DERD-İ MEVLÂ

Bu gece ilk namaza niyetlendiğim gunu hatırladım. Tum tuylerime gul kokusu serpilmiş gibiydim. Titriyor, salınıyor, dalıyor, uhrevi alemlere dalıyordum. Mescit pek muntehiydi. Soğuk yel arasına tat veren latif bir meltem gibi huzur vermiştin o an. Uzunca durup kıyamda, ne de hoş guldun Allah'ım bana. Guneşi verip elime ısıttınız o gece. Kudretinizle okşayıp optunuz oylece. Karşı konulmaz yuceliğinize Efendim. Hasretinizden titrer dilim. Bir lafzınızı duysam kasvetli bir ah ederim. Niyazdan yerlere serildim. Yitirdim sevdanıza soz getirdim. Alnım değdi yere sonrasında delirdim. Kanlı bir gozyaşı ile aşkına geldim. Affet efendim. Affediniz efendim.

Oturup diz uztune nur cemalinizi izlerim. Haya etmeyiniz, bakınız efendim. Sizin uğruna alınır nefes verilir can. Kırgın olmayınız gulunuz efendim. Kalbimizde delice dolaşır kan. Hamd eder durur her an. Saatlerdir eriyor canım, dinmiyor artıyor ahım. Goğumde sitemkar damlalar topladım.

Oyle bir sayha ki cınlanır zarım. Ey İlahi! Aşkına boyun bağladım. Okşayınız cÂnÂnım; size oyle muhtacım. Bir gonul icine girip neden gelmiyorsunuz? Kabahatim kadar yakarışım yoktur. Duşunup Allah'ı sağ kalan yoktur. Bana bağır, beni yak, beni oldur ne olur? Bir katre sevginle olur her yer gul.

Sağıma baktım sen. Soluma baktım sen. Eğdim başımı sen. Yukarıda sen. Olmadığın yer yok da n'olur gelsen. Olur mu Ya Rab bu halde olsem?! Seni en cok sevdiğim anda hicret edip rÂhına varsam. Bu heyecan ne ağırdır, boş verelim dunyayı. Rızan ne zamandır?

SehÂvet
13.03.2018
__________________