Ahmed Şemseddîn Marmaravî hazretleri, 1435 (H.839) yılında Akhisar’ın Golmarmara kasabasında doğdu. 1504 (H.910) yılında sonsuzluk Âlemine goctu. Turbesi Manisa’dadır... ŞÃ‚h İsmÂil, Ehl-i sunnet îtikÂdını yıkmak icin harekete gecmişti. Bu gÂye ile Anadolu’ya “dÃ‚î” adı verilen halîfeler gondermiş, sahte şeyhler eliyle bozuk ve yanlış tarikatler kurdurmuştu. Oyle ki bu sahte şeyhler Osmanlı merkezine kadar sızdılar. Zamanın pÂdişÃ‚hı Bayezîd-i Velî (İkinci Bayezîd) sahte tarîkatlerin ayıklanarak kapatılmasını istedi. Kurulan bir mecliste şeyhlerin imtihana tÂbi tutulmasını istedi. Bu duğumu cozmek icin de Ahmed Şemseddîn hazretlerini Manisa’dan İstanbul’a dÂvet etti. Mubarek, Sultan BÂyezîd-i Velî hazretlerinin huzûruna cıktı ve Osmanlı SultÂnının da hazır bulunduğu imtihan heyetine reislik etti. O gun Ahmed Şemseddîn hazretlerinin tuttuğu şerîat suzgecinden hak ve doğru yolda bulunan şeyhler rahatlıkla gecerken sahteleri tutuldu. Bunlar mahcup ve perişan oldular. Tekkeleri kapatıldı ve yaptıkları işten menedildiler.
Ahmed Şemseddîn hazretlerine, imtihan sırasında gosterdiği kemÂl, dirÂyet ve olgunluk sebebiyle “Yiğitbaşı” lakabı verildi.

KALBDEKİ HEVÂ AĞACI!..
Ahmed Şemseddîn Marmaravî hazretleri vefat ederken talebelerine şu nasihatte bulundu:
“İnsanın kalbinde bir hev ağacı bitmiştir ki yedi dalı vardır. Her dal bir tarafa yonelir. Birincisi goze, ikincisi dile, ucuncusu kalbe, dorduncusu nefse, beşincisi ebnÂ-i cinse (diğer insanlara), altıncısı dunyÂya, yedincisi Âhiretedir. Her dalın bir ceşit meyvesi vardır. Goze yonelen dalın meyvesi harama bakmaktır. Dile yoneleninki, başkasının ayıp ve kotuluklerini soylemek, gıybet etmektir. Kalbe yoneleninki, başkalarına kin ve duşmanlık etmektir. Nefse yoneleninki, şupheli şeyler ile, haram ve mekruhları işlemektir. İnsanlara yoneleninki, onlardan ustun olmak, onları hor ve hakîr tutmak, aşağı gormektir. DunyÂya yoneleninki, uzun emel sÂhibi olmak, aş, iş, mal ve makam hırsı ile dolu olmaktır. Âhirete yonelen dal ise, uzuntu ve pişmanlıktır. İnsanda hevÂnın, arzu ve isteklerin koku bÂkidir, kalıcıdır. Elbette devamlı tÂze dallar verir. Ancak Allahu teÂlÂnın emirleri yerine getirilir, yasaklarından sakınılırsa hev ağacı kalpten sokulup atılır. Kotu huyları, ahlÂkları gidip, guzel huylar ile suslenir. Bu ise bir rehberin yol gostermesi ile mumkun olur.”


Alıntı

__________________