Zaman!
Ne kıymetlidir Zaman!

Buyuk bir hovardalıkla harcanan
Boşa gecen zamana uzulmek, ruzgÂrı kovalamaya benzer
Gelecekte İnsanların encok arayacağı şeydir, iyi değerlendirilmeyen boş vakitler
Bir İnsan'ın, bir İnsana ayırabileceği en buyuk hediye zamandır
Bende size zamanımı ayırıp, emeğimi mi harcadım ki;
Vakit Gec olmadan, bir takım şeylerin kıymeti biline
Ahlarla, vahlarla dizler dovunulmeye
Mutenahi



Aşağıdaki 3D USG goruntude olduğu gibi
Anne karnındaki bir bebeğin, ağzı, gozu, kulağı, eli, ayağı vardır…




Butun aza ve uzuvları tam tekmil verilmiştir..


HÂlbuki bunların hic birine orada luzumyoktur.
Ana Rahminde cocuk, butun gıdasını Annesine bağlı bir hortumla almaktadır



Şimdi bu cocuk dese ki;
“Ya Rabbi!” Şu hortum bana yetmektedir.




Peki, şu ağza, şu goze, şu kulağa, şu ele, şu ayağa ne gerek var?
Burada hic biri bir işe yaramıyorlar “ dese…



(En doğrusunu O bilir, en doğru cevabı veren de O’dur)
Herhalde Yuce ALLAH’tan şoyle bir cevap alacaktır:



Acele etme ey kulum!
Sınırları belli olan aklının almadığı şeylerle kafanı meşgul etme!..



“Sen, kısa bir sure sonra oyle bir Âleme gideceksin ki;



Burada
“her şeyim”
dediğin hortum, orada hicbir işe yaramayacak, kesilip
atılacak…”


“Luzumsuz sandığın goz, kulak, ağız gibi şeyler de,
en luzumlu uzvun durumuna gececek.”



O cocuk bu gerceklere inanmasa ve bu isteksizliği ve itirazı ile dunyaya gelse,
hakikaten hortumun işe yaramadığını, ebenin onu kesip attığını



Luzumsuz sandığı ağız, goz, kulak gibi organların devreye girdiğini,
onlarsız hayatın idame ettirilemeyeceğini gorse;
İsyan ve itirazının ne kadar yersiz olduğunu anlamaz mı?



Şu anda biz de o cocuk gibi adına Dunya dedikleri bir ananın karnındayız…
ALLAH bilir ki; Dokuz ay, dokuz sene, doksan sene bir başka dunyaya doğacağız…



O Dunyanın adı AHİRET..
Biz şu anda Dunya annemize maddi hortumlarla, midemizle bağlı durumdayız…



Eğer biz “İşte gecinip gidiyoruz.
Ya Rabbi! Şu Namaza, Oruca,





Hacca, Zekata, Dine, İmana, İslama ne luzum vardı?”
dediğimiz takdirde




Rabbimizden şoyle bir cevap alacağız;




-“Ey Kullarım! Kısa bir muddet sonra bu Dunyadan goceceksiniz..
Oyle bir Âleme goturuleceksiniz ki, orada

“Her şeyim”
dediğiniz bu maddi hortumların hic biri işe yaramayacak.”



Orada İnsanlara, ırkına, cinsine, malına mulkune, makam mevkiisine, para servetine, guzelliğine suretine gore değil;




Kalbine, ameline, itikadına ve kendini VAR EDENE Şukrune gore değer verilecek..



Luzumsuz sandığınız, Namaz, Oruc,



Zekat



Hac gibi ibadetler,
en luzumlular zumresinden kabul edilecek..



El, ayak, dil, baş, govde vucut bulacak;



Sonu olmayan zenginlik ve saadet olacak…




Kısacası Cennet olacak..


Eğer biz bilgiclik taslar, bilim cağında olduğumuzu iddia ederek şımarır,



Rabbimizin hikmet lisanıyla buyurduğu bu gercekleri kabul etmez,
Şukursuz bir tembel, sozde alim ve aydın gecinen bir inkÂrcı olarak ahirete gittiğimizde



Gercekleri gorursek; itirazımızın ve isyanımızın ne kadar haksız olduğunu anlamaz mıyız?




Evet pişmanlıkların, keşkelerin ayyuka cıktığı o buyuk hesap gununde kurtulanlardan olmak icin,




Bu dunyaya geliş amacımıza uygun yaşamalı, YARATICIMIZI tanımalı



Şair'in "Sen kıvrıl ben gideyim son Peygamber kılavuz!"
dediği gibi
Resûlunu kılavuz edinmeliyiz



Vucut ve azalarımızı yaratılışına uygun kullanarak onları bize Verene halis şukrumuzu eda etmeliyiz






Metin: Alıntı olup duzenleme şahsıma aittir
Muzik: Hans Zimmer-Time(Zaman)

@CyberiAn; @President; @Patron; @EDEP; @Necrophos; @By_Diegones; @Derin Sızı; @Gokturk; @Bellatrix; @Syndra; @oysasevindeditanri; @Eincho; @Emrekrcl; @Tabir-i Caiz; @Yasin; @TR Burak; @LastDuty; @aytolga0; @CheeRs Baby;

__________________