İtaatin Fazileti



Bilesin ki. Allah (C.C)'a ibadet etmek butun iyiliklerin toplamidir. Ulu Allah (C.C.) Kur'an-i Kerim'in bir cok Âyetinde kullari buna tesvik etmis, insanlari nefislerin karanliklarindan cikarip Allah (C.C)'i tanimanin aydinligina kavussunlar ve Allah (C.C)'dan korkanlar icin, icinde hic bir gozun gormedigi, hic bir kulagin isitmedigi ve hic kimsenin hayalinden gecmemis olan nimetlerin hazirlanmis oldugu cennete girebilsinler diye Ulu Allah (C.C), peygamberleri gondererek insanlari ibadet etmeye cagirmistir.

Cûnki insanlar bosu bosuna yaratilmamislardir. Tersine kotuluk isleyenler isledikleri kotulugun karsiligini gorsun ve iyilik yapanlar iyilikle mukÂfatlansinlar diye yaratilmislardir. Allah (C.C)'in kullarin ibadetine ihtiyaci yoktur, insanlarin O'na karsi gelmesi O'na ne bir zarar verebilr ve ne de uluguna bir eksiklik getirebilir.

«— Eger butun insanlar kendilerini buyuk gorup Allah (C.C)'a kulluk etmekten vazgecerlerse bilmis olsunlar ki Rabb'inm katinda bulunanlar (melekler) gecegunduz. hic bikmadan O'nu tesbih ederler», «Iyilik isleyen kendine isler, kotuluk yapan da kendi zararina yapmis olur. Allah (C.C)'in hic bir seye ihtiyaci yoktur, fakir olan sizlersiniz. »



Sasilir ki. icimizden biri bir kole satin alinca, onun gereken hizmeti seve seve yapmasini, belirli ve degeri onemsiz bir maden karsiliginda ona sahip olan efendisinin her emrine boyun egmesini ister. Bir hata yuzunden koleyi gozunden dusurur, ona ofkelenir, belki de ya ucretini keser, ya da onu kovar, veya satisa cikarir.

O halde bize ne oluyor da bizi yoktan var ederek en mukemmel kivama getiren yagmur tanesi sayisinca kusur isledigimiz halde, yokluklari helakimiz demek olan nice nimet ve destegini bizden alikoymayan gercek efendimize ibadet etmiyoruz. Bizleri bir kusurumuz uzerine yakalayip hesaplasmaya cekebilecegi halde muhlet verirsek bizde tevbe edelim de kusurumuzu bagislasin, kabahatimizi ortsun.

Aklin basinda olan kimse ibadete lÂyik olan Rabb'ini tanimakta ve butun varligi ile O'na yonelerek rizasini dilemekte gecikmez. Her isledigi gunahtan tevbe ederek yaraticisina siginir, O'nun rahmetinden hic bir zaman umut kesmez, nimetlerine sukrederek sevgisini arar ve buna devam ederek ola ki. O'nun sevgisini kazananlarin defterini yazilir da, kendisi efendisine kavusmaya arzulu efendisi ise onu yanina almaktan daha arzulu iken olur.



Ebu DerdÂ, KÂ'b Ibni Ahbar'a (R. Anhuma): «Bana Tevrat'taki Âyetlerin en ozlusunu bildir» dedi. KÂ'b da ona soyle cevap verdi:

Allah (C.C) buyurur ki: "iyi kullar bana kavusmayi uzun muddet ozler, ben de onlara kavusmayi daha siddet ite ozlerim." Bu Âyetin yanibasinda da sunlar yazilidir:
"Seni arayan bulur, benden baskasini arayan beni bulamaz."



Ebu Derd (R.A.) der ki «Peygamber'imizin (S.A.S.) boyle buyururken isittigime kendim sahidim:


Hz. Davud (A.S) hakkinda varit olan haberlere gore ulu Allah (C.C.) ona buyurdu ki:

«— Ey Davud! Yer yuzu halkina bildir ki, beni seveni ben de severim. Benim ile oturanin ben de yoldasiyim. Benim zikrimi aliskanlik haline getirenin yakiniyim. Beni arkadas edinenin arkadasiyim. Beni seceni ben de tercih ederim. Bana itaat edenin ben de dilegini yerine getiririm. Beni sevdigini kalbinden kesinlikle ogrendigim kulu mutlaka kendime kabul eder, onu hic bir canli yarattigimin gosteremedigi derecede ileri bir sevgi ile severim. Beni gercekten arayan bulur, benden baskasinin pesinde olan beni bulamaz.

Ey yer halki, etkisi altinda bulundugunuz aldanistan siyrilarak benim yolumda olmayi araysniz ki, ben de size yakin olayim ve bir en once size sevgimi nasib edeyim.

Cunki ben sevdiklerimi Halilim ibrehim, Neciyyîm Musa ve Safiyyim Muhammed'in mayalari ile bir yarattim. Beni ozleyenlerin kalbini nurumdan yaratarak celÂlim ile besledim.»






Seleften bir zattan rivayet olunduguna gore ulu Allah (C.C.) siddiklardan birine soyle vahyetti:

"Benim oyle kullarim vardir ki, beni severler, ben de onlari severim. Onlar beni ozler, ben de onlari ozlerim. Onlar beni zikr eder, ben de onlarin zikrine mukabele ederim. Onlar bana bakar, ben de onlara bakarim. Eger sende onlarin yolunu tutarsan seni de severim, onlardan ayri dusersen, gozumden dusersin.»

Siddik kul Allah (C.C)'a: «YÂ Rabb'i, onlarin alÂmetleri nelerdin» diye sordu.

Ulu Allah (C.C) siddik kuluna soyle buyurdu:



"Musfik bir coban, surusunu nasil gunesten esirgerse onun gibi gunduzleri golgelere siginirlar. Gunesin batmasini dort gozle bekleyip gun batar - batmaz hemen yuvasina ucan kusun sabirsizligi ile gunun batmasini beklerler. Gece basar karanlik coker, yataklar serilir, koltuklar kurulur ve herkes sevdigi ile basbasa kalir kalmaz ayaktan uzerine dikilip yuz ustu yere serilerek benim kelÂmim ile bana yalvarmaya koyulurlar. Onlara verdigim nimetlere karsilik bana sadakat arzederler.

GÂh feryad ederler, gÂh sessizce gozyasi dokerler. Gah, ahu vah ederler gÂh tutumlari karsisinda hayiflanirlar. GÂh ayakta ve gÂh oturma halindedirler. GÂh rukûda ve gÂh secdededirler. Ne benim ugrumda cektikleri sikinti gozumden kacar ve ne de bana olan sevgileri yuzunden yakinmalari isitmemin disinda kalir.

Onlara ilk adimda bagisim su uc seydir:

«1 — Nurumun bir parcasini kalblerine sacarim da ben onlardan nasil haber verirsem onlar da benden ayni sekilde haber verirler.

2 — Gokler, yerler ve gokler ile yerlerde var olan her sey onlarin amel terazilerinin kefesine konsa butun bunlari gozlerine az gosteririm.

3 — Rizam ile onlara dogru yonelirim, kendilerine dogru yoneldigim dostlarimin onlara ne vermek istedigimi bildiklerini gorursun.»





"Ahbar-ud Davud" isimli esere gore ulu Allah (C.C.) Hz. Davud (A.S)'a soyle vahyetti:

«— YÂ Davud! Daha ne zamana kadar hep cenneti dusunecek ve bana karsi ozlem duymaya talip olmayacaksin?»


Hz. Davud (A.S), Ulu Allah (C.C)'a: «seni ozleyenler kimlerdir» diye sorar.

Allah (C.C) ona soyle cevap verir:


"Beni ozleyenler, her turlu kederden arindirip saflastirdiklarim, benden cekinmeleri icin ikaz ettiklerim ve kalblerinde bana bakabilecekleri delikler actiklarimdir.

Ben onlarin kalblerini kendi avucuma alarak goge cikaririm, sonra da seckin meleklerimi cagiririm. Hepsi hemen onumde secdeye kapanirlar. Onlara derim ki: «ben sizi bana secdeye varasiniz diye degil, benim ozlemim ile yananlarin kalplerini size gostereyim ve sizinle onlara iftihar edeyim diye cagirdim« Cunki yeryuzu halkina gunesin aydinlik sactigi gibi beni ozleyenlerin kalbi de gokte meleklerime isik sacar.

Ey Davud! Ben, ozlemlilerimin kalbini hosnutlugumdan yaratarak oz nurumla besledim, onlari kendime soz arkadasi olarak sectim. Yer yuzune onlarin vucûdlari araciligi ile bakarim. Kalblerinde bakislarini bana ulastiran bir yol actim. Bana karsi duyduklari ozlem gunden gune artar.»


Hz. Davud (A.S.) «y Rabb'i, sevgililerini bana goster» der.

Bunun uzerine ulu Allah (C.C.) ona soyle buyurur:


YÂ! Davud Lubnan dagina var. Orada genc, ihtiyar ve orta yaslilardan meydana gelen on dort kisi var. Yanlarina varinca benden onlara selÂm soyle ve onlara de ki. Rabb'iniz size soyle diyor:

«Benden istediginiz bir sey var mi? Siz benim arinmis dostlarimsiniz ve sevdiklerimsiniz. Sizin sevinmenize bende sevinirim muhabbetinize kosarim.»


Hz. Davud (A.S), bu grubun yanina varinca onlari bir pinarin basinda Allah (C.C)'in ululugu hakkinda dusunceye dalmis olarak bulur. Hz. Davud (A.)'u gorunce ondan uzak kalmak icin yerlerinden sicrayip kalkarlar. Bu sirada Hz. Davud (A.S) onlara der ki: «Ben Allah (C.C)'in size gonderdigi bir elciyim. Rabb'inizin buyrugunu size bildirmeye geldim.»

Bu sozleri duyunca yonlerini Hz. Davud (A.S)'a cevirirler. Kulaklarini ona dogru vererek bakislarini yere cevirirler. Hz. Davud (A.S) onlara «ben size Allah (C.C) tarafindan elci olarak geldim. O - size selam soyluyor ve soyie buyuruyor:


«— Bir arzunuz yok mu? Bana seslenir misiniz ki, sesinizi ve sozunuzu duyayim. Siz benim seckin dostlarim ve yakinlarimsiniz. Sizin sevinciniz beni de sevindirdigi icin sizi hosnut etmeye derhal yonelirim. Musfik, yumusak kalbli bir anne cocugu uzerine nasil titrerse size her an oyle bakarim.»

Bu sozleri duyunca hepsinin gozleri yasardi ve yaslari suzulerek yanaklarina indi.

En yaslîlari konusarak "Subhaneke, subhaneke (seni noksan sifatlardan tenzih ederim, seni noksan sifatlardan tenzih ederim). Biz senin zavalli kullariniz. Atalarimiz da senin zavalli kullarin idi. Bizi afveyle, omrumuzun su anina kadar kalblerimiz sana zikretmekten bir an bile geri kalmadi." der.

Arkasindan bir digeri de soz alarak «subhaneke, subhaneke. Biz senin zavalli kullariniz ve senin zavalli kullarinin cocuklariyiz. Binaneleyh aramizdaki muhabbete husnu nazar ederek bize minnet buyur der.

Bir baskasi, suphaneke, suphaneke biz senin kullarin ve kullarinin cocuklariyiz. Sen bizim kendi umurumuza dair bir hacetimiz olmadigini bilirken. Duaya curet edebilir miyiz, sen bize yolunda devami nasip et. Bununla bize olan bagisini tamamla der.

Arkadasin bir baskasi soze girerek «biz senin rizanin pesinde gerektigi sekilde kosamiyoruz. Comertligin sayesinde bu konuda bize yardim eyle» der.

Arkasindan bir digeri soz alarak: «Bizi bir damla bel suyundan (meniden) yarattin, bize buna ragmen ululugunu dusunebilme yetenegini bagisladin. Senin ululuguna dalanlar, celÂlini dusunenler konusmaya cur'et edebilirler mi? Nuruna yaklasmamizi istedikten sonra senden ne istemeye dilimiz varabilir ki?» der.

Arkasindan soze giren bir digeri «sevdiklerine olan bagislarinin bollugu. dostlarina yakinligin ve saninin ululugu celÂliyle sana dua etmekten dillerimiz acizdir.» der.

Arkasindan bir baskasi soz alarak «Kalblerimizi seni zikretmeye yonelten, sirf seni dusunebilmeye yatkin bir gonul anligi kazanmamizi saglayan sensin. Sana sukur hususundaki yetersizliklerimizi afveyle» der.

Arkasindan soze giren bir baskasi «dilegimizi sen bilip duruyorsun, bu dilek sadece senin vechine bakabilmektir.» der.

Arkasindan bir baskasi soz alarak: «Kole efendisine karsi nasil cur'et edebilir? Madem ki, oz comertliginin eseri olarak bize dua etmeyi emrettin. Gokyuzunun karanlik katlan arasinda sana ulasabilmek icin bize yolumuzu aydinlatacak isik da bagisla» der.

Arkasindan bir digeri soze girerek: «ibadetlerimizi kabul buyurmani ve her zaman sana ibadet etmeyi bize nasip eylemeni dileriz»

Arkasindan soz alan bir baskasi «baskalarindan farkli olmamizi saglayan uzerimizdeki nimetlerini tamama erdirmeni dileriz» der.

Arksindan bir digeri soz alarak «yarattiklarin arasinda hic bir seye ihtiyacimiz yok. Yalniz bize cemalinin vechini gorebilmeyi bagisla» der.

Arkasindan dile gelen bir digeri: «arkadaslarimdan ayri olarak senden gozumu dunyaya ve dunyalilara karsi kor eylemeni ve kalbimi Âhiretten baska hic bir sey ile ilgilenmez kilmani dilerim» der.

Arkasindan bir baskasi soz alarak «ey sani yuce ve ulu Allah (C.C)'im! Dostlarimi sevdigini artik kesinlikle ogrendim. Bize kalbimizin senden baska her sey ile ilgisini keserek sirf senin ile ilgilenmesini bagisla» der.


Lubnan dagindaki on bes Allah (C.C) sevgilisinin bu cevaplan uzerine ulu Allah (C.C.) Hz. Davud (A.S) vasitasiyle onlara soyle vahyetti:

"Soylediklerinizi duydum, isteklerinizi kabul ettim. Simdi biribirinizden ayrilin, simdi herkes kendine bir sigmak bulsun. Ben sizin iie aramdaki perdeleri kaldiracagim, boylelikle celÂlime ve nuruma bakacaksiniz.»


Hz. Davud (A.S): «y Rabb'i, bunlar ne sayesinde senin katinda bu yuksek dereceyi kazandilar» diye sorar.

Ulu Allah (C.C.) ona su cevabi verir:


«— Bu dostlarim, nail olduklari bu mertebeye benim hakkimda iyi dusundukleri icin, dunyadan ve dunyalilardan uzak durduklari icin. benim ile basbasa kalip bana yalvardiklarindan dolayi ulasmislardir.

Bu mertebeye ancak dunya ile dunyalilardan terkederek, onun ile ilgili hic bir seyi diline almayanlar, beni butun yarattiklarina tercih ederek kalbini sirf bana ayiranlar varabilir.

Boyle kullanma ben de bagisimla yonelerek nefsini diger her turlu ilgiden alikorum, nihayet onun ile aramizdaki perdeyi kaldirarak herhangi bir seye bakar gibi beni gormesini saglarim. Her an ona kerametimi gostererek onu vechimin nuruna yaklastirirm. Eger hasta olacak olsa musfik bir anne cocuguna nasil bakarsa ben de ona oyle bakarim. Eger susayacak olsa beni zikretmenin tadini taddirarak onu suya kandiririm.

«Ey Davud! Butun bunlari ona yapinca nefsini dunyaya ve dunyalilara karsi korelterek, hic birini sevmemesini saglarim. Butun ilgisi her an sirf bana yonelir, bana bir an once kevusmayi diler. Oysa ki, ben onun canini almayi istemem. Cunki o varliklarim arasinda bakislarimin yeridir. Ne o benden baskasini gorur ve ne ben ondan baskasina bakarim.

«Ey Davud, benim boyle bir kulumu gorsen, nefsi erimis, vucûdu suzulmustur. Fakat benim zikrimi duyunca kalbi hoplar ve azalari kanadlanir. Onun ile meleklerime karsi ovunurum. Gok halki onu gorunce benden daha cok cekinir ve daha cok ibadet etmeye yonelirler.

Ey Davud! izzetim ve celÂlim hakki icin boyle kulumu cennetime oturtacak ve kendisine cemÂlimi gosterip hosnutlugunu ve hosnutlulugunun da otesini saglayarak ozlemini dindirecegim!



Yine Hz. Davud (A.S)'a ait haberlerde soyle varit olmustur:

"Ey Davud! Benim sevgime yonelen kullarima de ki: «Varliklar ile aramda perde bulunmasina ragmen sizin ile aramdaki perdeyi kaldirarak bana kalb gozleriniz ile bakmanizi saglayinca daha ne istersiniz? Dinimi onlerine serince dunyanin onlardan uzak tuttugum nimetleri nedir ki? Benim hosnutlugumu kendilerine kazandirdiktan sonra insanlarin nefreti onlar icin ne mana ifade eder"?.




Yine o haberlerde soyle denilmektedir: Ulu Allah (C.C.) Hz. Davud'a (A.S.) sunlari vahyetti:

"Sen beni sevdigini saniyorsun. Eger beni gercekten seviyorsan kalbinden dunya sevgisini cikar, cunki benim sevgim ile dunya sevgisi ayni kalbde biraraya gelemez.

Ey Davud! Benim sevdigimi gonulden sev. Dunya halki ile de gorunusu idare ederek gecin, git. Dinine noktasi noktasina uy, dinî gorevlerinde baskalarina ozenme.

Benim sevgime ters dusmedigi sence apacik olan seylere yapis, fakat benim sevgim ile bagdasip bagdasmayacagi hususunda seni suphelendiren konularda bana uy da ben hemen seni dogruya yoneltip duzeltip duzeltmeye kosarim. Senin rehberin ve yol gostericin olurum. Sen istemeden sana verir ve karsilastigin sikintilarda senin yardimcin olurum.

Ben kendi nefsim hakki icin yemin ettim ki, dilek ve iradesinin hedefi onunde teslimiyet arzetmek olmayan ve bensizligi dusunmeyen, hic bir kula sevap vermem ve boyle olabilirsen zillet ve yabanciligi senden uzaklastirir ve kalbine zenginligi yerlestiririm.

Yine ben nefsim hakki icin yemin ettim ki, benim ile ilgili munasebetlerinde ameline bakarak kendine guvenen kulu, mutlaka ameli ile basbasa birakirim. Sadece amelin ile catismayan seyleri bana izafe et ki, sonra basin derde girmesin. O zaman yanindakilerin sana hic bir faydasi dokunmaz.
Beni tanimaya sinir koyma. Cunki, Onun sonu yoktur. Benden daha cok ma'rifet nuru Istersen sana veririm. Bu arada benim ma'rifetimin nurunun artisina sinir tanima.

Sonra israilogullarina bildir ki, benim ile varliklarindan herhangi biri arasinda soy bagi yoktur. Onlarin arzu ve iradeleri benim katimda deger kazansin ki, onlara hic bir gozun gormedigi, hic bir kulagin isitmedigi ve hic bir insan hayalinin canlandiramayacagi nimetler bagislayayim.

Iki gozunun arasina beni koy ve kalb gozun ile bana bak. Basindaki gozlerinle akillarina perde gerdigim kimselere bakma, onlar ona guvenerek sasirdilar bende onlari sevabimdan mahrum ederek kirlettim.

Izzet ve celÂlime yemin ettim ki, deneme ve ileriye erteleme dusuncesi ile bana ibadet etmeye girisenlere sevap vermem. Ogrencilerine karsi alcak gonullu ol. Muridlerin sevkini kiracak sekilde ileri - geri konusma. Bana muhabbet besleyenler, muridlerin benim katimdaki degerini bilseler onlarin yoluna toprak olurlerdi.

Ey Davud! Eger bir muridi icinde bulundugu sarhosluktan kurtararak ayik hale getirirsen, seni katimda «gayretli» oîarak yazarim. Benim katimda «gayretli» olarak yazdiklarim hic bir zaman yalnizliga duserek beskasina muhtac olmaz.

Ey Davud! Sozumu tut, kendi icin kendinden ibret al, onun arzularina uyma ki, sevgim ile arana perde germeyeyim. Rahmetimden kullarimin umidini kestir. Benim icin nefsinin arzularini gemle, benim nefsin arzularini boyun egmeyi sadece zayif iradeli kullarima mubah kildim.

Saglam iradeliler icin nefsin arzularina uymak ne demek! Bu tutum, bana yalvarmanin tadini azaltir. Saglam irade ve iman sahipleri nefislerinin arzularina kapildiklari takdirde, kendilerine ulasacak en hafif cezam, akillari ile arama perde germektir. Cunki ben sevdigime dunyayi lÂyik gormem. Onu ondan uzak tutarim.

YÂ Davud! Benim ile arana saskinligi ile perde koyacak olan alimi aramiza alma. Onlar beni murad eden kullarimin yol kesicileridir. Devamli oruc tutmayi nefsinin arzularim kirmada yardimci tut, sakin oruca ara vermeyi denemeye kalkisma. Cunki oruca muhabbetim kesintisizliktir.
__________________