kişilik bir teşkilÂt kurmuştu. Sezar zamanına gelindiğinde, Ciceron gibi etkili hatiplerin siyaset ve toplum hayatı uzerindeki etkisi ust seviyelere cıkmıştı
Pompei harabeleri arasında bu devirde etkin faaliyet gosterdiği anlaşılan dellÂllara ve munÂdîlere ait kalıntılar bulundu.
Halkın ceşitli soylentilerle sindirilmesi ve morallerinin cokertilerek ruh dunyalarının peşinen esir alınması duşuncesi cok eski bir stratejidir. Anibal Roma uzerine yururken bu teknikten yararlandığı gibi, Atill ve Cengiz Han’da bu iş icin ozel ekipler oluşturmuşlar, ordunun gececeği guzergah uzerinde yaşayan halklarda buyuk bir korku dalgası meydana getirmeyi başarmışlardır. Tarihe gecen tum başarılı seferlerde, boylesine profesyonelce uygulanan bir zihin inşa stratejisi vardır.
Timur Anadolu’yu işgali sırasında da bunu başarıyla uygulamıştır. Yıldırım Beyazıt’ın Timur’a karşı mağlubiyetinde Timur’un propaganda silahını cok iyi kullanması etkin rol oynamıştır. O kadar ki, uzerinden asırlar gecmesine rağmen, Timur’la ilgili menkıbeler Anadolu’da hÂl anlatılmaktadır.
O gunun medyası…
Modern anlamda gazeteciliğin insan hayatına girmesi son 200, 300 yıla ait bir olaydır. Radyo, televizyon gibi gunumuzun populer iletişim araclarının insan hayatına girmesinin uzerinden ise henuz 100 yıl bile gecmemiştir.
Kısacası, bundan 100, 200 sene oncesine gelinceye kadar tum insanlık tarihi boyunca en etkin kamuoyu oluşturma aracının başında şifahi (sozlu) unsurlar başta geliyordu. Onu en iyi kullanan da, etkin soz soyleme gucune sahip şairlerdi.
Şairler eski cağlar boyunca bir bakıma şimdiki anlamıyla medyanın gorevini yurutuyorlardı. Herhangi bir konuda kamuoyu oluşturulacaksa, bu iş icin şairler gorevlendiriliyor, karşılığında kendilerine menfaat temin ediliyordu. Ozellikle savaş hazırlıkları sırasında ve savaş anında askerin coşturulmasında en etkin silah şiirdi.
Şairlerin coğu Yahudi idi…
Hz. Peygamber risalet gorevine başladığında Mekke bir bakıma Arap yarımadasının şiir merkezi (medya ussu) gibi idi. Arap yarımadasının en etkin şairleri burada bulunuyor, en guzel şiirler KÂbe duvarına asılıyordu.
Hz. Muhammed (s) peygamberlik gorevine başladığı andan itibaren, coğunluğunu Yahudilerin oluşturduğu şairler hemen saldırıya gecti.
Yahudi şairler, şiirlerinde İslÂm'la alay ediyor, Hz. Peygamberi surekli aşağılıyorlardı. Ozellikle Musluman kadınları kucuk duşuren ve hakaret eden şiirlere ağırlık veriyorlardı. Zaten o gunun en etkin kamuoyu oluşturma aracı şiirler olduğu icin bu hakaretler kısa zamanda ağızdan ağza yayılıyor ve toplum Muslumanlara karşı kışkırtılıyordu.
Muslumanlar kendilerine olan ozguvenden dolayı bundan doğrudan etkilenmeseler de, insanların hakikatlere karşı kalplerinin ve gozlerinin kapalı hale gelmesine yol actığı icin bu tur karalama kampanyalarına uzuluyorlardı.
Mekke donemi sabır donemi olduğundan, Hz. Peygamber bu amansız saldırılara doğrudan karşılık vermedi. Medine doneminde ise; gerekli savunmaya ve mucadeleye izin verildiğinden dolayı, Hz. Peygamber’in yaklaşımı cok farklı oldu. Hz. Peygamber İslam’ın tum hasımlarıyla mucadele ettiği gibi, kamuoyunu Muslumanlar aleyhine kışkırtan şairlere karşı da sert tedbirler aldı.
O donemde İslam’ın en azılı duşmanlarından biri de, Asma binti Mervan adındaki şair kadındı. Tum hayatı, İslÂm aleyhinde şiir uretmek, şiirlerinde İslÂm ve Hz. Peygamber duşmanlılığını işlemekle meşguldu. Bu şairi sahabeden Umeyr oldurdu. Hz. Peygamber onun hakkında, "Allah'a ve Resulu'ne gıyaben yardım eden birisini gormek istiyorsanız Umeyr'e bakın!" buyurdu.
İslÂm'a ve Hz. Peygamber’e saldıran Yahudi şairlerinden birisi de Ebû Afek adındaki fitneci şairdi. SÂlim b. Umeyr isimli sahabi de bu İslÂm duşmanı Yahudi şairi oldurdu ve toplumu ifsat etmesinin onune gecti.
Bedir savaşında Muslumanların ustun gelmesi butun Yahudileri kızdırdı ve daha da hırcınlaştırdı. Bu savaş onların kinlerini acığa vurmalarını sağladı. Bedir zaferinden sonra Yahudi şair İbnu'l-Eşref, İslÂm'a daha ağır hakaretler yapmaya başladı. Bedir Savaşı’nın ardından, "Bugun yerin altı ustunden yeğdir" dedi.
Mekkelileri Muslumanlara saldırtmak icin Mekke’ye gitti ve orada şiirleriyle ağıtlar yaktı. Medine'ye donup İslam duşmanlığına devam eden İbnu'l-Esref o kadar ileri gitti ki, Hz. Peygamber sonunda soyle dua etti: "Ya Rabbi, beni Ka'b ibnu'l-Eşref’den ve onun şiirinden kurtar." Sahabeden Muhammed b. Mesleme cok gecmeden bu şairi katletti.
Ertesi gun, İbnu'l-Eşref'in haksiz yere oldurulduğunu savunmak icin gelen Yahudilere Hz. Peygamber şoyle dedi: "O sucsuz değil; bizi aşağıladı. İslÂm ve Muslumanlar aleyhinde şiirler soyledi (kamuoyu oluşturdu). Aranızdan her kim aynı fiili işlerse, onun da kafası kesilecektir. Bunu boyle bilin ve bir daha İslÂm aleyhinde soylemeyin…"
Bu olaydan sonra Nadiroğulları Hz. Peygamber ile bir ittifak antlaşması yaptı. Fakat barış donemi uzun surmedi. Uhud Savaşı yapıldı. Hz. Peygamber, Uhud Savaşı esirlerinden yalnızca şair Ebu Azze'nin oldurulmesini emretti. Bu şair, Mekkeli Muşrikleri şiirleriyle galeyana getirerek Muslumanlara karşı yeni bir saldırıya gecirilmesinde buyuk bir rol oynamıştı.
Kimler olduruldu…
Mekke fethi esnasında, Hz. Peygamber (a.s) "Saldırıya uğramadıkca, sakın saldırmayın. Fakat şu on bir erkek ile altı kadını nerede bulursanız oldurun. Başka kimseye dokunmayın" dedi. Fakat bunlar arasından sadece dort erkek olduruldu, diğerleri affa mazhar oldu.
Oldurulen dort kişinin isimleri ve sucları şunlardı:
1. Abduluzza b. Hatal: Daha once Musluman olup, Abdullah adını almış ve zekÂt toplamakla gorevlendirilmişti. Onemsiz bir sebepten Musluman ar*kadaşını oldurdu, kısas edileceğinden korktu, irtidat etti ve topladığı zekÂt malları ile birlikte kactı. Mekke'ye iltica etti. Hem katil, hem murted, hem de hırsızdı. Fetih gunu Ka'be ortusu icine saklanmışken buldu ve olduruldu.
2) Mikyas b. Subabe: Musluman ol*muş kardeşinin, başka bir Musluman tarafından muşrik zannedilerek hataen oldurulmesi uzerine, onun hakkını almak icin geldi, Musluman oldu ve kardeşinin kanını dava etti. Diyet almasına rağmen, kardeşini olduren Muslumanı oldurdu, irtidad etti ve Mekke'ye kactı. Fetih gunu Muslumanlara pusu ku*ranlar arasında yer aldı. Gizlendiği yerde yakalanıp olduruldu.
3) Haris b. Tulatıla: Hz. Peygamber’e daha ilk gunden itibaren en ağır eziyet ve hakaretleri yapanlardandı. Surekli alay eder, yalancı olduğunu soylerdi. Fetih gunu Hz. Ali tarafından olduruldu.
4) Huveyris b. Nukayzi: Mekke doneminde Peygamber (a.s.)'e en cok eziyet edenlerdendi. Hz. Peygamberi hakaretler iceren şiirler soylerdi. Hz. Peygamberin kızları Fatıma ve Ummu Gulsum'e de eziyetleri olmuştu. Fetih gunu Hz. Ali tarafından olduruldu.
Ozetlemek gerekirse, Hz. Peygamber’in şairlere karşı sert tutumunun bir nedeni de, şairlerin kendi zihin kirliliğini ve kufrunu şiirleriyle topluma da bulaştırması ve kendi karanlık dunyalarına başkalarını da ortak etmesiydi.
Cunku İslam, bireyin olduğu kadar toplumun da ruh sağlığının korunmasını, bireyi ve toplumu ifsat eden her turlu yanlışın onune gecilmesini ister. İnsana saygının gereği de budur.
__________________
Hz.Muhammed kimleri affetmemişti
Dini Bilgiler0 Mesaj
●34 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Hz.Muhammed kimleri affetmemişti