İslÂma gore, kul, Allah’ı hem sevmeli hem de Ondan korkmalıdır.
Cenab-ı Hakk, insan ruhunda korku ve sevgi denilen iki muhim his yaratmıştır. İnsan bu hisleri yaratılış gayesine uygun kullandığı takdirde dunya ve ahiret saadetine nail olur. Cenab-ı Hakk’ın Cemal ve Rahmeti muhabbeti icap ettiği gibi, Celal ve Azameti de korkuyu iktiza eder.

Kul, Cenab-ı Hakk’ı sevmekle rahmetine mazhar olduğu gibi Ondan korkmakla da azabından kurtulur.

Allah’ı sevmenin olcusu emirlerine riayet etmek, korkunun olcusu ise yasaklarından sakınmaktır. Bunların her ikisi de insanın saadet ve necatına vesile olurlar. Boylece insan ne Allah’ın rahmetinden umit keser, ne de azabından emin olur.

İnsan Allah’ı sevmekle kalben tatmin olur ve vicdanen huzur bulur. Muhabbetin en onemli uc kaynağı “kemal, cemal ve ihsandır”. Cenab-ı Hakk’ın butun sıfatları hem sonsuz kemalde, hem de nihayet derecede guzeldir; ihsan ve keremi ise sonsuzdur. Buna gore, aklen ve vicdanen, insan muhabbetini ancak Allah’a hasretmelidir. Onun yarattığı mahlukatı sevmek ise Onun namına olduğu takdirde Allah katında makbuldur.

İnsan, korku hissini de ancak Allah’a hasretmelidir. Cunku Allah nihayetsiz celal, azamet ve kudret sahibidir. Oyle ise Allah’tan korkmak da hem aklın, hem de vicdanın gereğidir. Bir insanın kalbinde, Allah korkusu kemaliyle hakim olunca başka turlu korkulara mahal kalmaz. Zira Allah’tan korkan bir adam, hicbir zaman başkasının hukukuna tecavuz etmez, hic kimsenin canına, malına namusuna dokunmaz.

Peygamber Efendimiz (a.s.m.) bu konuda şoyle buyururlar: “Hikmetin başı Allah korkusudur.” (El-MunÂvî, Feyzu’l-Kadir-3:574)

Toplum hayatının nizam ve ahengi Allah korkusuyla kaimdir ve onunla devam eder. Hak ve hukuk tanımamanın cezası, dunyada zillet ve ahirette İlÂhî azaptır.
__________________