Dun Cuma namazına giderken eski bir arkadaşı gordum.
Cıkmazda olduğu her halinden belliydi.
Cuma namazına gidiyorum bana eşlik edermisin dedim.
İsteksizce
- Gidelim! dedi

Caminin ici doluydu, dışarıda bir yer bulup oturduk

Hoca hutbede devamlı gafillerden bahsediyordu. Bizimki alışkın olmadığı icin dizlerinin uyuştuğu her halinden belli ama galet ile anlatılanlara pur dikkat kesildi.

Namaz cıkışı hem caylarımızı icerken bir kac kelam ederiz diye oturduk..
Bana gafleti sordu..

Terim anlamı aymazlık falan ama tıpkı bu gorseldeki gibi; ucurumun kenarında duşeceğini bile bile gormemek, gorememek.. Olmalı dedim

Dalgınlık, bîhaber olmak, boş bulunmak, cevrende ve hayatında olup biteni sezmemektir.

Kul olduğunu unutmak, başına gelecekleri onceden duşunmemektir.
Bu halde olana "Gafil" denir

Malum, İnsan bu dunyaya kendini VAR EDENİ tanımak uzere gonderildi.

Salih amellerle hayr işleyerek

Guzel Ahlak ile

Ve İbadet ile ALLAH'IN Rızasını kazanmak icin..

Elindeki sermayesi de; OMUR!

Omur ise; Sonsuzluk sahilinde bir ruzgÂr gibi esip, bir kuş gibi ucup gidiyor.

Bedenimiz, hayat ağacımızdan her gun duşen yapraklarla toprağa bir adım daha yaklaşıyor

Bir uyku, bir ruya, bir hayÂl gibi her şey..

Ecel tıpkı elindeki balığın(Dunya hayatı, heva, heves) cazibesine kapılmış bu adamın ardındaki gibi; her an ensemizde..

"Ecel geldi cihane, başağrısı bahane" Atasozundeki gibi; olumun yaşı yok, her yaşta başa geliyor.

İnsan ne yapıyor peki? Hayatını oyunla, oyalamayla zayii ediyor. Yarın Huzur-u Mahşerde "Omrunu, gencliğini, zamanını nerde gecirdin?" bu cetin suale rağmen..

Deryanın kıyısında ama Deryadan bîhaber adeta..

Kul olarak hic birimiz gorduğumuz hade bilmiyoruz..
Oyun bitmeden, omur bitiyor..

Omur binamızın her gun bir taşı duşmekte ama can gafil, harabeye donen beden binamızı gormuyoruz.

Bununla yuzleşmek, yani gormek de istemiyor. Keyfini bozmaktan korkuyor.

İyi İnsanlar, iyi atlara binip gittiler

Gafil ise, kervandan geri kaldı, uyuyor bir yol ortasında.
Ve uyandırılmak istemiyor.
İşte boyle bir yolcu gibi İnsan evladı...

Gaflet deryasında pusulası şaşmış kuru otlar gibi savruluyor İnsanoğlu

Beyhude işlerle, yaşandığı andan başka haz vermeyen eğlencelerle vaktini HİC ediyor.

Bir de şikÂyet ediyor zaman hic gecmiyor diye, omur biterken..

Kendisine verilen sermayeyi Ateşe atıp yakan, yavaş yanıyor diye sızlanan bir mirasyediden farkı yok gafilin..

Yanan omrudur bilmiyor.
Gecip giden kendisi anlamıyor..
ALLAH'IN Yarattığı bu gun, ay, yıllar ezelde vardı, ebedde de var olacak..

"Giden zamandır, ben bakîyim" vehim ve kuruntusuna duşen insanlar hep gelip, gittiler...
Her giden bir gun doner yurduna ama bu Oylebir gidiş ki, donuşu yok
Bu toprakların altı, kendini vazgecilmez bakî kalacağım diyenlerle dopdolu

Senden oncede vardı gokte bulut, yerde deniz

Sen yokken de baharlar, yazlar gelirdi.
O zamanda İnsanlar, zaman gecti, yok gecmiyor derler vakit oldururlerdi..

Oysa ne cabuk geciyor zaman.
Sular seller gibi.
Ve giden zamanlar geri gelmiyor.

Atalarımız, fazla uzağa gitmeyelim, dunyasını değiştiren beki Babalarımız, Annelerimiz sevdiklerimiz başka diyara gittiler...
Yerlerinde şuan biz varız.

Gokyuzune bakıyor, bulutları goruyoruz
Yere bakıyor, denizi, ağacları, dağları goruyoruz

Dağlar gibi sabit sanıyoruz kendimizi..

Halbuki hepimiz, goğe yuk olduğumuzda kayan bir yıldız gibiyiz...
SADECE BU DUNYADAN GECİYORUZ...

Cıkmazda olduğu her halinden belliydi.
Cuma namazına gidiyorum bana eşlik edermisin dedim.
İsteksizce
- Gidelim! dedi

Caminin ici doluydu, dışarıda bir yer bulup oturduk

Hoca hutbede devamlı gafillerden bahsediyordu. Bizimki alışkın olmadığı icin dizlerinin uyuştuğu her halinden belli ama galet ile anlatılanlara pur dikkat kesildi.

Namaz cıkışı hem caylarımızı icerken bir kac kelam ederiz diye oturduk..
Bana gafleti sordu..

Terim anlamı aymazlık falan ama tıpkı bu gorseldeki gibi; ucurumun kenarında duşeceğini bile bile gormemek, gorememek.. Olmalı dedim

Dalgınlık, bîhaber olmak, boş bulunmak, cevrende ve hayatında olup biteni sezmemektir.

Kul olduğunu unutmak, başına gelecekleri onceden duşunmemektir.
Bu halde olana "Gafil" denir

Malum, İnsan bu dunyaya kendini VAR EDENİ tanımak uzere gonderildi.

Salih amellerle hayr işleyerek

Guzel Ahlak ile

Ve İbadet ile ALLAH'IN Rızasını kazanmak icin..

Elindeki sermayesi de; OMUR!

Omur ise; Sonsuzluk sahilinde bir ruzgÂr gibi esip, bir kuş gibi ucup gidiyor.

Bedenimiz, hayat ağacımızdan her gun duşen yapraklarla toprağa bir adım daha yaklaşıyor

Bir uyku, bir ruya, bir hayÂl gibi her şey..

Ecel tıpkı elindeki balığın(Dunya hayatı, heva, heves) cazibesine kapılmış bu adamın ardındaki gibi; her an ensemizde..

"Ecel geldi cihane, başağrısı bahane" Atasozundeki gibi; olumun yaşı yok, her yaşta başa geliyor.

İnsan ne yapıyor peki? Hayatını oyunla, oyalamayla zayii ediyor. Yarın Huzur-u Mahşerde "Omrunu, gencliğini, zamanını nerde gecirdin?" bu cetin suale rağmen..

Deryanın kıyısında ama Deryadan bîhaber adeta..

Kul olarak hic birimiz gorduğumuz hade bilmiyoruz..
Oyun bitmeden, omur bitiyor..

Omur binamızın her gun bir taşı duşmekte ama can gafil, harabeye donen beden binamızı gormuyoruz.

Bununla yuzleşmek, yani gormek de istemiyor. Keyfini bozmaktan korkuyor.

İyi İnsanlar, iyi atlara binip gittiler

Gafil ise, kervandan geri kaldı, uyuyor bir yol ortasında.
Ve uyandırılmak istemiyor.
İşte boyle bir yolcu gibi İnsan evladı...

Gaflet deryasında pusulası şaşmış kuru otlar gibi savruluyor İnsanoğlu

Beyhude işlerle, yaşandığı andan başka haz vermeyen eğlencelerle vaktini HİC ediyor.

Bir de şikÂyet ediyor zaman hic gecmiyor diye, omur biterken..

Kendisine verilen sermayeyi Ateşe atıp yakan, yavaş yanıyor diye sızlanan bir mirasyediden farkı yok gafilin..

Yanan omrudur bilmiyor.
Gecip giden kendisi anlamıyor..
ALLAH'IN Yarattığı bu gun, ay, yıllar ezelde vardı, ebedde de var olacak..

"Giden zamandır, ben bakîyim" vehim ve kuruntusuna duşen insanlar hep gelip, gittiler...
Her giden bir gun doner yurduna ama bu Oylebir gidiş ki, donuşu yok
Bu toprakların altı, kendini vazgecilmez bakî kalacağım diyenlerle dopdolu

Senden oncede vardı gokte bulut, yerde deniz

Sen yokken de baharlar, yazlar gelirdi.
O zamanda İnsanlar, zaman gecti, yok gecmiyor derler vakit oldururlerdi..

Oysa ne cabuk geciyor zaman.
Sular seller gibi.
Ve giden zamanlar geri gelmiyor.

Atalarımız, fazla uzağa gitmeyelim, dunyasını değiştiren beki Babalarımız, Annelerimiz sevdiklerimiz başka diyara gittiler...
Yerlerinde şuan biz varız.

Gokyuzune bakıyor, bulutları goruyoruz
Yere bakıyor, denizi, ağacları, dağları goruyoruz

Dağlar gibi sabit sanıyoruz kendimizi..

Halbuki hepimiz, goğe yuk olduğumuzda kayan bir yıldız gibiyiz...
SADECE BU DUNYADAN GECİYORUZ...

__________________