Fahrettin Paşa’ya 10 Mayıs 1916 gunu , Cemal Paşa’dan bir telgraf gelir. Telgrafta Mekke Emiri’nin oğullarının durumu ve bunlara karşı alınabilecek onlemler anlatılmaktaydı. Emir Huseyin ve oğulları, İngilizlerle birtakım oyunlar peşindedirler. Fahrettin Paşa’dan bu planları oğrenmesi ve acilen bildirmesi isteniyordu.
Fahrettin Paşa, teftiş bahanesiyle Medine’ye gider ve durumun onemini yakınen gorur. Gercekten de Emir ve oğulları, İngilizlerle birlik olmuşlar, Osmanlı uzerinde oyunlar planlamaktadırlar.
Cemal Paşa , Fahrettin Paşa ile şifreli olarak haberleşiyor, oradaki durum hakkında bilgi alıyordu. Birgun Şerif Huseyin, Osmanlı Devleti’ndeki ve Arabistan’daki sudan bazı sebepleri gostererek başkaldırır. Cemal Paşa durumun ciddiyetini anlayınca takviye kuvvetler gonderir. Şerif Huseyin ihtilal beyannamesinde bircok asılsız iftira ve karalama one surer. Aslında bu iddiaların hicbirinin dayanağı yoktur.
Cemal Paşa’nın uzerinde durduğu nokta, Hicaz Demiryolu idi. Bu aynı zamanda Filistin cephesinin de ulaşım hattıydı. Dolayısıyla onemi cok buyuktu. Bu hattın korunması icin askerlerimiz cok fedakarca, hatta olumu bile goze alarak calışıyorlardı.
İsyancılar hemen harekete gecmiş, coldeki Osmanlı karakollarına baskın yapıyorlar, demiryollarını dinamitliyorlar, askerleri pusuya duşurerek olduruyorlardı.
Arapların demiryolunu dinamitlemesi sonradan olan bir işti ve onlara bunu İngiliz casusu Lawrens’ın getirdiği mufreze oğretmişti.
Osmanlı ordusu, Medine’yi savunuyordu ama, Mekke ve Taif’e yetişemiyordu. Bundan dolayı isyanın ilk gunlerinde bu yerler isyancıların eline gecti.
Colde savaş, sadece duşmanla yapılmıyordu. Aclık, iskorpit, cekirge, humma vs. gibi bircok duşmanla mucadele etmek zorunda kalınıyordu. Fahrettin Paşa; askerin hem hocası, hem de doktoru idi. Onların hastalıklarına careler arıyor, bulduklarını emir şeklinde duyuruyordu. Butun bunların yanı sıra gıda yetersizliği de onemli bir sorundur. Hatta cekirge yenmesi icin Fahrettin Paşa tarafından emir yayınlanır. Fakat başka bir sorun da col sıcaklığıydı. Guneş kumları cehenneme ceviriyor ve askerler guneş carpmasından hayatlarını kaybediyorlardı.
Şerif Huseyin’in isyanı ile birlikte Osmanlı yonetimi de bu kişiyi gorevinden azletmiştir ve yerine Şerif Haydar Paşa’yı tayin etmiştir. Devlet Şerif Haydar Paşa’dan cok şey bekliyordu. Amac oradaki duzenin tekrar sağlanmasıydı.
Ancak yeni Emir, Fahrettin Paşa ile anlaşamıyordu. Cunku kendiside bir Arap’tı. Dolayısıyla Arapların kırılmasını istemiyordu. Enver Paşa, Cemal Paşa’ nın Haydar Paşa konusundaki fikrini sorması ve olumsuz yanıt alması uzerine, yerine Miralay İsmet Bey’i onermektedir. Enver Bey, ceşitli nedenlerden dolayı onun yerine Mustafa Kemal Paşa’yı gorevlendirmek ister. M. Kemal Paşa, Cemal Paşa ile goruşur. Daha sonra bir takım kararlar alınır. Mustafa Kemal, emrindeki bolgenin genişletilmesini isterken, diğer yandan Ordu Komutanı yetkisi verilmesini istiyordu.
Medine’nin boşaltılması isteniyordu. Aslında bu once M. Kemal’den istenmiş ancak o kabul etmemiştir. O bolgede bulunan Fahrettin Paşa’nın bu işi yapması istenir. Fahrettin Paşa, ikilem icinde kalır. Bir yanda bir emir, ote yanda kutsal bir beldenin terkedilmesi ve halkının ıssız collere dokulmesi...
Fahrettin Paşa, boşaltma emrini kabul ettiğini ancak kucuk bir birliğin orada kalmasının faydalı olacağını duşunduğunu bildirir. Fakat Cemal Paşa, buna bir anlam veremez. Ama Enver Paşa’ya bu notu ulaştırır. O da Sadrazam Talat Paşa’ya durumu iletir. Fahrettin Paşa’nın dileği kabul olur ve Medine’de kalır. Ancak bir yıllık erzak depolamak icin işi ağırdan alır. Bu da Cemal Paşa’nın dikkatinden kacmaz ve kendisini bir telgraf ile uyarır.
Fahrettin Paşa, Medine’de bulunan “Kutsal Emanetler” i dikkatle toplayıp, paketler ve 19 Mart 1917 gunu Medine’den kalkan trenle İstanbul’a gonderir. “Kutsal Emanetler” denen bu eşya ve hediyeler arasında cok değerli mucevherler ve Peygamberimize ait eşyalar da vardır.
Fahrettin Paşa’nın taktikleri ile Hicaz Seferi kuvvetlerinin buyuk bir bolumu elinde kalmış fakat erzakı tukenmek uzeredir. Elinden geldiği kadar tren yolunu acık tutmaya calışmaktadır. Daha sonraları beraberindeki birliklerden Arap olanlar collerde firar eder, buna sonraları Turk askerleri de eklenir. Bunun yanısıra aclık, hastalık vb. etkenlere karşıda mucadele veriliyordu.
Şehrin dışında Lawrens’in orgutlediği gucler egemen olmuş, iceride ise; Fahrettin Paşa egemen olmaya calışıyordu. Binbir zorluğa katlanarak,Fahrettin Paşa; Medine’yi kuşatanlara karşı bir set gibi duruyordu. Hal boyleyken aldığı bir telgraf, Paşa’yı adeta yıkar. Telgrafta, Filistin cephesinin yarıldığını, Şam’ın duştuğunu oğrenir. Artık dayanacak tek bir desteği kalmamıştır. Durumu askerlerine uc gun sonra bildirir. Artık askerler gruplar halinde kacmaya başlar. Subaylar arasında da hoşnutsuzluk mevcuttur.
İşte boyle zor bir Cuma gunu minbere cıkıp “Ya Rasulallah! Ben seni bırakmam” diye haykırıp, ağlamıştır. Bu olayın uc gun sonrasında anlaşma şartnamesiyle gelen bir Osmanlı Yuzbaşısına; “Halife teslim ol demeden teslim olmam” der, diye cevap verir.
Ancak ilerleyen gunlerde askerler arasında cozulme başlamıştır. Fahrettin Paşa hala direnmektedir. Artık cevresinde kimse kalmadığını gorunce 5 Ocak 1918 gunu yerini Miralay Necip Bey’e bıraktı. Sonra Haremi Şerif’e gidip veda namazı kıldırdı. Ardından istirahata cekilmek istediğini soyledi ve bir sure odasına kapandı. Paşa’nın odadan cıkmadığını gorenler endişelendi. Cunku, Paşa’nın bir defasında boyle duruma gelinirse intihar edebileceğini soylediğini herkes biliyordu. Ceşitli hilelerle Paşa’nın kılıc ve silahını almaya calıştılar ve sonunda başardılar. Cunku artık takati kalmamıştı. Ve nihayet bir gun yatağından alınarak, İngilizlere teslim edilir.
__________________
Fahrettin Paşa ( Medine mudafası )
Dini Bilgiler0 Mesaj
●26 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Fahrettin Paşa ( Medine mudafası )