Soru : Mirasta kadın neden farklıdır?
Cevap:
Dinimizin ıslah edip duzelttiği muesseselerden birisi de "miras" hukukudur. Başta cahiliye donemindeki Araplarda olmak uzere Cin, Roma, Japon hukukunda kadın mirastan tamamen mahrum bırakılmıştı.
Kızın, babasının malında hicbir hakkı yoktu. Miras doğrudan doğruya erkek evlada gecer, kız cocuklarına hicbir şey verilmezdi. İşin acı tarafı şu ki,
bu batıl adet hala ulkemizin bazı bolgelerinde yaşamaktadır.
Erkek cocuklar mirasla servet ve varlık icinde yuzerken, aynı babanın cocuğu olan kızlar fakr-u zaruret icinde cırpınmaktadır.
Bircok hayati meselelerde olduğu gibi, bunda da koklu değişiklikler yapan ve yenilikler getiren dinimiz asırlar boyu devam eden bu zulme son verdi.
Mirası hakca taksim etti.
Nisa Sûresinin 11. ayeti tamamen miras taksimini anlatır. Baş kısmında ise, "Allah cocuklarınız hakkında erkeğe iki kadının hissesi kadar tavsiye eder" buyurulur.
Boylece acık bir şekilde bu yanlış tashih edilmiş oldu. Ancak bu meseledeki İslamın inkılabını tam anlayamayan bazı kişiler, kadına erkeğin yarısı kadar pay verilmesini dillerine dolayıp bununla İslamın kadının hakkını korumadığı yorumuna saplanırlar.
Halbuki mesele hic de oyle değildir. Mevzuya erkeğin ve kadının sosyal yapısı, ailedeki mes'uliyeti, mukellefiyeti ve psikolojik faktorleri acısından bakılsa Kur'an'ın bu hukmunun tam bir adalet ve hakkaniyet uzere olduğu gorulecektir.
İslamın cizdiği hayat prensibine gore, kızın calışıp kazanma mecburiyeti yoktur. O tuketici durumundadır. Bu, ona layık gorulen bir şefkat ve
merhametin neticesidir. Kız, baba evinde bulunduğu muddetce ihtiyacları babası ve onun yerindeki yakın erkek akrabaları tarafından karşılanır, gozetilir, himaye edilir. Evlendikten sonra da gecimi, nafakası ve ihtiyacları kocasının uzerine gecer. Kadın, kendi malını, evin ihtiyacları icin harcamaya zorlanamaz.
Cunku bir erkeğin ozel mulku olacağı gibi, kadının da pekala ozel mulk edinme hakkı vardır. Ancak kadın gonul rızası ile, bir zorlama olmadan,
isterse, ortaklaşa harcamada bulunabilir. Buna gore, kadının hicbir şeyi yokmuş gibi bakılır; yeme, icme, giyim kuşam ve benzeri butun ihtiyaclarını
gormek kocasının sorumluluğu altındadır. Hatta erkek evine bakmaktan vazgecer, yahut cimri davranarak servetine gore bir harcamada bulunmazsa, kadının kocasını şikayet etme hakkı vardır. Gider, İslam hukuku cercevesinde hakkını arar.
Diğer taraftan kadın evlenirken erkekten mehir alır, bolgenin adetine gore pek cok hediyeye sahip olur. Erkek devamlı surette harcarken, kadının malı
artarak devam eder, coğalır..
Erkek evlendikten sonra uzerine aile yuku binecek, kendisinin, coluk cocuğunun, hatta anne-babası ve muhtac oldukları takdirde dinen bakmakla
mukellef olduğu akrabalarının nafakalarını karşılamak durumunda kalacaktır.
Buna gore biri erkek, diğeri kız iki kardeşten erkeğin aldığı ucte iki miras bu şekilde devamlı surette harcanıp azalırken, kız kardeşinin aldığı ucte
bir miras hakkı artarak korunabilmektedir. Şimdi gercek manada erkek kardeşin mi serveti coktur, yoksa kız kardeşin mi? Erkeğe mi imtiyaz tanınmış, yoksa kadına mı?
Oyle ki, babasından kalan mirasla gecinemeyecek halde bulunan bekar veya dul kız kardeşe, erkek kardeşin yardım etme, zaruri ihtiyaclarını karşılama
mecburiyeti vardır.
Demek ki, İslam her iki cinsin mukellefiyetine ve ihtiyacına gore hakca bir taksimi uygun gormuş, hakkaniyet prensibini muhafaza etmiştir. Erkeğe iki, kadına bir olcusu, sadece bir emek sarf etmeden ele gecen miras hukukundadır. Emek sarf edilip kazanılan mala gelince; kadın ve erkek ticaret, tarım, sanayi ve benzeri hangi iş kolunda calışırsa calışsın, ucretlerde eşit miktarda alırlar. Aynı şirkete ortak olan kadın-erkek hisselerine gore eşit miktarda kar nispetini hak ederler. Yani ne erkek fazla alır, ne de kadın eksik...
Bediuzzaman Said Nursi bu konunun acıklamasına "Muhakemesiz medeniyet, Kur'an kadına sulus [ucte bir] verdiği icin ayeti tenkit eder." Cumlesiyle başlar ve sosyal hayatta hukumlerin coğunun eksere gore; olduğu tespitini yaparak şoyle der: "Ekseriyet itibariyle bir kadın kendini himaye edecek birisini bulur. Erkek ise, ona [kendisine] yuk olacak ve nafakasını ona bırakacak birisiyle teşrik-i mesai etmeye [aile ocağı kurmaya] mecbur olur. İşte bu surette bir kadın pederinden yarısını alsa, kocası noksaniyetini temin eder. Erkek, pederinden iki parca alsa, bir parcasını tezevvuc ettiği [evlendiği] kadının idaresine [gecimine] verecek; kız kardeşine musavi gelir. İşte adalet-i Kur'aniye boyle iktiza eder. Boyle hukmetmiştir."
Meseleye psikolojik acıdan bakıldığı zaman da bu miras taksiminde tam bir hakkaniyet gozetildiği gorulur. Şoyle ki, kız cocuğu evlenip coluk cocuğa
karışıp evi barkı ayrı olsa da yine anne-babasının ve erkek kardeşlerinin merhametine, şefkatine ve bir derece himayelerine muhtactır. Bundan dolayı akrabalık bağlarının zedelenmemesi icin birbirlerine karşı olan sevgi ve muhabbette de bir eksiklik olmamalıdır.
Bediuzzaman'ın ifade ettiği gibi, "O zaife kız pederinden şefkate ve kardeşinden merhamete cok muhtactır. Hukm-u Kur'an'a [Kur'an'ın hukmune] gore o kız pederinden endişesiz bir şefkat gorur."
Miras taksiminde kızın alacağı payı duşunen baba daha olmeden once ona olan şefkatinden bir eksilme olmaz ve kızına, " servetinin yarısının yabancıların ellerine gecmesine sebep olacak zararlı bir cocuk" nazarıyla bakmaz, o şefkate endişe ve hiddet karışmaz.
Erkek kardeş icin de durum aynıdır. Kız, erkek kardeşinden bir hisse az almakla, yine Bediuzzaman'ın ifadesiyle "Kardeşinden rekabetsiz, hasetsiz
bir merhamet ve himaye gorur. Kardeşi ona, hanedanımızın yarısını bozacak ve malımızın muhim bir kısmını ellerin eline verecek bir rakip nazarıyla bakmaz"..
İşte daha bunlara benzer pek cok hikmetten dolayı İslam hukuku mirasta kadına erkeğe nispetle bir hisse eksik takdir etmiştir.
(1) Sozler, s. 381.
Mehmet Paksu
__________________
Mirasta kadın neden farklıdır?
Dini Bilgiler0 Mesaj
●25 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Mirasta kadın neden farklıdır?