HZ. MUHAMMED (SAV):
"İNSANLAR UYKUDADIR,
OLUMLE UYANIRLAR"

Şu anda bu yazıyı okuyan kişiler de dahil olmak uzere, bircok insan hayatı boyunca buyuk bir yanılgı icinde yaşar. Bu yanılgı ise, aslında cok iyi bildikleri ancak duşunmedikleri icin fark edemedikleri bir gercekle ilgilidir. Bu gercek şudur: Her insan, tum hayatını aslında cok kucuk bir mekanda, yani kafatasının icinde, tek başına yaşar. Bu, bilimin de gosterdiği kesin bir gercektir.

Orneğin siz şu anda bu yazıyı bilgisayarınızdan okuyorsunuz ve bilgisayarınızın 20-30 cm uzağınızda olduğunu sanıyorsunuz. Oturduğunuz odadaki televizyonun ise sizden 2 metre kadar ileride olduğunu duşunuyorsunuz. Camınızdan gorduğunuz deniz manzarasının ise sizin birkac kilometre uzağınızda olduğunu zannediyor olabilirsiniz. Balkona cıktığınızda gorduğunuz yıldızlar ise, size gore sizden milyarlarca kilometre uzaklıkta. Bunun sonucunda ise kendinizi sonsuz buyuklukte bir evrenin icinde yaşayan, cevresi insanlarla dolu biri sanıyor olabilirsiniz. İşte siz de diğer insanların buyuk bolumu gibi bu noktada yanılıyorsunuz. Cunku burada saydıklarımızın hepsi, bilgisayarınız, televizyonunuz, pencereden bakınca gorduğunuz manzara ve yıldızlar, dostlarınız, yakınlarınız, aslında sizin dışınızda, ilerinizde veya uzağınızda değiller, hepsi sizin icinizdeler.

Bu goruntulerin her biri beyninizin arka bolumundeki gorme merkezinde oluşan goruntuler. Siz şu anda beyninizin arkasındaki kucucuk bir bolgede oluşan bu yazının goruntusunu goruyorsunuz. Başka bir deyişle, şu anda bu yazıyı okuyan sizin gozleriniz değil, cunku bu yazı gozunuzun onunde değil, kafatasınızın arkasında bir yerde. Ancak siz hayatınız boyunca gozlerinizin bunları gorduğunu, tum gorduklerinizin gozunuzun onunde, sizin dışınızda varlıklar olduğunu zannederek yanıldınız.

Ortaokul veya lisedeki bazı bilgilerinizi tazelerseniz, bu soylediklerimizin aslında sizin de bildiğiniz bilimsel gercekler olduğunu, sadece size bu şekilde anlatılmadığı icin bu gerceği bu yonuyle hic duşunmediğinizi anlayacaksınız.

Dunya gozunuzun onunde değil, beyninizin arkasında

Gozlerimiz ve gozlerimize bağlı olan milyonlarca sinir hucremiz, sadece "gorme olayının" gercekleşmesi icin beyne mesaj ileten kablo gorevine sahiptirler. Bir cisimden gelen ışık, goz merceğinden gecer ve gozun arka tarafındaki ağ tabakanın uzerine başaşağı ve iki boyutlu bir goruntu bırakır. Ağ tabakadaki cubuk ve koni hucreler, bazı kimyasal işlemlerden sonra bu goruntuyu elektriksel akıma donuşturur. Bu elektriksel akımlar, goz sinirleri aracılığı ile beynin arka kısmında yer alan gorme merkezine goturulur. Beyin ise bu gelen sinyali anlamlı ve uc boyutlu goruntuler haline getirir.

Burada cok yuzeysel olarak anlattığımız gorme, gercekte son derece olağanustu bir işlemdir. Işık demetleri anında ve kusursuz şekilde elektrik sinyallerine donuşturulmekte ve sonra bu elektrik sinyalleri, uc boyutlu, rengarenk, ışıl ışıl bir dunya olarak bize gorunmektedir.

Sonuc olarak siz hayatınız boyunca gorduğunuz herşeyi beyninizin icinde gordunuz. "Dışarıda", yani sizin bedeninizin dışında, uzağınızda olduğunu sandığınız her şey, cicekler, denizler, gemiler, ucaklar, yıldızlar, guneş, ay, aileniz, dostlarınız, eviniz, arabanız, iş yeriniz, dağlar, kuşlar, kısacası herşey, aslında sizin icinizde idi. Siz, bugune kadar beyninizin dışında bulunan hicbir nesneyi gormediniz, gorduğunuz herşey kafatasınızın icinde idi.

Duyduğunuz sesler, dokunduğunuz cisimler, aldığınız kokular ve tatlar icin de aynı gercek soz konusudur. Bir cisme dokunduğunuzda, hicbir zaman o cismin aslına dokunamazsınız. Dokunduğunuz beyninizdeki cisimdir. Dokunma hissi elinizde değil, beyninizde oluşur. Bu nedenle, orneğin siz şu anda bilgisayarınızın tuşlarına dokunduğunuzda, gercekte beyninizin icindeki bilgisayarı hissedersiniz. Masanızın sertliği, ipek bir kumaşın elinizde oluşturduğu his, metalin soğukluğu gibi dokunmaya ait tum hisler beyninizde oluşmaktadır. Yani siz bugune kadar hep kafatasınızın icindeki kucucuk bir yerde yaşadınız. Beyninizin dışında ne olduğunu, oradaki gercek alemi ise asla goremediniz.

Beyninizin dışında madde olarak adlandırılan goruntuden oluşan ve sağlamlık hissi verilen bir alem vardır. Ancak siz bu aleme asla duyularınız aracılığı ile ulaşamazsınız. Her insan beyninde oluşan alemi seyreder, beyninde oluşan aleme dokunur, beynindeki alemin sesini dinler.

Allah, yarattığı madde alemini, her insana beyninde bir goruntu olarak izlettirmekte ve bu goruntuye sağlamlık, sertlik vererek goruntuyu gercek gibi algılattırmaktadır. 20. yuzyılda bilimsel bulgularla kanıtlanan bu gercek yuzyıllarca once yaşamış olan buyuk İslam alimi İmam Rabbani tarafından etraflıca acıklanmıştır. İmam Rabbani, mektuplarından birinde şoyle bir izahta bulunmaktadır:
"HÂricde ve hakîkatde, Allahu teÂlÂdan başka, mevcûd yokdur. Allahu teÂlÂ, kudreti ile, kendi ismlerinin ve sıfatlarının kemÂlıinı mumkinÂt sûretlerinin perdesinde gostermiş, ya’nî eşyÂyı, kendi kemÂlÂtına uygun olarak, his ve vehm mertebesinde, îcÂd etmiş, var etmişdir. Boylece, eşyÂ, vehmde gorunmekde, hayÂlde devÂm etmekdedir. O hÂlde eşyÂ, hayÂlde gorunduğu icin vardır. LÂkin Allahu teÂlÂ, bu gorunuşe devÂm verdiği, yok olmakdan koruduğu eşyanın yapısına sağlamlık verdiği ve ebedî mu’ameleyi de bunlara bağlı kıldığı icin, vehmdeki varlık ve hayÂldeki devÂm da, hakîkî varlık olmuşdur." (İmam-ı Rabbani, İkinci Cilt, 44. Mektup)

İnsan goruntuyu gercek zannederek yanılır

Burada anlatılanlar, her insanın uzerinde buyuk bir ciddiyetle duşunmesi gereken cok onemli bir hakikattir. Cunku bu gerceği gormezden gelen her insan, omru boyunca kucucuk bir noktada oluşan goruntuyu gercek zannederek yanılmaktadır. Orneğin beynindeki minik bir noktada oluşan iş kulelerinin sahibi olduğunu zanneden bir adam, bu goruntuden dolayı kibirlenir, şımarır, bir gun oleceğini unutarak kendisini sonsuz guclu zanneder. Veya beynindeki bir noktada oluşan fakir hayat goruntusu başka bir insanın ezik, mutsuz ve umutsuz yaşamasına neden olur. Beyninin icindeki kucucuk bir yerde oluşan para goruntusunu kaybeden insan hemen perişan olur. Beyninin icindeki araba goruntusunun cizildiğini goren bir başkası ise hiddetlenir, mal hırsından dolayı buyuk bir ofke duyar. Oysa, bu kişilerin her biri ruyasında zengin veya fakir olan, veya ruyasında arabası cizilen bir insandan farklı bir durumda değildirler. Cizilen araba, beynimizin icinde oluşan bir araba goruntusudur. Bu arabanın aslını, dışarıdaki gercek halini hic kimse, hic bir zaman bilemez ve goremez. Bunu ancak beynimizdeki ve dışındaki alemi yaratan Yuce Allah bilir.

İşte bu gerceğin farkında olmayan, veya cok acık olmasına rağmen bu gerceği kabullenmek istemeyen insanlar, hayatları boyunca hep yanılgı icinde, gercekleri gormezden gelerek yaşarlar. Bu insanların durumu bir sinema filmini veya tiyatro oyununu gercek zannederek bu filmin veya oyunun icinde yaşamak isteyen bir insanın durumu gibidir. Cevresindekiler bu insanı ne kadar ikna etmeye ve ona gercekleri gostermeye calışsalar da bu insan bunu anlamazlıktan gelir.

Her insanın bu gerceği kabul ederek kavrayacağı bir an vardır

Ancak her insanın, hicbir istisna olmaksızın, bu gerceği anlayacağı, kavrayacağı ve kabul edeceği bir an vardır. İşte bu an her insana olumle birlikte gelecektir. Olumle birlikte insanın beyninde seyrettiği dunya hayatına dair goruntu değişecek, bunun yerine olum anının, hesap gununun ve ahiretin goruntusu gelecektir. Allah'ın Kuran'da bildirdiği gibi, olumle birlikte insan sanki bir uykudan uyanacak, ruyasından gercek dunyaya gecer gibi, gercek ve sonsuz hayatına gececek, bu hayatında goruntusu daha net ve gercek olacaktır. Aynı ruyasındaki daha bulanık goruntuden uyanıp daha net olan dunya hayatına geciş yapan insan gibi. Ayetlerde tum alemlerin Rabbi olan Allah bu gerceği şoyle bildirmektedir:

Demişlerdir ki: "Eyvahlar bize, uykuya-bırakıldığımız yerden bizi kim diriltip-kaldırdı? Bu, Rahman (olan Allah)ın va'dettiğidir, (demek ki) gonderilen (elci)ler doğru soylemiş". (Yasin Suresi, 52)

"Andolsun, sen bundan gaflet icindeydin; işte Biz de senin uzerindeki ortuyu acıp-kaldırdık. Artık bugun goruş-gucun keskindir." (Kaf Suresi, 22)

Her sozu guvenilir olan, ilim ve hikmet timsali Peygamber Efendimiz (SAV) de bir hadis-i şeriflerinde "insanlar uykudadır, olumle uyanırlar" (İmam Gazali, İslam Klasikleri 2, Bedir Yayınları, 18 sf. 36152) buyurarak bu gerceğe dikkat cekmiştir.

Gercek olan olumden sonraki hayattır. Dunya hayatı ise, aynı bir ruya gibi insana beynindeki kucucuk bir noktada izlettirilen bir goruntu alemidir. Bir insanın bu goruntuye aldanıp, gercek ve sonsuz hayatını unutması, duşunmemesi ise buyuk bir gaflet ve yanılgıdır. Bu gerceği dunyada gormeyenler ahirette buyuk bir pişmanlık yaşayacaklardır. Hayatları boyunca bağlandıkları, gercek zannederek peşinden suruklendikleri, Allah'ı ve ahireti unutarak şirk koştukları insanların, malların, mevkilerin, unvanların aslında birer hayal olduğunu, beyinlerindeki goruntuler olduğunu anlayanlar bu pişmanlıklarını dile getireceklerdir. Asla yok olmayacağını zannettikleri şeylerin birer birer bir goruntu gibi kaybolduğunu gorduklerinde buyuk husrana uğrayacaklardır. Allah, bu insanların ahiretteki itiraflarını Kuran'da şoyle bildirir:

Sonra onlara denilecek: "Sizin şirk koştuklarınız nerede?" "Allah'ın dışında (taptıklarınız)." Dediler ki: "Bizi bırakıp-kayboluverdiler. Hayır, biz onceleri (meğer) hic bir şeye tapar değilmişiz." İşte Allah, kafirleri boyle şaşırtıp-saptırır. (Mu'min Suresi, 73-74)

… Nihayet elcilerimiz, hayatlarına son vermek uzere kendilerine gittiklerinde onlara diyecekler ki: "Allah'tan başka taptıklarınız nerede?" "Onlar bizi bırakıp-kayboldular" diyecekler. (Boylelikle) Bunlar, gercekten kÂfirler olduklarına kendi aleyhlerinde şehadet ettiler. (Araf Suresi, 37)

Dunyada bu gercekleri gormezden gelerek, duşunmeyen her insan ahirette aynı konuşmayı yapacak, aynı telafisi olmayan pişmanlığı yaşayacaktır. Allah'ın bir ruya gibi gosterdiği dunya hayatına kapılıp gidenler, olumu gercek ve tek yaşantılarının sonu zannedenler, olumle birlikte icinde bulundukları bu gaflet uykusundan uyanacak, ruyalarından ayrılacaklar ve işte o zaman asıl gerceği goreceklerdir. Aklını ve vicdanını kullanan, samimi ve dikkatli duşunen her insan ise, daha dunyada iken gercekleri fark ederek, ahiret hayatı icin ciddi bir gayret icinde olacaktır.
__________________