Yeşil sahada kemik sesleri: RUGBY NURULLAH KAYA “Maksat spor olsun!” diyen bir grup cesur genc, dal olarak kendilerine rugby’yi secmiş. Hatta daha da ileri gidip bir rugby ligi kurmuşlar. ‘Rugby de ne ki?’ diyorsanız, cevap kısa: Biraz gureş biraz futbol... Yazdan kalma bir pazar gununde İstanbul Kurtkoy’deki Erdoğan Demiroren Stadyumu’na doğru yol alıyoruz. İnsanların kendini dışarı attığı boyle nezih bir gunde, Formula 1’le tanınan Kurtkoy’de yeni yapılmış olan bir spor tesisine ulaştığımızda yemyeşil cimlerle kaplı bir sahayla karşılaşıyoruz. Pek fazla seyircinin olmadığı tribunleri, sahada dağınık şekilde dizilmiş gencleri desteklerken buluyoruz. Genclerin elinde ise oval ve deriden bir top var. Futbol topu buyukluğundeki bu top, amansız bir mucadelenin ortasına duşuyor ve elden ele geziniyor. Daha sonra oğreniyoruz ki sahadaki bu gencler ciddi ciddi kulupler kurmuş ve yaklaşık bir yıldır mac yapıyor. Sahada izlediğimiz takımlar; Bakırkoy Rugby Kulubu ile Kadıkoy Rugby Kulubu. Rugby’yi daha once uydu kanallarında izlediğimiz kadar biliyoruz. Ancak bir rugby karşılaşmasını canlı takip etmek insana cok daha farklı bir bakış acısı kazandırıyor. Sayı yapmak isteyen genclerin ilk hedefi, rakiplerinin puan cizgisine doğru ilerlemek. Adım adım toprak kazanılan bir savaş misali bu oyunda da ana gaye adım adım da olsa karşı takımın sayı cizgisini gecmek. Kısa surede oyundaki heyecana dalıyor, koşedeki yedek oyuncularla beraber hop oturup hop kalkıyoruz. Futbola gore savunma anlayışının son derece sert olduğu rugbyde, oyuncular birbirine savunma yaparken bildiğimiz gureş tekniklerini kullanmaktan cekinmiyor. Oyundaki hucum ve savunma hamlelerini gordukce icinizdeki heyecan ve adrenaliniz bir kat daha artıyor. Cevik ve suratli olan hucum oyuncusu, arkadaşlarından aldığı topla hızlı bir şekilde ileri doğru hamle yapıyor. Bu arada rakip savunma oyuncuları hucum oyuncusunu durdurmak icin var gucuyle gayret sarf ediyor. O ise topu kaptırmamak ve yere duşmemek icin elinden geleni yapıyor. Her taraftan mudahaleye maruz kalıp fazla ilerleyemeyeceğini anladığı anda topu boş alandaki arkadaşına doğru fırlatıyor. Tabii ki, kendini cimlerde yuvarlanırken bulmazsa. Eğer bulursa, vay haline… Savunma tarafından yere duşurulen bu oyuncunun ustune, rakip takımdan en az 6-7 kişi birden atlıyor. Bir anda saha harp alanına donuyor. Herkes birbiriyle sanki cenk ediyor. Ancak oyuncularda zerre kadar kızgınlık emaresi gormek mumkun değil. Oyun kuralları dışına cıkıp faul yapmadıktan sonra her şey doğal. Bu esnada olanları yakından takip eden hakem, pozisyona mudahil oluyor ve oyunu topun olduğu yerden tekrar başlatıyor. Bu sahneyi anlamanız icin şu orneği hayal etmeniz yeterli; ‘Futbol oynayan 30 pehlivanın Kırkpınar meydanında altın kemer icin verdiği mucadele...’ Pehlivan dedik ya. Bu işin dunyadaki ehillerinin 100 kilodan aşağı olmadığını oğrendiğimizde verdiğimiz orneğin ne kadar isabetli olduğunu anlıyoruz. Peki, nedir bu rugby? Nerede doğmuş ve nasıl Kurtkoy’e kadar gelmiş? Rugby, 1823’te İngiltere’de Rugby şehrinin aynı isimli okulunda doğan bir spor dalı. Okulda oğrenci olan William Webb Ellis’in bildiğimiz futbolu oynarken topu eline alıp sayı yapması ve diğer oyuncuların da bu oyunu benimsemesiyle dunya yeni bir spor dalına merhaba der. İlk etapta İngiltere’de benimsenen rugby, diğer İngiliz kokenli spor dallarında olduğu gibi İngiliz somurgelerinde de oynanmaya başlar. Rugby, kendisine bağlı 6 kıtada, 100’un ustunde ulkede, 95 federasyonla idare ediliyor. En onemli rugby turnuvası 4 yılda bir yapılan Rugby Dunya Kupası. 2007 Rugby Dunya Kupası gectiğimiz ekim ayında Fransa’da yapıldı. Buyuk heyecana sahne olan kupada Guney Afrika, finalde İngiltere’yi yenerek zafere ulaştı. Guney Afrika, 1940’lı yıllardan 1994’e kadar hukum suren ırkcı apartheid rejiminin mimarlarının, beyazların hukmettiği rugby’yi siyahlara karşı ustunluk iddialarının bir elemanı olarak kullandıkları ulkenin 1995’te şampiyon olan kadrosunda bir tane beyaz olmayan oyuncu vardı. Bugun ise şampiyon olan kadroda cok daha fazla (altı) siyahî oyuncu bulunuyor. Turkiye’de Rugby Futbol gibi rugby’de 19. yy. sonlarında Osmanlı Devleti’nde bulunan yabancı uyruklular tarafından oynanmaya başlanır. Yabancı ve Turklerin takımlar kurup maclar yaptıkları bilinmektedir. Ancak işgal ve savaş sırasında rugby kendini geliştirecek şansı bulamamıştır. Turk insanının futbola meyilli spor anlayışı, diğer branşlarda olduğu gibi rugbynin de tanınmasının onune gecer. Bundan yaklaşık 1 asır sonra 1999 yılında, Marc Mercier, Dennis Vier ve Chris Skirrow isimli uc yabancı, Turkiye’nin ilk ve tek gayri resmi rugby kulubunu ‘İstanbul Ottomans RFC.’yi kurmasıyla rugby, Turkiye’de amator duzeyde canlanmaya başlar. 2006 yılında rugby ile ilgilenmeye başlayan Fırat Lokman, Ottomans’la tanışıp antrenmanlarına katılır. Aynı zamanda cevresine rugby’yi aşılamaya başlar. Bir sure sonra doğup buyuduğu semt olan Bakırkoy’de kendi takımını oluşturma kararı alır. Antrenmanlara gelen Bakırkoy genclerinin de ilgisiyle bir takım oluşturulur. Ve Bakırkoy Rugby Kulubu 2007 yılının başında Murat Lokman onculuğunde 7 cesur genc tarafından kurulur. Rugby nasıl oynanır? Rugby, el ve ayakla oynanan, fiziksel guc gerektiren komplike bir spor dalı. Futbol sahalarından daha buyuk bir alanda 15 kişilik 2 ayrı takımla 40 dakikalık iki devrede oynanır. 1 orta, 2 yan hakem vardır. En son cizgiye top konulduğunda iki puan alınır. Eğer top direkten gecirilirse 7 puan kazanılır. Her takım forvetler ve bek’ler diye ikiye ayrılır. Rugbynin en belirgin kurallarından biri, el ile pasın sadece geriye doğru verilmesidir. Sadece ayakla verilen paslar ileriye doğru atılır. Topun yanlardan oyun sahasının dışına cıkması haline ‘lineout’ deniyor. Line out, oyuncularının yan yana dizilip, takımın ‘jumper’ını havaya kaldırıp ve ortaya atılan topu kapmaya calışmasıyla sonuclanıyor. Oyun karakteri itibarıyla cok sık penaltı kararının verildiği bir spor. Rakibe vurmak, celme takmak, boyun ve yukarısına mudahalede bulunmak penaltıya yol acan hareketler. Oyun icerisinde, topu kapmak icin sık sık yığılmalar meydana geliyor. Bunların ayakta olanına ‘maul’ yerde olanına ‘ruck’ deniyor. Rugby, oyun icerisinde en az malzemeye ihtiyac duyulan sporlardan biri. Oyuncular, rugby topu, kalın ve sağlam kumaştan yapılmış forma ve krampon dışında hicbir şeye ihtiyac duymaz. __________________