Selamun aleykum
İzle
Ben dostlarımı kalbimle hatırlamam olur ya kalp durur,
Aklımla da hatırlamam olur ya unutur
Ben dostlarımı ruhumla hatırlarım o ne durur ne de unutur
Hz Mevlana
Her şeyin zahiri ve batını vardır.Beyin dediğimiz hayvani akıla rahmani akıl dediğimiz akıldan bilgi gelene kadar bozulma ihtimali cok yuksektir.Peki bu bozulmayı nasıl onler ve batın bilgisini bozulmadan oğreniriz?İcimize yonelerek.Dışarıdan vahiy kesilmiştir.Ama perde arkasından vahiy dediğimiz ledun ilmi hala vardır.Allah bazı kullarının kalbine gaybın bilgisini ilham eder.
Resulallah efendimiz (s.a.v.) buyurdu ki: “Allah Teala benim goğsume doktuğu her şeyi, Ebu Bekir’in de goğsune doktu.”
Burda bahsettiği şey ledun ilmidir.Ledun ilmi hayvani aklın otesindedir.Ruhani akıldan gelen bilgi kalpten akla gider.Eğer kalpte nefsin baskısı olmazsa kalp temizse bilgi hic bozulmadan beyine gelir.Buna da ledun ilmi denir.
Kalbi temizlemek iki yolla olur.
Kişi farz ibadetleri tam yerine getirir,nafile ibadetleri de sıklaştırıp her işinde Allah zikrederse guzel ahlaka kavuşur.Bu suluk yoludur.
Bir de cezbe yolu vardır ki bu aşkın bir anlık dolup taşmasıdır.Cezbe yaşayan kişi o an gaybın sırlarını gorur.Bu cezbeden sonra da devam edebilir.
Cezbe anında kişinin nefsi olur.Kişinin aklında ve kalbinde Allah tan başka şey kalmaz.Dunya ile ilgili duşunceler kafadan uzaklaşır.Bu yuzden cezbe halindeki kişi dunyadan biri gelip ona mudahele ettiğinde ona kin duyabilir.
Video da dediği gibi her şey sadece goruntu manasından ibaret değildir
Aradığımız batın bilgisini harflerde bulamayız.Ancak sevgiyle anlayabiliriz.Kalbi imanımız tamsa doğru batın bilgisine ulaşabiliriz.Kuran ayetlerinin bile 7 anlamı vardır.İlki zahirdir.Ateistlerin coğu batın anlamına takıldığı icin onu anlayamaz ve sapıtırlar.Batın bilgisi kalbi imanı tam olmayanın işi değildir.Sadece hayvani akılla hukumden gelen bilgi eğer doğruysa yani kişinin akli imanı tamsa marifetullah ilmidir.Hem akıl hem kalp imanı tam olanın ilmiyse vahdettin ilmidir.En guzel iman hem akıl hem kalple yapılan imandır.
Zahir batın kavramına son bir ornek verirsek:
Allahuekber kelimesinin zahiri ilimle soylenen tevhidi aamdır.Bu herkes tarafından bilinir.
Fakat kelimenin tam manası goruntuden şekilden cok otedir.Bu tam manaya
tevhid-i has denir.Bunu sadece Allah'ın kalbine rahmet ettiği kullar bilir.Cunku bu sadece akılla anlaşılacak bir şey değildir.Hem akli iman hem kalbi iman gerekir.
Şunu unutmayın arkadaşlar bir yerde ateistim diyen gorurseniz bilin ki onun aklında iman zerresi vardır kalbinde yoktur.Cunku kişide hic iman yoksa inanmıyorum bu yanlış demeye bile tenezzul etmez guler gecer sen kafayı yemişsin der.İnternette dolaşıyorum ateist sitelerinde bir suru meal.Sorguluyorlar işin icinden cıkamıyorlar.Neden mi?Cunku kalbi imanları tam değil.Ancak Kuran'ın bozulmadığına inan kişi batın bilgisine ulaşabilir.Bozulduğunu duşunenin ayette de belirtildiği gibi kalp gozu perdelidir.
Unutmayın bir şeye kesinlikle inanmıyorum,yanlış,asla bu hatayı yapmam diye duşunen kişi inadı arttıkca yapmam dediği şeyi yapar,inanmam dediği şeye inanır.Duşunce boyle bir şeydir.Bir şeyi yapmam diye kafaya soktuğunuz an yapma ihtimalini de kafanıza soktunuz demektir.İşte şeytan insanı boyle kandırır.Bir insan kafasında şu hatayı asla yapmam diye bir saplantı oluşturduğu an inadı arttıkca yapma olasılığı da artar.Namazlarınızda tum duaları bitirdikten sonra hemen kalkmayın.Son oturuşta hic bir şey duşunmeden bekleyin ve kalbinize yonelin.Duşuncesiz ve aşk taşkınlığı olmayan cezbe en ustun cezbedir.
Ledun ilmi: Manevi inzivada ruyet yolunu bulmuş olanlar hakkı gormek icin ilimlerin desteğini aramazlar.
Burada kastedilen fizik,kimya gibi zahiri ilimlerdir.Ledun ilmi ise batındır.
Tabi ledun ilmininde her batın gibi zahire gecişi vardır.
Mevlana der ki her şey gibi aşkında fazlası zarardır.Aşkın fazlası adamı deli divane eder.Peygamberler bazen cezbe yaşarken denge halindeki aşkın uzerine cıkarlar bu yanlıştır der.Burada maksat şudur kalbi temizlemek icin iki odun ateşi yeterliyken dort odun kullanmaya gerek yoktur.Dort odunun ateşi kalbin otesine fışkırır ve kişi kendini kaybeder.Bu her ne kadar guzel olsa da riskli bir durumdur.Cunku kişi bu halde cok acı ceker.Ama cehennemden gecilmeden cennete girilmez.Eğer hala anlamadıysanız:
"Sana icki ve kumarı sorarlar, de ki: "İkisinde hem buyuk gunah ve hem insanlara bazı faydalar vardır. Gunahları faydasından daha buyuktur." (Bakara 2/219)
İşte aşk halindeki kişiye bu yuzden sarhoş derler.Cunku arada benzerlik vardır.Fakat tasavvufta aşk olarak tanımlanan şarap dediğimiz badenin yararları zararlarından cok daha fazla olduğu icin yasak değildir.Peki neden mevlana boyle demiş?Dediğim gibi bir avam tarafından bilinen ağlamalı,yakarışlı cezbe vardır.Bir de denge ehlinin sahip olduğu has cezbe vardır.Has cezbe de insan hic bir şey duşunmez.Tamamen duşuncelerden uyumuştur.Kalbindeki aşkı dengeye ulaştırmıştır.Ne kimseden nefret eder o an,ne de kimseyi kendine zarar verecek olcude sever.
Terki terk nedir?
Terk: "Kim namazı tam bir huşu ile kılarsa o namazın hatırı icin tum gunahları affolunur."
İşte erke budur.Kişinin ibadet sırasından dunya işlerini ve dunya hayatını terk edip yalnız Allah (c.c.) ile meşgul olması.
Hz. Aişe (r.a) anlatıyor: Rasulullah bizimle konuşur, biz de onunla konuşurduk. Ama namaz vakti gelince sanki bizi tanımıyor gibi bir hale gelir, butun varlığıyla Allah'a yonelirdi. (Fezail-i A'mal s. 303)
Sahabe-i Kiram, Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e:
"- Fetih suresinde Allah Teala, sizi tamamen bağışladığı bildirmiştir. Oyleyse neden boylesine uzun ve ebedi bir ibadet yapıyorsunuz? dediklerinde, Fahr-ı Kainat -sallallahu aleyhi ve sellem-:
"- Allah'a şukreden bir kul neden ben olmayayım?" diye cevap vermiştir.
Terki terk: Hikayeyi coğu kişi bilir.İki genc Hz Muhammed (s.a.v.) in yanına gelir.Biri ben hic durmadan olene kadar namaz kılmak istiyorum der.Diğeride ben de olene kadar her gun oruc tutmak istiyorum der.Hz Muhammed (s.a.v.) de bu yanlıştır der.İşte bu terki terki anlatır.İbadet sırasında dunya hayatını terk eden kişi dunya hayatına donduğunde de oraya konsantre olmalıdır.Ha bu demek değildir ki dunya hayatını donunce Allah ı aklından cıkarsın haşa.Tabi ki hayır.Kişi her işinde Allah'ı anmalıdır.Fakat namazı nasıl kılsam hangi duayı okusam diye duşunmemeli.Burada anlatılmak istenen şey şudur.Namaz ve helal rızık icin calışan kişi salih kul olur.İnsan-ı kamil olmak demek tekkeden hic cıkmayıp tek başına gece gunduz ibadet etmek değildir.İnzivanın da bir suresi vardır.Bir insan ya ilim tahsili ile uğraşacak,ya ilim oğretecek,ya da calışacak.Her şey gibi gencliğin de bir hakkı vardır.Kişinin gencken dunya hayatından tamamen cekilmesi yakışık almaz.Dediğim gibi ibadetlerin amacı insanı dengeye ulaştırmaktır.Zaten hic bir zaman iki iş aynı anda yapılmaz.Zaten dunya da dahi olarak gorulen adamların hepsi aynı şeyi soylemiştir:
Einstein la dalga gecerler bir gun.Neden yururken sakız ciğneyemiyorsunuz diye.Der ki ben yururken sakız ciğneyebiliyorum.Ama aynı anda iki işi yapmam.Siz yolda yururken sakız ciğner taşa takılıp duşersiniz.Ama ben hayatımda yururken duştuğumu hatırlamıyorum.
Hikayedeki gibi ibadet sırasında dunya isteği ve dunya ile ilgili işler kalpten cıkarılır.Dunya hayatına donunce dunya hayatına tam konsantre olunur.
İşte son merhale ilk basamaktır.Allah insanları vazifeye en ust seviyeden başlatmıştır.Yunus Emre de hocası tarafından bu şekilde eğitilmiştir.Gunluk hayatta hep en ağır işlerde calışmış ibadette ise "bilmem" zikri de cekerek duşuncelerden uzak kalmıştır ve sonunda kutup makamında olduğunu gormuştur.Şimdi insanlarımızın coğu Yunus'un sonuca ulaşamamış halindeler.Bir kısmı ibadetler işe yaramıyor diye ofkeli.Fakat insanlar bu iki kurala uymadığı icin hidayetten mahrumdurlar,kibirlerine yeniktirler.Diğer kısımsa ibadet sırasında hava atmayı,calışırken de hava atmayı adet haline getirdi.Allah (c.c.) sonumuzu hayır etsin...
Sabrın sonu selamettir
Sabır imanın yarısıdır
Sabredin kurtuluşa erin
Bir an olsun duşuncelerden vazgecsen ne olur? Balık gibi bizim denizimize dalsan, orada dalgalar yutsan ne cıkar?
Duşuncelerinden uyur, onlardan vazgecersen AshÂb-ı Kehf'ten sayılırsın, duşuncelerden mukaddes, munezzeh bir nur kesilirsin; ne olur bu hale gelsen!
Sen bir saman copusun, bizse devlet kehribarıyız; şu samanlıktan sıyrılıp kehribara donsen ne olur ki.
Artık bu sefer toprak olacağım diye yuz kere ahdettin. Bir kerecik de ahdinde dursan ne cıkar.
Sen gizli bir incisin amma şu samanlıkta toprak rengini almışsın. A guzel yuzlu, ne olur yuzundeki tozu toprağı bir yıkasan da arınsan!
Padişah oğlusun sen, CebrÂil'in bile secde ettiği varlıksın sen. Ne cıkar a yoksul, babanın yurdunu bir arasan!
Tumden ayrılmış bir parcasın, bedenden ayrılmış bir elsin ancak; bari bundan sonra bizden ayrılmasan ne olur.
O vakit başsız kalırsın, malın mulkun gider, hırstan, kibirden ayrılırsın; fakat işte o zaman ululuk Âleminde baş gosterir, gorunursun; ne olur bunu yapsan.
Hakk'ın zikrinden bir şerbet ic de duşunceden kurtul. Ey ilÂhi rızaya mazhar olan, savaşa sarılmasan ne olur. Yeter artık, sen bir dağa benzersin; dağda altın madeni ara, bağırmayı bırak. Bağırıp dağı seslendirmesen ne cıkar!
Hz Mevlana ruhu şad toprağı bol olsun
Allah'a emanet olun...
__________________
Ledun İlmi
Dini Bilgiler0 Mesaj
●28 Görüntüleme