Varlığını eğitime adamışlardan Mustafa, universite yıllarında bir gun ruyasında bir tane siyÂhînin ayağındaki prangayı cozmeye calışıyor; ama bir turlu cozemiyordu. Efendimiz (sas) o sırada oraya geldi.
Onun gelmesiyle siyÂhînin yuzu gulmeye başladı. Ayağındaki pranga da cozuluverdi... Bunu, ruyadan uyandıktan sonra Efendimiz�in (sas) bir mujdesi olarak kabul edip yorumladı. Mustafa�ya tayin hususunda Tacikistan�a gitmesi soylendi. Fakat birden bu ruyadan sonra �Mustafa sen Kenya�ya gideceksin!� denildi. Mujdenin yolu acılmıştı. Artık Kenya, Mustafa�nın sevdası oldu. Gozleri başka bir şeyi gormez oldu ve kuheylanlar gibi koşarak Kenya�ya gitti. O artık daha cok siyÂhînin ayaklarındaki cehÂlet prangalarını cozme aşkıyla gayret ediyordu. Aradan dort sene gecti... Kardeşi Ozlem, Mustafa�ya şoyle bir mektup yazdı:
Gozumun nuru, canım ağabeyim, senden ayrılalı yıllar oldu. Hasretin bazen dayanılmaz bir hal alıyor. Catlak toprağın imdadına yetişen yağmurlar gibi, Allah�a ettiğimiz dua ve niyazlar, kor duşmuş gibi yanan sinelerimizi bir nebze olsun serinletiyor. Senin gibi bir ağabeye sÂhip olduğum icin Rabb�ime hamd ediyorum. Seni cok ozledim; ama bir gaye uğruna uzaklarda olman, duygularımın dilini bağladığı icin rahmeti sonsuz olan Rabb�ime teslim oluyorum.
Sen cok uzaklarda olsan da aslında icimizdesin. Hele guzel şeyler yaptığını, bir mum gibi etrafını aydınlattığını duydukca, kendimizi sana daha yakın hissediyoruz. Sen şimdi sadece hayallerimizi susleyen bir ağabey değil; aynı zamanda hayallerimizi gercekleştiren bir kahramansın.
Sen karşılaştığın butun zorluklara rağmen yuklenmiş olduğun vazifeyi îf etme azim ve kararlılığı icinde dunyanın t bir ucunda, gonlun sevgi ve heyecanla dolu olarak, şefkat ve merhametle, insanlığı kucaklıyor ve onlara faydalı olabilmek icin her turlu fedÂkÂrlığı yapmaya gayret gosteriyorsun.
Bir eylul akşamı, elinde bir karanfil, o sevdalı yureğinle gidiyordun. Ardında sensizliğin gozyaşları akıyordu ve sen gidiyordun, ardına bile bakmadan...
Tatlı bir huzun sarmıştı bizleri... Acı bir gulumseme vardı gul yuzunde... Acı bir ayrılık şarkısı mırıldanıyordun belki...
Sen gidiyordun... Cunku cok onurlu bir gorevin vardı yuklendiğin... Ve gittin. Hasret cekmekte gonuller, Ozlem tutmekte yanan sinelerin dumanında; Vuslatı beklerken sevenler, Ayrılık duştu bahta... Seni bekliyoruz ağabey, hem de buyuk bir ozlemle... Dualarında bir yer ver bizlere de... Allah yardımcın olsun. Kardeşin Ozlem.
Adanmışların cesur yureklerine uygun olarak arkada bıraktıkları da aynı yureklilikle onlara işte boyle destek oluyorlardı.
23.05.2005 � Abdullah Aymaz / ZAMAN
***
Ne yazık ki bu ulkede Kurlu Duzenin adamları icin hırsız olun, hortumcu olun, arsız olun, dansoz olun, her bir menem olun ama dindar olmayın.. Dindarsanız ağzınızla kuş tutsanız yaranamazsınız.. Hoş kimsenin onlara yaranmak icin Dunyanın dort bir yanında okullar actığı falan yok..
"Allah Rızası" diye bir kavram vardır.. İnanırmısınız? Bu yenmez, icilmez.. Karşılığında hic bir şey beklemeden, maddi hic bir şey almadan, sadece O(cc) nun rızası icin cabalama, O(cc) nun rızası dışında verilecek her turlu şeyi elinin tersiyle itme.. Bu devirde bunlardan kaldı mı dostlar.. Bu devirde boyle duşunenlerin adı ENAYİ değil mi dostlar..
Ama inanın bu ulkeden binlerce km uzaklarda, adını sanını bilmediğiniz, yerlerini bile gosteremediğiniz Burkina Fasolara, Cadlara, Papua Yeni Ginelere, Nijerlere, Afrikaya, Asyaya, Amerikaya, Avrupaya gidip oralarda Turk okulları acmanın mantığını bana anlatın..Neden giderler taa oralara.. Bu ulkede ODTU, Bİlkent, BOğazici gibi kaliteli universitelerin muhendisliklerini bitiren, sosyal bilimlerini bitiren, Eğitim fakultelerini bitiren gencecik kardeşler, dostlar oralarda sadece ve sadece Allah rızası icin bulunuyorlar.. Yani şimdikilerin tabiri ile gercekten Enayiler değil mi? Burada kazandıklarının 4-5 mislini alacakken neden oraya giderler ki? Bugun 65 ulkede Turkce eğitim veren, gondere Turk Bayrağının dikildiği,İstiklal Marşının soylendiği, Ataturkun adını, hayatının bile oğretildiği okullarımız var.. Bunlar Turk okulları.. Ama F.Gulenin teşvikiyle yapılması sorun işte.. Cunku Gulen bir dinci.. Cunku Gulen bu ulkede otomatikmen potansiyel suclu.. Tayyip gibi, Gul gibi, Arınc gibi.. Bir cok inanclı gibi.. Benim gibi diyeceğim ama ben kimim ki..
Turkiyedeki okullar ile alakalı bir şeyler atıp tutuyorlar da.. Şu yurtdışındaki okulları bir turlu cozemediler.. Yani bu adamcağız bu yaşında bu ulkeyi ele gecirecek tamam da neden yurtdışında bu kadar okul actı.. Bunu bir halletseler, buna bir dayanak bulsalar biraz rahatlayacaklar..
Bir de ilginc bir olay daha var.. Devleti ele gecirmeyi duşunen biri once siyasete el atar.. Oysa Gulenin bir siyasi partisi yok.. Ve doğal olarak bu noktada da dayanak yok.. Zaten Gulen, Mehmet Gundemle yaptığı roportajında bekın ne diyordu:
"Şu olumlu dunyada beni seven şu insanlara bir tek vasiyetim var.. Siyasete girmesinler.. " Şimdi siyasete girmeyi bile kendisini sevenlere yasaklayan biri nasıl Devleti ele gecirecek? Hem geciripte ne yapacak bu yaştan sonra.. Hasta hali ile.. ama gel bunu Kurulu Duzenin adamlarına anlat.. Ne diyelim.. Demek anlaşılmamak varmış..
Bir de komikler var.. Dinlerarası diyaloğu misyonerlik zanneden akıllılar var.. Onlara cevap vermeye değmez herhalde.. Onlar kendi kendilerine yazsınlar, calsınlar, oynasınlar...
Ne mutlu kendini insanlığın hizmetine adayanlara.. Siz koşmanıza bakın arkanızda koca bir Anadolu var..
Muhabbetle�
__________________
Cehalet prangalarını kırmak icin
Dini Bilgiler0 Mesaj
●43 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Cehalet prangalarını kırmak icin