YAHUDİLER

İsrailoğullarından inkÂr edenlere, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lanet edilmiştir. Bu, isyan etmeleri ve haddi aşmaları nedeniyledir. (Maide Suresi, 78)

ARALARINDA İMAN SAHİPLERİ COK AZDIR

Ve eğer onlar Tevrat’ı, İncil’i ve kendilerine Rablerinden indirileni (Kur’an’ı) ayakta tutsalardı, elbette ustlerinden ve ayaklarının altından (sayısız nimeti) yiyeceklerdi. İclerinde aşırı olmayan (mutedil) bir ummet vardır. Onlardan coğunun yaptıkları ise ne kotudur! (Maide Suresi, 66)
Siz, insanlar icin cıkarılmış hayırlı bir ummetsiniz; maruf (iyi ve İslam’a uygun) olanı emreder, munker olandan sakındırır ve Allah’a iman edersiniz. Kitap Ehli de inanmış olsaydı, elbette kendileri icin hayırlı olurdu. İclerinden iman edenler vardır, fakat coğunluğu fıska sapanlardır. (Al-i İmran Suresi, 110)

ALLAH YERİNE DİN ADAMLARINI RAB EDİNİRLER

Onlar, Allah’ı bırakıp bilginlerini ve rahiplerini rablar (ilahlar) edindiler ve Meryem oğlu Mesih’i de.. Oysa onlar, tek olan bir ilah’a ibadet etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar. O’ndan başka ilah yoktur. O, bunların şirk koştukları şeylerden yucedir. (Tevbe Suresi, 31)

İMAN ETMEK İCİN MUCİZE GORMEK İSTERLER

Kitap Ehli, senden kendilerine gokten bir kitap indirmeni istiyor. Musa’dan bundan daha buyuğunu istemişlerdi. Demişlerdi ki: “Bize Allah’ı acıkca goster.” Boylece zulumlerinden dolayı onlara yıldırım carpmıştı. Ardından kendilerine apacık belgeler geldikten sonra, buzağıyı (ilah) edinmişlerdi. Yine bundan dolayı onları affettik ve Musa’ya apacık olan ispatlayıcı bir delil verdik. (Nisa Suresi, 153)

MUCİZE GORSELER BİLE İMAN ETMEZLER

Bunun uzerine Musa’ya: “Asanla denize vur” diye vahyettik. (Vurdu ve) Deniz hemencecik yarılıverdi de her parcası kocaman bir dağ gibi oldu. Otekileri de buraya yaklaştırdık. Musa’yı ve onunla birlikte olanların hepsini kurtarmış olduk. Sonra otekileri suda boğduk. Şuphesiz, bunda bir ayet vardır. Ama onların coğu iman etmiş değildirler. (Şuara Suresi, 63-67)

GERCEKTEN İMAN ETMİŞ DEĞİLLERDİR

Allah’ın hukmunun bulunduğu Tevrat yanlarında olduğu halde, seni nasıl hakem kılıyorlar ve sonra bunun peşinden yuz ceviriyorlar? İşte onlar, inanmış değildir. (Maide Suresi, 43)

ALLAH KIYAMET GUNU ŞEYTANI VE DOSTLARINI HAŞREDECEKTİR

Andolsun Rabbine, biTimes New Roman"; font-weight:bold; margin-left:0cm; margin-right:0cm; margin-top:0cm} -->

ALLAH’IN AYETLERİNİ TANIMAZLAR

Hani İsrailoğullarından, “Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara guzel soz soyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekatı verin” diye misak almıştık. Sonra siz, pek azınız haric, dondunuz ve (hÂlÂ) yuz ceviriyorsunuz. Hani sizden “Birbirinizin kanını dokmeyin, birbirinizi yurtlarınızdan cıkarmayın” diye misak almıştık. Sonra sizler bunu onaylamıştınız, hÂl (buna) şahitlik ediyorsunuz. Sonra (yine) siz, birbirinizi olduruyor, bir bolumunuzu yurtlarından surup-cıkarıyor ve gunah ve duşmanlıkla aleyhlerinde ittifaklar kuruyor ve size esir olarak geldiklerinde onlarla fidyeleşiyordunuz. Oysa onları cıkarmanız, size haram kılınmıştı. Yoksa siz, Kitabın bir bolumune inanıp da bir bolumunu inkÂr mı ediyorsunuz? Artık sizden boyle yapanların dunya hayatındaki cezası aşağılık olmaktan başka değildir; kıyamet gununde de azabın en şiddetli olanına uğratılacaklardır. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir. (Bakara Suresi, 83-85)
Siz (ise şoyle) demiştiniz: “Ey Musa, biz bir ceşit yemeğe katlanmayacağız, Rabbine yalvar da, bize yerin bitirdiklerinden bakla, acur, sarmısak, mercimek ve soğan cıkarsın.” (O zaman Musa “Hayırlı olanı, şu değersiz, şeyle mi değiştirmek

ALLAH’IN KELAMINI TAHRİF ETMİŞLERDİR

Ama zulmedenler, kendilerine soylenen sozu bir başkasıyla değiştirdiler. Biz de o zalimlerin yaptıkları bozgunculuğa karşılık, uzerlerine gokten iğrenc bir azab indirdik. (Bakara Suresi, 59)
Siz (muslumanlar,) onların size inanacaklarını umuyor musunuz? Oysa onlardan bir bolumu, Allah’ın sozunu işitiyor, (iyice algılayıp) akıl erdirdikten sonra, bile bile değiştiriyorlardı. (Bakara Suresi, 75)
Artık vay hallerine; kitabı kendi elleriyle yazıp, sonra az bir değer karşılığında satmak icin “Bu Allah katındandır” diyenlere. Artık vay, elleriyle yazdıklarından dolayı onlara; vay kazanmakta olduklarına. (Bakara Suresi, 79)
Allah’ın indirdiği Kitaptan bir şeyi gozardı edip saklayanlar ve onunla değeri az (bir şeyi) satın alanlar; onların yedikleri, karınlarında ateşten başkası değildir. Allah kıyamet gunu onlarla konuşmaz ve onları arındırmaz. Ve onlar icin acı bir azab vardır. (Bakara Suresi, 174)
Sozleşmelerini bozmaları nedeniyle, onları lanetledik ve kalplerini kaskatı kıldık. Onlar, kelimeleri konuldukları yerlerden saptırırlar. (Sık sık) Kendilerine hatırlatılan şeyden (yararlanıp) pay almayı unuttular. İclerinden birazı dışında, onlardan surekli ihanet gorur durursun. Yine de onları affet, aldırış etme. Şuphesiz Allah, iyilik yapanları sever. (Maide Suresi, 13)
Onlardan zulmedenler, sozu kendilerine soylenenden başka bir şeyle değiştirdiler. Biz de bunun uzerine zulmetmeleri dolayısıyla gokten ‘iğrenc bir azab’ indirdik. (A’raf Suresi, 162)

ALLAH’IN KİTABINI MENFAAT KARŞILIĞINDA DEĞİŞTİRMİŞLERDİR

Artık vay hallerine; kitabı kendi elleriyle yazıp, sonra az bir değer karşılığında satmak icin “Bu Allah katındandır” diyenlere. Artık vay, elleriyle yazdıklarından dolayı onlara; vay kazanmakta olduklarına. (Bakara Suresi, 79)
Allah’ın indirdiği Kitaptan bir şeyi gozardı edip saklayanlar ve onunla değeri az (bir şeyi) satın alanlar; onların yedikleri, karınlarında ateşten başkası değildir. Allah kıyamet gunu onlarla konuşmaz ve onları arındırmaz. Ve onlar icin acı bir azab vardır. (Bakara Suresi, 174)
Ama zulmedenler, kendilerine soylenen sozu bir başkasıyla değiştirdiler. Biz de o zalimlerin yaptıkları bozgunculuğa karşılık, uzerlerine gokten iğrenc bir azab indirdik. (Bakara Suresi, 59)
Sozleşmelerini bozmaları nedeniyle, onları lanetledik ve kalplerini kaskatı kıldık. Onlar, kelimeleri konuldukları yerlerden saptırırlar. (Sık sık) Kendilerine hatırlatılan şeyden (yararlanıp) pay almayı unuttular. İclerinden birazı dışında, onlardan surekli ihanet gorur durursun. Yine de onları affet, aldırış etme. Şuphesiz Allah, iyilik yapanları sever. (Maide Suresi, 13)

ALLAH’A OĞUL İSNAD EDERLER

Dediler ki: “Allah oğul edindi.” O, (bu yakıştırmadan) yucedir. Hayır, goklerde ve yerde her ne varsa O’nundur, tumu O’na gonulden boyun eğmişlerdir. (Bakara Suresi, 116)
Yahudiler: “Uzeyir Allah’ın oğludur” dediler; hristiyanlar da: “Mesih Allah’ın oğludur” dediler. Bu, onların ağızlarıyla soylemeleridir; onlar, bundan onceki inkÂr edenlerin sozlerini taklid ediyorlar. Allah onları kahretsin; nasıl da cevriliyorlar? (Tevbe Suresi, 30)

ALLAH HAKKINDA YALAN UYDURURLAR

Andolsun; “Gercek, Allah fakirdir, biz ise zenginiz” diyenlerin sozlerini Allah işitmiştir. Onların bu sozlerini ve peygamberleri haksız yere oldurmelerini yazacağız ve: “Yakıcı olan azabı tadın” diyeceğiz. (Al-i İmran Suresi, 181)
Yahudiler: “Allah’ın eli sıkıdır” dediler. Onların elleri bağlandı ve soylediklerinden dolayı lanetlendiler. Hayır; O’nun iki eli acıktır, nasıl dilerse infak eder. Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onlardan coğunun taşkınlıklarını ve inkÂrlarını arttıracaktır. Biz de onların arasına kıyamet gunune kadar surecek duşmanlık ve kin salıverdik. Onlar ne zaman savaş amacıyla bir ateş alevlendirdilerse Allah onu sondurmuştur. Yeryuzunde bozgunculuğa calışırlar. Allah ise bozguncuları sevmez. (Maide Suresi, 64)
Onlar: “Allah, beşere hic bir şey indirmemiştir” demekle Allah’ı, kadrinin hakkını vererek takdir edemediler. De ki: “Musa’nın insanlara bir nur ve hidayet olarak getirdiği ve sizin de (parca parca) kÂğıtlar uzerinde yazılı kılıp (bir kısmını) acıkladığınız ve coğunu gozardı ettiğiniz kitabı kim indirdi? Sizin ve atalarınızın bilmediği şeyler size oğretilmiştir.” De ki: “Allah.” Sonra Onları bırak, icine ‘daldıkları sacma uğraşılarında’ oyalanıp-dursunlar. (En’am Suresi, 91)

ALLAH YOLUNDA CARPIKLIK ARARLAR

De ki: “Ey Kitap Ehli, sizler şahidler olduğunuz halde, ne diye iman edenleri Alah yolundan -onda bir carpıklık bulmaya yeltenerek- cevirmeye calışıyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.” (Al-i İmran Suresi, 99)

ALLAH YOLUNDA SAVAŞMAK GEREKTİĞİNDE SAVAŞMAZLAR

Musa’dan sonra İsrailoğullarının onde gelenlerini gormedin mi? Hani, peygamberlerinden birine: “Bize bir melik gonder de Allah yolunda savaşalım” demişlerdi, O: “Ya uzerinize savaş yazıldığı halde savaşmayacak olursanız?” demişti. “Bize ne oluyor ki Allah yolunda savaşmayalım? Ki biz yurdumuzdan cıkarıldık ve cocuklarımızdan (uzaklaştırıldık.)” demişlerdi. Ama onlara savaş yazıldığı (ongorulduğu) zaman, az bir kısmı haric yuz cevirdiler. Allah zalimleri bilir. (Bakara Suresi, 246)
Dediler ki: “Ey Musa biz, onlar durduğu surece hic bir zaman oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin git, ikiniz savaşın. Biz burda duracağız.” (Maide Suresi, 24)

CANLARINI ASLA TEHLİKEYE ATMAZLAR

Dediler ki: “Ey Musa, orda zorba bir kavim vardır, onlar cıkmadıkları surece biz oraya kesinlikle girmeyiz. Şayet ordan cıkarlarsa, biz de muhakkak gireriz. (Maide Suresi, 22)
Dediler ki: “Ey Musa biz, onlar durduğu surece hic bir zaman oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin git, ikiniz savaşın. Biz burda duracağız.” (Maide Suresi, 24)

KURAN AZGINLIKLARINI VE İNKARLARINI ARTTIRIR

De ki: “Ey Kitap Ehli, Tevrat’ı, İncil’i ve size Rabbinizden indirileni ayakta tutmadıkca hic bir şey uzerinde değilsiniz.” Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onlardan coğunun tuğyanlarını ve inkÂrlarını arttıracaktır. Sen de kafirler topluluğuna karşı uzuntuye kapılma. (Maide Suresi, 68)
Yahudiler: “Allah’ın eli sıkıdır” dediler. Onların elleri bağlandı ve soylediklerinden dolayı lanetlendiler. Hayır; O’nun iki eli acıktır, nasıl dilerse infak eder. Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onlardan coğunun taşkınlıklarını ve inkÂrlarını arttıracaktır. Biz de onların arasına kıyamet gunune kadar surecek duşmanlık ve kin salıverdik. Onlar ne zaman savaş amacıyla bir ateş alevlendirdilerse Allah onu sondurmuştur. Yeryuzunde bozgunculuğa calışırlar. Allah ise bozguncuları sevmez. (Maide Suresi, 64)

İSLAM’A KİN VE HINC BESLERLER

Kimi yahudiler, kelimeleri ‘konuldukları yerlerden’ saptırırlar ve dillerini eğip bukerek ve dine bir kin ve hınc besleyerek: “Dinledik ve karşı geldik. İşit, -işitmez olası- ve ‘Raina’ bizi gut, bize bak” derler. Eğer onlar: “İşittik ve itaat ettik, sen de işit ve ‘Bizi gozet’ deselerdi, elbette kendileri icin daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat Allah, onları kufurleri dolayısıyla lanetlemiştir. Boylece onlar, az bir bolumu dışında, inanmazlar. (Nisa Suresi, 46)

KİTABI GEREĞİ GİBİ BİLMEZLER

Onlardan bir kısmı ummidir. Kitabı bilmezler; (bildikleri) bir suru asılsız şeylerden başkası değildir ve yalnızca zannederler. (Bakara Suresi, 78)

CİNLERİ YUCELTİP ALLAH’A ŞİRK KOŞARLAR

Cinleri Allah’a ortak koştular. Oysa onları O yaratmıştır. Bir de hic bir bilgiye dayanmaksızın O’na oğullar ve kızlar yakıştırıp-uydurdular. O ise nitelendiregeldikleri şeylerden yucedir, uzaktır. (En’am Suresi, 100)

TEVRAT’IN ASIL HUKUMLERİNE UYMAZLAR

Kendilerine Tevrat yukletilip de sonra onu yuklenmemiş olanların durumu, koskoca kitap yuku taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah’ın ayetlerini yalanlayan kavmin durumu ne kotudur. Allah, zalim bir kavmi hidayete erdirmez. (Cum’a Suresi, 5)

MENFAATLERİNE VE NEFİSLERİNE UYMAYAN EMİRLERİ UYGULAMAZLAR

Andolsun, biz İsrailoğullarından kesin soz almış (misak) ve onlara elciler gondermiştik. Onlara ne zaman nefislerinin hoşuna gitmeyen bir şeyle bir elci geldiyse, bir bolumunu yalanladılar, bir bolumunu de oldurduler. (Maide Suresi, 70)
Andolsun, biz Musa’ya kitabı verdik ve ardından peşpeşe elciler gonderdik. Meryem oğlu İsa’ya da apacık belgeler verdik ve onu Ruhu’l-Kudus’le teyid ettik. Demek, size ne zaman bir elci nefsinizin hoşlanmayacağı bir şeyle gelse, buyukluk taslayarak bir kısmınız onu yalanlayacak, bir kısmınız da onu oldurecek misiniz? (Bakara Suresi, 87)

AHİRETTEN UMUT KESMİŞLERDİR

Ey iman edenler, Allah’ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve muttefik) edinmeyin; ki onlar, kafirlerin mezar halkından umut kesmeleri gibi ahiretten umut kesmişlerdir. (Mumtehine Suresi, 13)

DUNYAYI AHİRETE TERCİH EDERLER

İşte bunlar, ahireti verip dunya hayatını satın alanlardır; bundan dolayı azabları hafifletilmez ve kendilerine yardım edilmez. (Bakara Suresi, 86)

ALLAH’IN GONDERDİĞİ PEYGAMBERLERİ KISKANCLIKTAN OTURU REDDEDERLER

Allah’ın kullarından, dilediğine kendi fazlından (peygamberliği) indirmesini ‘kıskanarak ve hakka baş kaldırarak’ Allah’ın indirdiklerini tanımamakla, nefislerini ne kotu şeye karşılık sattılar. Boylelikle gazab ustune gazaba uğradılar. Kafirler icin alcaltıcı bir azab vardır. (Bakara Suresi, 90)
Yoksa onlar, Allah’ın kendi fazlından insanlara verdiklerini mi kıskanıyorlar? Doğrusu biz, İbrahim ailesine Kitabı ve hikmeti verdik; onlara buyuk bir mulk de verdik. (Nisa Suresi, 54)

PEYGAMBERLERİ HAK OLDUKLARINI BİLDİKLERİ HALDE YALANLANLAR

Ne zaman onlara Allah katından yanlarındakini doğrulayan bir elci gelse, kitap verilenlerden bir takımı, sanki bilmiyorlarmış gibi Allah’ın Kitabını arkalarına attılar. (Bakara Suresi, 101)

PEYGAMBERLERE BUYUKLUK TASLARLAR

Andolsun, biz Musa'ya kitabı verdik ve ardından peşpeşe elciler gonderdik. Meryem oğlu İsa'ya da apacık belgeler verdik ve onu Ruhu'l-Kudus'le teyid ettik. Demek, size ne zaman bir elci nefsinizin hoşlanmayacağı bir şeyle gelse, buyukluk taslayarak bir kısmınız onu yalanlayacak, bir kısmınız da onu oldurecek misiniz? (Bakara Suresi, 87)

PEYGAMBERLERE KARŞI SAYGISIZDIRLAR

Hani Musa kavmine: “Allah, muhakkak sizin bir sığır kesmenizi emrediyor” demişti. “Bizi alaya mı alıyorsun?” dediler. (Musa) “Cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım” dedi. (Bakara Suresi, 67)
Yoksa daha once Musa’nın sorguya cekildiği gibi, siz de Resulunuzu sorguya mı cekmek istiyorsunuz? Kim imanı inkÂr ile değişirse, artık o, dumduz yoldan sapmış olur. (Bakara Suresi, 108)

HZ. İSA’YI OLDURDUKLERİNİ ZANNETMEKTEDİRLER

Ve: “Biz, Allah’ın Resulu Meryem oğlu Mesih İsa’yı gercekten oldurduk” demeleri nedeniyle de (onlara boyle bir ceza verdik.) Oysa onu oldurmediler ve onu asmadılar. Ama onlara (onun) benzeri gosterildi. Gercekten onun hakkında anlaşmazlığa duşenler, kesin bir şuphe icindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hic bir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak oldurmediler. (Nisa Suresi, 157)

HZ. MERYEM’E İFTİRA ETMİŞLERDİR

(Bir de) İnkÂra sapmaları ve Meryem’in aleyhinde buyuk buhtanlar soylemeleri, (Nisa Suresi, 156)
Boylece onu taşıyarak kavmine geldi. Dediler ki: “Ey Meryem, sen gercekten şaşırtıcı bir şey yaptın.” “Ey Harun’un kız kardeşi, senin baban kotu bir kişi değildi ve annen de azgın, utanmaz (bir kadın) değildi.” (Meryem Suresi, 27-28)

KURAN’I GETİRDİĞİ İCİN HZ.CEBRAİL'E DUŞMAN OLMUŞLARDIR

De ki: “Cibril’e kim duşman ise, (bilsin ki) gercekten onu (Kitabı), Allah’ın izniyle kendinden oncekileri doğrulayıcı ve mu’minler icin hidayet ve mujde verici olarak senin kalbine indiren O’dur. (Bakara Suresi, 97)

HZ. İSA VE HZ. DAVUD TARAFINDAN LANETLENMİŞLERDİR

İsrailoğullarından inkÂr edenlere, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lanet edilmiştir. Bu, isyan etmeleri ve haddi aşmaları nedeniyledir. (Maide Suresi, 78)

GERCEKTE HZ.MUHAMMED’İN PEYGAMBER OLDUĞUNU BİLMEKTEDİRLER

Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu (peygamberi), cocuklarını tanır gibi tanırlar. Buna rağmen iclerinden bir bolumu, bildikleri halde gerceği gizlerler. (Bakara Suresi, 146)

KENDİ DİNLERİNE UYMADIKLARI İCİN MUMİNLERDEN HOŞNUT OLMAZLAR

De ki: “Ey Kitap Ehli, yalnızca Allah’a, bize indirilene ve onceden indirilene inanmamız ve sizin coğunuzun fasıklar olmanız nedeniyle mi bizden hoşlanmıyorsunuz?” (Maide Suresi, 59)
Sen onların dinlerine uymadıkca, yahudi ve hristiyanlar senden kesinlikle hoşnut olacak değillerdir. De ki: “Şuphesiz doğru yol, Allah’ın (gosterdiği) yoludur.” Eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva (arzu ve tutku)larına uyacak olursan, senin icin Allah’tan ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı. (Bakara Suresi, 120)

MUMİNLERİ İMANDAN DONDURMEK İSTERLER

Kitap Ehlinden coğu, kendilerine gercek (hak) apacık belli olduktan sonra, nefislerini (kuşatan) kıskanclıktan dolayı, imanınızdan sonra sizi inkÂra dondurmek arzusunu duydular. Fakat, Allah’ın emri gelinceye kadar onları bırakın ve (onlara ne sozle, ne de eylemle) ilişmeyin. Hic şuphesiz Allah, her şeye guc yetirendir. (Bakara Suresi, 109)

MUMİNLERE İYİLİK İSABET ETTİĞİNDE UZULURLER

Kitap Ehlinden olan kafirler ve muşrikler, Rabbinizden uzerinize bir hayrın indirilmesini arzu etmezler. Allah ise, dilediğine rahmetini tahsis eder. Allah buyuk fazl sahibidir. (Bakara Suresi, 105)

MUMİNLERE TUZAK KURARLAR

Onlar (inanmayanlar) bir duzen kurdular. Allah da (buna karşılık) bir duzen kurdu. Allah, duzen kurucuların en hayırlısıdır. (Al-i İmran Suresi, 54)

MUMİNLERİ ALDATMAYA CALIŞIRLAR

“Ve sizin dininize uyanlardan başkasına inanıp guvenmeyin.” De ki: “Şuphesiz doğru yol Allah’ın dosdoğru yoludur. Size verilenin bir benzeri birine (İslam peygamberine) veriliyor ya da Rabbinizin katında onlar (muslumanlar) size karşı deliller getiriyorlar, diye mi (bu telaşınız?) De ki: “Şuphesiz ‘lutuf ve ihsan (fazl)’ Allah’ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah (rahmeti) geniş olandır, bilendir.” (Al-i İmran Suresi, 73)

MUMİNLERLE ALAY EDERLER

Ey iman edenler, sizden once kendilerine kitap verilenlerden dininizi, alay ve oyun (konusu) edinenleri ve kafirleri dostlar (veliler) edinmeyin. Ve eğer inanıyorsanız, Allah’tan korkup-sakının. Onlar, siz birbirinizi namaza cağırdığınızda onu alay ve oyun (konusu) edinirler. Bu, gercekten onların akıl erdirmeyen bir topluluk olmalarındandır. (Maide Suresi, 57-58)

MUMİNLERE ZARAR VEREMEZLER

Onlar, yalana kulak tutanlardır, haram yiyicilerdir. Sana gelirlerse aralarında hukmet veya onlardan yuz cevir. Eğer onlardan yuz cevirecek olursan, sana hic bir şeyle kesin olarak zarar veremezler. Aralarında hukmedersen adaletle hukmet. Şuphesiz, Allah, adaletle hukum yurutenleri sever. (Maide Suresi, 42)
MUMİNLERLE ALLAH HAKKINDA TARTIŞMAYA KALKARLAR

De ki: “O bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz iken, bizimle Allah hakkında (sozde kanıtlarla) tartışmalara mı giriyorsunuz? Bizim amellerimiz bizim, sizin de amelleriniz sizindir. Biz, O’na gonulden bağlanmış (muhlis) olanlarız.” (Bakara Suresi, 139)

UZUN YAŞAMAK İSTERLER

Andolsun, onları hayata karşı (diğer) insanlardan ve şirk koşanlardan (bile) daha ihtiraslı bulursun. (Onlardan) Her biri, bin yıl yaşatılsın ister; oysa bunca yaşaması onu azabtan kurtarmaz. Allah, onların yapmakta olduklarını gorendir. (Bakara Suresi, 96)

MUMİNLERİN YANLIŞ YOLDA OLDUKLARINI SANIRLAR

Kendilerine kitaptan bir pay verilenleri gormedin mi? Onlar, tağuta ve cibt’e1 inanıyorlar ve diğer inkÂr edenler icin: “Bunlar, iman edenlerden daha doğru bir yoldadır” diyorlar. (Nisa Suresi, 51)

MUMİNLERİN ARASINDA CASUSLUK YAPMAYA CALIŞIRLAR

Ey Peygamber, kalpleri inanmadığı halde ağızlarıyla “İnandık” diyenlerle Yahudiler’den kufur icinde caba harcayanlar seni uzmesin. Onlar, yalana kulak tutanlar, sana gelmeyen diğer topluluk adına kulak tutanlar (haber toplayanlar)dır. Onlar, kelimeleri yerlerine konulduktan sonra saptırırlar, “Size bu verilirse onu alın, o verilmezse ondan kacının” derler. Allah, kimin fitne(ye duşme)sini isterse, artık onun icin sen Allah’tan hic bir şeye malik olamazsın. İşte onlar, Allah’ın kalplerini arıtmak istemedikleridir. Dunyada onlar icin bir aşağılanma, ahirette onlar icin buyuk bir azab vardır. (Maide Suresi, 41)

KENDİLERİNİN DOĞRU YOLDA OLDUKLARINI İDDİA EDERLER

Dediler ki: “Yahudi veya Hristiyan olun ki hidayete eresiniz.” De ki: “Hayır, (doğru yol) Hanif (muvahhid) olan İbrahim’in dini(dir); O muşriklerden değildi.” (Bakara Suresi, 135)

MUMİNLERDEN COK KORKARLAR

Onlar size ezadan başka kesinlikle bir zarar veremezler. Eğer sizinle savaşırlarsa size arkalarını donup kacarlar. Sonra kendilerine yardım da edilmez. (Al-i İmran Suresi, 111)

OLUMDEN KORKULARI COK FAZLADIR

De ki: “Ey Yahudi olanlar, eğer siz, (butun) insanlardan ayrı olarak yalnızca sizlerin gercekten Allah’ın velileri (dost ve sevgili kulları) olduğunuzu one suruyorsanız, şu halde olumu temenni edin; eğer doğru sozlu iseniz (bunu cekinmeden yapın).” Oysa onlar, ellerinin one takdim ettikleri dolayısıyla bunu hic bir zaman temenni edemezler. Allah, zalimleri bilendir. (Cum’a Suresi, 6-7)

AZGINDIRLAR

Bu nedenle, İsrailoğullarına şunu yazdık: Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryuzundeki bir fesada karşılık olmaksızın (haksız yere) oldururse, sanki butun insanları oldurmuş gibi olur. Kim de onu (oldurulmesine engel olarak) diriltirse, butun insanları diriltmiş gibi olur. Andolsun, elcilerimiz onlara apacık belgelerle gelmişlerdir. Sonra bunun ardından onlardan bir coğu yeryuzunde olcuyu taşıranlardır. (Maide Suresi, 32)

NANKORDURLER

Siz (ise şoyle) demiştiniz: “Ey Musa, biz bir ceşit yemeğe katlanmayacağız, Rabbine yalvar da, bize yerin bitirdiklerinden bakla, acur, sarmısak, mercimek ve soğan cıkarsın.” (O zaman Musa “Hayırlı olanı, şu değersiz, şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? (Oyleyse) Mısır’a inin, cunku (orada) kendiniz icin istediğiniz vardır” demişti. Onların uzerine horluk ve yoksulluk (damgası) vuruldu ve Allah’tan bir gazaba uğradılar. Bu, kuşkusuz, Allah’ın ayetlerini tanımazlıkları ve peygamberleri haksız yere oldurmelerindendi. (Yine) bu, isyan etmelerinden ve sınırı ciğnemelerindendi. (Bakara Suresi, 61)

GUVENİLMEZ VE İTAATSİZDİRLER

Ne zaman bir ahidde bulundularsa, iclerinden bir bolumu onu bozmadı mı? Hayır, onların coğu iman etmezler. (Bakara Suresi, 100)

SUREKLİ MUMİNLERE İHANET EDERLER

Sozleşmelerini bozmaları nedeniyle, onları lanetledik ve kalplerini kaskatı kıldık. Onlar, kelimeleri konuldukları yerlerden saptırırlar. (Sık sık) Kendilerine hatırlatılan şeyden (yararlanıp) pay almayı unuttular. İclerinden birazı dışında, onlardan surekli ihanet gorur durursun. Yine de onları affet, aldırış etme. Şuphesiz Allah, iyilik yapanları sever. (Maide Suresi, 13)

İNSANLARI ZENGİNLİĞE GORE DEĞERLENDİRİRLER

Onlara peygamberleri dedi ki: “Allah size Talut’u (melik olarak) gonderdi.” Onlar: “Biz hukumdarlığa, ona gore daha cok hak sahibiyken ve ona bir mal (servet) bolluğu verilmemişken, nasıl bizi (yonetmek uzere) hukumdarlık (mulk) onun olabilir?” dediler. O (şoyle) demişti: “Doğrusu Allah size onu secti ve onun bilgi ve bedenî gucunu arttırdı. Allah, kime dilerse mulkunu verir; Allah (rahmeti ve gucu) geniş olandır, bilendir.” (Bakara Suresi, 247)

MADDİ MENFAATLERİNDEN VAZGECMEZLER

Onların ardından yerlerine kitaba mirascı olan bir takım ‘kotu kimseler’ gecti. (Bunlar) Şu değersiz olan (dunya)ın gecici-yararını alıyor ve: “Yakında bağışlanacağız” diyorlar. Bunun benzeri bir yarar gelince onu da alıyorlar. Kendilerinden Allah’a karşı hakkı soylemekten başka bir şeyi soylemeyeceklerine ilişkin Kitap sozu alınmamış mıydı? Oysa icinde olanı okudular. (Allah’tan) Korkanlar icin ahiret yurdu daha hayırlıdır. HÂl akıl erdirmeyecek misiniz? (A’raf Suresi, 169)

ACGOZLUDURLER

Siz (ise şoyle) demiştiniz: “Ey Musa, biz bir ceşit yemeğe katlanmayacağız, Rabbine yalvar da, bize yerin bitirdiklerinden bakla, acur, sarmısak, mercimek ve soğan cıkarsın.” (O zaman Musa “Hayırlı olanı, şu değersiz, şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? (Oyleyse) Mısır’a inin, cunku (orada) kendiniz icin istediğiniz vardır” demişti. Onların uzerine horluk ve yoksulluk (damgası) vuruldu ve Allah’tan bir gazaba uğradılar. Bu, kuşkusuz, Allah’ın ayetlerini tanımazlıkları ve peygamberleri haksız yere oldurmelerindendi. (Yine) bu, isyan etmelerinden ve sınırı ciğnemelerindendi. (Bakara Suresi, 61)

FAİZLE İNSANLARI SOMURURLER

Ondan nehyedildikleri halde faiz almaları ve insanların mallarını haksız yere yemeleri nedeniyle (oyle yaptık.) Onlardan kafir olanlara pek acıklı bir azab hazırlamışızdır. (Nisa Suresi, 161)

ZALİMDİRLER

Hani Musa ile kırk gece icin sozleşmiştik. Ama sonra siz, onun arkasından buzağıyı (tanrı) edinmiş ve (boylece) zalimler olmuştunuz. Bundan sonra, (artık) şukredesiniz diye sizi bağışladık. Ve hidayete eresiniz diye Musa’ya Kitab’ı ve Furkan’ı verdik. Hani Musa, kavmine: “Ey kavmim, gercekten siz, buzağıyı (tanrı) edinmekle kendinize zulmettiniz. Hemen, kusursuzca yaratan (gercek ilah)ınıza tevbe edip nefislerinizi oldurun: bu, yaratıcınız katında sizin icin daha hayırlıdır” demişti. Bunun uzerine (Allah) tevbelerinizi kabul etti. Şuphesiz O tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir. Ve demiştiniz ki: “Ey Musa, biz Allah’ı apacık gorunceye kadar sana inanmayız.” Bunun uzerine yıldırım sizi (kendinizden) almıştı. Ve siz bakıp duruyordunuz. Sonra şukredesiniz diye, sizi olumunuzden sonra dirilttik. Bulutları uzerinize golge kıldık ve size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Size rızık olarak verdiklerimizin temizinden yiyin (dedik). Onlar bize zulmetmediler, ancak kendi nefislerine zulmettiler. Ve hatırlayın, demiştik ki: “Şu şehre girin ve orada istediğiniz yerde bol bol yiyin, yalnızca secde ederek kapısından girerken ‘dileğimiz bağışlanmadır’ deyin; (biz de) hatalarınızı bağışlayalım; iyilik yapanların (ecirlerini) arttıracağız.” Ama zulmedenler, kendilerine soylenen sozu bir başkasıyla değiştirdiler. Biz de o zalimlerin yaptıkları bozgunculuğa karşılık, uzerlerine gokten iğrenc bir azab indirdik. (Bakara Suresi, 51-59)

KENDİLERİNDEN OLMAYANLARIN HAKLARINI YERLER

Kitap Ehlinden oylesi vardır ki, bir kantar emanet bıraksan onu sana geri verir; oylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet bıraksan, sen, onun tepesine dikilip durmadıkca onu sana odemez. Bu onların “ummiler (zayıf ve bilgisizler veya Ehl-i Kitap olmayanlar) konusunda uzerinizde bir yol (sorumluluk) yoktur” demiş olmalarındandır. Oysa kendileri (gerceği) bildikleri halde Allah’a karşı yalan soylemektedirler. (Al-i İmran Suresi, 75)
Ey iman edenler, gercek şu ki, (yahudi) bilginlerinden ve (hristiyan) rahiplerinden coğu, insanların mallarını haksızlıkla yerler ve Allah’ın yolundan alıkoyarlar. Altını ve gumuşu biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar... Onlara acı bir azabı mujdele. (Tevbe Suresi, 34)

İKİYUZLUDURLER

İman edenlerle karşılaştıklarında “İman ettik” derler; kendi başlarına kaldıkları zaman ise, derler ki: “Allah’ın size actık (acıkladık)larını, Rabbiniz katında size karşı bir belge olsun diye mi onlarla konuşuyorsunuz? HÂl akıllanmayacak mısınız?” (Bakara Suresi, 76)

BOZGUNCUDURLAR

Ama zulmedenler, kendilerine soylenen sozu bir başkasıyla değiştirdiler. Biz de o zalimlerin yaptıkları bozgunculuğa karşılık, uzerlerine gokten iğrenc bir azab indirdik. (Yine) Hatırlayın; Musa kavmi icin su aramıştı, o zaman biz ona: “Asanı taşa vur” demiştik de ondan oniki pınar fışkırmıştı, boylece herkes iceceği yeri bilmişti. Allah’ın verdiği rızıktan yiyin, icin ve yeryuzunde bozgunculuk (fesad) yaparak karışıklık cıkarmayın. (Bakara Suresi, 59-60)
Yahudiler: “Allah’ın eli sıkıdır” dediler. Onların elleri bağlandı ve soylediklerinden dolayı lanetlendiler. Hayır; O’nun iki eli acıktır, nasıl dilerse infak eder. Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onlardan coğunun taşkınlıklarını ve inkÂrlarını arttıracaktır. Biz de onların arasına kıyamet gunune kadar surecek duşmanlık ve kin salıverdik. Onlar ne zaman savaş amacıyla bir ateş alevlendirdilerse Allah onu sondurmuştur. Yeryuzunde bozgunculuğa calışırlar. Allah ise bozguncuları sevmez. (Maide Suresi, 64)
Kitapta İsrailoğullarına şu hukmu verdik: “Muhakkak siz yer(yuzun) de iki defa bozgunculuk cıkaracaksınız ve muhakkak buyuk bir kibirleniş-yukselişle kibirlenecek-yukseleceksiniz. (İsra Suresi, 4)

İNKARCILARI DOST EDİNİRLER

Onlardan coğunun inkÂra sapanlarla dostluklar kurduklarını gorursun. Kendileri icin nefislerinin takdim ettiği şey ne kotudur. Allah onlara gazablandı ve onlar azabda ebedi kalacaklardır. Eğer Allah’a, peygambere ve ona indirilene iman etselerdi, onları dostlar edinmezlerdi. Fakat onlardan coğu fasık olanlardır. (Maide Suresi, 80-81)

KENDİ ARALARINDA DA ANLAŞMAZLIK İCİNDEDİRLER

Onlar, işlerini kendi aralarında parca parca dağıttılar (dinlerinde bolunmeler yaptılar); hepsi bize doneceklerdir. (Enbiya Suresi, 93)
Andolsun, biz İsrailoğullarını, hoşlarına gidecek guzel bir yerde yerleştirdik ve temiz şeylerden kendilerine rızık verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar anlaşmazlığa duşmediler. Şuphesiz Rabbin, aralarında anlaşmazlığa duştukleri şey konusunda kıyamet gunu hukum verecektir. (Yunus Suresi , 93)
Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki ‘tecavuz ve haksızlık’ dolayısıyla ayrılığa duştuler. Eğer Rabbinden, adı konulmuş bir ecele kadar gecmiş (verilmiş) bir soz olmasaydı, muhakkak aralarında hukum verilmiş (iş bitirilmiş)ti. Şuphesiz onların ardından Kitaba mirascı olanlar ise, her halde ona karşı kuşku verici bir tereddut icindedirler. (Şura Suresi, 14)

BİRBİRLERİNİ KOTULUKLERDEN SAKINDIRMAZLAR

Yapmakta oldukları munker (cirkin iş)lerden birbirlerini sakındırmıyorlardı. Yapmakta oldukları şey ne kotu idi! (Maide Suresi, 79)

BİRBİRLERİNE DUŞUP, KAN AKITIRLAR

Hani sizden “Birbirinizin kanını dokmeyin, birbirinizi yurtlarınızdan cıkarmayın” diye misak almıştık. Sonra sizler bunu onaylamıştınız, hÂl (buna) şahitlik ediyorsunuz. Sonra (yine) siz, birbirinizi olduruyor, bir bolumunuzu yurtlarından surup-cıkarıyor ve gunah ve duşmanlıkla aleyhlerinde ittifaklar kuruyor ve size esir olarak geldiklerinde onlarla fidyeleşiyordunuz. Oysa onları cıkarmanız, size haram kılınmıştı. Yoksa siz, Kitabın bir bolumune inanıp da bir bolumunu inkÂr mı ediyorsunuz? Artık sizden boyle yapanların dunya hayatındaki cezası aşağılık olmaktan başka değildir; kıyamet gununde de azabın en şiddetli olanına uğratılacaklardır. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir. (Bakara Suresi, 84-85)

CENNETİN SADECE KENDİLERİ İCİN OLDUĞUNU SANIRLAR

De ki: “Eğer Allah katında ahiret yurdu, başka insanların değil de, yalnızca sizin ise, (ve) doğru sozluyseniz, oyleyse hemen olumu dileyin.” (Bakara Suresi, 94)
Dediler ki: “Yahudi veya hristiyan olmayan hic kimse kesin olarak cennete giremez.” Bu, onların kendi kuruntularıdır. De ki: “Eğer doğru sozluyseniz, kesin-kanıtınızı (burhan) getirin.” (Bakara Suresi, 111)

KENDİLERİNE ALLAH’TAN BİR AZAP DOKUNSA BİLE BUNUN ANCAK KISA SURELİ OLACAĞINI DUŞUNURLER

Kendilerine Kitaptan bir pay verilenleri gormedin mi? Aralarında Allah’ın Kitabı hukmetsin diye cağrılıyorlar da, onlardan bir bolumu yuz ceviriyor. Onlar, işte boyle arka donenlerdir. Bu, onların: “Ateş bize sayılı gunler dışında kesinlikle dokunmayacak” demelerindendir. Onların bu iftiraları, dinleri konusunda kendilerini yanılgıya duşurmuştur. (Al-i İmran Suresi, 23-24)
Dediler ki: “Sayılı gunlerin dışında, ateş asla bize değmeyecektir.” De ki: “Allah katından bir ahid mi aldınız? -ki Allah asla ahdinden donmez- Yoksa Allah’a karşı bilmediğiniz bir şeyi mi soyluyorsunuz?” (Bakara Suresi, 80)
Onların ardından yerlerine kitaba mirascı olan bir takım ‘kotu kimseler’ gecti. (Bunlar) Şu değersiz olan (dunya)ın gecici-yararını alıyor ve: “Yakında bağışlanacağız” diyorlar. Bunun benzeri bir yarar gelince onu da alıyorlar. Kendilerinden Allah’a karşı hakkı soylemekten başka bir şeyi soylemeyeceklerine ilişkin Kitap sozu alınmamış mıydı? Oysa icinde olanı okudular. (Allah’tan) Korkanlar icin ahiret yurdu daha hayırlıdır. HÂl akıl erdirmeyecek misiniz? (A’raf Suresi, 169)

ALLAH’IN SADECE KENDİLERİNİ SEVDİĞİ İDDİASINDADIRLAR

De ki: “Ey Yahudi olanlar, eğer siz, (butun) insanlardan ayrı olarak yalnızca sizlerin gercekten Allah’ın velileri (dost ve sevgili kulları) olduğunuzu one suruyorsanız, şu halde olumu temenni edin; eğer doğru sozlu iseniz (bunu cekinmeden yapın).” (Cum’a Suresi, 6)
Yahudi ve Hristiyanlar: “Biz Allah’ın cocuklarıyız ve sevdikleriyiz” dedi. De ki: “Peki, ne diye sizi gunahlarınızdan dolayı azablandırıyor? Hayır, siz O’nun yarattığından birer beşersiniz. O, dilediğini bağışlar, dilediğini azaplandırır. Goklerin, yerin ve bunların arasındakilerin tumunun mulku Allah’ındır. Son varış O’nadır.” (Maide Suresi, 18)

ALLAH ONLARA AZGINLIKLARI YUZUNDEN AĞIR YASAKLAR KOYMUŞTUR

Yahudilerin yaptıkları zulum ve bircok kişiyi Allah’ın yolundan alıkoymaları nedeniyle (onceleri) kendilerine helal kılınmış guzel şeyleri onlara haram kıldık. (Nisa Suresi, 160)
Yahudi olanlara her tırnaklı (hayvanı) haram kıldık. Sığırlardan ve koyunlardan, sırtlarına veya bağırsaklarına yapışan veya kemiğe karışanlar dışında ic yağlarını da onlara haram kıldık. ‘Azgınlık ve hakka tecavuzde bulunmaları’ nedeniyle onları boyle cezalandırdık. Biz şuphesiz doğru olanlarız. (En’am Suresi, 146)
Bir de onlara deniz kıyısındaki şehri(n uğradığı sonucu) sor. Hani onlar cumartesi (yasağını ciğneyerek) haddi aşmışlardı. ‘Cumartesi gunu iş yapma yasağına uyduklarında’, balıkları onlara acıktan akın akın geliyor, ‘cumartesi gunu iş yapma yasağına uymadıklarında’ ise, gelmiyorlardı. İşte biz, fıska sapmaları dolayısıyla onları boyle imtihan ediyorduk. (A’raf Suresi, 163)

AŞAĞILANMA DAMGASI VURULMUŞTUR

Her nerede bulunurlarsa bulunsunlar -Allah’ın ipine ve insanların ipine (ahdine) sığınanlar başka- onlara zillet (zorluk damgası) vurulmuştur. Onlar, Allah’tan bir gazaba uğradılar da uzerlerine aşağılanma (damgası) vuruldu. Bu, Allah’ın ayetlerini inkar etmeleri ve peygamberleri haksız yere oldurmeleri nedeniyledir. (Yine) Bu, isyan etmeleri ve haddi aşmaları dolayısıyladır. Onların hepsi bir değildir. Kitap Ehli’nden bir topluluk vardır ki, gece vaktinde ayakta durup Allah’ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar. (Al-i İmran Suresi, 112-113)

İNKARLARINDAN DOLAYI LANETLENMİŞLERDİR

Kimi yahudiler, kelimeleri ‘konuldukları yerlerden’ saptırırlar ve dillerini eğip bukerek ve dine bir kin ve hınc besleyerek: “Dinledik ve karşı geldik. İşit, -işitmez olası- ve ‘Raina’ bizi gut, bize bak” derler. Eğer onlar: “İşittik ve itaat ettik, sen de işit ve ‘Bizi gozet’ deselerdi, elbette kendileri icin daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat Allah, onları kufurleri dolayısıyla lanetlemiştir. Boylece onlar, az bir bolumu dışında, inanmazlar. (Nisa Suresi, 46)
İşte bunlar Allah’ın kendilerini lanetlediğidir. Allah’ın kendisini lanetlediğine hic bir yardımcı bulamazsın. (Nisa Suresi, 52)
Dediler ki: “Bizim kalplerimiz ortuludur.” Hayır; Allah, inkÂrlarından dolayı onları lanetlemiştir. Bundan dolayı pek azı iman eder. (Bakara Suresi, 88)


ARALARINDA İMAN EDENLER DE VARDIR

Şuphesiz, iman edenler(le) yahudiler, hristiyanlar ve sabiiler(den kim) Allah’a ve ahiret gunune iman eder ve salih amellerde bulunursa, artık onların Allah katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (Bakara Suresi, 62)


Biraz uzun Ama Arkadaşlar Bulduğumu Yazdım ALLAH-U EKBER...
__________________