Soru: Doksan’lı yıllarda Musabık Vucut geliştirmecilerin Synthol kullanımı konuşuluyordu bugun ise modası gecmiş goruluyor. Musabık vucut geliştirmeciler icin Synthol’un kullanımı hangi derecede kalıyor? Antrenor: Synthol hicbir zaman moda ya gecmedi. Bazı bolgeleri duzeltmek icin bugun yağ’ın kullanımı, eskiye gore daha gelişmiş durumda. Sporcular kullanım konusunda cok daha iyi duruma geldiler. Doksanlı yıllarda gencler Synthol ile oynarken, musabakada her tur boktan tipler gorduk: Vucut geliştirmecilerde Omuzlarda 12 kafalı kas kutlesi, 5 pazu dikliği gibi. Bugun bile amator cevresinde Synthol’un abartırılarak kullanıldığını gorursunuz. Şimdi daha bilincli alındığı icin “Synthol kazası” goremiyorsunuz. Tekrar gundeme gelmesinin bir sebebi de, ortalama vucut geliştirmecilerin Synthol kullanımı sonucunda etkiyi tam gormeleridir. Eski uyanık Synthol kullanıcılarından bazıları zayıf kas gruplarına 1-2 şişe Synthol alarak kasların şişmesini sağlıyor ve bir daha da synthol almasına gerek duymayacağını duşunuyor. Kulağa hoş geliyor ama bu boyle değil. Uzun sureli etki gormek icin kasları esnetmek zorundasınız. Bu bir, sıkca enjeksiyonu kapsayan aylarca suren hatta yılı bulan bir surectir. Uzun sureli kullanımda etkisi olumlu yansıyor ve burada enjekte edilen yağ deposu, kaslarla kendisini ortuyor. Ben araştırmalarımda kaslara enjekte edilen yağların androjen rezeptorlerini artırdığını ve bu yuzden de steroidlerle bağlantı kurup başka bir yol cizerek zayıf kas gruplarını duzelttiğini gordum. Kısacası, Synthol kullanımı ozellikle vucut geliştirme alanında hala en cok sevilen ve akıllı bir yol gosterici olduğu, doğru ve uzun sure yeterlilik sağlayıcı etkisi bulunduğunu soylemek istiyorum. Soru: Duyduğuma gore, Top Profesyonel sporcuların genetiği bu alanda uygun duşmesinden dolayı ilacları amator branşa nazaran daha az kullandığı soyleniyor. Musabakaya hazırlanan Top Profesyonel bir sporcunun ornek planı nasıl goruluyor? Antrenor: Gerceğini soylemek gerekirse, bu mesele cok değişkenli bir durum. Bazıları bolca ilac alıyor (haftalık 5 gram uzeri Testosteron, diğer Anabolizan ve tabletler), bazıları da duşuk miktarda ilac kullanıyor – Haftalık 2-2,5gram, ki ben bu dozları dengeli goruyorum. Standarta bağlamış dengeli bir sezon dışı hazırlık donemi şoyle gorulebilir: • Testosteron (uzun sureli Ester, Sipionat veya Enantat gibi): 1200-1500mg haftalık. • Bir Anabolizan (Boldenon veya Nandrolon): 600-800mg haftalık. • Oral alınan Stanozolol: 50mg gunluk. • Buyume Hormonu: 4-8 IU gunluk. • İnsulin Hormonu: 50IU’ya kadar cıkılabilen gunluk alımlar. Bu bazılarında yuksek veriliyor. Bu ilacların yanında T3, Klenbuterol ve Anti-Ostrojen(Arimidex veya Letrozol) ilaclarıda kombine ediliyor. AAS(Anabolik Androjenik Steroidler) uzerinde duşunulmesi gereken şey, bazılarının bazılarına oranla daha iyi sonuc almasıdır. Sorulması gereken temel soru genetiktir. Bir Vucut geliştirmeci standart dengeli dozlarla sonuca ulaşırken, yanındaki idman arkadaşı araba dolusu ilacla ancak aynı sonuca ulaşabilir. Yuksek dozlarda ilac alanların sonunda sağlık problemleri yaşaması sizi şaşırtmasın. Ama bu her zaman icin gecerli değil. Bazılarını tanıyorum, 400mg haftalık Testosteron ilacla ciddi yan etkilerden şikayetci olurken, diğeri 2000mg dozlarda o kişinin gorduğu yan etkilere sahip oluyor. Bu tamamen şans işidir. Ben sporcularıma sağlık sorunlarını minimize etmek icin surekli kan ve kan basınclarını kontrol etmelerini oneriyorum. Yalan soyleyecek değilim: bu sağlıklı bir spor değildir. Vucut geliştirme, doğal kozmetik bir goruntudur – bir vucut geliştirmeci dışarıdan cok iyi gorulur, fakat vucudunda olup bitenler tamamen başka bir hikayedir. Biz hepimiz yaşamımızı kendimiz seciyoruz ve bircokları sigara ve alkol ile zaman gecirirler ve hicbir şeye ulaşamazlar ve kendi kaderleri kendi elindedir – omurlerinin kısalacağını bilmelerine rağmen. Soru: Sporcularınız, musabaka oncesi antrenmanlarına sıkıca, dikkat ediyorlar mı? Yuksek tekrarlı calışmanın kasları define etmediğini biliyorum ama beni ilgilendiren mesele, musabaka icin beslenirken bu sporcuların nasıl antrenman duzenini kurduklarıdır. Antrenor: Musabaka hazırlık idman programı hazırlayan meslektaşlarımın aksine, sporcularımı antrenman programı uzerine ne yapmak istedikleri konusunda serbest bırakıyorum. Diyet zamanı delice bir şey yapmadıkları surece antrenmanların buyuk bir rolu bulunmaz. Diyet zamanında ağırlık antrenmanlarda temel hedef, kasları doğru orantıda muhafaza etmek, buna destek olarak kardiyo idman ve kondisyonel gelişim icin gıda takviyeleri ile ilgilenmek. Kasları uyarmak icin yeterli oranda ağır ve sıkı calışıldığı surece her şey yolunda gider. Antrenorler icin oluşan bu sektorde, kasları şoklama adına cok farklı egzersizler uygulatılıyor. Fakat diyet zamanı, sporcuların coğu istedikleri kas inşa edemeyecektir ve bu acıdan bu tur uygulamaları yaptıran antrenorleri şarlatan olarak goruyorum. Sana topu getiren bayanla devam dans etmelisin. Kişi, kasları geliştirmek adına temelde uyguladığı sistem ve antrenmanına devam etmeli. Kasları kontrol altına almak icin bu onun en iyi metodudur. Soru: Eğer Sporcun, zamanlamanın gerisinde kaldıysa, ne yaparsın? Antrenor: Gayet basit. Onu hemen atıyorum ve musabakaya idman programları hazırlayan modern Guru’lara gonderiyorum.(guluşmeler) Tamam, şaka bir yana. Bazen bir oğrenci yanıma gelir, formda değildir ve musabakaya girmek ister, ki bu kişi o vakte kadar forma gireceğine inanmaz. Ortalama boyle gecer. Boyle kişilere ben, bir delilik yapıp ve kendisini oldurmemesi icin bir sonraki musabakaya girmesini oneririm. Musabakaya hazırlanması icin iki ay oncesinden diyete başlaması gerekir. Yağları yakmak icin yapılması gereken birkac şey var. Orneğin kısa zamanlı ketojen diyeti(karbonhidratsız diyet) veya abartılı kardiyo ve gıda takviyeli. Ben bu şeyleri abartmaların hayranı değilim. Aşırı ilaveler her zaman guvensizdir. Sonucu onceden tahmin etmek zor ve yan etkiler az kabul edilebilir. Ancak dozları aşırı artıranlar icin gecerlidir. Ben, orneğin 16 hafta zamanı bulunan bir sporcuyu 80mcg Clenbuterol ve 75mcg T3 ilaclarının dozunu artırmadan forma sokabilirim. Eğer bu zamanlama 8 haftaya inmişse, bu durumda ilacların dozunu ikiye katlamalıyım(150-200mcg Clenbuterol ve 150mcg T3). Bu dozlar Kalbi kuvvetlice etkiler ve Guatr hormonunu allak bullak eder. Cok kuvvetli bir şekilde kalori oranını duşurur ve gunlerce kardiyo idmanı kombine edilirse, karşına kendini berbat hisseden bir sporcu profili cıkartır. Bu kesinlikle ama kesinlikle benim stilim değildir. En iyi yol, başarı sağlayabilecek şekilde kendi performansını tartma ve kendine uygun musabaka secmekle başlar ve bu doğrultuda formu hazırlamakla sonuca gidilir. Ben sporcularıma her zaman şampiyonluk icin zamana ihtiyacı olduklarını soyluyorum. Bende belki mucize etkileri gormek isterim ama ben bir sanatcıyım. Gercek sanatcılar işini sıkıştırmaya almaz. Soru: 90’lı yıllardaki vucutcuların omuz, goğus, kol ve bacaklarında cizgiler vardı ama bugunku sporcularda aynı cizgiler olmasına rağmen daha yumuşak gorunuyor. Eski ile yeni goruntuler kalite anlamında karşılaştırılırsa hangisi daha etkili? Burada yağ enjeksiyonları mı yada İnsulin enjeksiyonu mu sorumlu? Antrenor: Bu konu vucut geliştirme cevresinde keskin bir gozlem ve yığın dolu bir tartışmayı oluşturuyor. Bazı vucut geliştirme hayranları eski doksanlı yılların sert gorunumunu beğenirken bazılarıda o goruntuleri aşırı bulabiliyor. Eleştirebiliyor. Bugun ama her şey hacim, hacim ve daha fazla hacim’e dondu- ne kadar fazla inşa edebilirsen, o kadar az hata gozlemleniyor. 1992 senesindeki Dorian Yates ile 2010 senesinde ki şampiyon Jay Cutler’i kıyaslamak yeterli. Dorian’ı sadece 1992 ile 1995 arasındaki farkını kıyaslayın ve gorun, o vakit ne demek istediğimi anlayacaksınız. Basitce şoyle soyleyelim, doksanlı yılların vucutcuları ile bugunku vucutcular arasında odule koşmak icin hacim yolu goruluyor. Buna ulaşmak icinde yuksek dozlarda butun ilaclar (ozellikle İnsulin ve Buyume Hormonu), Sezon haricinde bolca gıda alımları(eski sporcular butun sene boyunca zayıf ve formunda kalıyorlardı) ve kronik yağ enjeksiyonları(Synthol gibi) kullanımı ve tabi yanında kaslara direk olarak Anabolik Androjenik Steroidler. Eskiden sporcular kuvvetli diuretiklerde kullandı(O yıllarda Lasix cok populerdi ve yaygınca alınırdı. Bugun kullananların sayısı cok az). Sporcunun sıkı ve daha fazla define gorulmesine sebep oluyordu. Bazı sporcular, hacim aldıklarında aynı eski yıllarda şampiyon sporcularda olduğu gibi detaylıca bir cizgiye sahip olacağını duşunurler. Eğer inancınız, podyumda 115kilogram ağırlıkla cıkmaksa, eskilerdeki gibi aynı formda sahneye cıkamayacağınızı bilmelisiniz. Bir 95 kilogramlık kemiklerine kadar defineli bir sporcu gibi yapıya ulaşamazsınız. Hangisi daha iyi? Bu goruş meselesidir. Benim gorevim, sporcuyu musabık hale getirip podyumda pazarlamak ve bugun ki şartlar icerisinde kazanmasını sağlamaktır ve 15 sene onceki şartlara gore podyuma sokmak değil. Bugunki goruntu hacimli ama kıyaslamada daha yumuşak ve benim uygulamalarım bu goruşe gore doğru uyarlanmıştır. Bundan hoşlanıyormuyum? Cocuklar buna uygun bana “Oyunculardan nefret etme, sadece oyundan nefret et” dediler. Soru: Bugunku Top Sporcularda DNP (Dinitrophenol) maddesi nasıl seviliyor? Antrenor: Bugun de bazı Musabık sporcuların bu maddeyi kullandığını biliyorum ama ben oğrencilerimin kullanmasına izin vermiyorum. DNP, başka alanda uretilmiş madde olarak tanımlanır ve endustriyel cevrede TNT’yi tutuşturmak(ateşlemek) icin kullanılır. Metabolizmadaki termojen seviyesini şaşırtıcı bir şekilde %50 oranında artırır ve kullanıcılar bir haftada 4 kilogram’dan fazla yağ kayıp ettiklerini bildirirler. Aynı oranda cok tehlikeli ve DNP ile vucudun ısısı artırılıyor. Yuksek cıtalara tırmandırılması sağlanıyor. Acıkca soylemeliyim ki, ben bunun hayranı değilim. Her şeye rağmen yinede bazı kişiler bu maddeden elini cekemiyor ve kendisini sağlama almak icin bu yolu seciyor. Bugunku sevilen metot, duşuk dozda( gunluk 250mg) uzun zaman icerisinde (haftalarca, hatta aylarca) alınıyor. Yuksek dozda alındığında kısa zaman icerisinde kullanılıyor. Bu maddeyi kullananlara bakıyorum ve takip ediyorum. “Hızlı yağ kaybet” sozuyle propaganda yapılıyor. Diyeti maskeleyerek- maskelenmemesi gereken bir şey- veya zor yağ kaybetme durumunda ne yapacağını bilmeyenlerin hedefinde iyi gorulebilmek adına dengesizce kullanan kişilerin acizliği olduğunu goruyorum. Yağ eritmek icin daha iyi (ve sağlıklı) yol var ve ben sporcularımı bu yolda tutuyorum. Soru: Testosteron maddesi, Musabaka gunune kadar alınıyor mu? Vucuda su depolanma riski ne durumda goruluyor? Antrenor: Musabaka gunune 4 hafta kala, sporcular Testosteron’un uzun esteri olan Enantat(enanthat) veya Sipionat(cypionat) maddelerinden kısa esterli olan Propionat veya testosteron Suspension’a geciyorlar. Ben bu sisteme cokda bağımlı değilim. Bir insan ya zayıftır veya değildir. Su kalıntıları, musabakaya kısa bir zaman kala nasıl olsa su atıcılarla(diuretik) vucuttan atılıyor. Bazı sporcular sıkca yapılan enjeksiyondan kotu bir goruntuye sahip oluyorlar( bolgede iğne izleri gibi). Bu kişiler icin son 4 haftada sıkca enjeksiyon yerine uzun vadeli testosteron kullanmaları akıllıca olur. Ve tabiî ki ağız yoluyla alınan musabaka oncesi Stanozolol(winstrol), Oksandrolon(anavar) ve Fluoksimesterolon(halotestin) maddelerine gecebilirler. Soylenen “uzun esterler kuvvetlice su depolar” sozu bana gore pek gecerliliğini korumuyor. Ben sporcularıma dengeli bir şekilde Enantat ve Sipionat maddelerini musabaka gunune kadar kullandırıyorum ve o sporcular musabakada en sıkı ve kuru sporcular seciliyor. Soru: Musabık Vucutcular, Steroidlere hic mola veriyorlar mı? Antrenor: Hayır. İşini ciddiye alan musabıklar butun seneyi steroidle gecirir ve musabaka dışındaki zamanlarda ilaclarının dozunu duşururler. Sporcuların bircoğu, konuk olarak poz veriyorlar(gast posing). Bunu gelirlerini duzenlemek ve iyi gorulmek icin yapıyorlar. Hic kimse ama gercektende hic kimse, yağlı vucutta bir konuk sporcuyu gormek istemez(gast posing). Bir yılda defalarca musabakaya ve bir o kadarda konuk sporcu olarak podyuma cıkıyorsanız, ilaclara mola veremiyorsunuz. Hormon iniş cıkışı yuzunden steroid kullananların ciddi sağlık problemleri yaşamaması icin ilacların alımını duşurmeyi tavsiye ediyorum. Bircok sporcunun soylediği gibi bu bir nevi “Blast and Cruise” metodudur. Musabakaya hazırlandıklarında bazı vucut geliştirmeciler dozları artırır (Blast). İki musabaka arasında gecen molalarda ise dozlar duşurulur(Cruise). (Maddi olarak karşılayabilen bircok sporcu, butun bir seneyi Buyume hormonu ile gecirir). “Cruise” kişiler dozlarını 300-500mg haftalık Testosteron, 200mg Nandrolon(deca) veya Boldenon ve 1-2 I.U gunluk Buyume hormonu şeklinde alır. Bazıları bu Cruise dozları gorunce kendisine şoyle diyebilir “ama bu benim son kurumden cok daha fazla.” Tebrikler. Bu durumda benimle kontakt kurun ve o kişiyi Mr. Olympia 2011’e hazırlayayım. Soru: İlac uzmanı Antrenor olarak, Anabolik Androjenik Steroidlerden olen kac insan gordun? Veya Anabolik steroidleri doğru ve yanlış kullanarak, kac sporcu sağlık sorunu yaşadı? Antrenor: Vaauv, bu tam bir av sorusuydu. Sen Geraldo Rivera’mısın? Ben bunun gibi sorulardan nefret ediyorum. Cunku vucut geliştirme sporunda boyle cehalet ve riyakarca duşunceler tekrar yansıyor. Şoyle duşunmek gerekir: eğer birisi NASCAR koşusunda olse, o kişi kahraman ilan edildiği gibi uyguladığı spor dalı da olumsuzleşir. Eğer birisi Vucut geliştirme odulunu almak icin caba gosterirken olse, o zaman bu mesele delice ve egoistlik olarak gorulur ve “o kişi hak ettiği şeyi aldığını duşunulur”. Bana bu soruyu sorduğun icin cevaplayacağım. Ben kendi acımdan tecrubelerime dayanarak şunu soyleyebilirim; vucut geliştirme sporcularından olenlerin coğunluğu genetik temellere dayanıyor (kalp problemi gibi) ve anabolik steroidlerin uzun kullanımında kan basıncı, kandaki yağ değerleri ve buna benzer onemli markalara onem verilmemesinden kaynaklanıyor. Sorunun diğer bolumune gecersek, ben sağlıklarını uzun sure anabolik steroid kullanan insanların tehlikeye attığını gormedim. 10-20 yıl sonra yuksek dozda ilac kullanan ve diğer bircok farmakolojik ilaclar kombine eden sporcuların durumları her zaman etkileyici olacak ve bizi takip ettirecek. Benim icin kişinin nasıl duşunce oluşturduğu onemlidir. Soru icin tekrar teşekkur ederim Bay Rivera. İtiraf etmeliyim ki, muşterinizin suratına sandalye ile carpma gibi bu tip klasik klipleri gormeyi hala seviyorum. Birileri gelip bana You tube’un tamamen zaman geciren boş bir şey olduğundan bahsetsin. Soru: Antrenor, senin uzmanlık alanına giriyor mu bilmiyorum ama “Kuvvetlilik=Hacimli” kavramı karşısında kıyasla hafif ağırlıklarla calışma, yuksek volum ve ceşitli acılarla uyarma gibi antrenmanları nasıl goruyorsun? Ben bunun bireysel sorun olduğunu duşunuyorum ama beni, senin bu konudaki duşuncelerin ilgilendiriyor. Sen ne duşunuyorsun? Antrenor: Kuvvet antrenmanın, ilerlemiş sporculara oranla yeni başlayanlar icin daha onemli olduğunu duşunuyorum. Eğer temelde sağlam kuvvet inşa edildiyse, kas gelişmesine ulaşmak icin bir cok yol bulunur ve yuksek volum( fazla set ve tekrarlar), set arası kısa molalar, setleri devam etmek icin ceşitli metotlar( artırmalı setler, değişmeli setler) gibi uygulamalar da artırılabilir. Ayrıca kuvvet, norolojik bir meseledir. Eğer Kuvvet’e konsantre olup duşuk tekrarlarla calışılırsa, guclu olunur ama fazla hacimli olunamaz. Bu konuda vucudumuz akıllıdır. Genetik sınırlara yaklaştığınızda vucudunuzun buyumesi icin yeni şeylere ulaşması gerekiyor. Fazla ağırlık kaldırmak, buyumeyi uyarma adına sadece bir yol, fakat sıkca sakatlığı getirme adına da eşdeğerde bir yoldur. Eğer praktik olarak her yuksek ağırlık kaldıran şampiyon Vucut geliştirmecileri duşunecek olursanız, herhangi bir sakatlıkla kariyerini bitirdiği veya ciddi sakatlıkla kariyerini sonlandırdığı gorulur. Eğer musabaka kazanma ve podyuma misafir(şov) olarak cıkarak kazanc elde ediyorsanız ama bunun karşısına yırtılan pazu(bizeps), arkakol(trizeps) veya goğus kasları varsa o zaman cok anlam ifade eden bir durum olduğunu anlarsınız. Eğer siz hafif ve guvenli ağırlıklarla aynı sonuca ulaşabiliyorsanız, neden bunu yapmayasınız ki? Soru: Peptitlerden GHRP-2/GHRP-6, Sermorelin vb. maddelerin Vucut geliştirme veya kozmetik duzenlemeler sağlama konusunda senin duşuncelerini duymak istiyorum. Antrenor: Bu kısa soruya, benimde kısa cevap vereceğim bir konu. Ben bu konu uzerinde gereğinden fazla uğraşmadım. Bunun sebebi, gercek buyume hormonun(oğrencilerin %99’u kullanıyor) yerine gecememesidir. Neden bunun uzerine duşuneyim ki? Ben, bunların kullanılmasından dolayı işe yaramayacağını vurgulamıyorum. Yalnız ben kendi terazimi ve sporcularımda kalıcı sonuclar doğurması icin bildiğimi uyguluyorum. Soru: Ben senin uygulamalarını ve Diyet duzenlemelerinde T3, Klenbuterol, Albuterol ve iştah kapatıcı gibi maddelerin etki duzeyini, nasıl etki ettiğini ve kombinelerde nasıl sonuc verdiğini senden duymak istiyorum. Antrenor: Vauuv, yine icinde olduğum başka bir soru daha mı? T3, musabakaya hazırlıklarda eğer ki ideal bir vucut ısısına ulaşma gibi sorun yoksa ve metabolizma ile oynamada bir endişesi bulunmayanlar haricindekiler icin iğrenc bir maddedir. Bu durumlarda faydasından ziyade hasarı daha fazladır. Klenbuterol meselesinde, musabık vucut geliştirmecilerin praktikte hepsi kullanır. Musabakaya hazırlanırken(genelde son 10 ile 12 hafta kala) Klenbuterol maddesini kimileri devre devre kullanır ve bazıları da uzun zamanda musabaka gunune kadar uzatır. Dozlar bu alanlarda yukselir ve musabaka sonrası yavaşca dozlar duşurulur. Devre devre klenbuterol alımlarda (bir cok yontem bulunur – 2 hafta kullan, 2 hafta kullanma; 1 hafta kullan, 1 hafta kullanma; 3 gun kullan, 3 gun kullanma) suyun atılması geciktirilir ki musabakaya hazırlıkta bunu sinir edici buluyorum. Bu şekilde alımları gerekli gormuyorum ve sabit dozda uzun kullanımları daha iyi etki ediyor. İştah kapatıcıya geldiğimizde, en kuru ve en guclu vucut geliştirmeciler de aşırı acıkırlar ve musabakaya hazırlıklarında iştah kapatıcılarla yardım gorerek acıkma hissini bastırırlar. Ben bu sevilen iştah kapatıcı ilacların buyuk avukatcısı değilim. Yalnız benim sporcularım nikotin sakızını ilgiyle kullanırlar. Bazıları tadını da beğenir. Kokamin(chocamine) ise bir başka sağlam iştah kapatıcıdır. Gun sonunda sporcularıma bunun bir diyet olduğunu soylerim. İnsan zaman zaman aclığı, gucsuz olmayı ve buyuk oranda bir zaman sınırlanmış gıda secimi ile burnuna kadar gelmeyi hissedecek. Eğer bir yolda bazı zorlukların cıkması ve onlarla baş etmeyi beceremiyorsanız o zaman apış aranızda birkac tane yumurta buyutmesini veya Musabaka şans oyunlarını oneririm. Bu alanda diyete gerek yok ve eğer ki saymasını ve alfabeyi biliyorsanız, o vakit siz bu yarışın icerisindesiniz. Soru: Antrenor, haftalık 400mg Testosteron gibi duşuk dozlu kurde “en kotu yan etki” olarak neler goruyorsun bunu oğrenmek istiyorum. Ve vucut geliştirmeciler yuksek kan basıncı(tansiyon) problemlerini yuksek dozlu kurlerle nasıl baş ediyorlar? Antrenor: İnanırsınız veya inanmazsınız ama bazı sporcular boyle duşuk dozlarda jinekomasti ve cok şikayet edilen kotu akneye sahip oluyor. Bu şikayet konusu durum gercektende aslında genetik alandan ileri geliyor. Bazıları yuksek dozlar kullanır ve hicbir problem yaşamaz. Sodyum alımını duşuren ak diken bitkisi ve biraz kardiyo idman da(şu zamanlarda kimse uygulamıyor) deneyebilirsiniz. Gunun sonunda bu olay tamamen şans işidir. Biz butun ciddi sağlık sorunları yaşamayan bir avuc ilac kullanan veya kendisini sarhoş eden sporcuları tanıyoruz. Bunun tersi olanlarını da tanıyoruz. Soru: Hey Antrenor, İnsulin’in gundemdeki tekniklerle kullanımı beni ilgilendiriyor. Orneğin Buyume Hormonu İle kombine edilmesi, GHRP/GHRH ile kombine edilmesi ve yuksek protein-duşuk karbonhidrat diyetleriyle ufak dozlarda kullanımı gibi. Bu tekniklerdeki yeni duşunceleri nasıl goruyorsun? Senin bu konudaki goruşunu ozellikle duymak istiyorum. Antrenor: Bazıları bircok meseleyi vucut geliştirme cevresinde cok karışık hale getiriyor. İnsulin ve Buyume hormonu birbirinden ayrılmaz ama bircok klavye Guru’ları, saniyelik saat farklarıyla gunluk 26 enjeksiyon gibi akıllıca yapıldığı duşunulen karışık doz şemasıyla normal gunluk bir enjeksiyon alınmasından cok daha iyi olduğunu duşunuyorlar. Ben sporcularımda gunluk bir veya iki Buyume Hormonu enjeksiyonunda(once sabah ve bazen de idman sonrası veya akşam vakti) kalıyorum ve İnsulinler de sabah kahvaltıda bir enjeksiyon ve sonraki zamanlarda diğer enjeksiyonlar. Saniyelik dakikalık saat tutmaya ve EXCEL tabela kurmaya gerek yok. Bugun cok sevilmesine rağmen ben İnsulin’in idman oncesi yada idman sonrası alınması yonunde iyi bir yandaş değilim. Ben boyle alınması yonunde mecburiyet olduğunu duşunmuyorum ve doz ayarında yada zamanlamada hata yapılırsa buyuk tehlikeler doğurabilir. Ben her zaman istenilen sonucu elde etmek icin basit ve guvenilir metotları arıyorum. Surekli uygulanılan şeyler en etkili metodu ortaya koyduğunu bir bilsen, şaşırırsın. Vucut geliştirme’de kaplumbağalar her zaman Tavşanı gecer. Her zaman! Diyet zamanında Karbonhidrat yuklemesine kadar İnsulin’den tamamen kacıyorum ve sadece bazı sporcularımda İnsulin’i kullanırım(cok hızlı metabolizması olanlar). Diyet zamanında Buyume Hormonu Allah’ın bizlere hediyesidir. Sabit bir doz ile sabah kardiyosundan once buyume hormonu alanlar, almayanlara oranla daha fazla yağ yakar. Belki aradığın Guru cevaplarından birisi olmadığı icin uzgunum. Orneğin “ben 2,6 IU Buyume Hormonu peptit A567 Pazartesi, Carşamba, Perşembe ve 5,6 IU İnsulin 9 gram Karbonhidrat hesabına gore gunduz vakitleri kullanıyorum.” Gerceğini soylemek gerekirse, bu tamamen saf bir okuzluk. Profesyonellerin boyle şeylere ihtiyacı yok ve o halde neden birileri boyle şeylere ihtiyac duysun? Soru: Bu zamanlarda bazı Guru ların duşuncelerinde en iyi musabakaya hazırlık hocalarının uygulattıkları “karbonhidrat savaşı” uzerine bir soru sormak istiyorum. Bir Guru, ketojen diyeti buyuk sozlerle savunurken, diğeri ise sporcularına tonlarca karbonhidrat yediriyor ve az kardiyo yaparak yinede zayıf kalıyorlar. Antrenor: Ben diğer Musabakaya hazırlayan hocalar hakkında fazla bir şey soyleyemem. Bircok sporcu bu meseleyi olduğundan daha cok, acıkca fazla siyah ve beyaz yapıyor. Diyet esnasında sporcularımın bir bolumune Karbonhidrat veriyorum, eğer vaziyet iyi gidiyorsa, bu durumda karbonhidratlardan korkup terk etmeme gerek kalmıyor. Aslında mesele kişiye ve vaziyete gore şekilleniyor. Kişi ne yapacağını bilirse, her iki diyet ceşidi de ihtiyac cantasında yer alır. Ketojen diyeti eklendiğinde, musabaka oncesi Karbonhidrat yuklemesi yapılması gerekir. Bu yapılmazsa, aşırı duz ve kaslı gorulur. Yeterince Karbonhidrat yuklemesi yapmamış bir musabakacının bir mil geriden gorduğumde tanırım ve bunu gulmesiyle yada eline kupayı almasından dolayı değil. Her şeye rağmen ketojen diyette yukleme yapılırken az karbonhidrat alınır. Her şey takip edilmeli ve onemli denge ile uyuşmalar bulmalıdır. Soru: Şu zamanda Musabakaya hazırlık cevresinde takip ettiğin seni urkuten şeyler nelerdir? Ve en delice olanı nedir? Antrenor: Boyle soruları seviyorum. En urkutucu olan? Cok basit olarak bugunku zamanda alınan dozlar her zaman fazlaca etkiliyor. İnsulinler gunluk 100 IU, Buyume Hormonu gunluk 50 IU, T3 200mcg, Klenbuterol 300mcg, Trenbolon 2000mg haftalık ve Testosteron 5ile 6000mg haftalık. Butun bu delikanlılar( ve tabiî ki bayanlarda) kendilerinden duşuk doz alan rakiplerinden cok daha iyi gorulmuyor( ve genelde kotuler). Bir ara butun gozler ilk sıraya yerleşmiş sporcuyla kıyaslamalara girildi. Alınan yağ enjeksiyonları hesaplandı. Genetiği unut. Yıllarca yapılan ağır idmanları ve duzgun beslenmeyi unut. Dozları ikiye katla veya uce katla ve sıradaki Ronnie yada Jay sensin. Ozur dilerim arkadaşlar ama bu mesele boyle gercekleşmiyor. Ben bir suru Profesyonellerle calıştım ve boylelerine az da olsa rastladım. Kimse kendi sportif genetik potansiyeline inanmak istemiyor ve bu yuzden ilaclara yoneliyor. Bu en urkutucu olan şey. En delice olanı? Ben şunu soyleyebilirim ki, cok fazla tartıya bakıp fakat yeterince kondisyonel gelişmelerine bakmamalarıdır. Bunlar daha cok amator cevrede gercekleşiyor fakat profesyonelde de sıkca goruyoruz – ozellikle yeni profesyonel sporcular “buyuk sporculara dayanabilmek icin” tonlarca ağırlık inşa etmek zorunda kaldıklarını duşunuyorlar. Kazandıkları Profesyonel lisans formu dışında cok hızlı sıkı definasyon kayıp ediyorlar ve hızlıca “listeye giremedi” bolumune duşuyorlar. Ben vucut ağırlığına dikkat ediyorum ama kişinin nasıl gorulduğu cok daha onemlidir. Hicbir musabaka hakemi, sporcunun vucut ağırlığını sormayacaktır( sadece hangi siklette yarıştığını oğrenmek icin sorar). Eğer formda iseniz(ve ben gercek şampiyon formu kast ediyorum yoksa “Lanet olsun, ben Fitness salonunda koşede ışıklı alanda yukarıdan cok daha iyi şişkin goruyordum” şeklinde duşunenler değil), o zaman podyumda cok daha fazla hacimli gorulursunuz. Tartı, bir diyetin iyi gittiğinin etkisini gosteren bir cihazdır ama yalnız başına cok az şey soyler. Temelde kac tane gıda gecimini sağlayan vucut geliştirmeciler var ki, bu illuzyona kapılıp kurban oluyorlar. (ALINTIDIR). __________________