* Rabbimiz, kendisine dua edince, cağıranın da’vetine icÂbet edeceğini vaad etmiş Fakat, “Bunaldığınızda beni yardıma cağırın” diyen bir peygamber sozune rastlamadım
* Rabbimiz; hakkıyla işiten, kemÂliyle bilendir Cağırdığım zÂt, bu vasıflara hÂiz olmalıdır ki, ellerim boş kalmasın
* Rabbimiz kullarına pek yakındır, hem de şahdamarından daha yakın
* Rabbimiz mulkun sahibidir, goklerin ve yerin mirası O’nundur Hayır yalnızca O’nun elindedir Ferah da, tasa da O’nun elinde olup, gulduren de ağlatan da O’dur Ne yaparsak hepsinden hakkıyla haberdardır Bir kolenin, ihtiyacını efendisinden başkasından istemesi; ustelik efendisi “Gel benden iste” diye tembihlediği halde neden garip karşılanır olmuş bugun?
* Bilirim ki, goklerde ve yerde kim ve ne varsa O’ndan ister Ya diliyle, ya hÂliyle İbÂdete, rızka kuvvet vermesini, mağfiretini…
* Rabbimiz, rahmet hazinelerini kimseye emÂnet etmemiştir Hepsi O’nun yanındadır
* Cağırdığım zÂt, her an cağrıma cevap verebilecek bir halde olmalıdır Diri olan, olmeyen, uyuklama ve uyku tutmayan yalnızca Rabbimizdir
* Cağırdığım zÂt cağrımı işittiğinde bunu karşılayacak kudrete sahip olmalıdır Bedir ashabının yardım isteğine bin melekle yardım ettiğini EnfÂl sûresi 9-10 Âyetlerinde beyÂn eden el – Aziz ve el- Hakim olan Rabbimiz, yardımın yalnız kendi tarafından olduğunu bu isimleriyle birlikte anıyor
* Rabbimizden başka yalvarılanlar, bizim gibi kullardır Bir sinek dahi yaratamazlar
* Rabbimiz, yarattıklarının gecmişlerine de, geleceklerine de vÂkıftır Bunların ilmine sahip olamayan, kimin, icÂbeti ne kadar hak ettiğini de bilemez
* el – Mûcib olan (cağrılara cevap veren) yalnızca Rabbimizdir Bu ismi taşıyan başka bir varlık tanımıyorum
* Rabbime yalvarmakla asla bahtsız olmadım Sabır ve namazla yardım dilememizi Rabbimiz oğretiyor bize
* Başkalarını cağırırsam beni duyacağına ve yardıma gucu olduğuna bir guvencem yok Kur’an’ın ifÂdesiyle; ya uzakta akmakta olan suya karşı, ağzıma boş avuclarımı goturursem?
* Eğer Rabbimiz, kendisinden başkasından yardım isteyebileceğimiz konusunda izin verseydi (ki vermemiştir) buna en uygun kişi Resulullah (sav) olurdu Fakat Resulullah, her beşer gibi olmuştur Sadece bir istisn olarak, salÂt u selam verildiğinde, kendisine ulaştırılmaktadır (Ebu Davud)
* Resulullah, kendi olumunden sonra ummetinin ne halde olduğundan dahi haberi yokken, nasıl yardıma cağırılsın ki?
* Resulullah, daha yaşarken ifk hÂdisesinde, munÂfıkların tesbitinde ve savaş icin gecerli mÂzeretleri olmayanlara izin vermesi hususunda gayba vÂkıf değilken, olumunden sonra nasıl gayba vÂkıf olur ki?
* Resulullah, ashabına, şefaatinin kendisinden değil de, Rabbimizden istenmesini tÂlim etmiştir
* Mekke’nin en ağır işkenceli devrinde, Bilal-i Habeşî, Hubeyb ve Habbab bin Eret gibi sahabeler yardım isteklerini Rabbimize doğrudan iletmişlerdi Bilal, “Ehad” derken, Hubeyb şehid edilirken haberinin Resulullah’a iletilmesi icin Rabbimize dua ediyordu
KONUYA AİT BİRKAC DELİL
1 – İbn Abbas’dan (ra) rivayet edildiğine gore Resulullah (sav) şoyle buyurmuştur:
“Siz kabirden kalktığınızda yalınayak, cıplak ve sunnetsiz olarak haşr olunacaksınız ” demiş ve:
“Biz insanları ilk yarattığımız gibi yeniden işte o şekilde dirilteceğiz Bu verdiğimiz bir sozdur Şuphesiz biz onu yerine getireceğiz” (Enbiy 104 ) Âyetini okudu ve şoyle dedi:
“Kıyamet gunu ilk elbise giydirilen kişi İbrahim’dir Yine kıyamet gunu ashabımdan bazı kimseler sol tarafa, cehennem tarafına goturulurler Hemen ben: “Onlar benim ashabımdır ” diye sesleneceğim de bana:
“YÂ Muhammed! Emin ol ki sen bunlardan ayrıldığından beri onlar okcelerine basarak geri donmuş murtedlerdir” diye cevap verilecektir Ben de Allah’ın Salih kulu ve Resulu İsa ibn-i Meryem’in dediği gibi diyeceğim:
“Ben onlara, ancak bana emrettiğini soyledim: Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin, dedim İclerinde bulunduğum muddetce onlar uzerine şahid idim Beni vefat ettirince artık onlar uzerine gozetleyici yalnız sen oldun Sen her şeyi hakkıyle gorensin ” (Maide 117) (BUHARİ)
2 – Ebu Hureyre’den (ra) rivayete gore Resulullah (sav) şoyle buyurmuştur:
“Bir ara (havzın başında) duruyordum Bir de orada bir topluluk gordum Hatta onları tanıdım Benimle onlar arasında bir melek belirdi Bu topluluğa:
“Gelin ” dedi Ben de bu meleğe:
“(Bunlarla) nereye gidiyorsun ?” diye sordum Melek: “Vallahi cehenneme” diye cevap verdi
Ben: “Bunların sucu nedir ki ?” dedim
Melek: “Ya Resulullah! Senden sonra bunlar senin getirdiğin dinden gerisin geriye cahiliyeye donduler” diye cevap verdi
Bunun uzerine Resulullah:
“Sanmam ki bu (havuza yaklaşıp da geri cevrilenlerden) cehennemden kurtulanlar olsun Ancak cobansız, yolunu şaşıran deve surusunden yolunu bulanlar benzeri, bunlardan da tek tuk cehennemden kurtulanlar olacak” buyurdu (BUHARİ)
3 – Enes bin Malik şoyle demiştir: “Halk kıtlığa duştuklerinde, Omer bin Hattab (ra), Resulullah’ın (sav) amcası Abbas ‘a ( ra), yağmur yağması icin Allah’a dua etmesini soyler ve:
“Allah’ım! Bizler NEBİMİZ HAYATTA İKEN, ona dua ettirerek senden niyaz da bulunurduk da bize yağmurlar ihsan ederdin Şimdi de NEBİMİZİN AMCASI(NIN DUASI)YLA SENDEN niyaz ediyoruz Bize yine yağmur ihsan et “ diye dua ederdi Bu duayı edince yağmur yağardı” (BUHARİ )
4 – Resulullah, bir sahabeye şefaatini istemesini şoyle oğretmiştir: “Allah’ım, Resulullah’ı hakkımda şefaatci eyle” (TİRMİZİ)
5 - De ki: “Ben ANCAK RABBİME YALVARIRIM ve O 'na kimseyi ortak koşmam” (CİN 20)
6 - Hak olan CAĞRI (dua , ibadet) YALNIZCA O'NA (olan) dır Onların Allah'tan başka cağırdıkları ise, onlara hic bir şeyle cevap vermezler (Onların durumu) yalnızca, ağzına gelsin diye, iki avucunu suya uzatan(ın boşuna beklemesi) gibidir Oysa ona gelmez Kufre sapanların duası, sapıklık icinde olmaktan başkası değildir (RÂD 14 )
7 – “Gercekten biz bundan once O 'na yalvarıyorduk Cunku iyilik eden, esirgeyen ancak O 'dur” (TÛR 28)
8 - (Onlar mı hayırlı) yoksa, kendine yalvardığı zaman bunalmışa karşılık veren ve başındaki sıkıntıyı gideren, sizi yeryuzunun hakimleri yapan mı? Allah'ın yanında başka bir ilÂh mı var? Ne kıt duşunuyorsunuz! (NEML 62)
9 - Cevrenizdeki bedevî Araplardan ve Medine halkından birtakım munafıklar vardır ki, munafıklıkta maharet kazanmışlardır Sen onları bilmezsin, biz biliriz onları Onlara iki kez azap edeceğiz, sonra da onlar buyuk bir azaba itileceklerdir (TEVBE 101)
10 - Cunku siz bu iftirayı, gelişi guzel birbirinizin ağzından alıyor ve hakkında bilgi sahibi olmadığınız (bu uydurma haberi) ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz Bunun onemsiz olduğunu sanıyorsunuz Halbuki bu, Allah katında cok buyuk bir suctur Onu duyduğunuzda “Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz HaşÃ‚! Bu, cok buyuk bir iftiradır” demeli değil miydiniz? (NUR 15-16)
11- Allah seni affetsin; doğru soyleyenler sana acıkca belli oluncaya ve yalancıları da oğreninceye kadar niye onlara izin verdin? (Savaştan kacmak icin izin isteyenlere) (TEVBE 43)
AYRICA: Bakara 127 , 186, 255- Al-i İmrÂn 26 , 180 - Muhammed 38 - Rahman 29 - Necm 43-
Hac 78 – Şuar 80
__________________
Yetiş Ya Rabbi
Dini Bilgiler0 Mesaj
●24 Görüntüleme