Bir kadına evlenirken, evleneceği erkek tarafından verilmesi zaruri bir miktar ucret vardır. İslam da buna mehir denir. Her evlenen erkek evlendiği kadının kendisine bu ucreti vermek zorundadır. Ancak mehiri gunumuzde yanlış bir cahilliye adeti olan başlık parasıyla karıştırmamak gerekir. Başlık parasını kızın babası almakta ve kullanmaktadır. Mehir ise kadının kendisine verilmekte ve onun icin şahsına ait bir birikim olmaktadır.
Evli bir kadının kocası uzerindeki en kesin ve belirgin hakkı mehirdir. Mehir, kadına İslam'ın tanıdığı bir haktır. İnsanlar İslam'dan once bu hakka gereği kadar riayet etmedikleri gibi, bugun de neredeyse bu hakkı unutmuş gorunuyorlar. Bu hususta Cenabı Allah şoyle buyuruyor:" Kadınlara mehirlerini gonul hoşluğu ile verin." (1) "İstifade ettiğiniz kadınlara mehirlerinizi farz olarak verin."(2) Mufessir Hazin bu ayetlerin tefsirinde şoyle diyor:
Ebu Salih diyor ki: Eskiden bir adam, kızını veya bir yakınını evlendirdiği zaman mehirini kendisi alırdı ( bu gunku başlık parası gibi). Bu ayette Cenabı Allah bu durumu men etti. Bir de şoyle deniyor: Eskiler kadını aynı aşiretin icine verirlerse ona hic mehir vermezlerdi. Aşiret dışına verirlerse onu bir deveye bindirir, eşyasını da ona yuklerlerdi. Bunun dışında bir şey vermezlerdi. Cenabı Allah bunu men etti ve hakkı hak sahibine teslim etmelerini buyurdu.
Meseleye derinlemesine bakılırsa icinde bircok hikmetlerin var olduğu gorulur. Bir kere, İslam, mehiri kadının hakkı olarak tanıyınca ona mulk edinme hakkını tanımış oluyor. Ayrıca yine İslam'ın ayarlamasına gore aile reisi erkektir. İşte erkeğin, gosterebileceği taşkınlığı frenlemek icin bu mehir supabı konmuştur. Zira mehiri kadın peşinen almayabilir. Bu durumda evlenme cabucak yapılır. Fakat Olum ve boşanma anında bu alınmayan kısım otomatikman devreye girer, muacceliyet kesb eder. Yani karısını boşadığı anda belli bir miktarı -ki bu miktar anlaşmaya gore cok da olabilir- odemeye mecbur kalacağını bilen bir kimse, rast gele karısını boşamağa kalkmaz.
Demek ki mehirde bir de boşanmayı onleme manası vardır. Ayrıca peşin olsun, veresiye olsun, bir miktar mala sahip olan kadın, kendini emniyette sayar, kocasına karşı pısırıklıktan kurtulur. En azından alacağı mehir ile ustune başına bakar, evlilik hazırlıklarını tamamlar.
İmam Malik de mehirin bu sahada harcanmasını mecburi sayıyor ve şunu ilave ediyor: Halife Omer bin Abdulaziz vilayetlere şoyle bir genelge yayınladı:
Babası olsun, veya başkası olsun, bir kadını evlendirirken mehir dışında ihsan, ikram cinsinden kendisi icin istediği her şey kadınındır. Boyle bir şart gecersizdir. Meğerki kadın istememiş olsun.
Amr bin Şuayb'in dedesi, Peygamberimiz (s.a.s.)'den şu hadisi rivayet ediyor: " Herhangi bir kadın mehir, ikram, vaat gibi bir şeye istinaden evlenirse nikÂh akdinden once verilenler kendisine aittir. NikÂh akdinden sonra verilenler ise kime verilmişse onundur. Ve bir kimseye yapılan en haklı ikram kızı veya kız kardeşi dolayısıyla verilendir. " (3)
Burada iki durum var. Bazı yorelerimizde olduğu gibi kardeş yolu, amca yolu gibi şeyler, nikÂhtan once olursa, mehire taalluk ettiği ve nikahı zedeleyeceği duşuncesiyle doğru gorulmemiş ve mehirin icinde mutalaa edilerek kıza verilmiştir. Ama bu gibi şeyler nikÂhtan sonra mevzubahis oluyorsa, zararsızdır, kim icin istenmişse ona verilebilir. Hele bu kimse gelin giden kızın babası veya kardeşi ise, onlar da bu ikrama mustahaktırlar.
__________________
Belkide Bircoğumuzun Bilmediği Bir Konu "Kadınların Hakkı Mehir"
Dini Bilgiler0 Mesaj
●21 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Belkide Bircoğumuzun Bilmediği Bir Konu "Kadınların Hakkı Mehir"