Eğer gercek muminler iseniz Allah’a ve Resulu’ne itaat edin’ (Enfal / 1)

Allahu Teal Hazretlerinin insanoğluna lutfettiği en onemli nimetlerden biri de akıldır. İnsanı diğer canlılardan ayıran bu ozellik sayesinde iyiyi kotuden, guzeli cirkinden, doğruyu yanlıştan ayırt ederiz. Medeniyetler kurmada, savaşta, barışta; işte, evde, okulda, kısacası hayatın her safhasında kullandığımız, yararlandığımız bir dayanaktır akıl. Doğru kullanılırsa insanlığa hizmet eder, yanlış kullanıldığında ise insanlık icin felakettir.

Hem tarihe, hem de gunumuze goz attığımızda gorulen manzara o ki; insanlar, akıl nimetini yeterince doğru kullanamamışlar. Aslında gecmişe donmeye pek gerek yok, yaşadığımız dunyanın hali ortada. Cinayetler, tecavuzler... Gerek ferdi planda, gerekse toplumsal bunyelerde yaşanan turlu yıkımların altında eziliyor insanoğlu. Bugun insanlığın icinde bulunduğu bunalım ve karmaşa, hayranlık uyandıran teknolojiyi uretmiş olsa bile, aklın tek başına yeterli olmadığını acıkca gosteriyor.

İnsanoğlunun bu zaafını ezeli ve ebedi ilmiyle bilen Allahu TealÂ, onu yeryuzune gonderdiği andan itibaren hak ile batılı ayırdedip, doğru yolu bulsunlar diye kitaplar ve peygamberler gondermiştir. Cenab-ı Mevla, peygamberleri vasıtasıyla insanlara, guzeli-cirkini, iyiyi-kotuyu, doğruyu-eğriyi ve hayrı-şerri oğretmiş ve insanın dunyadaki vazife ve haklarını acık olarak bildirmiştir. Boylece hem dunya hayatında, hem de sonrasında huzur ve mutluluğa ulaşmanın yolunu gostermiştir. Allahu Teal insanları yarattıktan sonra kendi başına bırakıp, mukemmel birer model olarak peygamberleri gondermeseydi, insanlık doğru yolu bulamazdı.

İlahi mesajın sonuncusu Kur'an-ı Kerim, son elci de Hz. Peygamber (A.S.) Efendimizdir.

O Peygamberler Peygamberi'nin gonderildiği doneme bakılırsa; insanların kendi elleriyle yapıp ilah diye taptıkları putlar ve bu temel yanlış uzerine kurulu bir hayat modeli. Ticari meta gibi gorulen kadınlar, diri diri gomulen kız cocukları. Kolelik ve daha nice vahşetle dolu bir hayat...

Bugun olduğu gibi o gun de akıl vardı elbette. Eğer akıl tek başına iyiyi, guzeli bulabiliyor idiyse, butun bunlar nicin oluyordu?

O gun insanlık, yaşadığı vahşet ve karanlıktan Allah'ın Rasulu etrafında kenetlenerek nasıl huzur ve aydınlığa ulaştıysa, bugun ve her devirde yine aynı şekilde kurtuluşa erebilecektir. Eğer bunun dışında bir yol olsaydı, bunca zamandır insanlık bunu bulur, aradığı huzura kavuşurdu. Oysa bugune kadar hangi felsefe, hangi fikir ve İslam'ın dışında hangi din bunu sağlayabildi? Ve nicin bugun fertler ve toplumlar boylesine bir bunalımın pencesinde kıvranıyorlar?

Dun olduğu gibi bugun de İlahi Mesaj'a ve o mesajı hayatla butunleştiren şefkatli elcinin yoluna hava kadar, su kadar muhtacız. O sebeple Sunnet kavramı buyuk onem taşıyor. Şu veya bu sebeple bu kavramı eleştirmek yerine, ancak ona sarılarak, oğrenip bugune taşıyarak, iki cihanda huzura erebiliriz. Peygamber ahlakını model, o modeli yaşayabilmek icin de Sunnet'i esas almadıkca yeryuzunde huzur, ahirette mutluluk bulma imkanı yok!

Allahu TealÂ: "Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere davet ettiği zaman, Allah'a ve Rasulune uyun" (Enfal, 24) buyuruyor.
Şimdi hayat bulma zamanı. Yaratıcımıza, O'nun icimizden secip gonderdiği rahmet peygamberine sımsıkı sarılma zamanı. Peygamber varisi rabbani alimler etrafında Allah'ın rızasına yol bulmak icin kenetlenme zamanı.

Hepimizi kovalayıp durmakta olan olum bizi yakaladığında cok gec olacak!..

Allah'ın selamı ve rahmeti uzerinize olsun.

Mehmed Saki Erol

__________________