Reenkarnasyon yasasının temeli tum varlıklar arasındaki gercek eşitliğe ve adalete dayanır. Reenkarnasyonist acıdan insanlar arasındaki tum sosyal, ekonomik ve sınıfsal farklılıklar kelimenin tam anlcımıyla gorecedir. Bir tek yaşam ele alındığında, insanlar arasında eşitsizlik gibi gorunen tum olgular aslında birer realitedir, birer bilinc durumudur. Ne var ki bircok yaşam ele alındığında varlık; oyle ya da boyle bir bicimde, bu “giysileri” kullanacak, bu realiteleri ceşitli yaşamlarında, ceşitli gorunumler ve gereklilikler kapsamında deneyimleyecektir; bir bankanın genel muduru, copcu, başbakan, tarım işcisi, posta memuru, sepet orucusu, ressam, muzisyen, apartman kapıcısı. asker, pavyon fedaisi. muhendis, fahişe, fabrika işcisi, cerrah … tum bunlar birer realitedir, Uzun bir yaşam ya da daha kısa bir sure boyunca deneyimlenecek olan bilinc durumlarıdır.
Bir sepet orucusu ile bir cerrah arasında ruhsal evrim yasasının işleyişi bakımından hicbir fark yoktur. Ruhsal evrim yasaları, her ikisini de işlerine gosterdiği ozen bakımından değerlendirir. Kac ilmek atmış, kaliteli malzeme mi kullanmış, urettiği sepet onu satın alanlarca kac yıl kullanılacaktır; ya da ameliyat ettiği hastanın icinde neşterler. gazlı bezler mi unutmuş yoksa gozalaltında işkence gormuş tutukluya. “hayır işkence gormemiştir” raporu mu vermiş …
Bu yaşamını genel mudur olarak belirli bir yaşam duzeyinde deneyimleyen bir varlık, elde edeceği ruhsal deneyim sonrasında -ve kuşkusuz gerekiyorsa- bir sonraki yaşamında hic okuma yazma bilmeyen bir tarım işcisi olup başka bir deneyimi yaşayabilir ya da genel mudurluk deneyimi sırasında aldığı ruşvetlerle oluşturduğu ve haketmediği yuksek yaşam duzeyine ilişkin aksaklığı telafi etmek icin bir sonraki yaşamında surekli maddi sıkıntı ceken bir memur yaşamını deneyimleyebilir.
Kuşkusuz boylesi orneklerde aksamadan işleyen reenkarnasyon yasası, kotu yonetilen ve memurunu. işcisini. insanını kotu koşullarda yaşamaya mahkum eden bir ulke yonetimini ve o ulkenin kotu yonetim sistemini aklamaz. Ne var ki, “Nasılsanız o ceşit yonetilirsiniz” ozdeyişindeki gibi, burada bir karşılıklı hakediş vardır. Ve reenkarnasyonlarıyla giderek daha cok ışıyan, “kendini tanıyan” ve o “nasıl” sozcuğu uzerinde, yani kendi uzerinde calışan ve kotu koşulları iyileştirmek icin uğraş veren varlık(lar)ın da bu mucadelesi gozonune alınmalıdır.
O kotu yoneticilerse bir sonraki yaşamlarında “kotu yonetilmenin” nasıl bir yaşam bicimi olduğunu yine kotu bir sistemle yonetilen bir ulkede muhakkak ki deneyimleyeceklerdir, nasıllarsa o ceşit yonetileceklerdir. Cunku reenkarnasyon yasasına koşut bicimde işleyen Karma yasası da hic aksamaz ve hukmunu verir. Bir Arap atasozunde de ifade edildiği gibi, “eden bulur” ya da “edene edilir” (men dakka dukka).
Ote yandan tek tek kişilerin Karma’ları olduğu gibi toplumların ve ulkelerin de Karma’ları vardır. Toplumlar da neden-sonuc yasası uyarınca, Karma yasasına bağlıdır. Bir ulkenin ya da toplumun gecmişindeki eylemleri, o ulkenin, toplumun ceşitli nedenlerle oluşan geleceğini de belirler. Bir ulke yonetiminin, kendi insanlarına ve oteki ulkelere yonelik ekonomik, politik, toplumsal, dostca, duşmanca tavırları o ulkenin olumlu ya da olumsuz Karmik gerekcelerini oluşturur. Ve her turlu ‘nedenin’ olumlu/olumsuz ‘sonucları’ o ulkenin, bir anlamda bilinmeyen, ‘oteki’ tarihini oluşturur.
Boylesi Karmik nedenlerle bir ulkenin icinde ya da ulkeler arasında savaşlar cıkar, imparatorluklar coker, kuraklık, aclık, sel ve deprem gibi turlu doğa olayları, olumlu/ olumsuz buyuk toplumsal değişimler, ekonomik krizler yaşanır, insan hakları ihlal edilir. O ulkede yaşayan insanlar maddi zorluklar yaşar, savaşta olurler, doğa olayları sonUcunda olurler, kendi ulkesinin insanları tarafından turlu gerekcelerle oldurulurler ya da duşuncelerinden oturu yaşamlarının buyuk bolumunu hapishanelerde gecirirler.
Tum bunlar, hem gecmişe hem de geleceğe yonelik olarak; o ulkenin ve enkame olan varlığın Karma yasasının asla şaşmaz ve kacınılmaz bir bicimde işleyişine bağlı oluşunun bir gorunumune Enkarne olan varlığın kendi Karmik gerekceleri ve doğal bir neden-sonuc zinciri ile, katıldığı toplumun Karmik gerekceleri son derece ince bir bicimde duzenlenmiş mizansenlerle biraraya gelir. Varlığın gecmiş yaşamlarından getirdiği gerekcelerle ve bundan sonrasına ilişkin ruhsal gereksinimI eriyle, enkame olduğu ailenin ve ulkenin kulturel, toplumsal, ekonomik ve politik yapısı asla raslantısal olmayan bir bicimde buluşur. Bu ilişkinin en kutlanası yanıysa, ceşitli enkamasyonlarıyla oncelikle kendini ışıtan/ışıtmaya calışan varlığın, ardından icinde bulunduğu toplumu ışıtmasıdır.
Bu ulkede olduğu gibi, ruşvet, yolsuzluk, soygun ve falili mechul cinayet gibi her turlu karanlığa goz yumanları secerek kendini yonettiren “coğunluğun”, turlu nedenlerle başına gelenleri ‘takdiri ilahi’ diye değil, ‘takdiri coğunluk’ ya da ‘takdiri Karma’ diye değerlendirmek cok daha adaletli bir yaklaşım olacaktır.
Fakat ışıyan ve ışıtmaya calışan varlık, bunun dunyasal koşullardaki bedelini de her zaman cok ağır bicimlerde oder.
Kaynak
Daha ayrıntılı bilgi icin http://bilimvadisi.wordpress.com sitesini ziyaret edin
__________________
Allahın adaleti- reankarnasyon
Dini Bilgiler0 Mesaj
●26 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Allahın adaleti- reankarnasyon