1.Selamlaşmak
Selam vermek icin en kolay sunnet-i seniyye diyebiliriz. Bu kadar kolay olmasına rağmen ne yazık ki en az uygulananlardandır. Yolda yuruyen bir muslumanın tanımadığı bir mumin kardeşine selam vermesi gunumuzde şaşkınlık ile karşılanmaktadır. Bir muslumanın, musluman kardeşine selam vermesi kadar doğal birşey olabilir mi? Asıl vermezde şaşırmamız gerekir. Selam vermek sunnet, almak farz hepimiz biliriz. Ama selamı verirken de bu bilincle vermemiz gerektiğini unutmayalım. Ezbere bir ağız alışkanlığı olarak değil, bu fiilin bir sunnet olduğunu ve karşılığında sevap kazandığımızı duşunerek selamlaşalım. “Siz, iman etmedikce cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikce de iman etmiş olamazsınız. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey soyleyeyim mi? Aranızda selÂmı yayınız.” (Muslim, ÎmÂn 93)

2. Gıyabında Dua Etmek
Bir musluman yine musluman kardeşi hakkında arkasından yapmış olduğu duaya gıyabında dua denilir. Hepimiz dualarımızda aileimizi, dostlarımızı, akrabalarımızı, ummeti geciririz. Peki duyduğumuz bir ambulans sirenin de o insanlar icin şifa, bir itfaiye sirenin de sıkıntıda olan o kardeşlerimizin sıkıntılarını gidermesini Allah’tan dilemez miyiz? Musluman kardeşimizin gıyabında dua etmiş olup aynı zamanda bir sunnet-i seniyyeyi daha gercekleştirmiş oluruz.

3. Yolda Eza Veren Bir Şeyi Kaldırmak
“Ummetimin iyi ve kotu butun amelleri bana arz edilip gosterildi. İyi amelleri arasında, yoldan atılmış olan ‘eza’yı da gordum. Kotu amelleri arasında ise, (herkesin gozune carpan) yere gomulmemiş tukuruk de vardı.” (Muslim, MesÂcid, 58,) Bu hadis uzerinden duşunecek olursak eğer yolda yururken ya da arabayla gecerken; bir başkasına zarar verebileceğini duşunduğumuz bir ezayı (taş, sopa, cam vs) yoldan kaldırmamızın sunnet olduğunu ve de bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın anlayışının bir muslumana ait olamayacağını anlamış oluruz.

4. Sadaka Vermeli
Sadaka vermek icin illede başımızdan bir dert, hastalık, kaza yada kotu bir hadisenin gecmesi mi gerek? Başımızdan turlu musibetlerin gecmesini beklemeden; gorduğumuz ya da duyduğumuz ihtiyac sahibi bir kardeşimize sadaka verebiliriz. “Fakirleri araştırıp bulunuz, gorup gozetiniz.” ( Riyazus Salihin c.1, s.284.) Ayrıca dinimiz iyi maddi imkanlara sahip kişilerin; fakir ve ihtiyac sahibi kişileri bularak onların ihtiyaclarını gidermesini de bildirmektedir. “İcinizden faziletli ve servet sahibi kimseler akrabaya, yoksullara, Allah yolunda goc edenlere (mallarından) vermeyeceklerine yemin etmesinler; bağışlasınlar, feragat gostersinler. Allah’ın sizi bağışlamasını arzulamaz mısınız? Allah cok bağışlayandır, cok merhametlidir.” (Nur Suresi 22. Ayet)

5. Verilen Sozun Tutulması
Yalan yere soz vermek, vaadde bulunmak, verilen sozu yerine getirmemek munafıklık alametidir. Kur’anda da bircok ayette bahsedilmiştir soz vermekten ve tutulmasından. “Ey iman edenler! Sozlerinizi yerine getirin.” (Maide Suresi 1. Ayet) Fakat gunumuzde bu olağan bir durum haline gelmiştir. İnsanlar gercekleştiremeyeceği şeyler hakkında kesin konuşmaktan cekinmez olmuşlardır. Dolayısıyla toplumda guvensizlik aldı başını gidiyor. Oysaki bizler ozuyle, sozuyle tum filleriyle guvenilir şahsiyet; Muhammed-ul Emin Allah Rasulu Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin ummetiyiz. Bize sozunde durmamak yakışmaz. Sozumuzde duralım hem tam bir musluman duruşu sergileyelim hem de bir sunneti daha yerine getirmiş olalım. “Soz vermek borc gibidir.” (Buhari, Hibe, 18)

6. Toplumda Fısıldaşmamalı
Toplum da kulaktan kulağa konuşmak, fısıldaşmak gorgu kurallarına aykırıdır. Aslında nezaketi ve gorgu kurallarını oğrenebileceğimiz en guzel kaynak; İslam dinidir. Fakat bir coğumuz bunun farkında değiliz. Fısıldaşmayla ilgili ayetlere Kur’an da MucÂdele suresinde yer verilmiştir. Ayrıca konuyla ilgili peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin de sozlerine rastlamaktayız. İbni Omer radıyallahu anhumÂ’dan rivayet edildiğine gore Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu: “Uc kişi bir arada iken, diğerini bırakıp ikisi fısıldaşmasın.” (BuhÂrî, İsti’zÂn 45; Muslim, SelÂm 36) İşte size kolaylıkla gercekleştirebileceğiniz bir sunnet daha=)

7. Kotuluğe İyilik İle Karşılık Vermek
Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem İslam’ı tebliğ etmek icin verdiği mucadele gerek Mekke’li muşrikler gerekse Taif halkı tarafından zulme ve turlu kotuluklere uğramıştır. Buna karşılık hicbir zaman lanet etmemiştir ve şoyle buyurmuştur; “Ben lÂnetci olarak değil, Âlemlere rahmet olarak gonderildim.” (Muslim, Birr, 87) Hayatı boyunca da yaşadığı tum kotuluklere karşı af ve iyilikle mukabele ederek bizlere mukemmel bir şefkat ve merhamet orneği olmuştur. Bizler bugun bir arkadaşımızın bize soylediği bir kırıcı sozden adeta kinlenip turlu kotulukler yapar olmuşuz. “Hicbiriniz; «Ben insanlarla beraberim, eğer insanlar iyilik yaparlarsa ben de iyilik yaparım, kotu davranırlarsa ben de kotu davranırım.» diyen şahsiyetsiz kimselerden olmasın! Aksine insanlar iyilik yaparlarsa iyilik yapmak, kotu davranırlarsa haksızlık etmemek icin nefsinizi terbiye edin.” (Tirmizî, Birr, 63)

Kaynak

__________________