Bir Muslumanın temel vasıflarından, ozelliklerinden birisi de "Mukaddesata hurmet" etmesidir. Alah-u TeÂlÂya mensup olan, dinen pÂk, nezih, mÂnevî bir buyukluğu hÂiz bulunan şeylere: "MukaddesÂt" (kutsal şeyler) denir. Allah-u TeÂl Hazretleri, mukaddes olduğu gibi O’nun butun mubarek isimleri de mukaddestir. Allah-u TeÂlÂ’nın kitapları, peygamberleri, melekleri, velileri birer kudsiyeti hÂizdirler. İslÂm ibadetleri birer mukaddes vazifedir. İslÂm mÂbetleri de birer mukaddes, mubarek yerlerdir. Hepsine ayrı ayrı hurmet edilmesi gerekir.

MukaddesÂta hurmeti ifÂde eden tÂbirlerden bazılarına bakalım ve bu tÂbirleri kullanmayı alışkanlık haline getirelim. İslam bizim canımızdır. Hayatımızı korumakta nasıl titizlik gosteriyorsak, hayatımızın hayatı olan İslÂmiyete ait butun esasları, tÂbirleri korumakta da oyle titizlik gostermeli, İslÂmî değerlerden ve bize İslÂmı oğreten buyuklerimizden hurmetle bahsetmeliyiz.

Mukaddesata hurmeti ifade eden tÂbirlerden bazılarına bakalım:

Hazret: Hurmet maksadı ile buyuklere ve değeri buyuk olana verilen unvandır. Hazret-i Kur’an, Hazret-i Peygamber, Hazret-i CebrÂil, Hazret-i Ustad gibi. "Hz." Şeklinde kısaltılmış olarak da kullanılır. Bazan ismin sonunda "Hazretleri" şeklinde de kullanılabilir. Abdulkadir GeylÂnî Hazretleri gibi...

CenÂb: Bu kelime de hurmet maksadıyla kullanılır. Cenab-ı Hak gibi...

Celle CelÂluhu: Allah-u TeÂlÂ’nın isimlerinden sonra kullanılır. "Azameti yuce ve ulu olan" mÂnÂsındadır. Yazılı metinlerde (cc) kısaltmasıyla da kullanılır.

Rabbimizi ve mubarek isimlerini zikrederken, "TeÂlÂ", "Celle CelÂluhu" (c.c.) (Yuce ve aziz olsun) gibi bir tÂbir kullanmalıyız. "Allah-u TeÂlÂ", "Rabbimiz Celle CelÂluhu" gibi.

SallÂllahu Aleyhi Vesellem; AleyhissalÂtu Vesselam: "Allah-u TeÂl ona salat etsin, şanını yuceltsin, selam ve selamet versin, kusurlardan uzak kılsın." MÂnÂsındadır. Yazılı metinlerde salavÂt-ı şerifelerin kısaltılmış halleri kullanılabilir. (sav), (asm) gibi.

Peygamber Efendimizden (asm) bahsederken ona salÂt u selam getirmeliyiz.

Yazılarda ve kitaplarda da Peygamber Efendimizin (asm) ismi gectiği zaman yanına salavatın kısaltılmışını yazmak guzel bir davranıştır. Boylece okuyucuya salavat getirmeleri hatırlatılmış olunur. Bilindiği gibi, salavat-ı şerife başlıbaşına bir duÂdır ve duÂların kabulune vesiledir.

Aleyhisselam: "Selam uzerine olsun" mÂnÂsındadır. Butun peygamberlerden ve dort buyuk melekten bahsederken kullanılır. Mesel Hz. İbrahim Aleyhisselam, Hz. CebrÂil Aleyhisselam gibi... Yazılı metinlerde (as) şeklinde kısaltılmış haliyle de kullanılabilir.

Radıyallahu Anhu: Sahabelerden bahsederken, isimlerinin başına Hazret (Hz.), isimlerinin sonuna "Radıyallahu Anhu" (r.a.), hanım sahabe ise "Radıyallahu anha" tÂbirlerini getirmeliyiz. "Allah ondan razı olsun" mÂnÂsındadır. İki sahabeden bahsedilince, mesela, babası da sahabe ise o vakit, "Radıyallahu anhuma" deriz.

"Rahmetullahi aleyh": İslÂm Âlimlerinden bahsederken soylemeliyiz. "Rahmetullahi aleyhime", "Rahmetullahi aleyhim" şeklinde de kullanılır.

Evliya-i kiramdan tanınmış zatlar hakkında da, "Kaddesallahu esrÂrahu, EsrÂrehum" denilmelidir. Ne olursa olsun, o mubarek buyuklerin isimleri yalın halinde kullanılmamalıdır.

Ya isimlerinin başına Hz. Şeklinde kısaltılmış olan "Hazret-i..." gibi bir ilave getirilmeli, ya da isimlerinin sonuna getirilmelidir. "Mevlana Hazretleri" gibi... Butun sahabelerden, İslÂm buyuklerinden, evliyalardan, asfiyalardan, mucedditlerden, muctehidlerden, sÂir Âlimlerden hep hurmetle bahsetmeli, onlara karşı sevgimizi acıkca ifade etmeli, her zaman onlara hayır duÂda bulunmalıyız. Allah-u TeÂla cumlesinden razı olsun, bizleri şefaatlerine nÂil eylesin...

Bize ebedî saadetin yollarını gosteren İslam buyuklerinin hayatta olanlarına da hurmette kusur etmemeliyiz.

Rabbimizin fermÂnı ve KÂinat Kitabının tefsiri olan Kur’an-ı Kerim’e buyuk hurmet gostermeliyiz. Kitabullah’tan bahsederken "Kur’an-ı Kerim", "Kur’an-ı Azimuşşan" gibi ibareler kullanmalıyız.

Ayrıca Kur’an’a abdestsiz el surulemeyeceğini hic aklımızdan cıkarmamalıyız. Abdestli olarak Kur’anı elimize alıp, hurmet ifade eden bir oturuş tarzıyla oturmalı, "Euzu" ile "Besmele-i Şerife" cekerek okumaya başlamalıyız.

İnsan kendisine ufak bir hediye vereni, ufak bir iyilikte bulunanı dahi unutmaz. Ona karşı kalbinde bir sevgi besler. Peki bir kimse insana olumun olmadığı bir hayatta ebedî saadete kavuşmanın yolunu gosterirse, imanla kabre girmeye vesile olursa insan nasıl ona minnet hissi duymaz?

Nasıl ondan hurmetle bahsetmez? Peygamber Efendimiz (asm) ve onun gosterdiği yolda tÂvizsiz yuruyen, sahabeler, evliyalar, asfiyalar, muctehidler, mucedditler, bize dinimizi oğretmiş, Allah’ın dininden tÂviz vermemek gerektiğini fiilleriyle gostermişlerdir.

Bu mubarek ve muhterem buyuklerimizi hurmetle yÂdetmek, onlardan hurmetle bahsetmek en azından "vefa borcudur" ve ÂdÂb-ı muÂşeret kÂidesindendir.



burhan bozgeyik
__________________