İnsan icin CenÂb-ı Hakk’ın ZÂt’ını idrÂk etmek mumkun değildir. Zira beşerî ilmin yolu, havÂss-ı hamse/beş duyu, akıl ve kalptir. Butun bu idrak kÂbiliyetlerinin kudreti ise sınırlıdır. Kudret ve selÂhiyeti sınırlı olan bir vÂsıtayla da BÂkî, Mutlak, Ezelî ve Ebedî olan bir varlık kavranamaz. Mahdut olan vÂsıtayla olan idrak, ancak mahdut olarak gercekleşebilir.
AllÂh’ın ZÂt’ı uzerinde duşunmek, kaderin sırrını ve hikmetini butunuyle cozmeye calışmak gibi beşer tÂkatini aşan işlere kalkışmak, Kur’Ân ve Sunnet tarafından men edilmiştir. Nasıl ki ilÂhî hakîkatleri tefekkursuzluk, bir felÂket sebebiyse, insanın, haddini bilmeyip imkÂn ve kudretini aşan işlere atılması da onu buyuk bir husrÂna dûcÂr eder.
Bu sebepledir ki Rasûlullah:
“Allah TeÂlÂ’nın yarattıkları ve nîmetleri uzerinde tefekkur edin, fakat ZÂt’ı uzerinde duşunmeyin! Zira siz, O’nun kadrini (lÂyık olduğu şekilde) asl takdîr edemezsiniz.”buyurmuştur. (Bkz. Deylemî, II, 56; Heysemî, I, 81; Beyhakî, Şuab, I, 136)
İbn-i Arabî Hazretleri de:
“Allah TeÂl ile alÂkalı olarak aklına hangi duşunce gelirse gelsin, bilesin ki Yuce Allah ondan başkadır.”
buyurmuştur. Zira İslÂm’ın telkîn ettiği bir gercek olarak; AllÂh’ın zÂtî sıfatlarından biri, “muhÂlefetu’n-li’l-havÂdis”, yani yaratılmış olan hicbir şeye benzememektir. Bu sebeple bizim bir insanı, mesel Âlim, Âdil gibi AllÂh’a Âit bÂzı sıfatlarla tavsif etmemiz de, ancak AllÂh’ın muhÂlefetu’nli’l- havÂdis sıfatına olan îmÂnımız sÂyesinde şirk olmaz.
Allah TeÂlÂ’yı zÂt hakîkati itibÂriyle kavramak imkÂnsız olmakla birlikte, O’nun kÂinÂt ve hÂdisÂt uzerindeki sıfat tecellîlerinden hareketle, varlığına ve birliğine aklen ve kalben vÂkıf olmak mumkundur.
İLMİN EN FAZİLETLİSİ
Her mahlûk gibi imkÂn ve iktidÂrı sınırlı olan insan icin mumkun olan ancak budur. Bu da Allah katında mu’min kabûl olunmak icin kÂfîdir. Bu sebepledir ki İslÂm Âlimleri; “İlmin zirvesi ve en fazîletlisi; mÂrifetullah, yani AllÂh’ın bilinmesidir.” demişlerdir.
Hakîkaten insan, ancak sıfattan mevsûfa, eserden muessire, sanattan sanatkÂra ve sebepten musebbibe doğru giden bir idrÂke sahiptir. İnsan bu yolla, yani her biri bir sanat hÂrikası olan mahlûkÂtına ve lûtfettiği nîmetlerine bakarak CenÂb-ı Hakk’ın azametini, kudretini ve rahmetini, kendi istîdat ve iktidÂrı olcusunde anlayabilir. Yani herkes mÂrifetullah okyanusundan ancak kabının hacmi kadar su alabilir.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Tefekkur, Erkam Yayınları
__________________
Cenab-ı hakk’ın zat’ını idrak etmek mumkun mudur?
Dini Bilgiler0 Mesaj
●31 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Cenab-ı hakk’ın zat’ını idrak etmek mumkun mudur?